İçeriğe geç

İHAM’ın S.A. Bio d’Ardennes v. Belçika kararının özet çevirisi: “Sağlık düzenlemelerine uygun davranmayan şirketin hastalıklı hayvanlarının kesilmesi nedeniyle şirkete tazminat ödenmemesi, mülkiyet hakkını ihlal etmez.”

by 09/12/2019

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, 12 Kasım 2019 tarihinde Belçika’ya karşı verdiği kararda malta humması hastalığına yakalanan 253 hayvanın öldürülmesine karşı başvurucu şirkete tazminat ödenmemesi nedeniyle yapılan başvuruda başvurucu şirketin hayvanların sağlığına ilişkin yasal düzenlemelere aykırı davranması ve yerel makamların kamu sağlığı söz konusu olduğunda devletlerin daha geniş takdir yetkisine sahip olması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. 

Fransızca yazılan kararın tamamına buradan, Serkan Köybaşı tarafından yapılan özet çevirisine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

S.A. Bio d’Ardennes v. Belçika, Başvuru no. 44457/11, Karar tarihi: 12.11.2019

Temel olgular

Başvurucu şirket, S.A. Bio d’Ardennes, kayıtlı ofisi Bastogne’da (Belçika) bulunan Belçikalı bir limited şirkettir.

Sığır eti üretimiyle uğraşan şirket 1998 Temmuz’unda 27 baş, daha sonra 1998 Ağustos’unda 62 baş daha Portekiz kökenli sığır almış ve bunları çiftliklerine yerleştirmiştir. 2000 Mart’ında müfettiş veteriner, şirketi, sürülerden birinde Malta humması salgını bulunduğu konusunda bilgilendirmiş ve bunu ilgili hayvanların kesilmesi emriyle birlikte şirkete sunmuştur. 22 Mart 2000 tarihinde 118 baş sığır kesilmiştir. Aynı gün, başka bir Malta humması salgını tespit edilmiş ve başka bir kesim kararı verilmiş ve uygulanmıştır. Son olarak, 28 Nisan 2000 günü, hayvan sağlığına ilişkin 24 Mart 1987 tarihli Kanun uyarınca, 76 baş sığıra el konmuş ve bunlar da kesilmiştir.

26 Temmuz 2000 tarihinde, (yerini 2003 yılında Gıda Zincirinin Güvenliği için Federal Ajans’a [AFSCA] bırakan) Küçük ve Orta Boy İşletmeler ve Tarım Bakanlığı’na bağlı Hayvan Sağlığı İdaresi’nin veterinerlik hizmetleri, öküzgillere özgü Malta hummasının önlenmesine dair 6 Aralık 1978 tarihli Kraliyet Kararnamesi’nin 23. maddesinin 3. paragrafı uyarınca şirket tarafından 253 baş sığır için talep edilen kesim tazminatını ödemeyi reddetmiştir. Veterinerlik servisleri şirketin, hastalığın tüm sığır sürülerine yayılmasına neden olmuş veya olabilecek olan çok sayıda ihlal gerçekleştirdiğini tespit etmiştir.

2001 Aralık’ında başvurucu şirket uygun bir mahkemede Belçika Devleti’ne karşı kesimden kaynaklı kaybının tazmin edilmesi amacıyla dava açmıştır. 2003 Kasım’ında AFSCA, yargılamalardaki davalı olarak Belçika Devleti’nin yerine geçmiştir. 2006 Şubatı’nda başvurucu şirket, kendisini doğru bilgilendirmediğini, bilgilendirmiş olsaydı Portekiz sığırı almayacağını ifade ederek onaylı dernek DGZ’nin yargılamaya katılmasını talep etmiştir. 2007 Şubat’ında mahkeme başvurucunun tüm taleplerini reddetmiştir. Temyiz mahkemesi, AFSCA’nın tutumunun yasal, meşru ve adil olduğuna karar vermiştir. Yargıtay, kararın DGZ’nin sorumluluğuyla ilgili kısmını iptal etmiş ve bu kısmı yeniden temyiz mahkemesine göndermiştir. 22 Şubat 2013 tarihinde temyiz mahkemesi DGZ’ye, kesilen 27 sığıra tekabül eden 29.058,48 Avro’luk bir miktarı ödemesini emretmiştir. Başvurucu şirket ve DGZ Yargıtay’da temyiz talebinde bulunmuş ve ardından DGZ’nin 62 sığırın kaybı nedeniyle 55.000 Avro ödemesi konusunda dostane çözüme varmıştır.

Şikâyetler

Sözleşme’nin 1 Numaralı Protokolü’nün 1. maddesine (mülkiyetin korunması) dayanan başvurucu şirket, sığırlarının kesilmesi nedeniyle tazminat almasının reddedilmesinin mülkünden yararlanma hakkına yönelik orantısız bir müdahale oluşturduğunu iddia etmiştir.

Mahkeme’nin kararı

1 Numaralı Protokol’ün 1. maddesi (mülkiyetin korunması)

Mahkeme en başta söz konusu kesim emirlerinin başvurucu şirketin mülkiyet haklarına müdahale teşkil ettiğini gözlemlemiştir. Müdahale yasayla (6 Aralık 1978 tarihli Kraliyet Kararnamesi) öngörülmüştür ve kamu yararı doğrultusunda meşru bir amaca sahiptir.

Mahkeme bundan sonra, bu davada, tazminat ödemeden sığırların kesilmesinin genel yararla başvurucu şirketin temel hakları arasında adil bir denge kurup kuramadığına ya da şirket üzerinde bireysel ve aşırı bir yüke sebep olup olmadığına bakacaktır. Bu konuda Mahkeme şu görüştedir.

İlk olarak, 6 Aralık 1978 tarihli Kraliyet Kararnamesi, ilke olarak, Malta humması görülen sığırların kesilmesine karşı kısmî bir tazminat güvencesi sağlamaktadır. Ancak başvurucu şirkete, düzenlemeleri defalarca ihlal etmesi nedeniyle böyle bir tazminat verilmesi reddedilmiştir. Kraliyet Kararnamesi’nin 23. maddesinin 3. paragrafı bu tür vakalarda tazminatın reddedilmesine açıkça imkân tanımaktadır ve başvurucu şirket, düzenlemelerden kaynaklanan sorumluluklarının farkında olmadığını veya söz konusu ihlalleri gerçekleştirmediğini iddia etmemiştir.

İkinci olarak, yerel mahkemeler, İHAM tarafından yorumlandığı şekliyle mülkiyet haklarına müdahaleye yetki veren şartların oluştuğunu teyit etmiştir. İHAM, mahkemelerin gerekçelerinde, kararlarının keyfî veya açıkça gerekçeden yoksun olduğu sonucuna varmasına neden olacak hiçbir şey görmemiştir.

Üçüncü olarak İHAM, başvurucu şirketin, DGZ’nin ihmali sonucu kesilmiş 89 sığır için finansal tazminat aldığı gerçeğini not etmiş ve bu gerçeği, şikâyet edilen önlemlerin orantılılığını değerlendirirken göz önünde bulundurmuştur.

Dördüncü olarak, söz konusu belgede belirtilen sağlık düzenlemelerine uyumlu davranmamayı kazanılacak tazminatı tamamen ortadan kaldırmaktansa azaltarak cezalandıran yasa kuralı, mevcut davada, mülkiyetin korunmasıyla genel yararın gereklilikleri arasında kurulması gereken adil dengeyi bozmaya elverişli değildir. Yerel mahkemelerin, iş, sınırları içindeki kamu sağlığı ve gıda güvenliğinin korunmasına ve düzenlemelere uygun hareket etmemekten doğan risklere ve bunların yok etmek için uğraştığı hayvan hastalıklarının türüne bağlı olarak, sağlık düzenlemelerinin ihlali halinde belirlenecek cezalara geldiğinde belli bir derecede takdir hakkı vardır.

Son olarak başvurucu şirket, bir kez sağlık önlemleri kalktığında yeni sığırlar alarak faaliyetine devam edebilmiş ve bunun imkânsız veya aşırı derecede zor olduğunu da iddia etmemiştir.

Sonuç olarak İHAM, hayvan hastalıklarının Devletler için önemini ve bu konuda kendilerine bırakılmış olan takdir payını göz önünde bulundurarak, sığırlarının kesilmesi nedeniyle tazminat ödenmesinin reddedilmesi konusunda başvurucu şirketin bireysel ve aşırı bir yükün altına girmek zorunda kalmadığına karar vermiştir. Bu nedenle 1 Numaralı Protokol’ün 1. maddesi ihlal edilmemiştir.

One Comment
  1. Vermiş olduğunuz bilgi için teşekkür ederim. Saygılar Didem

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: