İçeriğe geç

İHAM’ın Sh. D. ve Diğerleri v. Yunanistan kararının özet çevirisi: “Refakatsiz 5 Afgan mülteci çocuğun Yunanistan’da karakollarda ve kamplarda tutulma ve yaşama koşulları, 3. ve 5. madde ihlali”

by 26/08/2019

İHAM, 13 Haziran’da yayınladığı Sh. D. ve Diğerleri v. Yunanistan kararında, beş Afgan refakatsiz çocuk mültecinin 2016 yılında Yunanistan’a düzensiz giriş yaptıktan yakalanarak çocuklar için uygun olmayan polis merkezlerinde, çocukların tutulmasına ilişkin yasal dayanak olmaksızın ve kendilerine tutulma sebepleri söylenmeksizin tutulmasının ve polis merkezinden salıverildikten sonra çocukların devlet tarafından bakım ve gözetim altına alınmamasının bunun yerine sokakta ve hijyen ve güvenlik açısından kötü koşullarda olan sivil toplum kuruluşlarının işlettiği çeşitli yerlerde kalmak zorunda kalmasının Sözleşme’nin 3. maddesinde düzenlenen aşağılayıcı muamele yasağını ihlal ettiğine ve çocukların hukuka aykırı tutulmalarının Sözleşme’nin 5/1. maddesinde düzenlenen keyfi gözaltı yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Özellikle mülteci başvurucuların refakatsiz çocuk olması sebebiyle devlet yetkililerinin onlara ilişkin uygulamaları planlarken çocukların üstün yararını ve hassas durumlarını gözetmesi gerektiği konularında bu karar büyük önem taşımaktadır. Fransızca yazılan bu kararın Mahkeme tarafından yayımlanan özetini, mülteci hakları konusunda uzman avukat Esin Bozovalı çevirdi.

Sh. D. ve Diğerleri v. Yunanistan, Başvuru No. 14165/16, Karar Tarihi: 13.06.2019

Olayların Özeti

14-17 yaşları arasındaki beş Afgan refakatsiz mülteci çocuk başvurucu Hazara etnik kökenine ve İsmaili dini azınlık grubuna mensuptur ve başvurucuların bazı aile bireyleri Afganistan’da Taliban tarafından kaçırılmış ya da öldürülmüştür. Afganistan’daki zulüm tehdidinden kaçarak düzensiz yollardan Yunanistan’a giriş yapan başvurucular 2016 Şubat ayında Yunanistan polisi tarafından yakalanmıştır. Haklarında sınır dışı etme ve ülkeyi bir ay içinde terke davet kararı verilmiştir.

– Başvurucular Almanya’da bulunan aile bireyleri ile buluşmak amacıyla Yunanistan’dan Makedonya’ya geçmek isterken 23 Şubat’ta sınırda yakalanmıştır.

– Birinci başvurucu 18 Mart’a kadar 24 gün boyunca Polykastro polis merkezinde koruyucu gözaltı altında tutulduktan sonra çocuk yurduna teslim edilmiştir ve başvuru yapıldığı sırada aile birleşimi prosedürlerini beklemektedir.

– Diğer başvurucuları ise Sakız adası polisi yakaladıktan sonra haklarında sınır dışı etme kararı vererek Yunanistan-Makedonya sınırına yakın bir yerde bulunan ve birkaç sivil toplum kuruluşu tarafından birlikte işletilen Idomeni isimli bir kampa yerleştirilmiştir. Başvurucular yeterli ve sağlıklı yemek olmayan, kapasite (1.500 kişilik yerde 13.000 kişinin kaldığı), hijyen ve güvenlik açısından sorunlu olduğu iddia edilen Idomeni kampında bir ay kalmıştır.

– Başvurucular avukatlarının desteği ile için 31 Mart’ta Atina’da sığınma başvurusu yapmış, yurt aramış fakat bulamamıştır. Bir gece parkta kalmak zorunda kalan başvurucular bir göçmen dayanışma merkezinden yemek bulabilmiştir. Başvurucular 5 Nisan’da sığınma merkezi tarafından Atina’ya bir saat uzaklıkta Malasaka isimli askeriye tarafından işletilen bir acil durum mülteci kampına gönderilmek istemiş fakat çocuklar avukatlarına danıştıktan sonra hassas durumdaki çocuklar için uygun olmayan bu kampa gitmeyi reddetmiştir. Bunun üzerine çocuklar Atina’da merkezde bulunan ve derneklerin dayanışması ile oluşturulan, işgal evine yerleşmiştir. Çocuklar burada içinde banyo olan odalarda konaklatılmış ve sivil toplum kuruluşları aracılığı ile psikolojik destek almıştır.

– Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci başvurucular Mayıs 2016’da sığınma görüşmesi için Atina’daki merkeze gitmiş fakat tercüman olmadığı için görüşememiştir. Bunun üzerine çocuklar Norveç Büyükelçiliği ve Uluslararası Göç Örgütü tarafından işletilen Faros isimli bir refakatsiz çocuk yurduna yerleştirilmiştir. Burada çocuklara her sabah sekizde kahvaltı verilmiş, masa tenisi, televizyon izleme ve haftada bir gün Yunanca dersi alma imkanı verilmiş fakat yemekler çoğunlukla iyi olmadığı için çocuklar çoğunlukla aç kalmıştır.

– 2016 Temmuz ayının sonunda Beşinci çocuk tüberkloz olduğu için bir ay hastanede tedavi görmüştür. Başvurucu hastanede tercüman olmadığı için doktorlara şikayetlerini anlatamadığını ve hastalığının ne olduğunu anlayamadığını ifade etmiştir. 12 Ağustos’a dek hastanede kalan başvurucu 12 Ağustos’ta Faroz yurduna geri götürülmüş ve avukatın desteği ile 30 Ağustos’ta yeniden hastaneye kontrole gidebilmiştir.

– 19 Ağustos’ta Üçüncü ve Dördüncü başvurucular UNHCR’ın işlettiği başka bir merkeze transfer edilmiştir. Başvurucular bu merkezde de koşulların özellikle hijyen ve güvenlik açısından çok kötü olduğunu, nerdeyse yüz kişinin kaldığı yerde yalnızca 10 tabak olduğunu, yemeklerin pis olduğunu, çocukların yetişkinler ile beraber kaldığını ifade etmiştir. Bu sebeplerle, başvurucular 21 Ağustos’ta işgal evine geri dönüyorlar.

– 19 Eylül’de çocuk savcısı kararı ile Üçüncü başvurucu yaş testi için hastaneye götürülüyor. Savcılık yaş testi ile 19 yaşında olduğu tespit edilen başvurucunun yurtta kalamayacağına karar verilmiş, avukatın itirazı başka bir sivil toplum kuruluşunun işlettiği bir merkeze transfer edilmiştir.

– 5 Aralık’ta Dördüncü başvurucu çocuk statüsüne dayanılarak polisler tarafından yakalanmış ve 8 gün boyunca iki ayrı polis merkezinde (bir gün Aghios Stefanos karakolunda, bir gün Attigue emniyet müdürlüğü hücresinde) koruyucu gözaltında tutulmuştur. Gözaltında tutulduğu süre boyunca başvurucuya yalnızca günde iki kez sandviç ve iki kez tuvalete gitme hakkı verilmiştir. Başvurucu polis memurundan istedikten bir saat sonra su içebildiğini, duş almasına izin verilmediğini ve pis bir mat üzerinde yattığını ifade etmiştir. Gözaltı boyunca dört kilo veren başvurucu sonrasında serbest bırakılmış.

– 21 Temmuz’da İkinci başvurucu bir kamyonete saklanıp bot ile İtalya’ya geçmeye çalışırken İtalyan yetkilileri tarafından yakalanarak geri Yunanistan yetkililerine teslim edilmiştir. Igoumenitsa Limanı Polis Merkezi’nde koruyucu gözaltına alınan başvurucu 4 Ağustos’ta kendini asarak öldürmeye çalışmıştır. Ruh hastalıkları hastanesine yönlendirilen başvurucu hakkında verilen raporda polis merkezinde koruyucu gözaltı altında tutulduğu sürede depresyon belirtileri göstermeye başladığı ve tutulduğu süre boyunca bu seviyenin arttığı tespit edilmiştir. Hastane sonrasında başvurucu bu kez Filiata Polis Merkezi’ne transfer edilmiştir. Başvurucu burada yüksek gözetim altında tutulmasına rağmen 6 Ağustos’ta yeniden kendini öldürmeye kalkışmıştır. Avukatı çocuğun özel bir hastaneye yerleştirilmesi için başvurular yapmasına rağmen savcılık başvurucunun cezai soruşturma altında olduğu gerekçesi ile başvuruyu reddetmiştir. Avukat 18 Ağustos’ta başvurucuyu kabul edecek Selanik’te bir çocuk yurdu bularak savcılığa yeniden başvurmuştur. Savcılığın ancak bir hafta sonra bu talebi onaylaması ile otuz dört gün sonunda başvurucu bu yurda transfer edilmiştir.

– Üçüncü ve İkinci başvurucular sırasıyla 24 Ekim 2016 ve 24 Ocak 2016 tarihlerinde mülteci statüsü almıştır. Beşinci başvurucu Almanya’da bulunan aile yakınları dolayısıyla aile birleşimine başvurmuştur.

Başvurucuların Şikayetleri

Tüm başvurucular Yunanistan’daki tutulma ve yaşam koşulları hakkında şikâyette bulunmuş. İki başvurucu koruyucu gözaltına alındıkları Polskastro ve Filiata polis merkezindeki tutulma koşullarının, dört başvurucu ise Idomeni kampındaki tutulma koşullarının Sözleşme’nin 3. maddesinde düzenlenen insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal ettiğine ilişkin olarak şikayette bulunmuştur.

Üç başvurucu Polykastro, Filiata ve Aghios Stefanos polis merkezlerinde koruyucu gözaltına alınmalarının hukuka aykırı olduğunu ve Sözleşme’nin 5. maddesinde düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal ettiğine ilişkin şikayette bulunmuştur.

Mahkemenin Değerlendirmesi

 3. madde

Polis merkezleri:

Mahkeme, üç başvurucunun tutulduğu polis merkezlerinde dışarıya çıkma ya da fiziksel egzersiz yapma, imkanının ve televizyon ve radyo gibi dış dünya ile bağ kurmaya yarayan aygıtlar olmamasının çocuk olan hassas durumdaki başvurucuların fiziksel ve zihinsel durumuna zarar verebileceğini tespit etmiştir. Tutulma koşulları aşağılayıcı muamele sınırına ulaşmıştır. Bu sebeple 3. maddenin ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Idomeni Kampı:

Mahkeme, dört başvurucunun bir aya yakın bir süre kaldığı Idomeni Kampı’nda başvurucuların zorla tutulmadığını ve girme ve çıkma izinleri olduğunu tespit etmiştir. Mahkeme içtihadına göre, taraf devletler yabancı refakatsiz çocukları korumak ile yükümlüdür. Özellikle çocukların gözetim altında tutulduğu durumlarda refakatli ya da refakatsiz olmasına bakılmaksızın çocukların hassas durumu göz önüne alınmalı ve düzensiz göç ile ilgili statülerine ilişkin değerlendirmeler öncelikli olarak yapılmalıdır. Başvuru konusu olayda başvurucu çocukları koruma ve bakım yükümlülüğü Yunanistan yerel otoritesindedir.

Mahkeme, kapasitesi 1500 kişi olmasına rağmen kampta 13.000 kişinin konaklamasının, sağlık ve güvenlik açısından kamp koşullarının çok kötü olduğunu tespit ederek özellikle çocuk başvurucuların maruz kaldığı kamptaki hijyen, barınma, güvenlik, gıdaya erişim koşullarının yaşları ile uyumlu olmadığını vurgulamıştır. Bu sebeple Mahkeme kampın devlet tarafından değil sivil toplum kuruluşları tarafından işletilmesine rağmen, Yunanistan yetkililerinin başvurucuları korumak için yerine getirmesi gereken sorumlulukları uymadığı ve bu insani krize yönelik yeterli destek sağlamadığı gerekçeleriyle başvurucuların maruz kaldıkları koşullardan devletin sorumlu olduğuna kanaat getirmiştir.

Ayrıca Mahkeme, Yunanistan yasasında yetkililerin refakatsiz çocukları tespit ettiklerinde savcılığın geçici vasileri olması için savcılığa bildirmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Buna rağmen başvuru konusu olayda düzensiz göç sebebiyle yakalanan ve haklarında sınır dışı etme ve ülkeyi terke davet kararı verilen başvurucular çocuk savcılığa bildirim yapılmadan serbest bırakılmıştır.

Sonuç olarak, Mahkeme devlet yetkililerinin korumak ile sorumlu oldukları hassas durumdaki refakatsiz çocuk olan başvurucuları korumak için yapmaları gereken her şeyi yaptıklarına ve gerekli önlemleri aldıklarına ikna olmamıştır. Bu sebeple Mahkeme, kamptaki kalma koşulları açısından 3. maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir.

 5. madde

Mahkeme Yunanistan hukukundaki koruyucu gözaltı uygulamasının refakatsiz çocukları kapsamadığını ve üç başvurucunun koruyucu gözaltı adı altında polis merkezlerinde tutulmasının hukuka aykırı olduğunu ayrıca başvurucuların tutulmasına ilişkin olarak zaman sınırlaması koyulmamasının refakatsiz çocukların çok uzun süre tutulmasına sebep olabileceğini tespit etmiştir. Mahkeme Avrupa Birliği Direktifleri ile uyumlu bir şekilde Yunanistan yasalarına göre refakatsiz çocukların ancak son çara olarak ve mümkün olan en kısa süre boyunca idari gözetime alınabileceğini vurgulamıştır. Son olarak, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi 3. maddesine göre taraf devletlerin verecekleri her kararda ya da yapacakları her işlemde çocuğun üstün yararını gözetmesi gerekmektedir. Mahkeme hükümetin başvuruculara alternatif gözaltı uygulamaları yerine polis merkezinde tutmasının hukuka aykırı olduğunu Sözleşme’nin 5 § 1. maddesinde düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Adli Tazmin

Mahkeme, Dördüncü başvurucuya 4000 Euro, diğer dört başvurucuya ise 6000 Euro manevi tazminat verilmesine, masraflar içinde toplam 1500 Euro verilmesine hükmetmiştir.

From → Haberler

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: