Slovakya Anayasa Mahkemesi, Elektronik İletişim Kanunu’nun vatandaşların kitlesel takibini sağlayan maddelerini iptal etti

Bu haber BAU LAw 2018 Güncel Anayasal Gelişmeler dersi kapsamında hazırlanmıştır. Katkıda bulunanlar: Çakıl Güldal, Dilek Velioğlu, Anılay Atay, Irmak Kepenek, Banu Şenyiğit, Merve Kemelek, Aminat Bisultanova, Pelin Kımız, Serdar Aydemir, Mehmet Bahattin Özbaba, Elif Uçan, Gözde Selçuk.
Slovakya’da vatandaşların kitlesel olarak izlenmesini sağlayacak geniş ölçekli bir kanun (bilgi toplama olarak biliniyor) artık tarih oldu. Slovakya Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, vatandaşların kitlesel olarak izlenmesinin anayasaya aykırı olduğunu açıkladı. Karar, Slovakya merkezli bir düşünce kuruluşu olan European Information Society Institute (Avrupa Bilgi Toplumu Enstitüsü) adına, 30 milletvekilinin açtığı dava sonucunda verildi.
Gizli yapılan oturumda Anayasa Mahkemesi Büyük Dairesi, Elektronik İletişim Kanunu’nun (Kanun no. 351/2011) mobil ağ sağlayıcılarına kullanıcıların iletişimlerini takip etme yükümlülüğü getiren 58. kısmındaki 5, 6 ve 7. maddeleri ve 63. kısmındaki 6. maddenin (1) ve aynı şekilde, bu bilgilere erişimi sağlayan Ceza Kanunu’nun (Kanun no. 301/2005) 116. kısmının ve Polis Kuvvetleri Kanunu’nun (Kanun no. 171/1993) 76. kısmının 3. maddesinin, vatandaşların anayasa tarafından güvence altına alınan özel yaşamın ve kişisel verilerin gizliliği haklarını ihlal ettiğine karar verdi. Bunun bir sonucu olarak, söz konusu düzenlemeler bağlayıcı etkilerini kaybetti.
Slovakya Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin kararı, Avrupa Adalet Divanı’nın, Veri Saklama Yönergesi’nin geçersiz olduğunu bildirmesinden (2014 baharında) neredeyse 1 yıl sonra yayınlandı. Bu sırada, Slovakya Anayasa Mahkemesi önleyici tedbir (2) olarak gecikmeksizin yürütmeyi durdurmuştu. Bugün Slovakya’da veri toplama tamamen imkansız hale gelmiş durumda.
Kaynak: EISi
1) Elektronik Haberleşme Kanunu
58. Kısım
(5) Alt Bölüm 7’nin altındaki amaçlar doğrultusunda, trafik verilerini, konum verilerini ve iletişim kurma tarihinden itibaren iletilen partilerin verilerini korumak zorundadır.
a) İnternet girişi, elektronik mail girişi ve internetten telefonlaşma durumunda 6 ay,
b) Diğer iletişim tipleri durumunda 12 ay
(6) İnternet sağlayıcısı, bir ağ veya servis sağlayıcısının elinden geçirdiği bilgileri Alt Bölüm 5’e göre tutacaktır.
Başarısız çağrıları ve internet bilgilerinide saklayacaktır. Bağlanmayan çağrılarla ilgili bilgiler saklanmayacaktır. Servis sağlayıcısının saklaması gereken bilgiler bu Alt Bölümde ve ikinci ek bölümde listelenmiştir.
(7) Yazılı istek üzerine, servis sağlayıcısı, terörizm yasadışı ticaret ve organize suçlar ve bilgi sızdırma ile ilgili suçlarla ilgili ceza kovuşturması ve soruşturmalarına gecikmeden sakladığı bilgileri paylaşmakla yükümlüdür.
63. Kısım Telekomünikasyon Gizliliği
(6) Sağlayıcı, yazılı istek ve mahkeme onayıyla veya mahkeme kararıyla telekomünikasyon gizliliği altında korunan bilgileri başka devlet organlarına sağlamakla yükümlüdür. Kaybolmuş kişileri ve çalınmış motorlu araçları aramak için gerekli bilgiler özel bir hükümle düzenlenmiştir. Sağlayıcı, bu bilgileri diğer devlet organlarına yazılı bir biçimde veya şifreli elektronik form halinde ve anlaşılır bir biçimde sağlamakla yükümlüdür. Bilgilerin sağlandığı devlet organı, fiziksel iletimlerin maliyetini karşılayacaktır.
2) 24 Nisan 2014’te, Veri Saklama Yönergesi’nin Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından yürürlükten kaldırılması üzerine Slovakya Anayasa Mahkemesi uygulamayı askıya almıştır. Slovakya Anayasa Mahkemesinin bu uygulaması nedeniyle karara bağlanmamış olan dava (PL. US 10/2014) için Avrupa Bilgi Toplumu Enstitüsü tarafından başlatılan desteğe parlamentonun 30 üyesi katıldı. Ekim 2012’den beri dava beklemesine rağmen, Mahkeme bunu önleyici tedbir olduğuna ve daha fazla inceleme yapmak için davayı kabul edeceğine karar verdi.
Bu ön askıya alma uygulamasının anlamı, muhafaza edilen yasalar hala resmen geçerli olduğu ancak Mahkeme şikayetin esasına ilişkin karar verene kadar hiçbir hukuksal etkilerinin olmayacağıdır. Mahkeme, şimdilik bilgilere erişime ilişkin hükümleri bırakarak, zorunlu veri saklamaya ilişkin hükümleri askıya almıştır.
Bu şu anlama geliyor ki, elektronik haberleşme sağlayıcıları, kullanıcılar ile ilgili veri depolamak hakkında olan yasal yükümlülüklerini kaybedecek. Mahkeme elektronik haberleşme ile ilgili davayı çözene kadar kullanıcıların meta-verilerini depolamalarına gizlilik ve sınır getirilecektir.
Bu hafta, EISi, Avrupa Adalet Divanı’nın Digital Rights Ireland C-293/12 ve Kärntner Langesregierung C-594/12 kararlarıyla ile ilgili bir bildiri yayınlamıştı. Bu bildiriye göre, ilk iddia olarak; Anayasa Mahkemeleri birliği ulusal veri saklama mevzuatını gözden geçirirken bu mevzuatın insan haklarına bağlı kalması gerektiğini çünkü veri saklamanın genel veri koruma çerçevesinde öngörülen bir istisna olduğunu ve bunun da Avrupa Birliği şartlarının 51-1 maddesinin kapsamına girdiğini belirtmektedir. İkinci olarak Avrupa Adalet Divanı bu kararın, üstünü örterek gelişi güzel veri tutmayı reddetti.