İçeriğe geç

İsrail Yüksek Mahkemesi, Batı Şeria’daki duvarın uzatılması kararını iptal etti

by 10/04/2015

Bu haber, BAU LAW 2018 Güncel Anayasal Gelişmeler dersi kapsamında hazırlanmıştır. Katkıda bulunanlar: Dilek Velioğlu, Pelin Kımız, Çakıl Güldal, Ayşenur Keskiner, Irmak Kepenek, Merve Kemelek, Serdar Aydemir, Mehmet Bahattin Özbaba.

İsrail Yüksek Mahkemesi (1), İsrail Hükûmeti’nin, Batı Şeria’daki duvarın (2) tarihî Cremisan Vadisi’nden geçerek uzatılmasına ilişkin tartışmalı kararını durdurdu. İsrail, bariyeri, Filistinlilerin İsrail’deki saldırılarını önlemek için inşa ediyor. İsrail Savunma Bakanlığı, duvarı, Filistinlilerin tarlaları arasından ve Vatikan’a ait toprağı da Roman Katolik Manastırı ve bir rahibe okulu arasında ayıracak şekilde uzatmayı planlamıştı. Reddedilen plana göre okul, duvarın Filistin toprakları tarafında kalacaktı. Bu nedenle öğrenciler, okula ulaşmak için askerî denetim noktasından geçecekti. Manastır, rahibe okulu ve Filistinli çiftçiler, vadinin korunması amacıyla duvarın Kudüs’e daha yakın inşa edilmesi amacıyla, Papa Francis’e doğrudan çağrıda bulunarak, yetkililere başvurmuştu. Mahkeme, hükûmetin, bariyer için daha az zarar veren bir güzergâh bulmasına karar verdi.

İsrail-Filistin çatışması (3), uluslararası bir hukuksal sorun olmaya devam ediyor. Kasım ayında BM İnsan Hakları Komitesi, İsrail’den, yakın zamanda Gazze’de gerçekleşen çatışmalarda kendi kuvvetleri tarafından yapıldığı iddia edilen ihlalleri soruşturmasını talep etti. 2014’teki çatışma 8 Temmuz’dan 26 Ağustos’a kadar sürmüş ve 100 binden fazla binanın zarar görmesine ve çok sayıda sivil dahil olmak üzere yaklaşık 2.200 kişinin ölümüne neden olmuştu. Eylül ayında İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), evlerinden edilmiş yüzlerce Filistinlinin sığındığı okullara saldırılması nedeniyle İsrail Ordusu’nu savaş suçu işlemekle suçlamıştı. Yine Eylül ayında İsrail Hukuk Merkezi (Shurat HaDin) adlı örgüt, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden, Hamas lideri Halit Meşal tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçları hakkında soruşturma açmasını talep etmişti.

Kaynak: Jurist


1) İsrail Yüksek Mahkemesi

İsrail yargı sistemi seküler ve dini mahkemeler olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır. Seküler mahkeme bir yüksek mahkeme, bir istinaf mahkemesi ve alt mahkemelerden oluşur. Dini mahkemeler yetki bakımından 2’ye ayrılır: Yahudi ve Yahudi olmayanlar için olmak üzere, çoğunlukla aile hukukuyla ilgilenir.

Seküler hukuk siteminin bir kademesi olan Yüksek Mahkeme hukuk ve ceza olmak üzere kendi içinde ayrılmaktadır fakat bunun yanında Yüksek Mahkemesi’nin idari temyiz mahkemesi fonksiyonu da mevcuttur. Bu nedenle Batı Şeria’daki duvarın uzatılması hususundaki idari karar hakkında yapılan itirazı incelemekle yetkilidir.

Alt derece mahkemeler ve istinaf mahkemelerinin yetkileri, yetkili oldukları idare bölgeyle sınırlı iken Yüksek Mahkeme’nin yetkileri tüm İsrail topraklarını kapsar.

                                                            Yüksek Mahkemenin Üyeleri

Kaynakça

Wikipedia

Comparative International Criminal Justice Systems: Policing, Judiciary, Corrections, Obi N. I. Ebbe


2) Batı Şeria duvarı ilk kez İsrail Başbakanı Ariel Şaron‘un 21 Şubat 2002 tarihinde kabine kararını kamuoyuna açıklamasıyla gündeme geldi. Amacı, terör eylemleri ve olası saldırılara karşı önlem almak olan duvar inşaatı 3 Haziran 2002’de temel olarak Yeşil Hattı takip edeceği öne sürülen 760 kilometrelik duvarın 110 km’lik kısmının inşasını onaylanarak Kalkilya-Cenin arasındaki bölgede başladı. Yapılan kabine çalışmaları sonucunda 23 Haziran 2002’de, bir oya karşı 25 oyla yeni “güvenlik konseptini kabul etti. Üç etapta inşa edilmesi planlanan duvarın ilk etabı olan kuzeyden güneye 110 kilometrelik kısım, Temmuz 2003 sonunda tamamlandı. İnşasına başlanan duvarın %85‟lik kısmı Filistin topraklarından geçmektedir. Bu yapı kısmen duvar, kısmen çit olarak tanımlanmaktadır. Kilometre başına maliyeti 1.6 milyar dolara mal olan duvarın bazı bölümleri 8 metre yüksekliğindeki beton duvarlardan oluşurken, bazı bölümleri beton temel üzerinde yükselen 5 metre yüksekliğindeki tel ve tel örgülerden oluşmaktadır. Yapının bir yanında 4 metre derinliğinde bir hendek, dikenli tel topları ve elektronik alıcılar bulunmaktadır. Ayrıca yapı boyunca, herhangi birinin geçmesi halinde ayak izinin saptanması için üzeri toprak ve kumla örtülü bir patika uzanmaktadır. Her 200 metrede bir gözlem kulesi bulunan duvar, elektrikli tel örgülerle, derin ve dört metre genişlikte hendekler ile çevrili. Duvarın yakınlarında kimsenin dolaşmaması için uzaktan kumandalı silahlar bulunmaktadır.

İsrail kabinesi 10 Temmuz 2005 tarihinde, duvarın Kudüs’e uzantısını sağlayacak başka bir projeyi daha onaylamıştır. İsrail, bu duvar ile Doğu Kudüs’ü çevrelemeyi ve Batı Şeria’dan ayırmayı amaçlamaktadır. 2010 yılına gelindiğinde, İsrail bu inşaata hala devam etmektedir. Bu projeyle, Kudüs belediye sınırları içinde olan ve vergilerini ödeyen dört Arap semti kentten ayrılmıştır. İsrail’in benzer duvarları kuzeydeki Suriye ve Lübnan sınırları ile doğudaki Ürdün sınırında da bulunmaktadır. Ayrıca, Yeşil Hat’la duvar arasında kalan Filistin, köy ve kasabalar da “kapalı askeri bölge” ilan edilmiştir.

 Yapımı tamamlandıktan sonra, bu duvarın, Berlin Duvarı’ndan 10 kat daha büyük ve 2 kat daha yüksek olacağı tahmin edilmektedir.

 http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=94923,

http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/333402.asp,

http://www.govcom.org/publications/full_list/ben-david_rogers_coming_to_terms_2oct.pdf,

http://www.hrw.org/english/docs/2004/02/20/isrlpa7581_txt.htm,


3) İsrail Filistin Çatışması Geçmişi

Birinci Dünya Savaşı’na kadar Filistin Osmanlı idaresindeydi. 1918’de İngiltere bölgeyi işgal etti. 1920’de Milletler Cemiyeti İngiltere’ye bölgenin manda idaresi için yetki verdi.1916’da İngiltere Araplara bağımsızlık sözü vermişti. Aynı zaman da 1917 yılında Yahudi halklarına da bağımsızlık sözü vermişti. Bununla birlikte İngiltere ve Fransa arasında yapılan Sykes-Picot anlaşması bölgeyi ikiye bölüyordu. 1922’de İngiltere’nin düzenlediği bir nüfus sayımı, Yahudilerin sayısının, Filistin’deki 750 binlik nüfusun yüzde 11’ine ulaştığını gösteriyordu. Bundan sonraki 15 yılda 300 bin Yahudi daha gelecekti.1929 yılında Araplar ve Yahudiler arasında çatışmalar sonucunda 133 Yahudi 110 Filistin öldü.1936 yılında Arapların tepkileri genel grevle birlikte sivil itaatsizliğe dönüştü. Yıllardır bölgedeki asıl güç olan İngiltere 1947 de sorumluluğunu Birleşmiş Milletlere devretti. Birleşmiş Milletler bu sorunu çözmek için özel komite kurdu. Komite iki devletli bir çözüm öngörüyordu. Kudüs ise uluslararası bir idare altında olacaktı. Bu plan Filistinlilerin reddetmesi nedeniyle hiç uygulanamadı. 1948 yılında İngiltere birlikleri bölgeyi terk ettikten sonra İsrail kuruldu. Gazze Şeridi, Mısır’ın elindeydi. Ürdün’de Kudüs çevresindeki toprakları ve Batı Şeria’daki toprakları ilhak etti.1964’te Filistin Kurtuluş Örgütü kuruldu.1969 Yaser Arafat’ın başkanlığında El Fetih hareketiyle birleşti.1967 yılında 6 Gün Savaşı yaşandı. İsrail, Gazze ve Sina yarımadasını,  Golan tepelerini Batı Şeria’yı ve Doğu Kudüs’ü ele geçirdi. Bunun üzerine BM Güvenlik Konseyi, 242 sayılı kararı aldı. Kararda, savaşla toprak kazanımı reddediliyor, son çarpışmalarda ele geçirdiği yerlerden İsrail’in çekilmesi isteniyordu.1967 yılında kaybettikleri toprakları geri almak için Mısır ve Suriye, İsrail’e Yom Kippur Bayramı sırasında savaş açtı. ABD, Sovyetler Birliği ve BM Diplomatik müdahalelerle ateşkes anlaşmasına varılmasını sağladı. Ekim 1973’te, BM Güvenlik Konseyi, 338 sayılı kararıyla taraflardan, biran önce çarpışmaları durdurmaları ve müzakerelere başlamalarını istedi. 1978 yılında Mısır ile İsrail arasında, Camp David Anlaşması imzalandı. Metinde Filistinlilere sınırlı özerlik verilmesi ve Sina yarımadasının Mısır’a iadesi kararlaştırıldı. Ancak özerlik uygulanamadı. İsrail işgaline karşı intifada ile kitlesel ayaklanmalar Gazze Şeridi’nden başlayıp Batı Şeria’ya yayıldı.1993 yılına kadar süren protestolarda toplam can kaybı 1000’i aştı.1993’e kadar çeşitli barış girişimleri oldu ancak başarısızlığa uğradı.1993’de Oslo barış süreci başladı. Filistinliler işgal topraklarını aşamalı çekilmeye başlamasında karşılığında İsrail Devleti’ni tanımayı kabul ediyordu. Bunun üstüne Filistin Ulusal İdaresi, yani özerlik yönetimi başkanlığında Yaser Arafat geldi. Ancak Oslo’da verilen kararların uygulanmasın da sorunlar ortaya çıktı. İki tarafında tepkileri yüzünden barış bir türlü sağlanamadı ve süreç kitlendi. Kudüs’ün durumu mülteciler yerleşimler ve sınırlar gibi nihai statü pazarlıkları sonuçsuz kalmıştı.2000’de ABD başkanlığında barış görüşmesi yapıldı ancak sonuç alınamadı. Filistinlilerin 2. intifadası sonucu İsrail Batı Şeria’ın neredeyse tamamını işgal etti.2004 yılında Uluslararası Adalet Divanı İsrail’in Filistin’le işgal ettiği topraklar üzerinde inşa ettiği duvarın uluslararası hukuka uygun olmadığı kabul etti.2005 yılında İsrail Gazze’den çekildi. Filistin’de 2006 yılında Hamas seçimle başa geldi. Ancak İsrail’in var olma hakkını tanıması ve şiddeti reddetmesi için baskı altında kalan Hamas’a yönelik uluslararası ambargo uygulandı. Hamas’ta El Fetih arasında büyük bir gerilim çatışmalara dönüştü.2007 yılının haziran ayında Hamas Gazze’nin kontrolünü ele geçirdi. El Fetih ise Batı Şeria’yı kontrol edebilen bir hükümet kurdu.

From → Haberler

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: