Kanada Yüksek Mahkemesi arama kararı olmadan girilen evdeki delillerle kurulan mahkumiyeti bozdu

Konut dokunulmazlığı hakkını güçlü bir şekilde savunan Kanada Yüksek Mahkemesi, evinde dört adet dolu silah ve yüksek miktarda ecstasy, kokain ve metamfetamin yakalanan kişinin mahkumiyetini, evine arama izni olmaksızın girildiği gerekçesiyle kaldırdı.
Dava, polisin, hukukun karmaşık alanlarında ani kararlar vermesi durumundaki sorumluluğu ve bu tür kararlar aldığında oynadığı riskli kumarla ilgili. Ve dava, 20 yıl önce, bir cinayetten kısa bir süre sonra polisin bir adamın römorkuna girdiği ve Michael Feeney’yi kanlı bir gömlek içinde ve mağdurun yatağının altındaki parasıyla bulduğu bir olayın yansıması. Bay Feeney ikinci derece cinayetten suçlu bulunmuş, ancak Yüksek Mahkeme, polisin bir mahkeme emri çıkartması gerektiğini söyleyerek mahkumiyet kararını kaldırmıştı.
Mevcut dava, öncekinde olduğu gibi, hakimlerin önemli ama az bilinen rolüne vurgu yapıyor. Haklar ve Özgürlükler Şartı uyarınca polisin yasadışı yaptığı bir arama sonucunda elde ettiği kanıtlar bir mahkemede hâlâ kullanılabilmekte, ancak hakim, söz konusu delillerin kullanılmasının mı yoksa dosyanın dışında tutulmasının mı adalet sisteminde kamunun güvenine daha fazla zarar vereceğini kararlaştırmalı.
5’e karşı 2’ye alınan kararını ve Feeney davasını gerekçe göstererek çoğunluk için yazan Russell Brown, yasanın, bu tür arama kararı olmadan yapılan ev baskınlarını uzun zamandan beri düzenlediğini belirtti. Brown’ın ifade ettiği üzere, “şayet durum tutuklama ve bir arama kararına başvurmak için yeterince ciddi değildiyse, o halde, bir arama kararı olmaksızın bir özel mülke girecek kadar da ciddi olamaz.” Polis bunu daha iyi biliyor olmalıydı ve kanıt dosyadan çıkarılmak zorundaydı.
Ancak iki muhalif üye, aramanın yasadışı olduğu konusunda çoğunluğa katılırken, polisin, yeni hukuksal sorunlara yol açan bir olayda hukuken izin verildiğini düşündüğü şekilde hareket ettiğini ve, bu nedenle, delillerin kullanılmasına izin verilmesi gerektiğini ifade etti. Sonuç olarak, muhalif üyeler hem duruşma hakemi hem de British Columbia İstinaf Mahkemesi’nin Langley’deki Brendan Paterson’un dairesinin aranmasının yasal olduğunu savundu. Peki polisin nasıl haberdar olması beklenirdi?
Yargıç Clément Gascon tarafından desteklenen Yargıç Michael Moldaver, çoğunluğun görüşüne muhalif olarak durumu “Diğer bir deyişle, polis Yargıtay ve Temyiz Mahkemesi’nin 3 yargıcının bilmediğini bilmeliydi.” şeklinde, biraz da iğneleme yaparak özetledi.
Bunun ardından Yargıç Moldover, “deneyimli yargılama ve temyiz hakimlerinin bilgeliğini ve eğitimini aşan bir standart karşısında polisin tutumunun yargılanması” yerine, polisler, savcılar, hakimler ve savunma avukatları için yasayı açıklığa kavuşturmak amacıyla, çoğunluğa “Mahkemenin görevi:” ile ilgili bir konuşma yaptı.
Dava, 10 yıl önce polisin, Yüksek Mahkeme üyesi bütün yargıçlara göre iyi niyetle, bir dizi olay sonucu arama emri olmadan Paterson’ın evine girmesiyle başladı. İlk önce bir kadın ağlayarak ve acı içinde 911’i aradı. Daha sonra kadının annesi polislere kadının erkek arkadaşı Paterson’ı görmeye gitmesini söyledi. (Kadının kendisi düştüğünü söylemişti.) Polis kapıyı çaldı ve Paterson cevap verdiği zaman marihuana kokusu aldı. Koku hakkında soru sormaları üzerine üç marihuana izmariti getireceğini söyleyerek onları geri çevirdi. Polis eğer esrar kullandıysa onu “davasız” olarak bilinen bir yakalamada suçlamayacaklarını söyledi.
Ancak kadının annesinin polislere adamın bir silahı olduğunu söylemesi, ve polislerin adamın marihuanayı yok etmesinden endişe etmesi nedeniyle, iki memur ön kapıyı kapatmasına izin vermedi, ve bunun yerine, içerisinde silahlar ve uyuşturucu buldukları eve girdi. (Karşıoy yazısında YArgıç Moldaver el konulan eşyaları listeledi: Toptan fiyatı 31.200 $ olan kokain; 5.800 $’lık metamfetamin; 17.466 $ değerinde 9.000 adet ecstasy hapı; bir adet dolu Smith and Wesson; silah kulüplerinde dahi yasaklanmış olan 38 adet özel revolver ve üç adet başka dolu silah.) Adamı gözaltına aldılar ve evini aramak için telefonla bir arama kararı aldılar.
Yargıç Moldaver, “davasız” yakalamayı içeren daha önce hiç bir örnek olmadığından polisin sorunu olay yerinde çözmeye çalıştığını ifade etti. Ayrıca Moldaver, bir gün mahkemelerin, bir mahkumiyete neden olan delillerin dosyadan çıkarılması gibi kesin bir adımın atılması yerine, cezanın indirilip indirilmemesini tartışabilmesini önerdi.
Brown, Başbakan Stephen Harper’ın mahkemeye atadığı son ve en muhafazakar yargıçtı. Karar, bazı ceza davalarında nerede duracağına dair ipuçları içeriyor. Bir hukuk profesörü olarak, muhafazakar bakış açısıyla, özel arazilerin hükümet tarafından kamulaştırılmasına sert şekilde karşı çıkmıştı ve şimdi, sivil özgürlükler ve özel alan savunusunu ceza hukukuna doğru genişlettiği görülüyor.
Alberta Üniversitesi’nde hukuk öğreten Steven Pennet, delilin dosyadan çıkarılması konusunu inceledi; bir söyleşide, yasadışı arama olaylarının üçte ikisinde mahkemelerin delili dosyadan çıkardığını ifade ediyor. Penney’e göre Paterson davası “polise, eğer birinin evine arama kararı olmaksızın gireceksen, o halde bir güvenlik sorunu olduğuna veya arama kararı almak için uğraşırken değerli bir delilin kaybolacağı veya yok edileceğine inandıracak ciddi gerekçelerinin olması gerektiği mesajı gönderiyor.”
Kaynak: The Globe and Mail
Bu haber, BAU Hukuk Fakültesi LAW 2018 Current Constitutional Developments dersi kapsamında Tuğçe Ülgütol, Ezgi Ünlügedik, Mertcan Kaşıkcı, Furkan Yılmaz ve Ali Uzunöz tarafından çevrilmiştir.