Kadına yönelik şiddetle ilgili İstanbul Sözleşmesi hakkında broşürün çevirisi
Bugün günlerden 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü. Ben de bu vesileyle, halihazırda yaz(ama)dığım yüksek lisans tezimin de konusu olan ve 1 Ağustos 2014 itibarıyla yürürlüğe giren Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi) hakkında Avrupa Konseyi tarafından Ekim ayında yayımlanan 6 sayfalık broşürü çevirmek istedim. Türkiye’nin Sözleşme’yi imzalayan ve onaylayan ilk ülke olduğunu da hatırlatayım.
İngilizce ve Fransızca olarak hazırlanan broşür için tıktık.
İstanbul Sözleşmesi’nin Türkçe çevirisi için buraya, Sözleşme’yle ilgili Avrupa Konseyi sayfası için şuraya birer tık daha.
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi
Korkudan Uzak, Şiddetten Uzak
SÖZLEŞME’NİN AMACI NEDİR?
■ Avrupa Konseyi’nin kadına yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti önlemeye ve bunlarla mücadele etmeye yönelik Sözleşmesi, bu ciddi insan hakları ihlalini ele almak için yapılmış en geniş kapsamlı uluslararası sözleşme. Kadına yönelik şiddete karşı sıfır toleransı amaçlıyor ve Avrupa’da ve ötesinde güven içinde yaşanabilmesi için önemli bir adım.
■ Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve faillerin yargılanması Sözleşme’nin temel taşlarını oluşturuyor. Sözleşme ayrıca toplumun her bir üyesinin, özellikle erkeklerin ve erkek çocuklarının, davranışlarını değiştirmeleri için kalplerinde ve zihinlerinde değişiklik yapmayı amaçlıyor. Esas itibarıyla, Sözleşme, kadınlar ve erkekler arasında daha fazla eşitliğin sağlanması için yapılan çağrının yenilenmesidir. Çünkü kadına yönelik şiddet, toplumdaki kadın ve erkek eşitsizliğine dayanıyor ve anlayışsızlık ve inkar kültürü ile sürdürülüyor.
SÖZLEŞME’NİN ÇIĞIR AÇAN ÖZELLİKLERİ
■ Sözleşme, kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali ve ayrımcılığın bir türü olarak kabul ediyor. Bu, bu tür bir şiddete karşı yeterli tepkiyi vermezlerse, devletlerin, bundan sorumlu tutulacağı anlamına geliyor.
■ Sözleşme, toplumsal cinsiyet tanımı yapan ilk uluslararası sözleşme. Bu şu demek: Kadınlar ve erkekler artık sadece biyolojik olarak kadın ya da erkek değil, aynı zamanda kadın ve erkeklere belirli rol ve davranışların atfedildiği toplumsal olarak inşa edilmiş bir toplumsal cinsiyet kategorisi var. Araştırmalar, bazı belirli rollerin ve davranışların kadına yönelik şiddeti kabul edilebilir yaptığını gösteriyor.
■ Sözleşme, kadın sünneti, zorla evlendirme, ısrarlı takip (stalk), zorla kürtaj, zorla kısırlaştırma gibi suçları ceza gerektiren suç olarak tanıyor. Buna göre devletler, ilk defa, bu ciddi suçları hukuk sistemlerine dahil etmek zorunda.
■ Sözleşme, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddete karşı devletin ilgili her kurumunu ve hizmetini işbirliği içinde çalışmaya çağırıyor. Bu, kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının ayrı değil, işbirliği içinde çalışması anlamına geliyor.
SÖZLEŞME, TARAF DEVLETLERİN NE YAPMALARINI ZORUNLU KILIYOR?
Önleme
- Kadına yönelik şiddeti kabul edilebilir gösteren davranışları, toplumsal cinsiyet rollerini ve stereotipleri değiştirin;
- Mağdurlarla çalışan uzmanlara eğitim verin;
- Kadına yönelik şiddetin değişik türlerine ve onların travmaya sebep olan yapılarına karşı farkındalığı arttırın;
- Eğitimin her kademesinde, müfredata, eşitliğe yönelik eğitim materyalleri ekleyin;
- Kamuoyuna ulaşabilmek için sivil toplum kuruluşları, basın ve özel sektör ile işbirliği içinde olun.
Koruma
- Mağdurların ihtiyaçları ve güvenlikleri için bütün önlemlerin tam anlamıyla sağlanmasını güvence altına alın;
- Mağdurlara ve onların çocuklarına psikolojik ve hukuki desteği de içeren uzmanlaşmış destek hizmetleri sunun;
- Yeterli sayıda sığınma evi açın ve günün her saati kullanılabilecek telefonla yardım hattı kurun.
Yargılama
- Kadına yönelik şiddetin suç olduğunu ve uygun şekilde cezalandırıldığını güvence altına alın;
- Kültür, gelenek, din ya da sözde “namus” bahanesi ile herhangi bir şiddet eyleminin kabul edilemeyeceğini garanti altına alın;
- Mağdurların soruşturma ve yargılama sürecinde özel koruma tedbirlerinden yararlandırılmasını güvence altına alın;
- Kolluk kuvvetlerinin yardım taleplerine derhal cevap vermesini ve tehlikeli durumları gerektiği gibi yönetmesini güvence altına alın.
Bütüncül Politikalar
■ Yukarıda değinilen bütün önlemleri kapsamlı ve koordineli bir şekilde oluşturulan politikaların bir parçası haline getirmeyi güvence altına alın ve kadınlara yönelik şiddete ve ev içi şiddete karşı bütüncül politikalar önerin.
SÖZLEŞME KİMLERİ KAPSIYOR?
■ Sözleşme, yaş, ırk, din, sosyal köken, mülteci statüsü ya da cinsel yönelim fark etmeksizin, hangi çevreden olursa olsun, bütün kadınları ve kız çocuklarını kapsıyor. Sözleşme, bazı kadınların ve kız çocuklarının daha fazla şiddete maruz kalma riski taşıdığını ve devletlerin onların belirli ihtiyaçlarının dikkate alındığını güvence altına almak zorunda olduğunu söylüyor. Sözleşme ile devletler ayrıca, Sözleşme’nin, erkekler, çocuklar ve yaşlılar gibi ev içi şiddetin diğer mağdurları için de uygulanması için teşvik ediliyor.
SÖZLEŞME NEYİ SUÇ KABUL EDİYOR?
■ Sözleşme, taraf devletlerin aşağıdaki davranışları cezalandırmasını ya da yaptırım uygulamasını şart koşuyor:
- Ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik ya da ekonomik şiddet);
- Israrlı takip;
- Tecavüz de dahil olmak üzere, cinsel şiddet;
- Cinsel taciz;
- Zorla evlendirme;
- Kadın sünneti;
- Zorla kürtaj ve zorla kısırlaştırma.
■ Bu, kadına yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin özel bir mesele olmadığına dair açık bir mesaj. Aksine, mağdurun failin eşi/sevgilisi, partneri ya da aile üyesi olduğu durumlarda, aile içinde işlenen suçların özellikle travma yaratan etkisini vurgulamak için faile daha ağır cezalar verilebilir.
SÖZLEŞME’NİN UYGULANMASI NASIL DENETLENECEK?
■ Sözleşme, Sözleşme hükümlerinin uygulamada ne kadar başarılı olduğunu belirlemek için bir gözlem mekanizması oluşturuyor. Bu gözlem mekanizmasının iki önemli ayağı var: bağımsız uzman bir kuruldan oluşan Kadına Yönelik Şiddete ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu (GREVIO) ve Sözleşme’ye taraf devletlerin resmi temsilcilerinden oluşan siyasi bir kurul olan Taraflar Komitesi. Onların bulguları ve tavsiyeleri, devletlerin Sözleşme ile uyum içinde olmalarına yardımcı olacak ve Sözleşme’nin uzun süreli etkililiğini garanti altına alacak.