Aralık 2017 – AYM ve İHAM Kararları Bülteni
Merhaba,
Yeni yılın ilk bülteniyle karşınızdayız. Aralık 2017’de çıkan 9 Anayasa Mahkemesi ve 13’ü Türkiye’ye karşı 19 İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarının yer aldığı bülten aşağıda.
Kadın hukuk fakültesi öğrencileriyle hazırladığımız bu on ikinci bültende İHAM karar çevirilerini Serde Atalay, Sıla Sunar, Ayşenur Keskiner, İlke Özenç, İrem Şanlı ile birlikte yaptık.
Ağustos 2015’ten bu yana çıkan bültenlere buradan ulaşabilirsiniz. 2017 yılında İHAM’ın Türkiye’ye karşı verdiği bütün ihlal kararlarına, bazı önemli kabul edilemezlik kararlarına ve Hükümet’ten savunma istediği başvurulara buradan ulaşabilirsiniz.
Önümüzdeki ay görüşmek üzere.
AYM Kararları
Özgürlük ve Güvenlik Hakkı
7 Aralık 2017
Furkan Omurtag başvurusu, Başvuru no. 2014/18179, Karar tarihi: 25.10.2017
Olay tarihinde çocuk olan ve hırsızlığa teşebbüs suçundan tutuklanan, tutuk itirazları reddedilen, hakkında mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal ve hırsızlığa teşebbüs suçlarından dava açılan ve bu suçlardan ceza alan başvurucunun kendisine cinsel istismarda bulunan kişi ile aynı cezaevine konulması – AYM, suç olan eylemi yaparken görülmesi üzerine kaçarken yakalanması nedeniyle kuvvetli sup şüphesinin olduğuna ancak ilgili uluslararası sözleşmeler ve belgeler uyarınca tutuklama tedbirinin çocuklar bakımından en son başvurulacak yol olduğunun ve suç ile uygulanan yaptırımın ağırlığı arasındaki orantının dikkate alınmadan çocuk yaştaki başvurucunun tutuklanmasının 19/3 ihlali olduğuna karar verdi. [kendisine cinsel istismarda bulunan kişiyle aynı cezaevinde bulunma nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiası ise iç hukuk yolları tüketilmediğinden kabul edilemez bulundu.]
Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz İlkesi
21 Aralık 2017
Cem Burak Karataş başvurusu, [Genel Kurul], Başvuru no. 2014/19152, Karar tarihi: 18.10.2017
Seks işçisi olan trans başvurucunun 28 Ağustos 2014’te Ankara’da bir caddede müşteri beklerken polislerin kendisine “fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız ettiği” gerekçesiyle Kabahatler Kanunu’nun 37. maddesine göre 91 TL idari para cezası kesmesi – Kabahatler Kanunu’nda fuhuş yapmak suç/kabahat olarak tanımlanmamış ve söz konusu kanun maddesinde ‘mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız etmek’ten söz edilmiş olmasına rağmen başvurucuya para cezası verilmesi kanunilik ilkesine aykırıdır.
Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı
29 Aralık 2017
Hasip Kaplan başvurusu (no. 2), Başvuru no. 2014/2420, Karar tarihi: 08.11.2017
Yenişafak Gazetesi’nin 18 Ağustos 2011 tarihli sayısında aralarında başvurucunun da olduğu Barış ve Demokrasi Partisi milletvekillerinin fotoğraflarına da yer verilen ve BDP’li vekillerin Hakkari Çukurca’da hayatını kaybeden 11 askerin ölümünden sorumlu tutulduğu ‘KATİL SİZSİNİZ’ başlıklı haberin manşetten paylaşılması nedeniyle başvurucunun açtığı tazminat davasının reddedilmesi – Haberin basın özgürlüğü kapsamında kaldığına karar verilerek, başvurucunun şeref ve itibarının korunmasını isteme hakkının ihlal edilmediğine karar verildi.
İfade Özgürlüğü
14 Aralık 2017
Ali Kıdık başvurusu, Başvuru no. 2014/5552, Karar tarihi: 26.10.2017
Havacılığa ilişkin haberlerin ve köşe yazılarının yer aldığı Airporthaber.com adlı internet sitesinin sahibi ve genel yayın yönetmeni olan başvurucunun 2014 yılında Türk Hava Kurumu başkanı O.Y. hakkında THK’nin yönetiliş biçiminin, borçlarının, bazı şirketlere ve kişilere haksız kazanç sağladığının iddia edildiği beş köşe yazısı nedeniyle O.Y.’nin kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin internet sayfalarına erişimin engellenmesine karar vermesi ve bu karara yapılan itirazların gerekçe gösterilmeden reddedilmesi – İfade özgürlüğü ihlali
16 Aralık 2017
Hacı Boğatekin başvurusu(no. 2), Başvuru no. 2014/12162, Karar tarihi: 21.11.2017
Adıyaman’da çıkan Gerger Fırat gazetesinin sahibi olan başvurucunun 9 Eylül 2011 tarihinde AKP milletvekili Mehmet Metiner’e ‘dönek’ dediği köşe yazısı nedeniyle hakkında hakaret davası açılması, erteleme kararı verilen davada 3.500 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesi – İfade ve basın özgürlüğü ihlali
18 Aralık 2017
Hacı Boğatekin başvurusu, Başvuru no. 2014/18101, Karar tarihi: 26.10.2017
Adıyaman’da çıkan Gerger Fırat gazetesinin sahibi olan başvurucunun 28 Ekim 2013 tarihinde dönemin Adıyaman valisi M.D.’ye küfür ve hakaret içeren ifadelerin yer aldığı köşe yazısı nedeniyle 18 Eylül 2014’te hakaret suçundan 1.740 TL adli para cezası verilmesi – İfade ve basın özgürlüğü ihlali
19 Aralık 2017
Bizim FM Radyo Yayıncılığı ve Reklamcılık A.Ş. başvurusu [Genel Kurul], Başvuru no. 2014/11028, Karar tarihi: 19.12.2017
Radyonun 1995 yılında almış olduğu yayın iznine istinaden yayın yapmaktayken kendi isteği ile yayınlarına ara verdiği, yeniden başlamak istediğinde ise talebinin RTÜK tarafından yeniden sıralaması ihalesi yapılana kadar idare tarafından reddedilmesinin yayın yapma hakkını sınırlandırdığı iddiası – İfade özgürlüğü ihlali
28 Aralık 2017
İrfan Sancı başvurusu, Başvuru no. 2014/20168, Karar tarihi:
Sel Yayıncılık müdürü olan başvurucuya yayınevinden 2011 yılında çıkan ve yirmi yerinde detaylı olarak eşcinsel ilişkiye yer verilen Yumuşak Makine romanını basarak Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu uyarınca müstehcen bir yayını basmaktan verilen cezanın ertelenmesi – İfade ve sanat özgürlüğü ihlali
Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü
20 Aralık 2017
Abdulvahap Can ve Diğerleri başvurusu, Başvuru no. 2014/3793, Karar tarihi: 08.11.2017
Batman Eğitim-Sen üyesi ve yöneticisi olan başvurucuların Kurdi-Der ve Barış ve Demokrasi Partisi Batman il örgütü ile birlikte özel bir şirketin işletiminde olan on beş bilboarda toplamda 1.770 TL vererek ‘anadilde eğitim’ temalı afişler astırması nedeniyle başvuruculara Kabahatler Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca ayrı ayrı 1.500 TL idari para cezası verilmesi – Sendikal hakların ihlali
İHAM Kararları
Yaşam Hakkı ve Etkili Soruşturma Yürütme Yükümlülüğü
D.L. v. Avusturya, Başvuru No: 34999/16, Karar Tarihi: 07.12.2017
Başvurucunın Sırp asıllı olup kendisi hakkında “Kosova’da bir kiralık katil tutarak kardeşinin eski eşini öldürmeye teşebbüs ettiği” isnadında bulunulması, Kosova Ceza Kanunu’na göre hakkında soruşturma başlatılması sebebiyle Avusturya’dan iadesine karar verilmiş olması, bu sırada Avusturya’da gözaltında tutulması, başvurucunun ise öncelikle suçlu olmadığını ikinci olarak ise hakkında suç isnadında bulunan kardeşinin eski eşinin Kosova’da önemli ve tehlikeli bir aile olması sebebiyle güvenliğinden endişe ettiğini belirtmesi, ayrıca bu ailenin kendisi hakkında kan davası güdebilecekleri iddiası, ek olarak Kosova’daki hapishane şartlarının çok kötü olması sebebiyle Kosova’da hapse girdiğinde başvurucunun kötü muameleye maruz kalacak olduğu iddiası, yerel mahkemenin ise davanın esasına girmeyerek yalnızca yeterli şüphe bulunup bulunmadığını incelediğini belirterek başvurucunun ülkesine iadesine karar vermesi, bu nedenle başvurucunun sözleşmenin 2. ve 3. maddeleri gereğince iade edildiği yerde işkence ve yaşam hakkının ihlali şüphesi mevcut olduğundan iadesinin mümkün olmaması gerektiği iddiası – Konuyu “bireysel risk”, “iddia edilen kan davası olayından korunmak” “gözaltı koşulları” olarak ayrı ayrı ele alan Mahkeme, hapiste Lu ailesinin herhangi bir üyesinin bulunduğuna dair delil olmaması, bu nedenle hapishanenin ve Kosova’nın başvurucu için güvensiz olacağı iddiasının kanıtlanamaması sebebiyle 2. ve 3. maddenin ihlal edilmediğine karar verdi.
Özgürlük ve Güvenlik Hakkı
Özçayır ve Çiçek v. Türkiye, Başvuru no. 1962/07, Karar tarihi: 12.12.2017
22 Nisan 2006 tarihinde istihbarat raporlarına dayanılarak PKK’nin gençlik yapılanması üyesi olduğu iddiasıyla örgüt üyesi olma suçundan gözaltına alınan, 24 Nisan 2006 tarihinde tutuklanan başvurucunun yaptığı bütün tutuk itirazlarının reddedilmesi, 30 Kasım 2006 tarihinde tahliye edip 4 Kasım 2008’de beraat etmesi – 24 Nisan 2006 – 30 Kasım 2006 tarihleri arasında hakim karşısına çıkamadığı için 5/4 ihlali. [Mahkeme, başvurucunun ‘uzun tutukluluk’ iddiasını ise CMK’nin 141. maddesine gidilmediği için iç hukuk yolları tüketilmediğinden kabul edilemez buldu.]
Adil Yargılanma Hakkı
Yumuşak ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 54597/09, Karar tarihi: 12.12.2017
Orduda görevli olan başvurucuların gizli soruşturma raporlarına dayanılarak ordudan atılması ve açtıkları davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından gizli raporlara dayanılarak reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali
Kaya v. Türkiye, Başvuru no. 332/13, Karar tarihi: 12.12.2017
1 Ağustos 1989 tarihinde istihbari belgeler gerekçeler gösterilerek ordudan atılan başvurucunun 4 Ağustos 2011’de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davanın 24 Nisan 2012 tarihinde reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali [Mahkeme, gizli belgeler nedeniyle ayrıca inceleme yapmaya gerek görmemiştir.]
Kılıç v. Türkiye, Başvuru no. 46227/11, Karar tarihi: 12.12.2017
Oğulları zorunlu askerlik hizmeti sırasında ölen başvurucuların 2 Şubat 2006 tarihinde açtıkları tazminat davasının üçü askeri hakim olmak üzere beş kişiden oluşan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali
Çulhaoğlu v. Türkiye, Başvuru no. 38958/12, Karar tarihi: 12.12.2017
Oğulları zorunlu askerlik hizmeti sırasında ölen başvurucuların 11 Eylül 2009 tarihinde açtıkları tazminat davasının üçü askeri hakim olmak üzere beş kişiden oluşan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi – Tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının ihlali
Şahin v. Türkiye, Başvuru no. 27303/09, Karar tarihi: 12.12.2017
11 Temmuz 2000 tarihinde Adana’da hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen, 20 Temmuz 2000 tarihinde avukat yokluğunda jandarma önünde ifade veren ve 15 Eylül 2000 tarihinde avukat yokluğunda Devlet Güvenlik Mahkemeleri önünde tutuklanan ve müebbet hapis cezası alan başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası – Avukatla temsil edilme hakkının ve 8 yıl 4 ay süren yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlali
Kumbaracıbaşı v. Türkiye, Başvuru no. 23453/06, Karar tarihi: 12.12.2017
Ankara’da sahibi olduğu apartmanın karşı çaprazına imar planına aykırı olarak 148 metre daha uzun apartman yapılmasına karşı açtığı davada mahkemelerin verdiği iptal kararının uygulanmaması – 6. madde ihlali
Dik v. Türkiye, Başvuru no. 24536/09, Karar tarihi: 12.12.2017
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması yasası kapsamında kurulan komisyona zorla köyünü terk etmek zorunda kaldığı gerekçesiyle başvuran başvurucunun tazminat talebinin reddedilmesine karşı Van İdare Mahkemesi’nde açmak istediği davasının fakirlik belgesi sunmasına rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeden adli yardım talebi reddedildiği ve başvuru harcını ödeyemediği için davanın 29 Aralık 2006 tarihinde düşürülmesi – Mahkemeye erişim hakkının ihlali
Kuveydar v. Türkiye, Başvuru no. 12047/05, Karar tarihi: 19.12.2017
Örgüt üyesi olma suçundan 20 yıl 10 ay hapis cezası alan başvurucunun yargılandığı sürede avukatla temsil edilmemesi ve çağırdığı tanıkların dinlenilmemesi – 6. madde ihlali
Ramda v. Fransa, Başvuru no:78477/11, Karar tarihi: 19.12.2017
1995 yılında Paris’te gerçekleşen birtakım terörist saldırılar sonucu yapılan soruşturmada Cezayir vatandaşı olan başvurucu hakkında ayrı ayrı 6 Ekim 1995’te Maison Blanche metro istasyonu yakınında, 17 Ekim 1995’te Orsay Garı’nda ve 25 Temmuz 1995’te Saint- Michel istasyonunda gerçekleşen saldırılardan dolayı üç ayrı uluslararası yakalama emri çıkarılması, Birleşik Krallık’ta Al Ansar dergisiyle olan ilişiği yüzünden terörist grup lideri şüphelisi olan başvurucunun 2005’te Fransa’ya teslim edilmesi üzerine gözaltına alınması, Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada terörizm kapsamında suç örgütü üyeliğinden 2006’da on yıl hapis cezasına mahkum edilmesi ve yedi bağımsız profesyonel hakimden oluşan Özel Mahkeme tarafından ise 2007’de terörizm kapsamında kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde kullanımı sonucu mala zarar verme suçlarından ömür boyu hapis cezasına mahkum edilmesi – Mahkeme adil yargılanma hakkının ve ne bis in idem ilkesinin (Ek7. Protokol’ün 4. Maddesi) ihlal edilmediğine hükmetmiştir.
Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı
Yonchev v. Bulgaristan, Başvuru No:12504/09, Karar Tarihi: 07.12.2017
1977’den beri polis memuru olarak çalışan ve çeşitli uluslararası görevlerde yer alan Yonchev’in 2001 yılı için yeni göreve başvurması sebebiyle çeşitli psikolojik testlerden geçmesi ve bu testler sonucu göreve uygun olmadığının belirlenmesi üzerine 2003 yılında Kişisel Verileri Koruma Yasası uyarınca İçişleri Bakanlığı’nda bulunan kişisel personel dosyasına erişmek için başvuruda bulunması, bu başvurunun önce idari sonra adli süreçlerden geçtikten sonra reddedilmesi, İçişleri Bakanı’nın 2006’da Yonchev’in tüm personel dosyasının kısıtlandığı gerekçesiyle başvurucunun dosyaya erişimini reddetmesi; ve dosyada hassas olmayan belgeler bulunsa bile, bazı gizli belgelerin bulunması nedeniyle dosyanın tamamının korunması gerektiği sonucuna varılması ve bu kararın daha sonra ulusal mahkemelerce 2008’de onaylanması üzerine başvurucunun kişisel verilere erişiminin reddinin doğru bir şekilde gerekçelendirilmediği iddiasıyla İHAM’a başvurması – 8. maddenin ihlali
Din ve Vicdan Özgürlüğü
Hamidovic v. Bosna Hersek, Başvuru No. 57792/15, Karar Tarihi: 05.12.2017
Bosna Hersek Sarajevo’da Amerikan Büyükelçiliği’ne gerçekleştirilen bir saldırıdan sonra sanıkların davasında tanık olarak dinlenmek üzere çağrılan ve Vahabi/Selefi İslam inancına sahip grubun üyesi olan başvurucu Husmet Hamidović’in duruşma esnasında takkesini çıkarmayı reddetmesi, Mahkeme başkanının kendisini mahkeme kuralları gereğince takkesini çıkarması gerektiği konusunda uyarması ancak başvurucunun bunu kabul etmemesi üzerine duruşma salonundan kovularak mahkemeye itaatsizlikten ötürü 10,000 BAM para cezasına çarptırılması, istinaf mahkemesinin verilen kararı başvurucunun din özgürlüğünün ihlal edilmediğinden bahisle para cezasının miktarını düşürerek kısmen onaması, başvurucunun para cezasını ödememesi üzerine Ceza Kanununun ilgili hükmü uyarınca para cezasının kendiliğinden otuz günlük hapis cezasına dönüşmesi, başvurucunun cezasını çekmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruda mahkemenin ilk derece mahkemesinin gerekçesini aynen benimseyerek İHAS Madde 9 ve madde 14 bakımından ihlal bulmaması, ancak para cezasının yerine getirilmemesi halinde doğrudan hapis cezasına dönüşmesini öngören kanun hükmünün İHAS madde 6’yı ihlal ettiğine karar vererek hukuki güvenlik prensibi gereğince ilgili kanun hükmünün değiştirilmesi gerektiğine hükmetmekle yetinmesi, başvurucunun mahkeme huzurunda takkesini çıkarmayı reddettiği için cezalandırıldığını, bu nedenle İHAS madde 9 ve madde 14’ün ihlal edildiğini öne sürerek İHAM’a başvurması – Mahkeme, başvurucunun sadece takkesini çıkarmamasından ötürü aleyhine mahkemeye itaatsizlik suçuna hükmedilmesini demokratik bir toplumda gerekli görmeyerek davalı devletin takdir yetkisinin sınırlarını aştığına ve dolayısıyla din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetmiş, ayrımcılık yasağının ihlali bakımından yapılan şikayeti din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin şikayetin tekrarı olarak gördüğünden ayrımcılık yasağı bakımından ayrıca inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar vermiştir.
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı
Süleyman Çelebi ve Diğerleri (no. 2) v. Türkiye, Başvuru no. 22729/08, Karar tarihi: 12.12.2017
1 Mayıs 2007 tarihinde Emek ve Dayanışma Günü’nü – İşçi Bayramı’nı İstanbul Taksim meydanında kutlamak amacıyla DİSK, TTB ve Dev Sağlık-İş temsilcilerinin 19 Nisan 2007’de İstanbul Valiliği’ne bildirimde bulunması ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 30 Nisan 2007’de birkaç temsilcinin anıta çiçek bırakması dışında basın açıklaması ve toplanma taleplerini reddetmesi ve 1 Mayıs’ta Taksim’e giden kişilere polislerin biber gazı ve tazyikli suyla saldırması, çok sayıda kişinin gözaltına alınması ve polis şiddetine karşı yapılan şikayetler cezasız kalırken aralarında başvurucu Süleyman Çelebi’nin de olduğu göstericilere dava açılması – 11. maddenin ihlali
Ögrü ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 60087/10, Karar tarihi: 19.12.2017
Kasım 2009’da Adana genelinde eylem düzenlenmesinin ve slogan atılmasının yasaklandığı bir genelgenin yayımlanmasının ardından Aralık 2009 – Nisan 2010 tarihleri arasında İnsan Hakları Derneği üyesi olan başvurucuların Adana’da çeşitli tarihlerde düzenlenen basın açıklaması ya da oturma eylemi gibi çeşitli eylemlere katılmaları nedeniyle başvuruculara her eylem nedeniyle ayrı ayrı 143 TL para cezası kesilmesi – 11. maddenin ihlali [İHAM’ın bu kararda ‘insan hakları savunucusu olarak barışçıl eylemlere katılma hakkı’ tespiti önemli.]
Ayrımcılık Yasağı
Alković v. Karadağ, Başvuru No: 66895/10, Karar Tarihi: 05.12.2017
Karadağ vatandaşı, Roman ve Müslüman olan başvurucu Rizo Alković’in Karadağ’da yaşadığı dönemde komşuları tarafından silahlı saldırılarla tehdit edilmesi, evinin kapısına bir ramazan bayramı günü büyük bir çarpı işareti çizilerek “git yoksa pişman olursun” içerikli mesajın bırakılması gibi etnik ve dini temelli çeşitli saldırılara maruz kalması, söz konusu saldırılar nedeniyle şüpheli bulduğu komşuları hakkında polise şikayette bulunması, soruşturma makamına iletilen şikayetler kapsamında birkaç ay sonra yalnızca evin kapısının işaretlenmesi ile mesaj bırakma olayının güvenliği tehdit edici yönünün bulunduğu ve suçluların araştırmaya devam edilmesi gerektiği sonucuna varılırken diğer saldırıların bir tehdit niteliğinde olmadığı şeklinde sonuca varılması, söz konusu saldırı olayına ilişkin iddia ve şikayetlerinde delil yetersizliği nedeniyle yerel mahkeme ve temyiz aşamalarında reddedilmesi sonucu İHAM’a başvurması – özel ve aile hayatına saygı hakkının ayrımcılık yasağını ile bağlantılı olarak ihlali (Mahkeme bu başvuruda düşünce, vicdan ve din özgürlüğü ile etkili başvuru yönünden şikayetlerin incelenmesine gerek görmedi.)
Ribać v. Slovenya, Başvuru No. 57101/10, Karar Tarihi: 05.12.2017
Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti dağıldıktan sonra Yugoslavya vatandaşı olan ve o dönemden beri Slovenya’da yaşayan başvurucu Aranđel Ribać’ın 1991’den itibaren Yugoslav Halk Ordusu’ndan emekli olarak ordu fonundan emeklilik ikramiyesine hak kazanması, emekli olduktan kısa süre sonra Slovenya vatandaşlığına başvurması, Slovenya İçişleri Bakanlığının başvurucunun vatandaşlık başvurusunu kendisinin kamu düzeni, kamu güvenliği ve ulusal güvenlik bakımından tehlike arz ettiği gerekçesiyle reddetmesi, Bakanlık kararının Slovenya Anayasa Mahkemesi’nce bozulması ancak Bakanlığın aynı gerekçeyle yine vatandaşlık başvurusunu reddetmesi, başvurucunun bu işleme karşı yürüttüğü yargısal sürecin sonuçsuz kalması, başvurucunun aynı konuya ilişkin olarak 2005’te tekrar Slovenya Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvurunun başvurucu 2003’te Slovenya vatandaşlığını kazandığı için dayanaksız kaldığı gerekçesiyle reddedilmesi, emekli olduktan sonraki süreçte eşzamanlı olarak başvurucunun Slovenya Emeklilik ve Engellilik Sigortası Kurumuna başvurması, Kurumun başta başvurucunun ikramiyesinde artırım için gerekli şartları sağladığına hükmedip, ardından 5 yıl sonra çıkan bir yasadaki şartları başvurucunun sağlamadığından, ayrıca Slovenya vatandaşlığı da olmadığından bahisle yapılan artırımı bir kararla kendiliğinden geri alması, başvurucunun Kuruma itiraz etmesi ancak itirazının reddedilmesi, ardından Slovenya’da mukim biri olarak sosyal güvenlik hakları bakımından diğer Slovenya vatandaşlarıyla aynı imkânlara sahip olması gerektiği iddiasıyla yerel mahkemede karara itiraz etmesi, süreç devam ederken 2003’te çıkan yasayla başvurucunun Slovenya vatandaşlığını kazanması ve bu tarihten itibaren yaşlılık ikramiyesi almaya başlaması, buna müteakip yerel mahkemenin uygulamayı hukuka uygun bularak başvurucunun iddialarını reddetmesi, başvurucunun kanun yollarına ve ardından Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruların da reddedilmesi, bu nedenle 1998 ve 2003 yılları arasında kendisine uyruğundan ötürü yaşlılık ikramiyesi ödenmediği için ayrımcılığa uğradığı ve Sözleşmeye ekli 1. No.lu Protokolün 1. maddesiyle bağlantısı çerçevesinde İHAS madde 14’ün ihlal edildiği iddiasıyla İHAM’a başvurması – Mahkeme, sosyal güvenlik alanında devletlerin geniş bir takdir yetkisi olduğunu kabul etmekle birlikte, bu takdir yetkisinin sınırsız olmadığından ve yapılacak farklı muamelenin objektif, haklı ve son derece makul gerekçelere sahip olması gerekirken, davalı devletin olaydaki ayrımcı muamele bakımından bu gerekçelerin varlığını ispatlayamadığından bahisle mülkiyet hakkını düzenleyen Sözleşmeye ekli 1. No.lu Protokolün 1. maddesiyle bağlantısı çerçevesinde İHAS madde 14’ün ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Mülkiyet Hakkı
Joannou v. Türkiye, Başvuru no. 53240/14, Karar tarihi: 12.12.2017
KKTC’deki bir köyde beş dönüm arazisi olan başvurucunun 2005’te kurulan ve KKTC’de olan ancak erişimin artık mümkün olmadığı taşınmaz sahiplerinin başvurması için kurulan komisyona Mayıs 2008’de başvurmuş olmasına rağmen Mart 2017 itibarıyla hala sonuç alamamış olması – Mülkiyet hakkının ihlali
Eğitim Hakkı
Çölgeçen ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 50124/07, Karar tarihi: 12.12.2017
2001 yılının Kasım ayında İstanbul Üniversitesi’nin değişik bölümlerinde okuyan başvurucuların dilekçeyle üniversite rektörlüğüne başvurarak Kürtçe dersi konulmasını istemeleri üzerine 14 Şubat 2002 tarihinde YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 9 (d) ve 10 ( e) maddelerine dayanılarak iki başvurucunun iki dönem okuldan uzaklaştırılması, altı başvurucunun ise okuldan atılması, başvurucuların isimlerinin üniversite tarafından ‘terörist’ olarak tanımlanarak ilan panosuna asılması, okula girişlerinin engellenmesi, bazıları hakkında ceza soruşturması başlatılması – İdare Mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilerek öğrencilerin yeniden derslerine girmelerine imkan tanınması ve daha sonra disiplin cezalarının iptal edilmesine rağmen İHAM, mağdurluk statüsünün devam ettiğine ve eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verdi. [Başvurucuların devletin üniversitede anadilde eğitim verme yükümlülüğü olduğu ve bu eğitimi vermediği sebebiyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiası ise 6 aylık sürenin kaçırılmış olması nedeniyle süre bakımından kabul edilemez bulundu.]