İçeriğe geç

Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi, Türkiye raporunu yayımladı.

by 15/01/2015

cpt_heyeti_imralidan_dondu_h38663Avrupa İşkencenin ve İnsanlıkdışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT), 9 – 21 Haziran 2013 tarihlerinde Türkiye’de Ankara, Diyarbakır, İzmir, İstanbul ve Şanlıurfa’daki polis merkezlerinde, çocuk, kadın ve D, E ve F Tipi cezaevlerinde gerçekleştirdikleri periyodik inceleme sonucunda hazırladıkları raporu bugün yayımladı.

İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi için etkili soruşturma yükümlülüğünün sıklıkla hatırlatıldığı, karakol ve cezaevi gibi kişinin özgürlüğünden yoksun bırakıldığı alanlarda koşulların düzeltilmesi için tavsiyelerin verildiği rapor 64 sayfadan oluşuyor.

CPT, rapora, ziyaretin ana amaçlarından birinin gözaltına alınan ve özgürlüklerinden mahrum bırakılan kişilere karşı polislerin muamelelerini gözlemlemek olduğunu, bu yüzden ziyaret süresince on beş polis karakolu ve jandarmaya gittiklerini belirterek başlıyor.

2009’da yayımlanan raporda olduğu gibi, heyetin görüştüğü kişilerin çoğu karakolda ya da jandarmada kötü muameleye maruz kalmadıklarını ifade etmiş fakat Diyarbakır ve Şanlıurfa’da özellikle ifade sırasında polislerin tekme ve tokat attığına dair şikayetler almışlar.

Kamu görevlileri tarafından yapılacak işkence ve kötü muamelenin önlenmesinde en önemli rolün etkili bir soruşturma olduğunu belirten CPT, 6 Mayıs 2013 tarihinde Diyarbakır E Tipi cezaevine gelen bir çocuğun işkence iddialarıyla ilgili, gözle görülür yaralara sahip olmasına karşın, Diyarbakır savcısının etkili soruşturma yürütmediğini belirterek İHAM kararlarına uygun olarak soruşturmanın yeniden açılmasını tavsiye ediyor.

Kamu görevlilerinin davranışlarının ortaya konabilmesi için 1 Ocak 2011 tarihinden bu yana polisler hakkında her yıl kaç başvuru/şikayet yapıldığının ve bu şikayetlere karşı kaç tane/hangi yaptırımların uygulandığının CPT’ye bildirilmesini istiyor.

CPT, Gezi Parkı eylemleri sırasında Ankara ve İstanbul’da gözaltına alınan insanların çoğunun gözaltına alınırken yüzlerine ya da başlarına vurulduğunu, coplandıklarını, sözlü olarak taciz edildiklerini, kelepçenin çok sıkı şekilde takıldığını, hatta bir kişinin elleri kelepçeli iken yüzüne biber gazı sıkıldığını anlatıyor ve bu başlık altında özellikle kapalı alanda biber gazı kullanımına ve polisleri teşhis etmeye yarayacak numaraların kapatılmasına karşı özel bir yer ayırıyor. CPT, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişiye uygulanacak şiddetin (biber gazı ve sözlü taciz de dahil) kabul edilemeyeceğini ve bu kişilerin cezalandırılması gerektiğini vurguluyor.

Gözaltına alınırken hakların hatırlatılması, yakınlarına haber verme, avukat ile görüşme, doktor muayenesi gibi işkence ve kötü muameleye karşı temel güvencelerle ilgili olumlu yorumlarda bulunan CPT, özellikle Terörle Mücadele Kanunu’nun devreye girdiği durumlarda uluslararası hukuk bağlamında devletin yükümlülüklerini hatırlatmaya devam ediyor.

Cezaevlerinde yaptıkları görüşmelerde ön plana çıkan ise Diyarbakır ve Şanlıurfa Cezaevlerinin aşırı kalabalık olması ve hemen her cezaevinde çocuk mahpusların maruz kaldıkları kötü muamele. Hükümet, 2017 yılının sonuna kadar 125.000 kişi kapasiteli 207 yeni cezaevi yapılacağını söyleyerek bu sorunu çözeceğini belirtirken CPT, aşırı kalabalık nedeniyle mahpuslarının yaşadığı koşulların (hijyen, uyku, ısınma, havalandırma, yemek) insanlıkdışı ve aşağılayıcı kabul edilebileceğini söylüyor ve özellikle kötü muamele iddialarına karşı etkili soruşturma ve yaptırım yükümlülüğünü hatırlatıyor.

From → Haberler

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: