İHAM’ın P. T. v. Moldova kararının özet çevirisi: “Askerlik muafiyet belgesinde kişinin HIV pozitif olduğunun ifşa edilmesi, mahremiyet ve özel hayata saygı hakkının ihlalidir.”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 26 Mayıs 2020 tarihli P.T. v. Moldova Cumhuriyeti kararında, oybirliğiyle, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.
Dava, başvurucunun HIV pozitif statüsünün, kendisini askerlik hizmetinden muaf tutan bir belgede ifşa edilmesine ilişkindir. Başvurucu, 2011 yılında kimlik belgelerini yenilediğinde ve diğer birtakım durumlarda, örneğin ne zaman yeni bir iş başvurusunda bulunursa söz konusu belgeyi göstermek zorunda olduğundan şikayetçi olmuştur.
Mahkeme, özellikle, Moldova Hükümeti’nin, başvurucunun hastalığının ifşa edilmesiyle Sözleşme’nin 8. maddesindeki hangi “meşru amacın” takip edildiğini belirtmediğini tespit etmiştir. Ayrıca, tıbbi durumunun açık bir ilgisi bulunmadığı çeşitli durumlarda talep edilebilecek bir belgeye, başvurucu hakkındaki hassas bilgilerin dahil edilmesinin neden gerekli olduğunu açıklamamıştır. Başvurucunun haklarına böylesine ciddi bir müdahale orantısız olmuştur.
Kararı buradan, Hazal Polat tarafından özet çevirisini ise aşağıdan okuyabilirsiniz.
P.T. v. Moldova Cumhuriyeti, Başvuru no. 1122/12, Karar tarihi: 26.05.2020
Temel olgular
Başvurucu, Bay P.T., 1978 doğumlu ve Sângera’da (Moldova Cumhuriyeti) yaşayan bir Moldova vatandaşıdır. Başvurucu HIV pozitiftir.
Temmuz 2011’de doktorlar tarafından hastalığının tespit edilmesinin ardından Askeri Merkez, Bay P.T. ’ye kendisini askerlik hizmetinden muaf tutan bir belge vermiştir. Belge, 17 Ağustos 2005 tarihli 864 sayılı Hükümet kararında belirtilen bir örneğe dayanmaktadır.
Başvurucu, Ağustos 2011’de kimlik kartını yenilerken, muafiyet belgesini göstermek zorunda kalmıştır.
2012 yılında Moldova Anayasa Mahkemesi, bu tür muafiyet belgelerinin, bir kişinin hastalığı hakkındaki gizli bilgileri potansiyel işverenler de dahil olmak üzere üçüncü şahıslara ifşa ettiği için özel hayatın korunması hakkına orantısız bir biçimde müdahale ettiğine karar vermiştir.
Başvurunun Şikayetleri
Başvuru, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne 2 Aralık 2011 tarihinde yapılmıştır.
Başvurucu 8. maddeye (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) dayanarak, kişisel tıbbi verilerinin muafiyet belgesinde ifşa edilmesinden şikayetçi olmuştur. Başarı ihtimali bulunmaması nedeniyle yerel mahkemelere böyle bir şikâyette bulunmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu, muafiyet belgesinin hastalığını üçüncü şahıslara ifşa ettiğinden şikayetçi olarak iki kez dava açan, ancak her iki davası da 2010 ve 2012 yıllarında Yüksek Adalet Divanı tarafından reddedilen HIV pozitif bir başka şahısla, Bay B. ile ilgili davaya atıfta bulunmuştur.
Mahkeme’nin Kararı
Hükümet, başvurucunun Moldova mahkemelerinde herhangi bir dava açmadığı için tüm iç hukuk yollarını tüketmediğini ileri sürmüştür.
Mahkeme, başvurucunun şikâyette bulunması için teoride ve uygulamada mevcut bir hukuk yolu bulunmasına rağmen, B. tarafından açılan ve başvurucununkine çok benzeyen davada gösterildiği üzere, söz konusu hukuk yolunun etkili olmadığını tespit etmiştir. Özellikle, muafiyet belgesinin içeriği, mecburi ve mahkemelerce denetlenemeyen 864 sayılı Hükümet kararı ile açıkça belirlenmiştir. Bu nedenle, B.’nin her iki davasının neticesiyle doğrulandığı üzere, söz konusu belgeyi değiştirmeyi amaçlayan herhangi bir davanın başarısızlığa uğrayacağı kesindir.
Bu nedenle Mahkeme, Hükümet’in itirazını reddetmiş ve başvurucunun şikayetinin kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir.
Mahkeme daha sonra, Anayasa Mahkemesi gibi, tıbbi verilerin üçüncü şahıslara sunulacak bir belgeye dahil edilmesinin, başvurucunun Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamında korunan haklarına bir müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Söz konusu müdahale, başvurucunun başvurusunu yaptığı tarihte iç hukuka, yani 864 sayılı Hükümet kararına uygun olarak yapılmıştır.
Bununla birlikte, Hükümet ve yetkili makamlar, başvurucunun haklarına bu tür bir müdahalenin izlediği belirli bir meşru amaca değinmemiştir. Aslında, başvurucunun hastalığının ifşa edilmesinin, rasyonel bir temeli olduğu veya Sözleşme’nin 8. maddesinde öngörülen meşru amaçların herhangi biri ile bağlantısı olduğu görülmemiştir.
Mahkeme ayrıca, belgedeki kişisel tıbbi verilerin gereksiz açıklamadan yeterince korunmadığını tespit etmiştir. Özellikle, üçüncü şahısların, söz konusu bilgiye erişim konusunda görünürde hiçbir menfaatleri olmasa bile, başvurucuyu askerlik hizmetinden muaf tutan hastalık türünü öğrenmelerine izin verilmiştir.
Gerçekten de Hükümet, bu tür hassas bilgilerin, iş başvurusu yaparken olduğu gibi başvurucunun tıbbi durumunun belirgin bir ilgisinin olmadığı çeşitli durumlarda talep edilebilecek bir belgeye dahil edilmesinin neden gerekli olduğunu açıklamamıştır.
Dolayısıyla, başvurucunun hakkına müdahale, Sözleşme’nin 8. maddesine aykırı olarak orantısız olmuştur.
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme, Moldova Cumhuriyeti’nin başvurucuya manevi tazminat olarak 4.000 Euro ve mahkeme masrafları için 1.500 Euro ödemesine karar vermiştir.
Karar sadece İngilizce olarak mevcuttur.
[1] Sözleşme’nin 43 ve 44. Maddeleri uyarınca, bu Daire kararı nihai değildir. Teslimini izleyen üç aylık süre boyunca, herhangi bir taraf davanın Mahkeme’nin Büyük Daire’sine havale edilmesini talep edebilir. Böyle bir talepte bulunulursa, beş hâkimden oluşan bir heyet davanın ileri incelemeyi hak edip etmediğini değerlendirir. Bu durumda, Büyük Daire davaya bakacak ve nihai bir karar verecektir. Sevk talebi reddedilirse, Daire kararı o gün kesinleşir.
Bir karar kesinleştikten sonra, icrası için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine gönderilir. İcra süreci hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz: www.coe.int/t/dghl/monitoring/execution .
Trackbacks & Pingbacks