Avukatlık Mesleği Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesi Hazırlanması İçin Tavsiye Karar Kabul Edildi.

12 Aralık 2017 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komitesi, oybirliği ile, avukatların ve avukatlık mesleğinin korunması için hazırlanan taslak raporu kabul etti.
24 Ocak 2018 tarihinde Strazburg’ta düzenlenen ve aralarında Türkiye, Azerbaycan, Moldova ve Hollanda gibi ülkelerde mesleki faaliyetleri nedeniyle insan hakları ihlallerinin mağduru olan ve baskı gören avukatların katılımıyla gerçekleştirilen bir toplantının ardından, aynı gün Parlamenterler Meclisi’nde gerçekleştirilen bir oylama ile taslak raporda yer verilen öneriler yedi maddelik bir metin haline getirilerek kabul edildi.
Parlamenterler Meclisi’nde kabul edilen bu taslak raporun Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne sunulması ve burada olumlu bir karar alınması halinde, avukatlık mesleği üzerine Avrupa Konseyi tarafından uluslararası bir sözleşme hazırlanması için sürecin başlatılması bekleniyor.
Türkiye’de avukatların mesleki faaliyetleri ve temsil ettikleri müvekkilleri nedeniyle toplu olarak gözaltına alınıp tutuklanmaları, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin hedef haline getirildikten sonra öldürülmesi, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Mezopotamya Hukukçular Derneği gibi derneklerin olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri ile kapatılmaları ve yine kanun hükmünde kararnameler ile avukatların karakolda, cezaevinde ve duruşma salonlarında müvekkillerini temsil etmelerine keyfi kısıtlamalar getirilmesi son yıllarda giderek artan riskin ve yargı tacizinin [1] somut birkaç örneği.
Avukatlara yönelik artarak devam eden bu taciz, tehdit, saldırı ve baskılar uluslararası insan hakları örgütleri tarafından hazırlanan raporlarla da ortaya konmuş durumda. Örneğin Avrupa Baroları Ve Hukuk Birlikleri Konseyi (CCBE) tarafından hazırlanan rapora göre, 13 Eylül 2017 tarihi itibarıyla darbe girişiminden bu yana 1343 avukat cezai soruşturma altındadır ve 524 avukat tutuklanmıştır. [2] The Front Line Defenders’ın “Risk Altındaki İnsan Hakları Savunucuları” başlıklı 2017 yılı raporunda, Türkiye’deki bütün insan hakları savunucuları tehdit altında olmakla birlikte, 2017 yılında tehdit altında olan ana grubun avukatlar olduğu belirtilmiştir. [3]
Bu nedenle, stajyer avukat Serde Atalay’la birlikte, özellikle Türkiye’deki avukatlar için ayrı bir öneme sahip olacağını düşündüğümüz bu metnin hazırlanış sürecini ve içeriğini kısaca anlattıktan sonra, 24 Ocak 2018 tarihinde kabul edilen tavsiye kararların Türkçe çevirisini meslektaşlarımızla paylaşmak istedik.
Avukatlık Mesleği Üzerine Avrupa Sözleşmesi Taslak Raporu: Hazırlanış Süreci, Kapsamı ve Amacı
Avukatların, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün korunmasında oynadıkları önemli role karşın bazı Avrupa Konseyi üyesi devletlerde avukatlara yönelik tehdit ve saldırıların artması nedeniyle 13 Ekim 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi 22 kişi bir araya gelerek Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Avukatlık Mesleği Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesi taslağı oluşturması için bir önerge hazırlamıştır. [4] Hazırlanan bu önergede avukatların İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ve hak ve özgürlükleri savunarak hukukun üstünlüğüne saygı duyulmasının sağlanmasına katkı sundukları, ancak hukukun üstünlüğü ilkesinin tehdit altında olduğu durumlarda avukatlık mesleğinin de sınırlandırıldığı belirtilmiştir.
Her ne kadar İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde savunma hakkı güvence altına alınmış olsa da, avukatlık mesleğine yönelik ayrı bir sözleşme bulunmamaktadır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin avukatlık mesleğinin özgürce yapılmasına ilişkin R (2000) 21 numaralı tavsiye kararı ve Havana Kuralları olarak da bilinen 1990 tarihli Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler gibi uluslararası metinler de avukatlık mesleğine ilişkin mihenk taşı olarak değerlendirilebilecek önemde metinler olmakla birlikte, bağlayıcı bir etkileri yoktur.
Avukatları her türlü baskı, tehdit ve saldırıdan koruyacak ve aynı zamanda etkili ve bağlayıcı kararlar alabilecek bir mekanizma oluşturulması ihtiyacı, bu konuda taslak bir rapor hazırlanması sonucunu doğurmuştur. Bu raporun hazırlanması için de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komitesi tarafından 7 Mart 2017 tarihinde, kendisi de bir avukat olan Sabien Lahaye-Battheu raportör olarak atanmıştır.
Bu raporun hazırlanması sırasında önce 12 Ekim 2017 tarihinde Strazburg’ta ve daha sonra 13 Kasım 2017 tarihinde Paris’te avukatların ve avukat örgütlerinin katılımı ile iki toplantı organize edilmiştir. Ayrıca sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Uluslararası Avukatlar Birliği ve Law Society gibi kurumlarla görüşülmüştür.
Bu görüşmelerin sonucunda raportör Sabien Lahaye-Battheu tarafından hazırlanan ve 12 Aralık 2017 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komitesi tarafından kabul edilen on bir sayfalık bir taslak rapor ortaya çıkmıştır.
Rapor, aşağıda çevirisini yayımlayacağımız yedi maddelik bir ‘tavsiyeler’ bölümü ile başlamış, avukatların adaletin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün tesisinde oynadıkları rol ile ve Avrupa’da avukatların durumu ile devam etmiştir.
Azerbaycan, Rusya, Kuzey Kafkasya, Ukrayna, Gürcistan’daki avukatların mesleki faaliyetleri nedeniyle maruz kaldıkları hak ihlallerinin yanı sıra Türkiye’deki avukatların durumuna da özel ve geniş bir yer ayrılan raporda, darbe girişimi sonrası avukatların durumunun ve özellikle Kürt müvekkillerini savunan ya da Kürt meselesi ile ilgili çalışan avukatların durumunun kaygı verici olduğundan, Türkiye’de hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılan, gözaltına alınan, tutuklanan, Tahir Elçi gibi öldürülen bazı avukatlardan ve kanun hükmünde kararnameler ile getirilen düzenlemeler aracılığıyla savunma hakkının kısıtlanmasından bahsedilmiştir.
Raporun son bölümünde ise bu Sözleşme’ye neden ihtiyaç duyulduğu ve Sözleşme’nin kapsamının ne olacağı anlatılmıştır. Buna göre, Avukatlık Mesleği Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesi ile, sivil toplum kuruluşlarının, avukatların, avukat örgütlerinin katılımına da olanak tanıyacak şekilde uzman bir grup oluşturularak periyodik raporlar yayımlanması ve tıpkı Avrupa Konseyi’nin kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadele amacıyla hazırladığı İstanbul Sözleşmesi kapsamında kurulan GREVIO ya da tehlike altındaki gazetecilerin bağımsızlığı ve güvenliği için kurulan Avrupa Konseyi Gazetecilerin Güvenliği ve Gazeteciliğin Korunmasının Geliştirilmesi Platformu gibi, avukatlar tarafından hızlıca erişilebilir, taraf devletler üzerinde ise etkili ve bağlayıcı bir mekanizma/platforma kurulması amaçlanmaktadır.
24 Ocak 2018 Tarihinde Kabul Edilen 2121 (2018) Numaralı Tavsiye Karar
- Parlamenterler Meclisi, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin, avukatların özel rolünün adaletin yerine getirilmesinde onları birer önder ve mahkeme ile halk arasında birer aracı olarak merkezi bir yere koyduğu görüşüyle hemfikirdir. Avukatlar, hukukun üstünlüğüne dayanan bir Devlette vazifesi asli olan mahkemelere halkın güven duymasını temin etmek bakımından önemli bir rol oynarlar. Halkın mensuplarının adaletin yerine getirileceğine güven duymaları için, avukatlık mesleğinin etkili temsili gerçekleştirme yeterliliğine inanmaları gerekmektedir.
- Meclis, Bakanlar Komitesi’nin avukatlık mesleğinin özgürce icrasına ilişkin olarak üye Devletlere yönelik R (2000) 21 numaralı Tavsiye Kararında ortaya konan asgari normları onaylar. Meclis, bu normların, bağlayıcı olmamakla birlikte, özellikle İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nden kaynaklananlar başta olmak üzere, bağlayıcı yükümlülüklerden doğan ilkeleri aydınlatma ve bu ilkeleri uygulanabilir kılma amacını güttüğünü hatırlatır.
- Bu itibarla pek çok Avrupa Konseyi ülkesinde avukatlara yönelik taciz, tehdit ve saldırıların meydana gelmeye devam etmesi ve hatta yaygınlık kazanarak sistematikleştiği ve bariz bir şekilde bilinçli bir politikanın sonucu olduğu bazı ülkelerde artış göstermesi, son derece ciddi bir endişe kaynağıdır. Bu saldırılara, başka hususların yanı sıra, -kimi durumlarda otoritelerce yetersiz şekilde soruşturulan- öldürme, kamu görevlileri tarafından da olmak üzere fiziksel şiddet, tehdit, haksız aleni eleştirilere maruz kalma ve avukatların önde gelen politik figürler dâhil olmak üzere müvekkilleriyle bir tutulması, avukatları cezalandırmak üzere ceza soruşturmasının kötüye kullanılması ya da avukatların belli davalardan alınması, müvekkillerin avukatları ile görüşmelerinin hukuka aykırı şekilde izlenerek avukatlık mesleğine özgü ayrıcalıkların ihlal edilmesi, hukuka aykırı soruşturmalar kapsamında arama ve el koyma, avukatların kendi müvekkillerinin ceza davalarında tanık olarak sorguya çekilmesi, disiplin soruşturmasının kötüye kullanılması ve avukatların bağımsızlığının etkili şekilde korunmasını sağlama ve işlevsel kılma bakımından çeşitli yapısal ve usule ilişkin yetersizlikler de dâhildir.
- Meclis, bu durumun, R (2000) 21 numaralı Tavsiye Kararının hükümlerini bir Sözleşme şeklinde bağlayıcı bir belge haline getirerek, etkili bir kontrol mekanizmasıyla, bu kararın hukuki statüsünü güçlendirme gereğini ortaya koyduğunu dikkate alır. Bu nitelikte bir Sözleşme, üye olmayan ülkelerin taraf olmasına da izin verilerek daha geniş bir uluslararası alanda bağlayıcı normlara kaynak teşkil edebilir.
- Devam eden yargılama süreçleri dâhil, bireysel hakların her gün korunmasında avukatların üstlendiği rol bağlamında, Meclis ayrıca avukatların güvenliğine ve bağımsızlığına ve mesleklerinin gereklerini etkin şekilde yerine getirmelerine yönelik yakın tehditlere cevap verebilmek adına bir erken uyarı mekanizmasına ihtiyaç duyulduğunu göz önünde bulundurur. Meclis, Avrupa Konseyi’nin, gazetecilerin ve gazetecilerin güvenliğinin korunmasını desteklemek amacıyla mevcut olan Platformunu hatırlatır ve işbu metin bağlamında da benzer bir mekanizmanın eşit ölçüde pratik etkinlik, usul bakımından verimlilik ve teknik yönden elverişlilik sağlayacağını dikkate alır.
- Bu nedenle Meclis, Avrupa Konseyi üyesi devletlere R (2000) 21 numaralı Tavsiye Kararının etkili şekilde uygulanması da dâhil olmak üzere, avukatlık mesleğinin özgürce icra edilmesine saygı duymaları, korumaları ve geliştirmeleri için çağrı yapar.
- Parlamenterler Meclisi Bakanlar Komitesi’ne:
7.1. R (2000) 21 numaralı Tavsiye Kararında yer verilen standartlara dayanılarak avukatlık mesleği üzerine bir sözleşme hazırlanması ve kabul edilmesi, ve bunu yaparken;
7.1.1. Avrupa Baroları ve Hukuk Birlikleri Konseyi Avrupa’da Avukatlık Mesleğine İlişkin Temel İlkeler Tüzüğü ve Avrupa’da Avukatların Tabi Olduğu Meslek Kuralları, Uluslararası Avukatlar Birliği’nin 21. Yüzyılda Avukatlık Meslek Kurallarına Dair Turin İlkeleri, Uluslararası Barolar Birliği’nin Avukatlığın Bağımsızlığı İçin Standartları, Avukatlık Mesleğinin İcrası Üzerine Uluslararası İlkeleri ve Şikayet ve Disiplin Usullleri Üzerine Rehberi dahil olmak üzere, ilgili diğer belgelerin dikkate alınması;
7.1.2. Yolsuzluğa, kara para aklamaya ve terörizmle mücadele amacıyla kabul edilen önlemler de dahil olacak şekilde, ilgili yasal ve düzenleyici bağlamda yaşanan gelişmelere cevap vermek üzere avukata erişim ve avukatın müvekkillerine erişimi, mesleki faaliyetlerinin icrası sırasında yapılan açıklamalar için dokunulmazlığı ve avukat-müvekkil iletişiminin gizliliği gibi temel konularla ilgili olarak güvencelerin sağlanması;
7.1.3. Sivil toplum örgütlerinin ve avukat örgütlerinin de görüş sunma imkanıyla birlikte, taraf devletler tarafından sunulan periyodik raporları denetleyecek uzman grubu seçeneğini göz önünde bulundurarak etkili bir kontrol mekanizması oluşturulması;
7.1.4. Sözleşmenin, taraf olmayan devletlerin katılımına açılmasının düşünülmesi;
7.2. gazetecilerin güvenliğinin ve gazeteciliğin korunmasının geliştirilmesi platformu model alınarak avukatların güvenliğine ve bağımsızlığına ve mesleki görevlerini etkili bir şekilde yapabilmelerine yönelik acil tehditlere karşı erken uyarı mekanizmasının oluşturulması. Bu bağlamda, Meclis, “Avrupa Konseyi Üyesi Devletlerde insan hakları savunucularının rolünün ve korunmasının güçlendirilmesi” 2085 (2016) numaralı Tavsiye Kararında avukatlar dahil, insan hakları savunucularının korunması için platform kurulması için yaptığı çağrıyı tekrarlar;
7.3. İki yönlü işbirliği aktiviteleri dahil, taraf devletler tarafından yeni bir sözleşmenin onaylanmasının beklendiği R (2000) 21 numaralı Tavsiye Kararının uygulanmasının sağlanması için aktiviteler düzenlenmesi;
7.4. 2085 (2016) numaralı Tavsiye Kararın tam olarak uygulanması çağrısı yapar.
[1] Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, 15 Şubat 2017 tarihinde yayımladığı memorandumunda Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının ve insan hakları savunucularının mahkeme kararları aracılığıyla ‘yargı tacizi’ altında olduğunu vurgulamıştır. https://wcd.coe.int/com.instranet.InstraServlet?command=com.instranet.CmdBlobGet&InstranetImage=2961574&SecMode=1&DocId=2397336&Usage=2, para. 65.
[2] http://www.ccbe.eu/fileadmin/speciality_distribution/public/documents/HUMAN_RIGHTS_LETTERS/Turkey_-_Turquie/2017/EN_HRL_20170913_Turkey_Concerns-regarding-18-lawyers-taken-into-custody-in-Ankara-Istanbul-and-Diyarbaki.pdf Arrested Lawyers Initiative’e göre 1 Şubat 2018 itibarıyla, 1506 avukat soruşturma altındadır, 80’i hapis cezası ile cezalandırılmış olmak üzere 572 avukat cezaevindedir.
[3] https://www.frontlinedefenders.org/en/resource-publication/annual-report-human-rights-defenders-risk-2017
[4]http://semantic-pace.net/tools/pdf.aspx?doc=aHR0cDovL2Fzc2VtYmx5LmNvZS5pbnQvbncveG1sL1hSZWYvWDJILURXLWV4dHIuYXNwP2ZpbGVpZD0yMzE3MCZsYW5nPUVO&xsl=aHR0cDovL3NlbWFudGljcGFjZS5uZXQvWHNsdC9QZGYvWFJlZi1XRC1BVC1YTUwyUERGLnhzbA==&xsltparams=ZmlsZWlkPTIzMTcw
Trackbacks & Pingbacks