İHAM’ın Bayram v. Türkiye kararının özet çevirisi: “%92 engelli ve tekerlekli sandalyedeki mahpusun 17 ay boyunca yardım almadan yaşayamadığı cezaevi koşullarında tutulması, aşağılayıcı muamele yasağının ihlali.”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 4 Şubat 2020 tarihinde yayımladığı Bayram v. Türkiye kararında %92 engelli olan, tekerlekli sandalyede yaşayan ve kendi ihtiyaçlarını kendi gideremeyen bir mahpusun 11 Nisan 2011-25 Eylül 2012 tarihleri arasında 17 ay boyunca Batman Cezaevi’nde kaldığı koşulları, İnsan Hakları Avrupa Sözleşme’nin (İHAS – Sözleşme) 3. maddesinde düzenlenen aşağılayıcı muamele yasağına aykırı buldu.
Başvurucunun Diyarbakır Cezaevi’ne nakledildiği 25 Eylül 2012 tarihinden serbest bırakıldığı 14 Haziran 2013 tarihine kadar geçen süredeki koşulları bakımından ise 3. maddenin ihlal edilmediğine karar verdi.
Fransızca yazılan kararın tamamına buradan, Mahkeme tarafından yayımlanan basın özetinin avukat Benan Molu tarafından yapılan çevirisine ise aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Bayram v. Türkiye, Başvuru no. 7087/12, Karar tarihi: 04.02.2020
Başvuru konusu olaylar
Başvurucu Fikret Bayram, 1972 doğumlu bir Türkiye vatandaşıdır ve Batman’da yaşamaktadır.
1990 ve 1992 yılları arasında Bayram, yasadışı Hizbullah örgütü adına aralarında üç cinayetin de olduğu bir dizi terör eylemine katılmıştır. Bu eylemlerden birinde silahla yaralanmış ve belden aşağısı felçli kalmıştır.
1995 yılında suçlu bulunmuş ve cumhurbaşkanı tarafın affedilmeden önce, 26 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. 2000 yılında başka eylemlere katıldığı anlaşıldığında yetkililer tarafından yeniden tutuklanmış ve 2004 yılında yeniden serbest bırakılmıştır. 2006 yılında ise ömür boyu hapis cezası verilmiştir.
2007-2009 yılları arasında ve daha sonra 2011 ve 2013 yıllarında çok sayıda tıbbi rapor hazırlanmıştır. İlk raporlar başvurucunun kalıcı olarak engelli olduğunu, %92 engelli olduğunu ve tekerlekli sandalye kullanması gerektiğini göstermiştir. Daha güncel raporlar ise böbrek ve obeziteye bağlı hastalıkları olduğunu ve depresyonda olduğunu göstermiştir.
2006 yılında hükümlü hale gelmesinin ardından Bayram, sağlık durumuna rağmen 2009 yılında Batman Cezaevi’ne götürülmüş ve burada birden fazla kata dağılan bir alanda diğer mahpuslarla birlikte yaşamıştır. Kendisi de tutuklu olan kardeşi, tahliyesine kadar Bayram’a bakmıştır. Kardeşinin tahliyesinin ardından Bayram’ın bakımı, para karşılığında, diğer iki mahpus tarafından karşılanmıştır. Bu mahpuslar, engeli nedeniyle günlük hayatını sürdürürken başka kişilere muhtaç olan başvurucuya onu merdivenlerden indirip çıkartarak, kişisel temizliğine yardım ederek destek olmuştur.
2012 yılında Bayram, talebi üzerine tek katlı ve asansörün olduğu Diyarbakır Cezaevi’ne sevk edilmiştir. Bakıcısı olarak başka bir mahpus görevlendirilmiştir.
14 Haziran 2013 tarihinde Diyarbakır savcılığı, başvurucunun sağlık durumunu gözeterek cezasının infazının durdurulmasına karar vermiş, başvurucu aynı gün serbest bırakılmıştır.
Başvurucunun şikayetleri
Başvurucu, 28 Kasım 2011 tarihinde İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuş ve Sözleşme’nin 3. maddesine dayanarak (insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı) ciddi engelli durumuna rağmen yıllarını cezaevinde geçirmesinden şikayetçi olmuştur.
Mahkeme’nin kararı
3. Madde
%92 oranında engelli olan Bayram, cezaevindeyken kendisi de cezaevinde tutuklu olan ve ona bakan kardeşinin tahliye olduğu 11 Nisan 2011 tarihinden Batman Cezaevi’ndeki yetkililerin ona bakması için para karşılığında iki mahpusu görevlendirdiği 27 Nisan 2011 tarihine kadar ve hiçbir destek alamamıştır. 25 Eylül 2012 tarihinde Bayram, Diyarbakır D-Tipi Cezaevi’ne nakledilmiş ve iki tekerlekli sandalyenin olduğu tek katlı bir odaya konulmuştur.
Mahkeme, genel olarak konuşulacak olursa, yetkililerin başvurucuya, cezaevi koşullarını iyileştirmek ve ona yardımcı olmak için belli bir düzeyde özen gösterdiklerini gözlemlemiştir. Başvurucuyu cezaevinde olduğu süreçte aşağılama ya da incitme kastına dair hiçbir veri bulunmamaktadır. Her üç ayda bir sağlık kontrolüne girmek şartıyla 14 Haziran 2013 tarihinde serbest bırakılmıştır.
Mahkeme, kendi başlarına hareket edemeyen engelli insanların bir kurumda tutulmasının Sözleşme’nin 3. maddesi bağlamında ‘aşağılayıcı muamele’ olarak görülebileceğini kaydetmiştir. Batman Cezaevi’nde 11-27 Nisan 2011 tarihleri arasında geçen süre dikkate alındığında, Bayram kendi başına hareket edememiştir: yaşadığı alan iki katlıdır, yatağı yukarı kattayken tuvaletler ve bahçe kapısı alt kattadır. Başvurucu, tuvalete gitmek için yanında kalan mahpuslardan yardım istemek zorunda kalmıştır.
27 Nisan 2011 tarihinde para karşılığında iki mahpus bakıcı olarak görevlendirilmiştir. Başvurucunun merdivenlerden çıkartılıp indirildiği süreç, 25 Eylül 2012 tarihinde yani yaklaşık 17 ay sonra sona ermiştir.
Mahkeme, Hükümet’in başvurucunun neden tek katlı olan ve halihazırda başvurucunun koşullarına uygun olan Metris R-Tipi Cezaevi’ne nakledilmediğini açıklayamadığını not etmiştir.
Son olarak, 25 Eylül 2012 tarihinde başvurucu, tek katlı, fazladan bir tekerlekli sandalyenin olduğu ve tuvalet kapılarının tekerlekli sandalyeler için genişletildiği Diyarbakır Cezaevi’ne nakledilmiştir.
Bu bilgiler ışığında Mahkeme, başvurucunun 11 Nisan 2001 tarihinden 25 Eylül 2012 tarihine kadar Batman Cezaevi’nde kaldığı koşulları Sözleşme’nin 3. maddesinde düzenlenen aşağılayıcı muamele yasağına aykırı bulmuştur. Yine Mahkeme, başvurucunun Diyarbakır Cezaevi’ne nakledildiği 25 Eylül 2012 tarihinden serbest bırakıldığı 14 Haziran 2013 tarihine kadar geçen süredeki koşulları bakımından 3. maddenin ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Adil tazmin (41. madde)
Mahkeme, yetkililerin 25 Eylül 2012’den bu yana başvurucunun cezaevi koşullarını iyileştirdiğini ve 14 Haziran 2013 tarihinde cezasının infazını durdurmasını dikkate alarak bu koşullar altında ihlal kararı vermesinin başvurucu için yeterli olacağına karar vermiş ve manevi tazminata hükmetmemiştir.
Trackbacks & Pingbacks