İçeriğe geç

İHAM: Cemevlerinin ibadethane sayılmaması, ayrımcılık yasağının ihlalidir.

by 02/12/2014

ECHR balyozİnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı (kısa adıyla Cem Vakfı) tarafından yapılan başvuruda Türkiye’nin cemevlerini ibadethane saymamasını İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (İHAS) 9. maddesinde güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğüyle ile bağlantılı olarak İHAS’ın 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının ihlali olarak kabul etti. Bugün çıkan ve Fransızca yazılan karar buradan okunabilir.

Başvurunun özeti

Başvurucu, Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı (CEM Vakfı) 1995 yılında kuruldu. Vakıf özellikle içinde kütüphane, derslik, konferans salonu ve cemevi bulunan Yenibosna Kültür Merkezi olmak üzere, Türkiye’nin değişik illerinden cemevlerini yönetiyor.

2 Ağustos 2006 tarihinde Vakfı’n yöneticisi, özel bir elektrik dağıtım şirketi olan Boğaziçi Elektrik A.Ş. Dağıtım Genel Müdürlüğü’ne (BEDAŞ) ibadethanelerin elektrik faturası ödemekten muaf olduğunu söyleyen düzenlemeye dayanarak Aleviler için ibadethane sayılan Yenibosna Kültür Merkezi’ne artık elektrik faturası gönderilmemesi için başvuruda bulundu.

BEDAŞ, 22 Ağustos 2006 tarihli cevap yazısında ibadethanelerin elektrik faturalarının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından karşılandığını belirtti.

Başvurucu, 29 Haziran 2007 tarihinde Yenibosna Kültür Merkezi’nin elektrik masraflarının Diyanet tarafından ödenmesi için dava açtı. Diyanet, Yenibosna Kültür Merkezi’nin isminde de belirtildiği üzere bir kültür merkezi olduğunu ve ibadethane olarak kabul edilemeyeceğini çünkü Alevilik diye bir din olmadığını belirtti. 27 Mayıs 2008 tarihinde Mahkeme, Diyanet’e göre sadece cami, sinagog ve kiliselerin ibadethane olarak kabul edildiğini söyleyerek başvurucunun talebini reddetti.

19 Ekim 2009 tarihinde Yargıtay da başvurucunun taleplerini reddetti ve gecikme faiziyle birlikte Vakfı’n 668.012.13 TL’lik fatura ödemesi gerektiğini söyledi.

Başvurucunun ihlal iddiaları

Başvurucu, Yenibosna Kültür Merkezi’nin cemevi olduğunu, bu yüzden ibadethane sayılması gerektiğini, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilip edilmeyeceğine Diyanet’in karar veremeyeceğini, bunun Alevilere karşı ayrımcılık olduğunu iddia etti.

Hükümet ise CEM Vakfı’nın başvuru sırasında ve hala vakıf olmaktan kaynaklanan bazı imkanlardan yararlanma hakları olduğunu ileri sürdü.

İHAM’ın değerlendirmesi

İHAM, 14. Madde ile düzenlenen ayrımcılık yasağının bağımsız bir varlığa sahip olmadığını, 14. Maddenin uygulanabilmesi için Sözleşme ya da Protokoller’de garanti altına alın haklardan biri kapsamında bir ihlalin olması gerektiğini ve 9. Madde ile güvence altına alınan din, inanç ve vicdan özgürlüğünün demokratik bir toplumdaki önemini anlatarak başlıyor.

İHAM’ın yerleşik içtihadına göre,  14. Maddenin uygulanabilmesi için benzer ya da karşılaştırılabilir durumda olan kişilere farklı muamele ediliyor olması gerekmektedir. “Din” de 14. Maddede özellikle belirtilmiş ayrımcılık dayanaklarından biridir.

İHAM’ın zorunlu din dersleriyle ilgili Hasan Eylem Zengin ve nüfus cüzdanında din hanesiyle ilgili Sinan Işık kararlarına göre, Alevilerin din ve inanç özgürlüklerini kullanma hakları İHAS’ın din ve vicdan özgürlüğünü koruyan 9. Maddesi ile güvence altındadır. Ayrıca, Yenibosna Kültür Merkezi’nde Alevilerin inançlarının önemli bir parçası olan cem yapılabilmesi için özel bir oda ve cenaze hizmeti bulunmaktadır. Cemevi, ticari bir amaç gütmemektedir. Bu doğrultuda İHAM, cemevlerinin, diğer ibadethaneler gibi, dini bir inancın ibadethanesi olduğuna karar vermektedir.

Şüphesiz din özgürlüğü, belirli bir dini grubun ya da bir dine inananların özel bir yasal statüden ya da farklı vergi statülerinden yararlanmaları anlamına gelmemektedir. Ancak İHAM, Türkiye hukukunda ibadethaneler için özel bir statü yaratıldığından bahsetmektedir.  Bu durum bazı sonuçlar doğurmaktadır. İlk olarak, ibadethaneler pek çok vergiden muaf tutulmaktadır. Elektrik faturaları Diyanet’in bütçesinden karşılanmaktadır. Ve son olarak, imar planında ibadethaneler için belirli koşulları taşımak üzere yerler ayrılmaktadır.

İHAM, cemevine ev sahipliği yapan başvurucu vakfın diğer ibadethaneler gibi yasal olarak tanınması ve korunması gerektiğini ve burada din temelli ayrımcılıktan söz edilebileceğini düşünmektedir. İHAM, diğer ibadethanelere ve cemevlerine karşı sergilenen farklı muamelenin 14. Madde altında objektif ve makul bir gerekçesi olup olmadığını inceleyecektir.

İHAM, taraf devletlerin belirli bir takdir yetkisi olduğunu, İHAS’ın hiçbir devlete ibadethanelere özel bir statü vermeyi şart koşmadığını ancak Türkiye’deki gibi devletin kendisinin özel bir statü yarattığı durumlarda belirli dini gruplara karşı ayrımcılık yapmamak zorunda olduğunu hatırlatarak başlamıştır.

Bu bağlamda İHAM, yerleşik içtihatları doğrultusunda ilk önce, taraf devletlerin bu alandaki yetkilerini kullanırken tarafsız ve bağımsız kalma, daha sonra da bu imtiyazlardan yararlanmak isteyen bütün dini gruplara adil imkanlar sunma ve ayrımcılık yapmama yükümlülüğü olduğunu vurgulamıştır.

Her ne kadar Hükümet CEM Vakfı’nın başvuru sırasında ve hala vakıf olmaktan kaynaklanan bazı imkanlardan yararlanma hakları olduğunu ileri sürse de, İHAM, ibadethane olarak tanınmadıkları için başvurucu vakfın ihlal iddialarının tatmin edilmediğini düşünmektedir.

Tüm bunlar değerlendirildiğinde, başvurucu vakfa yönelik ayrımcı muamele objektif ve makul gerekçelere dayanmamaktadır ve din temelli ayrımcılık söz konusudur. İHAS’ın 14. Maddesi, 9. Maddeyle bağlantılı olarak ihlal edilmiştir.

Diğer ihlal iddiaları, karşı oy ve tazminat

İHAM, din ve vicdan özgürlüğünü koruyan 9. Maddenin ayrıca tek başına ihlal edildiği iddiasını ise inceleme gereği duymadı. Hakim Andras Sajo ise karşı oy yazısında, Türkiye’de cemevlerine tanınan sınırlı statü nedeniyle Alevilerin din ve inanç özgürlüklerini gerektiği gibi kullanamadıklarını ve gördükleri ikinci sınıf vatandaş muamelesinin devletin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü vurgulayarak meselenin 9. Madde altında da ele alınması gerektiğini belirtti.

Başvurunun sadece Yenibosna Kültür Merkezi’nin elektrik faturalarına ilişkin olduğuna, başvurucu vakfa ödenecek tazminatın 6 aylık bir dönemde belirlenmesine karar verildi.

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: