2017’de İHAM’ın Türkiye’ye Karşı Verdiği İhlal Kararları ve Türkçe Özetleri
Merhaba,
Devam eden olağanüstü halin ve her alana sızan kanun hükmünde kararnamelerle hukuksuzluğun gölgesinde bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Aşağıda bütün bu hukuksuzlukları yargıya taşıyacak avukatların ve insan hakları savunucularının başvurularında ya da kendilerine karşı açılan soruşturma ve davalarda kullanması amacıyla 2017 yılında İHAM tarafından Türkiye’ye karşı verilmiş bütün ihlal kararlarını, bazı önemli kabul edilemezlik kararlarını ve gelecek başvurularda kullanılması amacıyla Hükümet’ten savunma istenilen bazı önemli başvuruları bulacaksınız. Artık geleneksel hale getirdiğimiz bu çalışmada kararları İHAS’ta yer alan madde başlıkları ve sırası altında, kronolojik olarak özetledim. Karar adlarının üzerine tıkladığınızda kararların Türkçe çevirilerini bulabilirsiniz. Henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olan kararlar çevrildiğinde buraya da ekleyeceğim.
2014 yılında, 2015 yılında ve 2016 yılında İHAM’ın Türkiye’ye karşı verdiği ihlal ve bazı kabul edilemezlik kararlarını da buradan okuyabilirsiniz.
2016’dan bu yana kadın hukuk fakültesi öğrencilerini insan hakları ve anayasa hukuku alanında çalışmaya teşvik etmek için her ay onlarla birlikte düzenli olarak AYM ve İHAM kararlarını bültenler halinde yayımlamaya devam ediyoruz. Her ayın ilk haftası, bir önceki ay çıkan önemli AYM ve İHAM kararlarını paylaştığımız bültenlerin tamamına buradan ulaşabilirsiniz: https://anayasagundemi.com/tag/bulten/
Daha iyi bir yılda görüşmek üzere.
Cezasızlıkla mücadele edenlere
Yaşam Hakkı ve Etkili Soruşturma Yürütme Yükümlülüğü
Önkol v. Türkiye, Başvuru no. 24359/10, Karar tarihi: 17.01.2017
2009 yılında Diyarbakır’da henüz 12 yaşındayken havan topuyla öldürülen Ceylan Önkol’un yaşam hakkının ve daimi arama kararı verilerek faillerinin hala bulunamaması nedeniyle etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiği iddiası – Yaşam hakkı ve soruşturma yürütme yükümlülüğü ihlali yok.
Cengiz ve Saygıkan v. Türkiye, Başvuru no. 26754/12, Karar tarihi: 24.01.2017
Zorunlu askerlik hizmeti sırasında basında ateşli silahla ağır şekilde yaralanmış olarak bulunan ve kaldığı hastanede hayatını kaybeden yakınlarının askerde fırında çalıştığını, kendisine silah verilemeyeceğini, ölüm nedeninin intihar değil öldürülme olduğunu iddia eden başvurucuların yaptıkları itirazların ‘başkası tarafından öldürüldüğünü gösteren delil olmadığı’ gerekçesiyle reddedilmesi – Yaşam hakkı ihlali
Güzelyurtlu ve Diğerleri v. Kıbrıs ve Türkiye, Başvuru No. 36925/07, Karar Tarihi: 04.04.2017
Başvurucuların yakınları olan Kıbrıs Türkü kökenli ve Güney Kıbrıs vatandaşı Elmas, Zerrin ve Eylül Güzelyurtlu’nun 15 Ocak 2005’te Lefkoşa-Larnaka otoyolunda bir cinayete kurban gitmesi, bunun üzerine Kıbrıs Rum kesimi otoritelerinin derhal cinayeti soruşturmaya başlaması, gerekli koruma tedbirlerinin alınması ve delillerin toplanması üzerine hızlı bir şekilde sekiz adet şüphelinin tespit edilmesi, bunun üzerine yurt içinde ve Avrupa genelinde arama emri çıkarılması ve Kıbrıs Rum kesimi polisinin talebi üzerine Interpol’ün şüpheliler hakkında kırmızı bülten yayınlaması, sekizinci şüphelinin sınırda yakalanıp sonrasında delil yetersizliğinden serbest bırakılması, soruşturmanın Kıbrıs Rum kesiminin kontrolü dışındaki bölgelere genişletilmesi, dosyanın kalan şüphelilerin tutuklanmasına kadar beklemeye alınması, ardından dosyanın sorgu hakimine intikali ve tahkikatın açılması, sorgu hakiminin dosyayı tekrar başsavcıya intikal ettirmesi, son kertede Kıbrıs Rum kesimi otoritelerinin altı şüpheli hakkında Türkiye’den iade talebinde bulunması fakat Türkiye’nin Kıbrıs Rum kesimini devlet olarak tanımama tutumundan ötürü talep karşısında sessiz kalması;
Mağdurların cenazelerinin KKTC’ye götürülmesinin ardından KKTC otoritelerinin eş zamanlı olarak soruşturma açması, 2005 Şubatının sonuna kadar tüm şüphelilerin tutuklanması, yedi şüphelinin evlerinin aranması, şüphelilerin ifadelerinin alınması ancak delil yetersizliğinden ötürü serbest bırakılmaları, delil toplanmaya devam edilmesi, önceden serbest bırakılan beşinci şüphelinin Türkiye’de tutuklanarak sorguya çekilmesi ancak yine delil yetersizliğinden ötürü serbest bırakılması, şüphelilerin serbest kalması üzerine KKTC otoritelerinin dosyaya “çözülmemiş” şerhi düşmesi, 2010 yılında birinci ve ikinci şüphelilerin tekrar ifadelerinin alınması, Kıbrıs Rum kesiminde yürütülen soruşturmaya ilişkin dosyanın mahkeme kanalıyla ulaştırılmasından ve alınan ifadelerden sonra KKTC başsavcısının soruşturma dosyasını tekrar incelemesi ancak yine delil yetersizliğinden ötürü kovuşturmaya başlanamaması;
İki tarafta da soruşturmaların durma noktasına gelmesi ve aralarındaki hassas politik durumdan ötürü tarafların işbirliği yapmamaları, sürece işlerlik kazandırmak için Kıbrıs Birleşmiş Milletler Barış Güçlerinin iki taraf arasında aracı olmayı kabul etmesi, ancak tarafların ısrarcı tutumları nedeniyle bu aracılığın da bir sonuç vermemesi ve dava dosyasının son sekiz senedir hiçbir işlem yapılmadan beklemesi, bu nedenlerle İHAS’ın 2. maddesinin maddi ve usuli boyutunun ve ayrıca 2. maddenin usuli boyutuyla ilişkili olarak 13. maddenin ihlal edildiği iddiası – Davalı tarafların ayrı ayrı yürüttükleri soruşturmalar bakımından 2.maddenin usuli boyutuna ilişkin ihlal bulunmamakla birlikte, iki tarafın işbirliği yapmadaki başarısızlığı nedeniyle yaşama hakkının usuli boyutu bağlamında ihlali. [Mahkeme somut olayda 2. maddenin maddi boyutuna ve 13. maddeye ilişkin ihlal iddialarını incelemeye değer bulmamıştır.]
Sarur v. Türkiye, Başvuru no. 55949/11, Karar tarihi: 02.05.2017
21 Ekim 2005 tarihinde, henüz 16 yaşındayken, sınıra yerleştirilen mayının patlaması üzerine yüzü ve ellerinden ciddi şekilde yaralanan, ellerini ve gözünü kaybeden başvurucu hakkında İdil savcısının başvurucunun kendi suçu olduğu ve babasının şikayette bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı vermesi, İdare Mahkemesi’nde ve Danıştay’da açılan tazminat davasının ise etrafı dikenle ve uyarılarla çevrili araziye başvurucunun bilerek girdiği gerekçesiyle reddedilmesi – Yaşam hakkı ihlali yok.
Sinim v. Türkiye, Başvuru No: 9441/10, Karar Tarihi: 06.06.2017
Başvurucunun eşinin, taşıma için anlaştığı bir şirketin nakliyat aracında, aracın seyir halindeyken gerçekleşen kaza sonucunda araçtaki başka bir şirkete ait ve yanıcı nitelikli olduğu sonradan anlaşılan malları da taşırken yanması sonucu maruz kaldığı yanıklardan ötürü hayatını kaybetmesi, başvurucunun, eşinin taşınan diğer malların yanıcı olduğu konusunda uyarılmadığı ve bu malların hukuka aykırı biçimde taşındığı gerekçesiyle üretici ve taşıyıcı şirket ile kamyon sahibi alt taşıyıcı A.S. hakkında savcılığa şikayette bulunması ve soruşturma süreci hakkında bilgilendirilmeyi talep etmesi, AS.’nin de asıl taşıyıcı olan kiracı şirket ile alıcı ve satıcı hakkında taşınan maddelerin niteliğini gizledikleri ve ölümcül kazaya sebebiyet verdikleri gerekçesiyle savcılığa şikayette bulunması, başvurucunun yanıcı malların üreticisini savcılığa ayrıca şikayet etmesi, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda kazanın tek sorumlusunun kamyonun ölen sürücüsü olduğunun tespit edilmesi üzerine, sadece bu rapora dayanılarak ve müdahil şirketlerin sorumluluğu araştırılmaksızın başvurucunun şikayetine yönelik soruşturma hakkında takipsizlik kararı alınması, başvurucunun bu kararı kendi girişimiyle öğrenmesi ve karara itiraz etmesi, itirazının reddi, başvurucunun savcılığa olayın gerekli şekilde araştırılması için defalarca başvurması ancak şikayetçi olarak dikkate alınmaması, takip eden süreçte savcılığın talebi üzerine Adli Tıp Kurumundan alınan raporlara dayanılarak olaya müdahil şirketler hakkında delil yetersizliğinden ötürü ve başka herhangi bir gerekçe sunulmadan takipsizlik kararı alınması, başvurucunun Adli Tıp Kurumu raporuna ve takipsizlik kararına söz konusu şirketlerin sorumluluğunun yeterince araştırılmadığı ve olaya adi bir trafik kazası gibi muamele edildiği gerekçesiyle itiraz etmesi ve itirazlarının reddedilmesi, ayrı olarak asliye hukuk mahkemesinde açılan hukuk davasında Adli Tıp Kurumundan gelen iki çelişkili rapor üzerine atanan bilirkişilerin üretici ve taşıyıcı şirket ile alt taşıyıcıyı da kamyon sürücüsüyle birlikte sorumlu bulması sonucunda mahkemenin başvurucu lehine tazminata hükmetmesi için ayrıca bilirkişi ataması ve İHAM önündeki inceleme sürerken asliye hukuk mahkemesindeki davanın devam etmesi, başvurucunun yetkili mercilerin eşinin ölümü hakkında etkili bir soruşturma yürütmediği gerekçesiyle İHAM’a başvurması – Mahkeme, yürütülen ceza soruşturması bakımından etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne aykırı davranıldığı sonucuna vararak İHAS’ın 2. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Karataş ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 46820/09, Karar tarihi: 12.09.2017
27 Eylül 2007’de Yenibaş köyünde askerler tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybeden Bülten Karataş ve ağır yaralanan Rıza Çiçek’in ölümü ve yaralanmasına karşı başlatılan soruşturmada Elazığ askeri savcılığının askerlerin ifadesine dayanarak Aralık 2008’de askerler hakkında takipsizlik kararı vermesi ve bu kararın Mart 2009’da askeri mahkeme tarafından onanması, Rıza Çiçek’in örgüte yardım suçundan tutuklanması – Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü ihlali
Binnur Uzun v. Türkiye, Başvuru no. 28678/10, Karar tarihi: 19.09.2017
30 Mart 2002 tarihinde terk edilmiş bir inşaattan düşerek hayatını kaybeden Ufuk Uzun’un ölümüne karşı savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermesi – İdarenin terk edilmiş inşaat halindeki binanın güvenliğini almaması nedeniyle yaşam hakkı ihlali
Güler ve Tekdal v. Türkiye, Başvuru no. 65815/10, Karar tarihi: 10.10.2017
12 Eylül 2008 tarihinde evden çıkan, ertesi gün evin yakınında bir köyde yanında mermi dolu silahla cenazesi bulunan başvurucu yakınının PKK üyesi olduğu iddiasıyla ölümü hakkında soruşturma başlatılmaması – Yaşam hakkının ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlali
Mehmet Hidayet Altun v. Türkiye, Başvuru no. 48756/11, Karar tarihi: 14.11.2017
Zorunlu askerlik hizmeti sırasında 13 Nisan 2008’de anksiyete atağı geçiren ve Girne Hastanesi’nin psikiyatri servisine kaldırılan Resul Altun’un ertesi gün epilepsi krizi geçirip bilincini kaybetmesi üzerine 15 Nisan 2008’de Ankara GATA Askeri Hastanesi’ne kaldırılması ve 30 Nisan 2008’de epilepsi krizi sonrası oluşan komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmesi – Yaşam hakkı ihlali yok. [Ailenin açtığı tazminat davasında Askeri Yüksek Mahkemesi heyetinde iki askeri üyenin bulunması nedeniyle Mahkeme, tarafsız ve bağımsız mahkeme bağlamında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.]
Delibaş v. Türkiye, Başvuru no. 34764/07, Karar tarihi: 14.11.2017
17 Ağustos 1999’da Düzce’de meydana gelen depremde binanın çökmesi sonucu hayatını kaybeden kızının ölümü nedeniyle binanın müteahhidi ve mimarı hakkında başlatılan soruşturmada 21 Şubat 2007 tarihinde zamanaşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi, karara yapılan itirazdan sonra 23 Eylül 2009 tarihli kararda yalnızca iki kişiye ceza verilmesi ve bu cezanın ertelenmesi – Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü [Mahkeme bu başvuruda, başvurucuların İdare Mahkemesi’nde açtıkları tazminat davasında başvuruculara yaklaşık sekiz yıl sonra verilen 11.371 TL’lik tazminatın başvurucuların mağdur statüsünü ortadan kaldırmadığını, aksine, başvurucuların çektikleri acının karşısında uzun süren bu davanın da Devletin yükümlülüklerini ihlal ettiğine karar verdi.]
İşkence Yasağı ve Etkili Soruşturma Yürütme Yükümlülüğü
Müftüoğlu ve Diğerleri v. Türkiye, başvuru no. 34520/10, Karar tarihi: 28.02.2017
Bilim Araştırma Vakfı’na karşı başlatılan operasyon kapsamında 12 Kasım 1999 tarihinde suç örgütü üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanan başvurucuların gözaltında işkence gördükleri iddiasıyla polislerden şikayetçi olması, şikayete karşı önce takipsizlik kararı verilmesi daha sonra yeniden açılan davada polisler hakkında beraat kararı verilmesi, temyiz edilen bu davada Mart 2015 itibarıyla hala karar verilmemiş olması – İnsanlıkdışı muamele yasağını etkili şekilde soruşturma yükümlülüğünün ihlali
Daşlık v. Türkiye, Başvuru no. 38305/07, Karar tarihi: 16.06.2017
28 Şubat 2002 tarihinde Diyarbakır’da HADEP binasında terörle mücadele ekipleri tarafından yapılan arama sırasında gözaltına alınan başvurucunun gözaltından vajinasında kanama olduğu gerekçesiyle hastaneye kaldırılması üzerine 4 Mart 2002 tarihinde gözaltında işkence gördüğü iddiasıyla şikayette bulunduğu iki polisin Ekim 2004’te yeterli delil olmadığı gerekçesiyle beraat ettirilmesi ve bu kararın Eylül 2006’da Yargıtay tarafından onanması – Kötü muamele yasağının etkili şekilde soruşturulması yükümlülüğünün ihlali
Boudraa v. Türkiye, Başvuru no. 1009/16, Karar tarihi: 28.11.2017
2003 yılında Türkiye’den Cezayir’e sınırdışı edilen, 2013 yılında eşi ve çocuklarıyla yaşamak için Yalova’ya dönen ancak pasaportu olmadığı gerekçesiyle 3 Kasım 2013’ten 7 Ocak 2014’e kadar 66 gün boyunca yatağın olmadığı, temiz havaya çıkamadığı, yerde uyuduğu bir polis karakolunda tutulan başvurucunun Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvurunun reddedilmesi – Aşağılayıcı muamele yasağının ihlali
Özgürlük ve Güvenlik Hakkı
Salğın v. Türkiye, Başvuru no. 63086/12, Karar tarihi: 04.04.2017
9 Haziran 2010 tarihinde gözaltına alınan, 13 Haziran 2010 tarihinde tutuklanan, 15 Şubat 2011’de ilk duruşması yapılan ve 30 Temmuz 2013’te tahliye edilen başvurucunun savcı görüşü kendisine tebliğ edilmeden tutuk itirazlarının reddedilmesi ve tutuk halinin devamına karar verilmesi – Savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve tazmin edilmemesi nedeniyle 5/4 ihlali ve 5/5 ihlali [Mahkeme, bu başvuruda başvurucunun uzun tutukluluk nedeniyle 5/3’ün ihlal edildiği iddiasını Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmadığı için; tutuk itirazlarının duruşmasız olarak reddedilmesi nedeniyle 5/4’ün ihlal edildiği iddiasını ise açıkça dayanaktan yoksun olduğu için kabul edilemez buldu.]
Güner v. Türkiye, Başvuru No:10914/11, Karar Tarihi: 16.05.2017
Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına göre başvurucunun soruşturmasının incelenmesinin Ceza Usul Kanunu 153. Maddeye dayanarak sınırlandırılması, ardından suç örgütü kurmak ve kredi kartı dolandırıcılığı şüphesiyle tutuklanıp gözaltına alınması, başvurucunun avukatının da katılımıyla polis tarafından alınan ifadesinde,sorgu sırasında başvurucuya ait ele geçirilen telefon konuşmalarının okunması ve bunlara ilişkin sorular sorulması, başvuranın bu konuşmaları yaptığını inkâr etmemesi ancak konuşmaların kendisinin suçlu olduğunu kanıtlamadığını iddia etmesi, sorgu yargıcının sorgusunda başvurucunun, bir suç örgütünde bulunduğunu reddederek, yeniden ele geçirilen telefon görüşmelerinin suçlu olduğunu kanıtlamadığını ileri sürmesi, yargıcın söz konusu suçun işlenmiş olması kuşkusu, delilleri tahrif etme riski ve bazı tanıkları ve mağdurları zorlama riski taşıdığı şüphesiyle, başvuranı emniyette tutma talimatı vermesi, başvurucunun farklı tarihlerde yargılama sürecinde serbest bırakılmayı talep etmesine rağmen, bu taleplerinin, başvuranın suçlandığı suçun niteliğini, söz konusu suçu işlemiş olduğu yönündeki güçlü şüphelerin varlığını, delilleri kaçırma riski göz önünde bulundurarak, Mahkeme tarafından duruşma yapmaksızın reddedilmesi, bir süre geçtikten sonra başvuru üzerine, başvuranın tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak başvuranın serbest bırakılmasına karar verilmesi – 5. maddenin ihlali
Aydın v. Türkiye, Başvuru No:34170/07, Karar Tarihi:16.05.2017
Başvuruyu yaptığı sırada Edirne F tipi cezaevinde tutuklu olan başvuucunun TKP / ML-TIKKO’ nun üyeliği şüphesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü polis memurları tarafından gözaltına alındıktan sonra diğer on kişiyle birlikte anayasal düzeni bozmaya çalışmaktan tutuklanması, görülen davalarda ilk derece mahkemesinin başvurucunun tutukluluk halinin devamına karar vermesi ve başvurucunun itirazının duruşma yapılmaksızın, başvurucu ya da temsilcisine dahi bildirilmeyen savcılık görüşüne dayanarak reddedilmesi, başvurucu hakkında verilen ömür boyu hapis cezasının Yargıtay tarafından onanıp kesinleşmesi – 5. Maddenin ihlali
Avcı v. Türkiye, Başvuru no. 39322/12, Karar tarihi: 23.05.2017
Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi İstanbul İl Başkanı ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun eski Genel Sekreteri olan başvurucunun 2011 yılında başlatılan KCK operasyonları kapsamında 30 Ekim 2011’de gözaltına alınıp tutuklanması ve 24 Nisan 2014 tarihinde tahliye edilmesiyle ilgili başvuruda Sözleşme’nin 5. maddesinin 1., 4. ve 5. fıkralarının ihlal edildiği iddiası – 5. maddenin 4. ve 5. fıkralarının ihlali [Mahkeme, başvurucunun CMK’nin 98. maddesine aykırı olarak yakalanıp gözaltına alındığı iddiasını CMK’nin 141. maddesine başvurmadığı gerekçesiyle, tutuklamanın makul şüpheye dayanmadığı yönündeki şikayetini ise başvurunun hala Anayasa Mahkemesi önünde olması nedeniyle iç hukuk yolları tüketilmediği için kabul edilemez buldu.]
Bulut v. Türkiye, Başvuru no. 56982/10, Karar tarihi: 13.06.2017
15 Şubat 2009’da örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan, 18 Şubat 2009’da tutuklanan, 2 Eylül 2009’da ilk duruşmasında tutuk halinin devamına karar verilen, 23 Kasım 2010’da tahliye olan başvurucunun 16 Şubat 210 – 8 Haziran 2010 tarihleri arasında tahliye taleplerinin savcılık görüşü kendisine tebliğ edilmeden ve gerekçe gösterilmeden reddedilmesi – Savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve tutuk itirazının gerekçesiz olarak reddedilmesi ve tazmin edilmemesi nedeniyle 5/4 ihlali ve 5/5 ihlali [Mahkeme, bu başvuruda başvurucunun uzun tutukluluk nedeniyle 5/3’ün ihlal edildiği iddiasını CMK’nin 141. maddesi uyarınca başvuru yapılmadığı için kabul edilemez buldu.]
R.M. v. Türkiye, Başvuru No. 81681/12, Karar Tarihi:13.06.2017
Başvurucu Özbek ve Türk vatandaşı olup, Özbek savcılık makamları tarafından suç örgütü kurmak ve bedensel zarara sebebiyet vermek gerekçesiyle uluslararası yakalama kararıyla İstanbul’da tutuklanmasından bir ay sonra Birinci Derece Mahkemesince tutukluluk halinin iptal edilmesine karar verilmesi, bundan 6 ay sonra verilen bu kararın açıkça uygun olmadığı gerekçesiyle Temyiz Mahkemesi tarafından bozulması ve dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi, bu sırada davanın 6 kez Özbek yetkililerden bilgi alınması beklendiği ileri sürülerek 1 yıl boyunca ertelenmesi, Mart 2012’de Temyiz Mahkemesinin bu kararı onaması fakat R.M.’nin ancak 2012 yılı Mayıs ayında nihai olarak serbest bırakılması, başvurucuya İçişleri Bakanlığı tarafından ikincil koruma statüsü ve geçici ikamet izni verilmesi – Tutukluluğun aşırı uzun sürdüğü (32 ay) gerekçesiyle 5. maddenin ihlali
Hazni Bayam v. Türkiye, Başvuru no. 50332/12, Karar tarihi: 18.07.2017
30 Aralık 2011 tarihinde örgüt üyesi olduğu ve örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanan başvurucunun 1 Ekim 2012 tarihinde hakkında iddianame kabul edilene kadar geçen dokuz aylık sürede hakim önüne çıkartılmaması – madde 5/4 ihlali
Khaldarov v. Türkiye, Başvuru no. 23619/11, Karar tarihi: 05.09.2017
25 Nisan 2008 tarihinde bir aylık vizeyle Türkiye’ye gelen ve o tarihten bu yana Türkiye’de yaşayan başvurucunun 24 Nisan 2010 tarihinde Atatürk havalimanında gözaltına alınması ve burada üç gün tutulduktan sonra 27 Nisan 2010’da Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’ne getirilip 25 Haziran 2010 tarihine kadar burada tutulması, daha sonra 20 Eylül 2016 tarihine kadar sınırdışı edilmek üzere İzmir Işıkkent Geri Gönderme Merkezi’nde bekletilmesi – İHAS madde 5/1, 5/2, 5/4, 5/5 ihlali [Başvurucunun Kumkapı GGM’de tutulma koşulları ayrıca İHAS’ın 3. maddesinde düzenlenen aşağılayıcı muamele yasağının da ihlali olarak görüldü.]
Bağlar v. Türkiye, Başvuru no. 40708/11, Karar tarihi: 10.10.2017
14 Ocak 2009’da örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan ve 17 Ocak 2009’da tutuklanan başvurucunun ilk duruşmasının 4 Kasım 2009 tarihinde yapılması, 13 Şubat 2013 tarihinde tahliye olan başvurucunun 17 Şubat 2010 – 3 Kasım 2010 tarihleri arasında tutuk halinin devamı kararı verilmesi, yaptığı tutuk itirazlarının kendisine tebliğ edilmeyen savcı görüşüne dayanılarak gerekçesiz olarak reddedilmesi – Savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve tazmin edilmemesi nedeniyle 5/4 ihlali ve 5/5 ihlali [Mahkeme, bu başvuruda başvurucunun uzun tutukluluk nedeniyle 5/3’ün ihlal edildiği iddiasını Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmadığı için; tutuk itirazlarının duruşmasız olarak reddedilmesi nedeniyle 5/4’ün ihlal edildiği iddiasını ise açıkça dayanaktan yoksun olduğu için kabul edilemez buldu.]
Özçayır ve Çiçek v. Türkiye, Başvuru no. 1962/07, Karar tarihi: 12.12.2017
22 Nisan 2006 tarihinde istihbarat raporlarına dayanılarak PKK’nin gençlik yapılanması üyesi olduğu iddiasıyla örgüt üyesi olma suçundan gözaltına alınan, 24 Nisan 2006 tarihinde tutuklanan başvurucunun yaptığı bütün tutuk itirazlarının reddedilmesi, 30 Kasım 2006 tarihinde tahliye edip 4 Kasım 2008’de beraat etmesi – 24 Nisan 2006 – 30 Kasım 2006 tarihleri arasında hakim karşısına çıkamadığı için 5/4 ihlali. [Mahkeme, başvurucunun ‘uzun tutukluluk’ iddiasını ise CMK’nin 141. maddesine gidilmediği için iç hukuk yolları tüketilmediğinden kabul edilemez buldu.]
Adil Yargılanma Hakkı
Hasan Tunç ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 19074/05, Karar tarihi: 31.01.2017
1996 ve 1997 yıllarında, annelerinin ölmeden önce iki taşınmazını ilk evliliğinden olan çocuklarına muvazaalı olarak devrettiğini, bu devir işleminin hükümsüz olduğunu iddia eden başvurucuların açtıkları davanın 2004 yılında Yargıtay tarafından taşınmazın değerinin temyiz alt sınırının altında olduğu gerekçesiyle reddedilmesi – Makul sürede yargılanma hakkının ve mahkemeye erişim hakkının ihlali
Yeltepe v. Türkiye, Başvuru no. 24087/07, Karar tarihi: 14.03.2017
Zorunlu askerliğinin 11. ayında ‘askerlik yapmaya uygun değildir’ raporu verilerek askerden alınan başvurucunun açtığı davaların askeri üyelerden oluşan askeri idare mahkemesi ve yüksek idare mahkemesi tarafından reddedilmesi – Adil yargılanma hakkının ihlali
Kemal Coşkun v. Türkiye, Başvuru no. 45028/07, Karar tarihi: 28.03.2017
Bir kadını kaçırdığı, dövdüğü ve onu tecavüzle tehdit ettiği iddiasıyla hakkında ceza davası açılan ve disiplin işlemleri başlatılan polis başvurucunun görevden alınması ve daha sonra beraat etmesine rağmen göreve iade edilmemesi – Masumiyet karinesinin ihlali
Ellis v. Türkiye, Başvuru no. 1065/06, Karar tarihi: 04.04.2017
11 Nisan 1995 tarihinde Alanya’da turistlere hizmet vermek amacıyla Türk ortağı N.K. ile N.R grup isminde limited şirket kuran başvurucunun N.K.’ye karşı açtığı davada verilen kararın kendisine tebliğ edilerek icra edilmesi yönündeki talebinin Harçlar Kanunu’nun 28/1/a maddesine göre karar ilam harcını ödemediği için reddedilmesi – Mahkemeye erişim hakkının ihlali [Mahkeme, bu başvuruda ayrıca mülkiyet hakkının da ihlal edildiğine karar verdi.]
Baştürk v. Türkiye, Başvuru No:11318/10, Karar Tarihi: 16.05.2017
Başvurucunun disiplin kurallarına ve ahlaka aykırı davranışları nedeniyle ordudaki görevinden uzaklaştırılmasına karşı Yüksek Askeri idare Mahkemesi’nde açtığı davada Savunma Bakanlığı tarafından sunulan belgelerin ‘gizli’ olduğu gerekçesiyle başvurucuya ve avukatına tebliğ edilmemesi üzerine başvurucunun bu karara karşılık karar düzeltme yoluna başvurması ve bu başvurunun da reddedilmesi – Adil yargılanma hakkı ihlali
Çevikel v. Türkiye, Başvuru no. 23121/15, Karar tarihi: 23.05.2017
1992 yılında PKK ile güvenlik güçleri arasındaki çatışma nedeniyle köyünü terk eden başvurucunun 5233 sayılı yasa kapsamında zararının karşılanması için tazminat talebinde bulunması, bu talebin Batman Valiliği ve İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi, Danıştay’ın bozduğu bu kararı İdare Mahkemesi’nin tekrar reddetmesi, AYM’nin ise 2014 yılında açıkça dayanaktan yoksunluk gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı vermesi – Makul sürede yargılanma hakkının ihlali
Akgül v. Türkiye, Başvuru no. 53803/11, Karar tarihi: 13.06.2017
26 Mayıs 2010 tarihinde disiplin kurallarına aykırı davrandığı iddiasıyla ordudaki görüvinden atılan başvurucunun açtığı davanın 8 Şubat 2011 tarihinde Savunma Bakanlığı’ndan gelen gizli belgeler gerekçe gösterilerek Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Urfani Yıldız v. Türkiye, Başvuru no. 59173/08, Karar tarihi: 13.06.2017
20 Kasım 2000 tarihinde tutuklu olduğu Ermenek Cezaevinde gardiyanlar tarafından vücut araması sırasında hakarete maruz kalan ve darp edilen başvurucunun 3 Ocak 2011’de yaptığı şikayetin ardından 2 Şubat 2011 tarihinde savcı tarafından ifadesinin alınması üzerine 29 Mart 2011 tarihinde hakkında memura mukavemet suçundan iddianame hazırlanması, 11 Mayıs 2001 tarihli ilk duruşmada gardiyanlar tarafından hazırlanan raporun yanlışlıklar içerdiğini ve olay yerinde inceleme yapılmasını istediğini söylemesine rağmen taleplerinin reddedilmesi, 27 Aralık 2001 tarihinde hakkında verilen 7 ay 10 günlük hapis cezası ve yeniden yargılama sonucunda Yargıtay tarafından 5 ay 12 günlük hapis cezasının 12 Haziran 2008’de onanması – Makul sürede yargılanma hakkının ihlali
Türk v. Türkiye, Başvuru no. 22744/07, Karar tarihi: 05.09.2017
Arabasının satış işlemlerini tamamlamak üzere gittiği Mersin Emniyet Müdürlüğü’nde hakkında Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş arama/yakalama kararı olduğunu öğrenen başvurucunun, 16 Şubat 1994 tarihinde Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne giderek 1992 yılında K.G.’yi öldürdüğünü itiraf etmesi üzerine aynı gün yer gösterme ve fotoğraftan teşhis işlemlerine katılması, polis tarafından 6136 sayılı ateşli silahlar yasasına aykırı olarak silah ve patlayıcı bulundurma suçlarından ifadesinin alınması ve bu işlemler sırasında yanında avukat bulundurulmaması ve haklarının hatırlatılmaması – İHAS 6/1/3/c ihlali
Bayram Koç v. Türkiye, Başvuru no. 38907/09, Karar tarihi: 05.09.2017
17 Ocak 2003 tarihinde yasadışı örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan, avukatının yokluğunda 18 Ocak 2013’te örgüt üyesi olduğunu kabul ettiği ve yasadışı eylemlerini detaylı olarak anlattığı ifadesini savcılık ve hakim önünde reddeden başvurucunun 2 yıl 1 ay hapis cezası alması – Salduz v. Türkiye kararına atıfla İHAS 6/1/3/c ihlali
Bozkaya v. Türkiye, Başvuru no. 46661/09, Karar tarihi: 05.09.2017
19 Kasım 2003’te PKK üyeliği iddiasıyla gözaltına alınan, Adana’da cezaevi aracına silahlı saldırıda bulunduğunu itiraf eden, 21 Kasım 2003’te yer gösterme işlemine katıldıktan sonra polisteki ifadesinde itirafını tekrar eden, 23 Kasım 2003’te savcı önünde PKK üyesi olduğunu ve Irak’ta silahlı eylemlere katıldığını itiraf eden ancak Türkiye’de hiç eylem yapmadığını söyleyen ve aynı gün tutuklanan başvurucu hakkında 27 Ekim 2003 tarihinde H.K. isimli şüphelinin önce bu eylemi başvurucuyla birlikte yaptıklarını daha sonra bu ifadeyi polis baskısı altında verdiğini söylemesine rağmen hem kendisinin hem de H.K.’nin itirazlarının yargılamanın hiçbir aşamada dikkate alınmadan karar verilmesi – İHAS 6/1/3/c ihlali [İHAM bu başvuruda 19 Kasım 2003’te tutuklanan ve Yargıtay’ın 18 Şubat 2009 tarihli kararına kadar 5 yıl 3 ay süren yargılamanın makul sürede yargılanma hakkının ihlali olduğuna karar verdi.]
Uncuoğlu v. Türkiye, Başvuru no. 13196/07, Karar tarihi: 05.09.2017
Avcılar’daki arazisinin 24 Aralık 1987 tarihinde değiştirilen imar planıyla üniversite alanı olarak gösterilmesi – İstimlak davasında Yargıtay’ın benzer konuda daha önce verdiği içtihatlara rağmen farklı sonuca varılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlali
Fellner ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 13312/08, Karar tarihi: 10.10.2017
Demirbank’ta hissesi olan 841 başvurucunun Demirbank’a TMSF tarafından el konulması nedeniyle Demirbank’taki hisselerinden kanuna aykırı bir şekilde yoksun kalan ve yaşadığı kayba ilişkin olarak herhangi bir tazminat alamayan başvurucunun davasında İHAM, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi. İHAM ayrıca, başvurucunun açtığı davanın süre şartı nedeniyle reddedilmesini, somut olay bakımından davanın esasının bütünüyle incelenmesini imkansız hale getirdiği ve başvurucunun mahkemeye erişim hakkını engellediği gerekçesiyle adil yargılanma hakkına da aykırı buldu.
Palitkıran v. Türkiye, Başvuru no. 72006/10, Karar tarihi: 10.10.2017
7 Temmuz 2009 tarihinde disiplin kurallarına aykırı davrandığı iddiasıyla jandarma okulundan atılan başvurucunun açtığı davanın 6 Ocak 2010 tarihinde Savunma Bakanlığı’ndan gelen gizli belgeler gerekçe gösterilerek Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Daştan v. Türkiye, Başvuru no. 37272/08, Karar tarihi: 10.10.2017
2003 yılında Tunceli’de askerlerin yaralandığı bombalı bir eylem gerçekleştirdiği iddiasıyla 2004 yılında tutuklanan ve müebbet hapis cezası alan başvurucuya verilen cezanın dinlenmesini istediği halde sürekli reddedilen bir tanık ifadesine dayanması – Tanığın başvurucunun doğrudan eyleme katıldığını görmediğini ve PKK içerisinde faaliyet yürüttüğünü bilmediğini başka bir davada söylemiş olmasına rağmen müebbet gibi başvurucuya verilebilecek en ağır ceza verilirken yargılamanın tek temel tanığına soru sorma imkanı tanınmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlali
Tel v. Türkiye, Başvuru no. 36885/03, Karar tarihi: 17.10.2017
1993 yılının Ekim ayında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak işe başlayan başvurucunun, danışmanının görevde kalması yönündeki tavsiyesine rağmen performansı yeterli olmadığı yönünde hazırlanan bir rapora dayanılarak görevinden atılmasına karşı yaptığı itiraz ve açtığı davaların yalnızca bu rapora dayanılarak reddedilmesi – 6. maddenin ihlali
Özgür Keskin v. Türkiye, Başvuru no. 12305/09, Karar tarihi: 17.10.2017
Askere gitmek için çalıştığı işten ayrılan, askerlik hizmeti sırasında yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle askerlik hizmetini tamamlayamayan başvurucunun eski işine geri dönmek için yaptığı başvurunun iş yeri tarafından reddedilmesi üzerine 2007 yılında iş mahkemesinde açtığı davayı kazanmasına karşı iş yerinin kararı temyiz etmesi ancak başvurucunun temyizden haberdar edilmemesi ve yokluğunda yapılan duruşmada iş mahkemesinin kararının bozulması ve bu karara karşı başvurucunun itiraz hakkının olmaması – Adil yargılanma hakkının ihlali
Tibet Menteş ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 57818/10, Karar tarihi: 24.10.2017
İzmir havaalanında Duty-Free bölümündeki mağazalarda çalışan başvurucuların fazla mesai ücretlerinin ödenmesi için iş mahkemelerinde açtıkları davaları bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlar sonucu kazanmaları ve tazminata hak kazanmaları ancak davanın Yargıtay’a gönderilmesinin ardından burada fazla mesai kapsamının belirlenmesine yönelik yeni bir bilirkişi raporunun hazırlanmasıyla başvuruculara iş mahkemesinde ödenen tazminattan %90 oranında daha az bir tazminat ödenmesine karar verilmesi – Fazla mesai süresinin hesaplanmasına ilişkin sürecin adil olmadığı iddiasında ihlal yok.
Uğurlu ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 26437/08, Karar tarihi: 14.11.2017
Türkiye’nin değişik illerinde arazi sahibi olan başvurucuların arazilerinin kamunun kullanımına açılması ve arazilerinin değeri artarken akıbetlerinin uzun vadede belirsizliği nedeniyle açtıkları davaların 2007-2010 yılları arasında arazilerinin resmi olarak kamulaştırılmadığı gerekmesiyle reddedilmesi – Gerekçeli karar hakkının ihlali
Yivli v. Türkiye, Başvuru no. 12723/11, Karar tarihi: 14.11.2017
Orduda görevli olan başvurucunun hakkında hazırlanan gizli ve erişimine izin verilmeyen soruşturma raporlarına dayanılarak görevine son verilmesi nedeniyle Savunma Bakanlığı’na açtığı davanın bu gizli raporlara ve kendisine tebliğ edilmeyen savcı görüşüne dayanılarak Yüksek Askeri İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkeme bağlamında adil yargılanma hakkının ihlali
Ünal ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 61981/09, 14.11.2017
Askeri okulda öğrenci olan başvurucuların gizli soruşturma raporlarına dayanılarak okuldan atılması ve açtıkları davanın Yüksek Askeri İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Adil yargılanma hakkı ihlali
Özmurat İnşaat Elektrik Nakliyat Temizlik San. ve Tic. LTD. ŞTİ v. Türkiye, Başvuru no. 48657/06, Karar tarihi: 28.11.2017
Mersin’deki şirketin maden ruhsatı olan bir arazide izinsiz kazı yapması nedeniyle 132.250 TL para cezası ödemeye mahkum edildiği davada olay yerinde keşif yapılması, tanık dinletilmesi ve duruşma yapılması taleplerinin gerekçe gösterilmeden reddedilmesi – 6. maddenin ihlali
Güneş v. Türkiye, Başvuru no. 47079/06, Karar tarihi: 28.11.2017
Hizbullah üyesi olduğu iddiasıyla 8 Mart 1995’te gözaltına alınan ve avukat yokluğunda 16 Mart ve 26 Mart’ta yüzleştirmeye ve olay ve yer gösterme işlemlerine katılan, burada suçunu itiraf eden, 29 Mart’ta avukat yokluğunda ifade veren, 5 Nisan’da yine avukat yokluğunda savcı ve hakim önünde ifade verip tutuklanan başvurucunun önce Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde, daha sonra DGM’lerin kaldırılmasının ardından Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet hapisle cezalandırılması – Avukatla temsil hakkının ihlali
Gürakın v. Türkiye, Başvuru no. 1313/08, Karar tarihi: 28.11.2017
3 Eylül 2011’de 9 Eylül Hastanesi’nde tıbbi ihmal nedeniyle hayatını kaybettiği iddia edilen Özlem Gürakın’ın ailesinin hastaneye tazminat davası açmak için fakirlik belgesi sunarak adli yardım talebinde bulunması, bu talebin gerekçesiz olarak reddedilmesi ve başvurucuların bir ay içinde 1.683 TL’lik harcı ödeyememesi nedeniyle 12 Temmuz 2007 tarihinde davanın düşmesi – Mahkemeye erişim hakkının ihlali
Yanar ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 1236/09, Karar tarihi: 28.11.2017
21 Kasım 1994’te gözaltına alınıp avukat yokluğunda verdiği ifadesinde suçunu itiraf eden başvurucuya Devlet Güvenlik Mahkemeleri tarafından ülke bütünlüğünü bozma suçundan verilen müebbet hapis cezasının DGM’lerin kaldırılmasının ardından Ağır Ceza Mahkemesi ve 6 Şubat 2008 tarihinde Yargıtay tarafından onanması – Avukata erişim hakkının ve makul sürede yargılanma hakkının ihlali
Bilgiç v. Türkiye, Başvuru no. 54135/07, Karar tarihi: 28.11.2017
Hava Kuvvetleri’nden 26 Nisan 2006 tarihinde atılan başvurucunun 22 Haziran 2006’da Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davanın 23 Mayıs 2007’de Savunma Bakanlığı’ndan gelen gizli belgeler gerekçe gösterilerek reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Özsoy ve Yıldırım v. Türkiye, Başvuru no. 30953/09, Karar tarihi: 28.11.2017
Askeri okulda öğrenci olan başvurucuların gizli soruşturma raporlarına dayanılarak okuldan atılması ve açtıkları davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından gizli raporlara dayanılarak reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Üçel v. Türkiye, Başvuru no. 58661/09, Karar tarihi: 28.11.2017
Disiplin kurallarına aykırı davrandığı gerekçesiyle jandarma okulundan atılan başvurucunun açtığı davanın 15 Nisan 2009’da Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından Savunma Bakanlığı’ndan gelen gizli belgelere dayanılarak reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
İnan v. Türkiye, Başvuru no. 40757/10, Karar tarihi: 28.11.2017
Orduda görevli olan başvurucunun gizli soruşturma raporuna dayanılarak işten atılması ve kendisine tebliğ edilmeyen savcılık görüşüne ve bu gizli raporlarına dayanılarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından davanın reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Kök v. Türkiye, Başvuru no. 42289/11, Karar tarihi: 28.11.2017
Askeri okulda öğrenci olan başvurucunun gizli soruşturma raporuna dayanılarak işten atılması ve kendisine tebliğ edilmeyen savcılık görüşüne ve bu gizli raporlarına dayanılarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından davanın 10 Kasım 2010 tarihinde reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Çalar v. Türkiye, Başvuru no. 9626/12, Karar tarihi: 28.11.2017
Orduda görevli olan başvurucunun gizli soruşturma raporuna dayanılarak işten atılması ve kendisine tebliğ edilmeyen savcılık görüşüne ve bu gizli raporlarına dayanılarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından davanın 10 Mayıs 2011’de reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, savcı görüşünün tebliğ edilmemesi ve gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Yumuşak ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 54597/09, Karar tarihi: 12.12.2017
Orduda görevli olan başvurucuların gizli soruşturma raporlarına dayanılarak ordudan atılması ve açtıkları davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından gizli raporlara dayanılarak reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali
Kaya v. Türkiye, Başvuru no. 332/13, Karar tarihi: 12.12.2017
1 Ağustos 1989 tarihinde istihbari belgeler gerekçeler gösterilerek ordudan atılan başvurucunun 4 Ağustos 2011’de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davanın 24 Nisan 2012 tarihinde reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Kılıç v. Türkiye, Başvuru no. 46227/11, Karar tarihi: 12.12.2017
Oğulları zorunlu askerlik hizmeti sırasında ölen başvurucuların 2 Şubat 2006 tarihinde açtıkları tazminat davasının üçü askeri hakim olmak üzere beş kişiden oluşan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali
Çulhaoğlu v. Türkiye, Başvuru no. 38958/12, Karar tarihi: 12.12.2017
Oğulları zorunlu askerlik hizmeti sırasında ölen başvurucuların 11 Eylül 2009 tarihinde açtıkları tazminat davasının üçü askeri hakim olmak üzere beş kişiden oluşan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali
Şahin v. Türkiye, Başvuru no. 27303/09, Karar tarihi: 12.12.2017
11 Temmuz 2000 tarihinde Adana’da hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen, 20 Temmuz 2000 tarihinde avukat yokluğunda jandarma önünde ifade veren ve 15 Eylül 2000 tarihinde avukat yokluğunda Devlet Güvenlik Mahkemeleri önünde tutuklanan ve müebbet hapis cezası alan başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası – Avukatla temsil edilme hakkının ve 8 yıl 4 ay süren yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlali
Kumbaracıbaşı v. Türkiye, Başvuru no. 23453/06, Karar tarihi: 12.12.2017
Ankara’da sahibi olduğu apartmanın karşı çaprazına imar planına aykırı olarak 148 metre daha uzun apartman yapılmasına karşı açtığı davada mahkemelerin verdiği iptal kararının uygulanmaması – 6. madde ihlali
Dik v. Türkiye, Başvuru no. 24536/09, Karar tarihi: 12.12.2017
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması yasası kapsamında kurulan komisyona zorla köyünü terk etmek zorunda kaldığı gerekçesiyle başvuran başvurucunun tazminat talebinin reddedilmesine karşı Van İdare Mahkemesi’nde açmak istediği davasının fakirlik belgesi sunmasına rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeden adli yardım talebi reddedildiği ve başvuru harcını ödeyemediği için davanın 29 Aralık 2006 tarihinde düşürülmesi – Mahkemeye erişim hakkının ihlali
Kuveydar v. Türkiye, Başvuru no. 12047/05, Karar tarihi: 19.12.2017
Örgüt üyesi olma suçundan 20 yıl 10 ay hapis cezası alan başvurucunun yargılandığı sürede avukatla temsil edilmemesi ve çağırdığı tanıkların dinlenilmemesi – 6. madde ihlali
Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı
İrfan Güzel v. Türkiye, Başvuru no. 35285/08, Karar tarihi: 07.02.2017
Silah kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan ve telefonları dinlenen başvurucunun 2008 yılında Irak’ta yaşayan bir kişiyle silah transferi için anlaştığının öğrenilmesinden sonra silah ve mermilerle yakalanıp tutuklanması, telefon kayıtlarına dayanılarak 12 yıl 6 ay hapis cezası alması – CMK’nin 135. maddesine dayanılarak yapılan iletişimin denetlenmesinde işleminde keyfilik olmadığı gerekçesiyle 8. maddeden ihlal yok. [Ancak Mahkeme, geriye doğru iletişimin denetlenmesi tedbirine karşı etkili başvuru yolu olmadığı gerekçesiyle 13. maddenin ihlal edildiğine karar verdi.]
Erdinç Kurt ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 50772/11, Karar tarihi: 06.06.2017
2004 yılında kalp hastası olan kızlarının geçirdiği iki ameliyattan sonra %92 oranında kalıcı nörolojik hasar oluşmasına karşı doktorların sorumluluğu ve verilen raporların değerlendirilmesine ilişkin yapılan şikayetlere etkili cevaplar verilememesi – Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlali
Mustafa Sezgin Tanrıkulu v. Türkiye, Başvuru no. 27473/06, Karar tarihi: 18.07.2017
O dönem Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi olan Sami Tetik’in, Diyarbakır MİT bölge başkanının isteğiyle 6 Mayıs 2005’te tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsayacak şekilde 1.5 ay boyunca iletişimin dinlenmesi ve elektronik iletişimin takibi kararı vermesinin ardından dönemin Diyarbakır Barosu başkanı olan başvurucu tarafından özel hayatın gizliliği hakkının ihlali iddiasıyla bu kararın alınmasını isteyen ve bu kararı uygulayan hakim, savcı ve MİT yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunması, suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlanması ve Adalet Bakanlığı’nın milli güvenlik gerekçesiyle sorumlu kişiler hakkında işlem yapmaması – 8. maddenin ihlali [İHAM bu başvuruda 13. maddede düzenlenen ‘etkili başvuru yolu hakkı’nın da ihlal edildiğine karar verdi.]
Tarman v. Türkiye, Başvuru no. 63903/10, Karar tarihi: 21.11.2017
2007 yılının Temmuz ayında Takvim ve Star gazetelerinde aralarında başvurucunun isim ve fotoğraflarının da yer aldığı ve başvurucuyu “PKK kamplarında özel olarak eğitilen canlı bomba” olarak tanımlayan “Dört canlı bomba aranıyor” ve “dört canlı bomba için alarm verildi” başlıklarıyla yayımlanan haberler nedeniyle başvurucunun kamuoyunda hedef haline getirildiği, can güvenliğinden endişe ettiği ve kişilik hakları ihlal edildiği gerekçesiyle açılan davaların ‘ifade/basın özgürlüğü’ denerek reddedilmesi – Özel hayata saygı hakkının ihlali
İfade Özgürlüğü
Döner ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 29994/02, Karar Tarihi: 07.03.2017
Çocukları farklı devlet ilkokullarda okuyan 20 başvurucunun 2001 yılının aralık ayında Bağcılar, Esenler ve Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne çocuklarının ilkokulda Kürtçe anadilde eğitim almaları konusunda dilekçe vermesi ile aynı dönemde birçok Kürt ebeveynin de aynı konuda dilekçe vermesini ilçe emniyet müdürlüklerinin savcılığa başvurulması amacıyla İstanbul emniyet müdürlüğüne bildirmesi sonucu dilekçelerin PKK ile bağlantısının tespiti için başlatılan soruşturmada dilekçe veren 40 kişinin evinde savcı izni ile arama yapılması, suç oluşturacak bir belge bulunamayan ev aramalarından sonra dilekçe sunan ebeveynlerin PKK’nin sivil itaatsizlik eylemleri ile bağlantılarının tespiti amacıyla yakalanarak 4 güne uzayan bir süre boyunca gözaltına alınmaları, gözaltı süreci boyunca başvurucuların gözaltına itiraz edememesi ve Devlet Güvenlik Mahkemesi hakimi karşısına çıkarılmaması, anayasal haklarını kullanarak çocukların anadilde eğitim hakları için dilekçe veren kişilerin hakkında terör örgütüne yardım suçundan iddianame düzenlenmesi ve yargılama sonucu tüm başvurucuların beraat etmesi – İfade özgürlüğünün ihlali [Mahkeme ayrıca başvurucunun 5. madde altındaki şikayetlerini de inceleyerek karara bağlamıştır: — 5. maddenin 2. fıkrası ihlali yok, başvurucuların yakalama ve gözaltı sebeplerinin kendilerine söylenmediği iddiası arama tutanağında imzalarının bulunması sebebiyle dayanıksız bulunmuştur; — 5. maddenin 3. fıkrası ihlali var, 4 gün boyunca hakim karşısına çıkarılmama derhal hakim önüne çıkarılma korumasına aykırılık oluşturmuştur; — 5. maddenin 4. fıkrasının ihlali var; haksız gözaltındaki 4 gün boyunca başvurucuların mahkemeye başvuramamaları ve haksız gözaltı karşısında etkili bir iç hukuk yolu olmaması sonucu gözaltının hukukilik denetiminin yapılmaması 4. fıkra ihlali oluşturmuştur; — 5. maddenin 5. fıkrası ihlali var, 3. fıkra ihlalinde düzenlenen derhal hakim karşısına çıkma ve 4. fırkada düzenlenen mahkemeye başvurma hakları ihlal edilen başvurucuların haksız gözaltı tespiti ile tazminat almalarının da önünün kapanması 5. fıkrayı ihlal etmiştir.]
Sarıgül v. Türkiye, Başvuru no. 28691/05, Karar tarihi: 23.05.2017
Erzurum Cezaevi’nde hükümlü olan başvurucunun 1 Aralık 2004 tarihinde avukatına teslim edilmek üzere cezaevi yönetimine verdiği kendi el yazısıyla yazılmış bilimkurgu içerikli roman taslağına cezaevinin kitap okuma komisyonu tarafından ‘içinde polisi aşağılayan, terör örgütlerini destekleyen ifadeler barındırdığı’ gerekçesiyle el konulması, başvurucunun bu karara karşı başvuruda bulunmak üzere avukatına yazdığı mektubun avukatına teslim edilmeden şikayetlerinin reddedilmesi, daha sonra aleniyet şartı gerçekleşmediği için takipsizlikle sonuçlansa da başvurucu hakkında TCK’nin 301. maddesinden soruşturma başlatılması – Müdahalenin yasal dayanağı olarak gösterilen Cezaevi Kuralları Yönetmeliği’nin 144. ve 147. maddelerinin Sözleşme anlamında ‘yasa ile öngörülme şartı’nı taşımadığı gerekçesiyle ifade özgürlüğü ihlali
Ali Çetin v. Türkiye, Başvuru No: 30905/09, Karar Tarihi: 20.06.2017
Türkiye Çevre Koruma Vakfı nezdinde vergi otoritelerince yapılan denetim sırasında sorumlu denetçinin raporuna göre hesaplarda tespit edilen düzensizlikler nedeniyle muhasebeci olarak görev yapmakta olan başvurucu Ali Çetin’in iş akdinin feshedilmesi, Çetin’in Vakıflar Genel Müdürlüğüne yazdığı bir mektup aracılığıyla rapora itirazlarını iletmesi ve kariyerini tehlikeye attığını düşündüğü bazı bölümlerin rapordan çıkarılmasını istemesi, başvurucu Çetin’in denetçiyi sübjektif olarak rapor düzenlemekle, fetva verir gibi davranmakla ve Bekçi Murtaza zihniyetiyle (Kendi prensip ve doğrularını herkesinkinden üstün gören ve bunları başkalarına empoze etmenin yollarını arayan roman karakteri olarak bilinmektedir.) hareket etmekle suçlaması ve sorumlu denetçinin kamu görevlisine hakaret gerekçesiyle başvurucu hakkında şikayette bulunması, başvurucunun denetçi hakkında mektubunda kullandığı karalayıcı olduğu iddia edilen ifadeleri nedeniyle 7 gün hapis cezası ve 164 Avro adli para cezasına mahkum edilmesi – İfade özgürlüğü hakkının ihlali
Özer v. Türkiye, Başvuru no. 47257/11, Karar tarihi: 05.09.2017
Yeni Dünya İçin Çağrı dergisinin yayın yönetmeni olan başvurucuya Kasım 2003 tarihinde yazarı belli olmayan Irak’ta İşgal Ortaklığına Hayır başlıklı yazıyı yayımladığı ve yayın yönetmeni olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle TCK’nin 301. maddesinden verilen 10 aylık hapis cezasının 6 bin TL para cezasına çevrilmesi, kanunda yapılan değişiklik sonrası yeniden yapılan yargılamada verilen 10 aylık hapis cezasının 2.700 TL para cezasına çevrilmesinin Yargıtay tarafından onanması – İfade özgürlüğü ihlali
Çamyar v. Türkiye, Başvuru no. 42900/06, Karar tarihi: 05.09.2017
Proleter Devrimci Duruş dergisi yayın yönetmeni olan başvurucuya Şubat 2001 sayısında yer alan bazı makaleler nedeniyle TCK’nin 301. maddesinden verilen 5 aylık hapis cezasının 1.423 TL para cezasına çevrilerek Yargıtay tarafından onanması – İfade özgürlüğü ihlali [İHAM bu başvuruda 6 yıl 3 ay süren yargılamanın makul sürede yargılanma hakkı bağlamında adil yargılanma hakkı ihlali olduğuna karar verdi.]
Yurtsever v. Türkiye, Başvuru no. 42320/10, Karar tarihi: 05.09.2017
3 Temmuz 2007’de Gebze Cezaevi önünde milletvekili adayı Sebahat Tuncel’e destek sunmak için basın açıklaması yapan on beş kişiden biri olarak basın açıklamasını okuyan başvurucuya 7 Ekim 2009 tarihinde TCK’nin 301. maddesinden verilen 5 aylık hapis cezasının 10 Aralık 2009 tarihinde Yargıtay tarafından onanması – İfade özgürlüğü ihlali
Fatih Taş v. Türkiye (no. 2), Başvuru no. 6813/09, Karar tarihi: 10.10.2017
2014 yılında sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu VESTA dergisinde ‘kürt entelektüeli üzerine’ isimli makale yayımladığı için örgüt propagandası yapma suçundan verilen 10 aylık hapis cezasının daha sonra ertelenmesi – 10. maddenin ihlali
Surat v. Türkiye, Başvuru no. 50930/06, Karar tarihi: 10.10.2017
Haftalık derginin 10-16 Ocak 2003 tarihli sayısında ‘Teferruatta Batıyoruz’ başlıklı makalesi nedeniyle mülga Türk Ceza Kanunu’nun 159. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen basın yoluyla silahlı kuvvetleri aşağılama suçundan başvurucu hakkında iddianame hazırlanması ve 3 Mayıs 2007 tarihinde 1.620 TL para cezasına çarptırılması – ifade özgürlüğü ihlali
Bayar v. Türkiye, Başvuru no. 603/09, Karar tarihi: 24.10.2017
Ülkede Özgür Gündem gazetesinin yayın yönetmeni olan başvurucunun canlı kalkan olan 35 kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili ‘Mahkemeden İnfial’ başlıklı 5 Eylül 2004 tarihli köşe yazısında canlı kalkanları barışçıl göstericiler olarak tanımlaması nedeniyle 1.591 TL para cezasına çarptırılması, daha sonra yasa değişikliği ile cezanın ertelenmesi – 10. maddenin ihlali
Eker v. Türkiye, Başvuru no. 24016/05, Karar tarihi: 24.10.2017
Sinop’ta çıkan Bizim Karadeniz isimli yerel gazetenin sahibi olan başvurucunun Şubat 2005’te Sinop Gazeteciler Derneği’ni artık amacına uygun hareket etmediği yönünde eleştiren ‘Yolunuz Açık Olsun’ başlıklı yazı yazması üzerine dernek başkanının kendisinin ve derneğin diğer üyelerinin onurunu hiçe saydığı gerekçesiyle Eker’e gazetede yayımlanması için bir cevap göndermesi ancak Eker’in bunu reddetmesi üzerine açılan davada mahkemenin bu cevabın başvurucunun gazetesinde yayımlanmasına karar vermesi – Mahkeme, Derneğin Eker’in iddialarına ve düşüncelerine yönelik cevabının üyelerin kendi itibarlarını koruma amacı taşıdığı ve eleştiri sınırını geçmediği, bu cevabı yayımlamanın Eker’in makalesinin özünde bir değişiklik yaratmayacağı ve Eker’in bu cevaba karşı cevaplarını yazma imkanının halen bulunduğu gerekçesiyle ifade özgürlüğünden ihlal bulmadı. [Başvurucunun duruşma yapılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasında ise Mahkeme, davanın karmaşık bir dava olmadığı, bütün bilgilerin dava dosyasında yer aldığını, tanık dinletmeye ya da sözlü savunmaya gerek olmadığı gerekçesiyle duruşma yapılmasına gerek olmadığına karar vererek 6. maddeden ihlal bulmadı.]
Işıkırık v. Türkiye, Başvuru no. 41226/09, Karar tarihi: 14.11.2017
28 Mart 2006 tarihinde Diyarbakır’da PKK’li dört kişinin cenazesine katılıp burada tabutlardan birinin yakınında yürüdüğü, zafer işareti yaptığı, yasadışı sloganlar attığı ve 5 Mart 2007 tarihinde öğrencisi olduğu Dicle Üniversitesi’nde Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto eylemine katıldığı gerekçesiyle 9 Mart 2007 tarihinde gözaltına alınan, ertesi gün tutuklanan, 30 Kasım 2007 tarihinde TCK’nin 314. maddesine atıfla TCK’nin 220. maddesinin 6. fıkrası uyarınca ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ suçundan 6 yıl 3 ay ve TMK’nin 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca örgüt propagandası yapma suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası alan ve toplamda 4 yıl 8 ay cezaevinde kaldıktan sonra 15 Kasım 2011 tarihinde serbest kalan başvurucunun haklarının ihlal edildiği iddiası – Bu kararın detaylı özet çevirisini blogta yayımlamıştık: Buradan okuyabilirsiniz.
Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü
Tek Gıda İş Sendikası v. Türkiye, Başvuru no. 35009/05, Karar tarihi: 04.04.2017
2003 yılında TUKAŞ Gıda Sanayi ve Ticaret Şirketi’ne ait üç fabrikadaki bir grup işçinin başvurucu sendikaya üye olmasının ardından kırk işçinin sendika üyeliği sebebiyle işten atılması ve açılan davalar sonucu işe iade edilmelerine karar verilmesine rağmen fabrika tarafından yalnızca tazminat ödenerek çalışmalarına izin verilmemesi – Sendikal hakların ihlali
Mesut Yıldız ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 8157/10, Karar tarihi: 18.07.2017
18 Mart 2003’te yaklaşık üç bin kişinin katıldığı nevruza katıldıkları ve organizasyon ekibinde yer aldıkları gerekçesiyle 4 Nisan 2003’te Denizli Cumhuriyet Savcılığı tarafından Nevruz sırasında yasadışı ve ayrılıkçı sloganlar atılıp marşlar söylendiği gerekçesiyle başvurucular hakkında 2911 sayılı Yasa’ya muhalefetten açılan davada başvuruculara verilen 1 yıl 6 ay hapis cezası ile 343 TL para cezası verilmesi, temyizden sonra yeniden aynı cezaya hükmedilmesi ancak bu kez 5 yıl süre için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi – 11. madde ihlali
Öğrü v. Türkiye, Başvuru no. 19631/12, Karar tarihi: 17.10.2017
13 Ekim 2010’da çalıştığı kurumda kreş açılması için Adana Adliyesi önünde sendikalarla basın açıklamasına katılan başvurucuya Valiliğin Adliye’nin 30 metre yakınında basın açıklaması yapılmasını yasakladığı gerekçesiyle 143 TL para cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali
Kaya ve Gül v. Türkiye, Başvuru no. 47988/09, Karar tarihi: 24.10.2017
Kamu-Sen’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası üyesi olan ve aynı zamanda Mersin ve Diyarbakır’da Ekonomi Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerinde memur olan başvuruculara sendikanın basın açıklamasına katıldıkları gerekçesiyle uyarı ve kınama cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali [Mahkeme ayrıca o dönemde disiplin cezalarına itiraz edilmesiyle ilgili etkili bir yol olmaması nedeniyle 13. maddenin de ihlal edildiğine karar verdi.]
Durmuş v. Türkiye, Başvuru no. 5159/10, Karar tarihi: 24.10.2017
Eğitim-Sen üyesi lise öğretmeni olan başvurucuya Mayıs 2009’da Sendika tarafından düzenlenen basın açıklamasına katılım yapılması için tahtaya not asması nedeniyle 30 Eylül 2009 tarihinde kınama cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali
Özdemir Gürcan v. Türkiye, Başvuru no. 2722/10, Karar tarihi: 24.10.2017
Eğitim-Sen üyesi ve ilkokul öğretmeni olan başvurucuya 23 Kasım 2008’de sendika tarafından düzenlenen ‘kadına şiddete hayır’ eylemine katıldığı gerekçesiyle kınama cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali [Mahkeme ayrıca o dönemde disiplin cezalarına itiraz edilmesiyle ilgili etkili bir yol olmaması nedeniyle 13. maddenin de ihlal edildiğine karar verdi.]
Süleyman Çelebi ve Diğerleri (no. 2) v. Türkiye, Başvuru no. 22729/08, Karar tarihi: 12.12.2017
1 Mayıs 2007 tarihinde Emek ve Dayanışma Günü’nü – İşçi Bayramı’nı İstanbul Taksim meydanında kutlamak amacıyla DİSK, TTB ve Dev Sağlık-İş temsilcilerinin 19 Nisan 2007’de İstanbul Valiliği’ne bildirimde bulunması ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 30 Nisan 2007’de birkaç temsilcinin anıta çiçek bırakması dışında basın açıklaması ve toplanma taleplerini reddetmesi ve 1 Mayıs’ta Taksim’e giden kişilere polislerin biber gazı ve tazyikli suyla saldırması, çok sayıda kişinin gözaltına alınması ve polis şiddetine karşı yapılan şikayetler cezasız kalırken aralarında başvurucu Süleyman Çelebi’nin de olduğu göstericilere dava açılması – 11. maddenin ihlali
Ögrü ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 60087/10, Karar tarihi: 19.12.2017
Kasım 2009’da Adana genelinde eylem düzenlenmesinin ve slogan atılmasının yasaklandığı bir genelgenin yayımlanmasının ardından Aralık 2009 – Nisan 2010 tarihleri arasında İnsan Hakları Derneği üyesi olan başvurucuların Adana’da çeşitli tarihlerde düzenlenen basın açıklaması ya da oturma eylemi gibi çeşitli eylemlere katılmaları nedeniyle başvuruculara her eylem nedeniyle ayrı ayrı 143 TL para cezası kesilmesi – 11. maddenin ihlali [İHAM’ın bu kararda ‘insan hakları savunucusu olarak barışçıl eylemlere katılma hakkı’ tespiti önemli.]
Ayrımcılık Yasağı
Yavuz Nal ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 11736/09, Karar tarihi: 13.06.2017
Değişik tarihlerde evlenen ve Medeni Kanun’un 187. maddesine göre eşlerinin soyadını almak zorunda kalan dört kadın başvurucunun evlenmeden önceki soyadlarını kullanmak üzere değişik tarihlerde açtıkları davaların reddedilmesi – Ünal Tekeli v. Türkiye kararına atıfla, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlali
Mülkiyet Hakkı
Yaşar Holding A.Ş. v. Türkiye, Başvuru no. 48642/07, Karar ctarihi: 04.04.2017
1999 yılında Yaşar Bank’ın Bakanlar Kurulu kararı ile TMSF’ye devredilmesi ve bu karara karşı Danıştay’a yapılan başvurunun reddedilmesi – mülkiyet hakkı ihlali
Joannou v. Türkiye, Başvuru no. 53240/14, Karar tarihi: 12.12.2017
KKTC’deki bir köyde beş dönüm arazisi olan başvurucunun 2005’te kurulan ve KKTC’de olan ancak erişimin artık mümkün olmadığı taşınmaz sahiplerinin başvurması için kurulan komisyona Mayıs 2008’de başvurmuş olmasına rağmen Mart 2017 itibarıyla hala sonuç alamamış olması – Mülkiyet hakkının ihlali
Eğitim Hakkı
Çölgeçen ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 50124/07, Karar tarihi: 12.12.2017
2001 yılının Kasım ayında İstanbul Üniversitesi’nin değişik bölümlerinde okuyan başvurucuların dilekçeyle üniversite rektörlüğüne başvurarak Kürtçe dersi konulmasını istemeleri üzerine 14 Şubat 2002 tarihinde YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 9 (d) ve 10 ( e) maddelerine dayanılarak iki başvurucunun iki dönem okuldan uzaklaştırılması, altı başvurucunun ise okuldan atılması, başvurucuların isimlerinin üniversite tarafından ‘terörist’ olarak tanımlanarak ilan panosuna asılması, okula girişlerinin engellenmesi, bazıları hakkında ceza soruşturması başlatılması – İdare Mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilerek öğrencilerin yeniden derslerine girmelerine imkan tanınması ve daha sonra disiplin cezalarının iptal edilmesine rağmen İHAM, mağdurluk statüsünün devam ettiğine ve eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verdi. [Başvurucuların devletin üniversitede anadilde eğitim verme yükümlülüğü olduğu ve bu eğitimi vermediği sebebiyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiası ise 6 aylık sürenin kaçırılmış olması nedeniyle süre bakımından kabul edilemez bulundu.]
Geçici Tedbir
Özakça v. Türkiye, Başvuru no. 45940/17 ve Gülmen v. Türkiye, Başvuru no. 46171/17, Karar tarihi: 02.08.2017
İHAM, mesleklerinden ihraç edilen ve mesleklerine geri dönebilmek için açlık grevine başlayan, bu nedenle tutuklanan Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in İç Tüzük’ün 39. maddesi uyarınca tedbir taleplerini reddetti.
KABUL EDİLEMEZLİK KARARLARI
Kadriye Çatal v. Türkiye, Başvuru no. 2873/17, Karar tarihi: 07.03.2017
Ankara’da hakimlik yapmakta iken 15 Temmuz darbe girişiminin ardından HSYK’ye 2. Dairesi tarafından 16 Temmuz 2016’da açığa alınan, dört gün gözaltında kaldıktan sonra 20 Temmuz 2016’da serbest bırakılan ve 23 Temmuz 2016’da 667 sayılı OHAL KHK’si ile ihraç edilen Kadriye Çatal’ın Sözleşme’nin 6., 7., 8., 13., 14., 15., 17., 18. maddelerinin ve Ek 1 numaralı Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiği iddiasında İHAM, 685 sayılı KHK ile kurulan OHAL İnceleme Komisyonu’na başvurulması gerektiğini söyleyerek iç hukuk yolları tüketilmediğinden kabul edilemezlik kararı verdi.
Paşa Bayraktar ve Aydınkaya v. Türkiye, Başvuru no. 38337/12, Karar tarihi: 16.05.2017
22 Kasım 2011’de başlatılan KCK operasyonları kapsamında gözaltına alınıp 26 Kasım 2011 tarihinde serbest bırakılan, daha sonra haklarında örgüt üyesi oldukları iddiasıyla dava açılan başvurucuların gözaltı süresinin uzunluğu nedeniyle İHAS’ın 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine dair başvurularında İHAM, gözaltından serbest bırakıldıktan itibaren üç ay içerisinde CMK’nin 141. maddesi uyarınca tazminat davası açılmaması nedeniyle iç hukuk yolları tüketilmediğinden kabul edilemezlik kararı verdi.
Esat Renan Pekünlü v. Türkiye, Başvuru no. 25832/14, Karar tarihi: 16.05.2017
Başörtülü bir öğrencisini derse almayarak öğrenim hakkını engellediği için aldığı 2 yıl 1 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün Türk Ceza Kanunu’nun 112. maddesine dayanılarak verilen hapis cezasının öngörülebilir olmadığını ve bu nedenle Sözleşme’nin 7. maddesinde düzenlenen ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz’ ilkesine aykırı olduğunu ileri sürdüğü başvuruda, İHAM, ilgili yasal değişiklikten ve Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü kararından sonra söz konusu yasal düzenlemenin ulaşılabilir ve öngörülebilir olduğuna karar vererek başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun buldu.
Köksal v. Türkiye, Başvuru no. 70478/16, Karar tarihi: 12.06.2017
Erzurum 1071 Malazgirt İlkokulu’nda öğretmenlik yapmaktayken 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 1 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 672 sayılı OHAL KHK’siyle ihraç edilen başvurucunun adil yargılanma hakkının ve ayrıca Sözleşme’nin 7., 8., 10., 13. ve 14. maddelerinin ihlal edildiği iddiası – Mahkeme, 685 sayılı KHK ile kurulan OHAL Komisyonu’nun kararlarının İdare ve Anayasa Mahkemesi denetimine açık olduğu ve bu Komisyon’un ulaşılabilir bir yol olduğu gerekçesiyle mesleklerinden ihraç edilen kişiler için tüketilmesi gereken bir yol olduğunu söyleyerek iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvuruyu kabul edilemez buldu.
Metis Yayıncılık Limited Şirketi ve Sökmen v. Türkiye, Başvuru no. 4751/07, Karar tarihi: 20.06.2017
TCK’nin 301. maddesinde düzenlenen ‘Türklüğü aşağılama suçu’nu oluşturacak ifadeler içerdiği iddiasıyla avukat Kemal Kerinçsiz tarafından yapılan şikayet sonucu “Baba ve Piç” romanının yazarı Elif Şafak ve Metis Yayınları Sorumlusu Semih Sökmen hakkında başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verilmesi nedeniyle Mahkeme, başvurucuların ifade özgürlüğü yönünden mağdur statülerinin olmadığına karar vererek başvuruyu kabul edilemez buldu. Mahkeme burada başvurucular ve kitabın yazarı hakkında bir ceza davası açılmamış olmasını, tutuklanmamış olmalarını, bu kişilerin yıllarca cezai tehdit altında kalmamış olmasını ve sürecin kısa zaman içinde ve takipsizlik gibi aslında yargı sistemi içerisinde bu kişilerin karşılaşabilecekleri en olumlu sonuçla sonuçlanmış olmasını dikkate aldı.
Cumhuriyet Halk Partisi v. Türkiye, Başvuru no. 48818/17, Karar tarihi: 21.11.2017
16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen ve ülkenin ‘tek adam’ yönetimine geçişi gibi Hükümet sisteminde ve Anayasa ve pek çok kanunda köklü değişiklikler getiren anayasa referandumu sırasında Yüksek Seçim Kurulu tarafından sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulaları ve zarfların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmesi nedeniyle serbest seçim hakkının ihlal edildiği iddiası – Referandumun ‘yasama organı seçimi’ olmaması nedeniyle konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemezlik kararı
Hükümet’ten Savunma İstenilen Başvurular
Tutuklu HDP’li milletvekilleri
29 Haziran 2017 tarihinde, başvurunun yapıldığı dönemde tutuklu yargılanan 11 HDP milletvekili hakkında Hükümet’ten savunma istedi. (Demirtaş ve Diğerleri, Başvuru no. 14305/17)
Tutuklu gazetecilerin başvuruları
8 Haziran 2017 tarihinde Tutuklu Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının Sabuncu ve Diğerleri, Başvuru no. 23199/17 başvurusunda, 13 Haziran 2017 tarihinde Atilla Taş ve Murat Aksoy’un başvurusunda (Başvuru no. 72/17 ve 80/17), Nazlı Ilıcak’ın başvurusunda (Başvuru no. 1210/17), Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın başvurusunda (Başvuru no. 13237/17 ve 13252/17), Şahin Alpay’ın başvurusunda (Başvuru no. 16538/17), Ali Bulaç’ın başvurusunda (Başvuru no. 25939/17), 3 Temmuz 2017 tarihinde Ahmet Şık’ın başvurusunda (Başvuru no. 36493/17) ve Deniz Yücel’in başvurusunda (Başvuru no. 27684/17) Hükümet’ten savunma istedi.
Sokağa Çıkma Yasağı Başvuruları – Sedat Aydın ve Diğerleri, Başvuru no. 63130/15
İHAM, 12 Mayıs 2017 tarihinde, Diyarbakır Sur’da ve Şırnak Cizre’de ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan hak ihlalleriyle ilgili dört yeni başvuruda daha yaşam hakkı ve özgürlük ve güvenlik hakkı ihlali iddialarına ilişkin Hükümet’ten savunma istedi.
Çelik v. Türkiye, Başvuru no. 46127/11
İHAM, 17 Temmuz 2017 tarihinde, eyleme katıldığı ve burada PKK lehine sloganlar attığı iddiasıyla Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesine atıfla 220. maddesinin 6. fıkrasından örgüt üyesi olduğu ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin 2. fıkrasından örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle ceza alan başvurucunun başvurusunda ifade özgürlüğünün yanı sıra, masumiyet karinesinin ihlal edilip edilmediğini sordu. En önemlisi, Venedik Komisyonu’nun TCK md. 216, 299, 301 ve 314’e ilişkin raporuna atıfla bu cezanın İHAS’ın 7. maddesindeki ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz’ ilkesine aykırı olup olmadığıyla ilgili Hükümet’ten savunma istemesi.
Demir v. Türkiye, Başvuru no. 45540/09
İHAM, 24 Ağustos 2017 tarihinde, 27 Ocak 2008 tarihinde bir eyleme katıldığı, burada yüzü kapalı şekilde slogan attığı gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesine atıfla 220. maddesinin 6. fıkrasından örgüt üyeliği suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası alan başvurucunun davasında, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma özgürlüğünün yanı sıra masumiyet karinesinin ihlal edilip edilmediğini sordu. Çelik başvurusunda olduğu gibi, Venedik Komisyonu’nun TCK md. 216, 299, 301 ve 314’e ilişkin raporuna atıfla bu cezanın İHAS’ın 7. maddesindeki ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz’ ilkesine aykırı olup olmadığıyla ilgili Hükümet’ten savunma istedi.
Ragıp Zarakolu v. Türkiye, Başvuru no. 15064/12
İHAM, 1 Eylül 2017 tarihinde 2011 yılında KCK soruşturmaları kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan ve 10 Nisan 2012 tarihinde tahliye edilen Ragıp Zarakolu’nun başvurusunda Sözleşme’nin 5. ve 10. maddelerinin ihlal edilip edilmediği yönünde Hükümet’ten savunma istedi.
Anter Anter v. Türkiye, Başvuru no. 8340/07
‘İstenmeyen kişi’ ilan edilerek 1972 yılında vatandaşlıktan çıkartılan ve 2012 yılına kadar Türkiye’ye girişi yasaklanan başvurucunun seyahat özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği konusunda Hükümet’e soru soruldu.
Semih Özakça ve Nuriye Gülmen v. Türkiye, Başvuru no. 45940/17 ve 46171/17
Mesleklerinden ihraç edilen ve mesleklerine geri dönebilmek için açlık grevine başlayan, bu nedenle tutuklanan Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in İç Tüzük’ün 39. maddesi uyarınca tedbir taleplerini reddeden İHAM, başvurunun öncelikli incelenmesine karar vererek 2 Ekim 2017 tarihinde Hükümet’e başvurucuların özgürlük ve güvenlik haklarının ve bu hak ile bağlantılı olarak yaşam hakları ile kötü muamele yasağının ihlal edilip edilmediğini sordu.
Micheal Dickinson v. Türkiye, Başvuru no. 25200/11
Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı üzerinde Amerikan bayrağı ve ‘Bush’un köpeği olmayacağız’ yazan beyaz bir bez taşıyan bir köpek olarak çizen, bu yüzden başbakana hakaret suçundan tutuklanan Britanyalı kolaj sanatçısı Michael Dickinson’ın başvurusunda ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği soruldu.
Bahaettin Uzan v. Türkiye, Başvuru no. 30836/07
30 Ekim 2017 tarihinde, Cem Uzan’ın amcasının yargılandığı davada HSYK kararıyla davanın yeniden verildiği dönemin İstanbul 8. ACM’sinin ve dönemin mahkeme başkanının tarafsız ve bağımsız kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin Hükümet’ten savunma istendi.
Deniz Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Klubü Derneği v. Türkiye, Başvuru no. 48924/16
7 Kasım 2017 tarihinde İHAM, kararlarına karşı AYM başvurusu yapılamayan TFF Tahkim Kurulu’nun Amedspor’da futbolcu olan Deniz Naki’ye sosyal medya paylaşımı nedeniyle 12 maç ceza vermesinin Naki’nin etnik kökeni ve siyasi görüşleri nedeniyle 10. ve 14. maddeye aykırı olup olmadığını sordu. [İHAM bu sene içerisinde daha önce Galatasaray eski yöneticisi Sedat Doğan ve eski hakem İbrahim Tokmak hakkında TFF tarafından verilen cezalar hakkında da Hükümet’ten savunma istemişti. Bu başvurularla ilgili ve Hükümet’e sorulan sorularla ilgili avukat Mert Yaşar’ın blogu okunabilir.]
Trackbacks & Pingbacks