İHAM’ın 2015’te Cizre’de İlan Edilen Sokağa Çıkma Yasakları Sırasında Hayatını Kaybeden Orhan Tunç’un Başvurusunda Verdiği Tunç ve Yerbasan v. Türkiye Kararının Çevirisi
2015 yılının Ağustos ayında başta Cizre, Sur ve Silopi olmak üzere Türkiye’nin güneydoğusundaki pek çok il ve ilçede 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesine dayanılarak kaymakam ve valiler tarafından hukuka aykırı olarak sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş, aylar boyunca ve kesintisiz olarak süren bu yasaklar sırasında Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS) ile güvence altına alınan başta yaşam hakkı, işkence yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, özel hayata saygı hakkı ve din ve vicdan özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlükleri sistematik olarak ihlal edilmişti.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesi (AYM) ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne (İHAM) çok sayıda başvuru yapılmış; bu başvurularda AYM ve İHAM’dan hak ihlallerinin önüne geçebilmek için geçici tedbir kararı vermeleri istenmişti. AYM bu tedbir taleplerinin hiçbirini kabul etmezken İHAM, Cizre’de yaralı halde ambulans bekleyen beş başvurucuya ambulans gönderilmesi ve yaşam hakları ile vücut bütünlüklerinin korunması için tedbir kararına hükmetmişti. [Tedbir kararları sırasıyla, Hüseyin Paksoy, Serhat Altun, Orhan Tunç, Helin Öncü ve Cihan Karaman için verildi. Bu başvurucular arasından yalnızca Helin Öncü şuan hala hayatta. Diğer başvurucular, Hükümet tedbir kararının gereğini yerine getirmediği için, hayatlarını kaybetti.] Tedbir kararı verilmeyen diğer başvurular bakımından ise İHAM, Mahkeme İç Tüzüğü’nün 41. maddesi uyarınca başvuruların öncelikli olarak ele alınmasına karar vererek 15 Aralık 2016 tarihinde sokağa çıkma yasakları bağlamında 160’dan fazla kişiyi temsilen yapılan 34 başvuru hakkında Hükümet’ten savunma istemiş ve 13 Kasım 2018 tarihinde Mahkeme’nin bulunduğu Strazburg’ta bir duruşma yapılmıştı.
7 Şubat 2019 tarihinde İHAM, ambulans gönderilmesi için tedbir kararı verdiği ancak bu karar yerine getirilmediği için hayatını kaybeden Orhan Tunç’un başvurusunda kararını açıkladı. İHAM, Orhan Tunç’a ambulans gönderilmesi talebiyle ve daha sonra hayatını kaybetmesinin ardından başlatılan soruşturmada verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yaşam hakkının ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiği iddiasıyla sırasıyla 12 Şubat 2016 ve 18 Aralık 2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iki başvurunun halen Anayasa Mahkemesi önünde olduğunu, Anayasa Mahkemesi aradan geçen sürede hala karar vermediği için iç hukuk yollarının tüketilmemiş olduğunu söyleyerek başvuruyu kabul edilemez buldu.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun etkinliği konusunda şüphe uyandıracak herhangi bir gelişme olması durumunda – örneğin, başvuruların Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi gereğinden uzun sürmesi veya Anayasa Mahkemesi’nin şikayetleri Sözleşme’nin 2. maddesinin gereklerini yerine getirecek şekilde incelemede başarısız olması halinde – başvurucuların Mahkeme nezdinde yeni bir başvuru yapmalarının mümkün olduğunu da ekledi.
Bu karara göre, süreç bitmiş değil, aksine yeni başlıyor. Anayasa Mahkemesi’nin de bir an evvel Sözleşme ve Mahkeme içtihadı ile uyumlu şekilde karar vermesi gerekiyor.
İngilizce yazılan kararı buradan, kararın avukat Melis Gebeş ve avukat Ramazan Demir tarafından yapılan çevirisini buradan okuyabilirsiniz.
Trackbacks & Pingbacks