AYM Önündeki Uzun Yargılama ve Mahkeme Kararlarının Geç/Eksik İcra Edilmesi ya da Hiç İcra Edilmemesi Başvurularını Tazminat Komisyonu İnceleyecek
Resmi Gazete’de 31 Temmuz’da yayımlanarak yürürlüğe giren “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 20. maddesi, Anayasa Mahkemesi önünde bulunan bazı başvuruların artık İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’na götürülmesi şartını içeriyor.
İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, İHAM’ın 20 Mart 2012 tarihli Ümmühan Kaplan v. Türkiye (Başvuru no. 24240/07) kararında, halihazırda kendisi önünde derdest olan ve bireysel başvuru hakkının Anayasa Mahkemesi önünde yürürlüğe girdiği 23 Eylül 2012 tarihinden önce kaydedilmiş olan uzun yargılama şikayetine ilişkin başvurular hakkında Türkiye’de yeterli ve uygun tazmin sunan etkili bir iç hukuk yolu olması için getirilmiş bir komisyondur. Pilot dava olarak seçilen Kaplan kararının ardından “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Olan Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun” 9 Ocak 2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yasalaşmış, 19 Ocak 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
Bu Kanun ile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkanından yararlanamayacak olan, yargılamalarının makul sürede sonuçlandırılmadığı veya mahkeme kararlarının geç ya da eksik icra edildiği veya hiç icra edilmediği iddiasıyla geçmişte İHAM’a başvuran kişiler, İHAM tarafından bir karar verilmesine gerek kalmadan Tazminat Komisyonu’na başvuru yaparak mağduriyetlerinin giderilmesini sağlayabilmekteydi.
31 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanan Kanun’un 20. maddesi ile söz konusu 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun’a aşağıdaki madde eklendi:
“Anayasa Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular hakkında Komisyona müracaat
GEÇİCİ MADDE 2- (l) Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında olup, münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenir.
(2) Komisyona müracaat, müracaat edenin kimlik bilgileri ile Anayasa Mahkemesine başvuru tarihi ve numarasını içeren imzalı bir dilekçeyle yapılır. Dilekçeye, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruya ilişkin form, kabul edilemezlik kararı ve bu kararın tebliğine dair belge ile ihlal iddiasına ilişkin diğer bilgi ve belgeler eklenir.
(3) Müracaat evrakındaki eksikliğin giderilmesi için müracaat edene otuz günü geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde, geçerli bir mazeret olmaksızın eksikliğin tamamlanmaması hâlinde müracaat reddedilir.
(4) Bu madde uyarınca Komisyona gelen müracaatlar bakımından 7 nci maddenin birinci fıkrasındaki dokuz aylık süre, on altı ay olarak uygulanır.”
Buna göre, Kanun’un yürürlüğe girdiği 31 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde “yargılamalarının makul sürede sonuçlandırılmadığı veya mahkeme kararlarının geç ya da eksik icra edildiği veya hiç icra edilmediği” iddiasıyla bekleyen başvurular, artık Anayasa Mahkemesi tarafından değil, Tazminat Komisyonu tarafından incelenecek. Anayasa Mahkemesi’nin Tazminat Komisyonu’na gidilmediği için hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle vereceği kabul edilemezlik kararının başvurucu ya da avukatına tebliğinden itibaren üç ay içerisinde Tazminat Komisyonu’na başvuru yapılması gerekiyor. İlgili düzenleme, 31 Temmuz 2018 tarihinden sonraki başvurular için geçerli değil.
[Bu arada, 31 Temmuz’da yürürlüğe giren aynı kanun ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 172. ve 311. maddelerinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde ve İdari Yargılama Usulleri Kanunu’nun 53. maddesinde de değişiklik yapıldı. Artık İHAM’ın ihlal kararı vermesinin yanı sıra, dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon da yargılamanın yenilenmesi nedeni olacak.]