İçeriğe geç

İHAM’ın Gaughran v. Birleşik Krallık kararının özet çevirisi: “Alkollü halde araç kullanan kişinin DNA’sının, parmak izinin ve fotoğrafının belirsiz süreli muhafaza edilmesi, özel hayatın ihlalidir.”

by 07/03/2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 13 Şubat’ta verdiği kararda alkollü halde araç kullanmakla suçlanan kişinin DNA’sının, parmak izlerinin ve fotoğrafının belirsiz süreli olarak muhafaza edilmesinin Sözleşme’nin 8.maddesinde düzenlenen özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Mahkeme, verilerin elde tutulma süresinin kararlaştırılmış olup olmamasının değil, bazı güvencelerin bulunmadığının altını çizmiştir. Başvurucunun davasında, kişisel verilerinin, suçunun mahiyeti, süresiz olarak tutulmasının gerekliliği ve yeterli bir inceleme sebebi olup olmadığı dikkate alınmaksızın süresiz olarak saklanmıştır. Kullanılan teknolojinin, bu davada yerel mahkemeler tarafından değerlendirilenden daha karmaşık ve gelişmiş olduğu görülmüştür. Mahkeme, özellikle fotoğrafların depolanması ve analiziyle ilgili olarak, başvurucunun verilerinin saklanmasının, kamu yararı ve özel yarar arasında adil bir denge kuramadığını tespit etmiştir.

Kararın tamamını buradan, Ezgi Korkmaz tarafından yapılan özet çevirisini aşağıdan okuyabilirsiniz. 

Gaughran v. Birleşik Krallık, Başvuru Numarası 45245/15, Karar tarihi: 13.02.2020

Başvuruya konu olaylar

Başvurucu Fergus Gaughran, 1972 doğumlu bir İngiliz vatandaşıdır ve Newry’de (Kuzey İrlanda/Birleşik Krallık) yaşamaktadır.

2008 yılının Ekim ayında başvurucu fazla alkol alarak araç kullandığı için gözaltına alınmıştır. (Fazla alkollü olarak araç kullanmak hapis cezası gerektiren bir suçtur ve kişinin  DNA örneğinin ve parmak izlerinin alınması, fotoğraflarının tutulması gereken suçlardan, yani kolluk makamlarının veri tabanında kaydı tutulabilen bir suç niteliği taşımaktadır.)   Başvurucu polis karakoluna götürülmüş ve buradaki üfleme testi pozitif sonuçlanmıştır. Ayrıca başvurucunun polis tarafından, fotoğrafı çekilmiş, parmak izi ve DNA örnekleri de alınmıştır. Daha sonra suçlu olduğu ileri sürülmüş olan başvurucu da suçunu kabul etmiş ve para cezasına çarptırılmış, bununla birlikte 12 ay boyunca araba kullanması da yasaklanmıştır. Cezası 2013 yılında sona ermiştir.

DNA örneği 2015 yılında başvurucunun talebi üzerine imha edilmiştir. Kuzey İrlanda Polis Servisi, DNA örneğinden, parmak izlerinden ve fotoğraflarından elde edilen dijital verileri süresiz bir şekilde tutmaya devam etmiştir. Kuzey İrlanda Polis Servisi’nin verilerini tutmaya devam etmesine karşı yerel mahkemelerde itirazda bulunmuş ancak itirazları sonuçsuz kalmıştır.

Başvurucunun ihlal iddiaları

Başvurucu, Sözleşme’nin 8. maddesine (Özel ve aile hayatına saygı hakkı) dayanarak DNA profilinin, parmak izlerinin ve fotoğrafının süresiz olarak ve anlamlı bir inceleme sebebi olmaksızın tutulmasına ilişkin şikayetçi olmuştur.

20 Ekim 2015 tarihinde İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne başvurulmuştur.

Mahkeme’nin kararı

Mahkeme, başvurucunun DNA profilinin, parmak izlerinin ve fotoğrafının muhafaza edilmesinin özel hayatına müdahale teşkil ettiğini, bu müdahalenin de suçun tespiti ve dolayısıyla önlenmesine ilişkin meşru amacı olduğunu belirtmiştir.

Mahkeme, Devlete tanınan yetkilerin belirsiz olduğu ve mevcut teknolojinin sürekli olarak daha karmaşık hale geldiği bir yerde mahremiyet haklarının incelenmesinin önemini vurgulamıştır. Örneğin fotoğraf ve yüz haritalama teknolojisi, dava yerel mahkemelerce incelendiğinden beri zaten oldukça ilerlemiştir.

Başvurucunun mahrem haklarına müdahalenin meşru olup olmadığı değerlendirilirken, ulusal makamların bu değerlendirmeyi yaparken takdir yetkisi kullanması gerektiği tekrarlanmıştır. Taraf Devletlerin, bir suçtan hüküm giymiş olanların verilerini tutmaya yönelik yaklaşımındaki güçlü bir fikir birliği, bu takdir yetkisini daraltacaktır.

Mahkeme, taraf devletlerin çoğunun hükümlü kişilerin biyometrik verilerini, yani parmak izlerini ve DNA profillerini muhafaza etmek için zaman sınırı koyan rejimlere sahip olduğunu değerlendirmiştir. Birleşik Krallık, Avrupa Konseyi’nin DNA profillerinin sınırsız süreli olarak tutulmasına izin veren az sayıdaki ülkesinden biridir.[1] Bu nedenle, özellikle DNA profilleri ile ilgili takdir yetkisi daraltılmıştır.

Mahkeme, Devletin saklama süresine ilişkin rejimini oluştururken kabul edilebilir bir takdir payını aşıp aşmadığı bakımından tek başına saklama süresinin kesinlik taşımadığının altını çizmiştir. Şüpheli ancak hüküm giymeyen kişilere ilişkin S. ve Marper v. Birleşik Krallık’tan farklı olarak verilerin korunmasındaki damgalanma (stigma) riski ile aynı olmadığı belirtilmiştir.

Mahkeme, burada belirleyici olanın, güvencelerin varlığı ve işleyişi olduğunu belirtmiştir. Kendisine belirsiz süreli tutmanın en geniş gücünü tahsis etmeyi seçen devletin, kendisini takdir yetkisinin sınırlarına sokmuş sayılacağı söylenmiştir. Dolayısıyla, başvurucu için bazı güvencelerin mevcut ve etkili olarak sağlanması gerektiği saptanmıştır.

Ancak, başvurucunun biyometrik verileri ve fotoğrafları, suçunun mahiyetine atıfta bulunulmaksızın ve bu verilerin süresiz olarak tutulması için herhangi bir ihtiyaç gerekmeksizin saklanmıştır. Ek olarak, Kuzey İrlanda polisi sadece istisnai durumlarda biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir. Bu nedenle başvurucu verilerinin saklanması ve gözden geçirilmesine ilişkin talepte bulunamamıştır çünkü verilerin korunması, suçunun niteliği, yaşı veya geçen süre ve mevcut kişiliği göz önüne alındığında, verilerin korunması artık gerekli görülmüyorsa, imha etme işlemine izin veren bir hüküm yoktur.

Mahkeme, bu yetkilerin içeriğinin, kamu yararı ve özel yarar arasında adil bir denge kuramadığını tespit etmiştir.

Davalı Devlet bu nedenle kabul edilebilir takdir yetkisini aşmış ve söz konusu saklama süresi başvurucunun özel hayata saygı hakkına, demokratik bir toplumda gereklilik taşımayan orantısız bir müdahale teşkil etmiştir.

Mahkeme İHAS’ın 8. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme, ihlal tespitinin, manevi zarar için kendi başına yeterli bir adil tazmin teşkil ettiğine karar vermiştir.

[1] 31 Avrupa Konseyi üyesinin katılımıyla yapılmış olan ankette, ankete katılan 31 Avrupa Konseyi üyesi devletin dördü (Kıbrıs, İrlanda, Kuzey Makedonya ve Karadağ ), daha az cezayı gerektiren bir suçtan sonraki mahkumiyetin ardından DNA profillerinin süresiz olarak tutulabilme hali bulunmaktadır. Ayrıntı için ilgili kararın 53. paragrafına bakınız.

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: