İçeriğe geç

FORUM #Pride2020 – Av. Polat Yamaner – Caster Semenya Davası: İnterseks Sporcu Bedenleri Uluslararası Atletizme Sığar Mı?

by 25/06/2020

“Bu yıl Onur Haftası etkinlikleri, COVID-19 salgını nedeniyle tarihinde ilk kez çevrimiçi olarak düzenleniyor. Biz de Onur Haftasını bu yıl LGBTİ+ topluluğuna yönelik artan nefrete karşı, 22-28 Haziran arası her gün Kaos-GL, SPOD, CİSST ve Diyarbakır Barosu’nda mücadele eden avukatların yazılarına ve İHAM karar çevirilerine yer vererek kutlamak istedik. LGBTİ+ hakları, insan haklarıdır.”

caster-semenya-gender-ellison_pvwfbyCaster Semenya Davası: İnterseks Sporcu Bedenleri Uluslararası Atletizme Sığar Mı?

Av. Polat Yamaner – SPOD Hukuk Ekibi

[Bu yazı ilk olarak Socrates Düşünen Spor Dergisi’nin Temmuz 2019 tarihli 52. sayısında “Caster Semenya Davası” başlığıyla yayınlanmıştır. Yazı, Anayasa Gündemi için yeniden ele alınmış ve atıflar eklenmiştir.]

“Ben Mokgadi Caster Semenya. Ben bir kadınım ve hızlıyım.”

Kadınlar 800 metre dalı için Olimpiyat Oyunları’nda iki altın madalyası, Dünya Atletizm Şampiyonaları’nda üç galibiyeti ve sayısız başka dereceleri bulunan 29 yaşındaki Güney Afrikalı atlet Caster Semenya, bütün bir atletizm kariyerini tehdit eden düzenlemeleri Spor Tahkim Mahkemesi’ne (“CAS”) götüreceğini açıklarken bu sözleri söylemiştir. “Bu hiç adil değil, sadece doğal halimle, doğduğum halimle koşmak istiyorum.”[1]

Bizzat CAS kararında ifade edildiği şekliyle, Caster Semenya “bugün güçlü ve onurlu bir kadın olarak karşımızdadır ve en başarılı ve en meşhur kadın atletlerden biri olarak spor tarihine geçmiştir.”[2] Bununla birlikte Semenya, 18 Haziran 2018’den beri var olduğu haliyle, kendi bedeniyle koşmaya devam etmek için hummalı bir hukuk mücadelesi vermektedir. Bu hukuk mücadelesi, her sporcuya eşit rekabet şartlarının tanınması iddiasıyla, sporcu bedenlerinin cinsiyet kalıplarına uygun hale getirilmesi rejimine karşı bir başkaldırı olarak özetlenebilir.

Bu yazıda ayrıntısıyla aktarılacak olan hukuki süreç, Caster Semenya’nın kromozomik ve hormonal ve yapısı sebebiyle yarışlara katılmasını önleyen Uluslararası Atletizm Federasyonunu (“IAAF”) düzenlemesine karşı CAS’a götürdüğü dava ve devam eden yargılamalara ilişkindir.

Caster Semenya’ya Neler Oldu?

Semenya kendini kadın olarak tanımlamakta ve vatandaşı olduğu Güney Afrika’da hukuken kadın olarak tanınmaktadır. Cinsiyeti ile ilgili tıbbi bilgilerini hiçbir zaman kamuyla paylaşmamış olmasına rağmen, Semenya’nın bedeni ve cinsiyetiyle ilgili spekülasyonlar kariyeri boyunca her daim gündemde kalmıştır. Semenya’nın dünya çapında odak noktası olması, 2009’da Berlin’de düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonasına ilk defa katılmasıyla ve kadınlar 800 metre yarışını 1 dakika, 55 saniye, 45 salise ile birinci tamamlamasıyla başlamıştır.[3]

Almanya’dan Güney Afrika’ya altın madalyayla dönen Semenya, “olağanüstü derecede hızlı performansı sebebiyle cinsiyetiyle ilgili şüpheleri üzerine çekmesi”[4] ve “kaslı vücudu, davudi sesi, şişkin pazıları ve bikini şortu yerine uzun şortlar giymesi” gibi sebepler temel alınarak, madalyasının geri alınması ihtimali ile, IAAF eliyle defalarca kez “cinsiyet doğrulama testi”ne tabi tutulmuş ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen birçok uzman tarafından incelenmiştir.[5]  Semenya daha sonra bu süreci kendi ifadeleriyle, “Geçen yıl Ağustos ayında Berlin Dünya Şampiyonasındaki kadınlar 800 metre galibiyetimden sonra, varlığımın en mahrem ve en özel detaylarına kadar inen haksız ve saldırgan bir incelemeye maruz bırakıldım.” şeklinde tarif etmiştir.[6]

Time dergisi söz konusu olayı Ağustos 2009’da “Dünya şampiyonu bu kadın aslında bir erkek mi?” başlığıyla haberleştirirken, Semenya’nın rakiplerinden ve aynı yarışı altıncı olarak bitiren İtalyan atlet Elisa Cusma “Bu türden insanlar bizimle koşmamalı. Benim için o bir kadın değil. O bir erkek.” beyanında bulunmuştur. Zamanın IAAF Genel Sekreteri Pierre Weiss, Semenya için “kendisi bir kadındır ancak belki yüzde yüz değil” yorumunu yapmıştır.[7]

IAAF test sonuçlarını hiç yayınlamamış olsa da, medya kuruluşları iddialara göre sızan raporları haberleştirmeye başlamış ve Semenya’nın özel tıbbi bilgileriyle ilgili spekülasyonlar palazlanmıştır. Semenya’nın “hermafrodit” olduğu,[8] “kadınlarda beklenen testosteron seviyesinin üç kat fazla seviyede testosterona sahip olduğu” ve “hermafrodit ya da İnterseks kimlikli” olduğuna ilişkine haberler dolaşımı sokulmuştur.[9] “Hermafrodit” tabirinin insan fizyolojisi için kullanılması mümkün olmayan ve İnterseks kimlikteki insanlar için aşağılayıcı bir tabir olduğu[10] ve Semenya’nın “medyada adeta kadınlar kulvarında yarışmaya çalışan bir erkek gibi yansıtılarak damgalandığı” yönünde açıklamalar çeşitli İnterseks sivil toplum örgütleri tarafından ifade edilmiştir.[11]

Yaklaşık yarım yıl süren ve ayrıntıları kamuya açılmayan müzakere ve lobicilik süreci sonrası IAAF Semenya’nın koşabileceğini 2010’da duyurmuştur. Bununla birlikte IAAF, kadın atletleri “genel olarak erkeklerle özdeşleştirilen hormonal performans avantajlarına karşı yarışmaktan korumakla yükümlü olduğunu” tekrarlamış ve 2011 yılında “cinsiyet doğrulama” ya da “cinsiyet politikası” uygulamalarını terk ettiğini ve bunun yerine “bir kadının bu duruma sahip olduğuna ilişkin makul sebepler olduğuna kanaat getirilirse” “hiperandrojenizm” (yüksek testosteron) testi yapacağını duyurmuştur.[12]

Söz konusu testin hukuki dayanağı olan Hiperandrojenizm Regülasyonu, Semenya’ya oldukça benzer koşullardan geçen ve yüksek testosteron oranına sahip olduğu iddiasıyla iki yarışta koşma imkanından men edilen Hintli atlet Dutee Chand tarafından CAS önüne götürülmüştür. CAS, Temmuz 2015 tarihli kararında, testosteronun atletik performansı doğrudan etkilediğiyle ilgili yeterli delil bulunmaması sebebiyle Dutee Chand’ın davasını haklı bulmuş ve IAFF’nin regülasyonunu iki yıl süreyle münfesih ilan etmiştir.[13] Bunun üzerine IAAF Hiperandrojenizm Regülasyonu’nu tamamen kaldırmış ve bunun yerine Semenya’nın hukuk mücadelesine bizzat konu olan yeni bir düzenleme getirmiştir. Bu yeni düzenlemeyle birlikte, 400 metreden 1500 metreye kadar çıkan uluslararası yarışlara katılım için yeni kıstaslar getirilmiştir.

Cinsel Gelişimleri Farklı Atletler Regülasyonu ve CAS Süreci

Semenya’nın kadınlar klasmanında yarışmasını engelleyerek kendisini doğrudan etkileyen IAAF düzenlemesi, konvansiyonel ikicil cinsiyet sistemi dışında kalan; kromozomik, anatomik ve cinsiyet bezleriyle ilgili doğuştan gelen birtakım gelişim farklılıklarına haiz atletleri, diğer bir deyişle İnterseks özelliklere sahip atletleri konu almaktadır. İlgili düzenleme, IAAF’nin 1 Kasım 2018’de yürürlüğe koyduğu “IAAF Kadın Klasmanı için Uygunluk Regülasyonu [Cinsel Gelişimleri Farklı Atletler]” olup, Regülasyon temel olarak İnterseks özelliklere sahip atletlerin uluslararası ölçekte kadın klasmanında yarışabilmeleri için uymaları gereken koşulları düzenlemektedir.

Cinsel Gelişimleri Farklı Atletler Regülasyonunun 2.3. numaralı maddesinde düzenlenen “Uygunluk Şartları” üç bent halinde şu şekilde sıralanmaktadır;

  1. Atletin hukuken kadın ya da İnterseks (ya da muadili) olarak tanınması,
  2. Atletin kanındaki testosteron seviyesini, en az altı aylık devamlı bir periyot için, (örneğin hormon takviyelerinin kullanılması vasıtasıyla) 5 nmol/L’den (nanomol) aşağıda tutması; ve
  3. Atletin kanındaki testosteron seviyesini (yarışlara dahil olsun yahut olmasın) 5 nanomolden aşağıda tutmaya devam etmesi.

Bu şartları tümünü birden sağlamayan atletlerin, Regülasyonun 2.2.(b) maddesi uyarınca sekiz ayrı dal için geçerli olacak şekilde, uluslararası bir yarışa katılması ya da uluslararası olmayan bir yarışta dünya rekoru elde edebilmesi mümkün değildir. Bu sekiz atletizm dalına Semenya’nın uluslararası ölçekte düzenli olarak katıldığı 400 metre, 800 metre ve 1500 metre yarışları da dahildir.

Ayrıca söz konusu düzenlemenin yalnızca 46 XY kromozomu bulunan atletler için geçerli olduğu IAAF tarafından ek olarak açıklanmıştır. Tersten söylenirse, XX kromozoma sahip atletler bu Regülasyon kapsamında kısıtlamalara tabi tutulmamaktadır. 46 XY kromozomu olan atletler erkekler klasmanına girebilirken, bu atletlerin kadınlar klasmanında yarışabilmeleri için “objektif androjen etkiler” taşıması ve kanındaki testosteron oranı 5 nanomolun üzerinde olması gerekip, ardından yukarıda belirtilen şartları yerine getirmeleri gerekmektedir.

Regülasyon’un CAS tarafından geçersiz ve münfesih addolunması için Caster Semenya ve Güney Afrika Atletizm Birliği (ASA), IAAF’ye karşı bir tahkim süreci başlatmıştır. Davacılar, Regülasyon’un atletlere cinsiyet temelli ayrımcılık teşkil ettiğini, (i) yalnızca kadın atletlere uygulanması (ii) yalnızca belirli fiziksel özelliklere sahip kadın atletlere uygulanması yönlerinden öne sürmüştür. Regülasyon’un bilimsel temelden yoksun olduğunu ve kadın klasmanı içinde adilane bir yarış dengesinin kurulması amacına hizmet etmediğini ve kadın atletlere geri dönülmesi imkansız ya da çok zor, büyük ölçekli zararlar verdiğini ileri sürmüşlerdir. Bu sebeple Regülasyon’un ayrımcı, keyfi, gereksiz, orantısız olduğunu ve IAAF Anayasası’nı, Olimpiyat Şartnamesi’ni, Monaco Kuralları’nı, yarışların düzenlendiği yargılama yeri kurallarını ve evrensel olarak kabul edilmiş insan hakları kurallarına aykırı olduğunu iddia etmişlerdir. Buna karşılık IAAF, Cinsel Gelişimleri Farklı Atletler Regülasyonu’nun şu an erişilebilir en iyi bilimsel bilgiler ışığında geliştirildiğini, kimsenin korumalı bir özelliğini baz alarak ayrımcı olmadığını ve gerekli, makul, orantılı ve adil yarış ve kadın atletlerin aynı seviyede yarışma ortamını koruma meşru amacını taşıdığını savunmuştur.

Caster Semenya’nın CAS önünde verdiği ifade, atletin yaşadığı deneyimlerin ağırlığını oldukça kişisel bir anlatımla gözler önüne sermektedir. Semenya, neredeyse on yıldır bedeninin diğer atletler, spor doktorları, spor yetkilileri ve kamu tarafından denetlendiğini; inceleme, önyargı, spekülasyon ve tıbbi müdahaleler sebebiyle büyük acı ve ızdırap çektiğini ve Regülasyon’un sadece “ilaçlardan uzak, spekülasyondan uzak ve önyargıdan uzak” şekilde yarışmaya devam edebilmek için kaldırılmasını talep ettiğini dile getirmiştir. Semenya, 2009 yılında kazandığı galibiyet sonrası hakkında çıkan haberler ve bedeninin bütün bir kamuya mal olması olayını “hayatımda yaşadığım en derin ve en aşağılayıcı olaydı” şeklinde tarif etmiştir.

Semenya ayrıca Hiperandrojenizm Regülasyonu’nun yürürlüğe girmesinden sonra, koşmaya devam etmek istediği için testosteron hormonu baskılayıcı ilaçlar kullanmaya başladığını ve CAS’ın Chand kararı verilene dek ilaç kullandığı süreyi vücudunun doğal haline bir cezalandırma aracı olarak gördüğünü beyan etmiştir. Fiziksel ve zihinsel sağlığına derin ve yaralayıcı etkiler bırakan ilaçlar, Semenya’nın atletik performansını da etkilemiş ve Hiperandrojenizm Regülasyonu’nun kaldırılmasından sonra sağlığının geri geldiğini ve 2016’da Güney Afrika Milli Şampiyonluklarında 400 metre, 800 metre ve 1500 metre dallarında birinci gelen ilk kişi olduğunu ve aynı yıl Rio Olimpiyatlarında 800 metre dalında altın madalya kazandığını ifade etmiştir. Semenya, 2010 yılında kullanmaya başladığı ilaçların testosteron seviyesinde yaratacağı etkilerle ilgili hiçbir bilgi bulunmadığını ve kendisinin adeta “laboratuvar faresi” ve “denek kobayı” olarak kullanıldığını ve üzerinde “deneyler” yapıldığını söylemiştir.

Mahkemeye birçok kişi üçüncül müdahil taraf olarak katılarak görüş bildirmiş, tanık olarak ifade vermiş ve konuya ilişkin birçok ve her iki tarafla ilgili olarak deliller sunulmuştur. Mahkeme gerekçeli kararına Caster Semenya’nın kadın olarak doğduğunu, kadın olarak yetiştirildiğini, kadın olarak yaşadığını, kadın olarak koştuğunu, hukuken kadın olarak kabul edildiğini ve kendini her zaman kadın olarak tanımladığını belirterek başlamıştır. Ek olarak CAS, artık eskiden olduğu gibi yalnızca kadın ve erkek atletler bulunmadığını, cinsiyet spektrumunun çeşitli konumlarında bulunan kimliklerin, örneğin İnterseks kimlik yapısında atletlerin bulunduğunu ve bunun mevcut rekabetçi atletik sisteme tam olarak oturmadığını kaydetmiştir.

CAS Paneli, görmekte olduğu davanın karmaşık bilimsel, etik ve hukuki veçheleri olduğuna ve tarafların yarışan haklarının söz konusu olduğunu belirtmiştir. Mahkemenin vereceği kararın yalnızca önündeki olayla ilgili olduğu ve genel olarak atletizmde ikili cinsiyet ayrımını itiraza konu edilmediği, bilakis gerekli kabul edildiği söylenmiştir. Mahkeme vereceği kararın, düzenleme veya politika koyucu yerine geçme suretiyle bir yerindelik denetimi boyutuna ulaşmayacağını ve yalnızca önündeki bilgi, deliller ve uygulanabilir hukuk ışığında, safi olarak hukuki bir değerlendirmeyle sınırlı olduğunu vurgulamıştır. Bu doğrultuda taleple sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirten mahkeme, davaya konu düzenlemeyi “ayrımcılık”, “gereklilik” ve “orantılılık” başlıkları altında incelemiştir.

CAS Paneli ilk olarak oybirliğiyle söz konusu düzenlemenin ayrımcı olduğuna hükmetmiştir.[14] Söz konusu düzenlemenin yalnızca kadın ve İnterseks atletleri hedef aldığını ve erkek atletleri hedef almadığını ve bu sebeple uygulamanın atletlerin hukuken tanınan cinsiyetleri ve kromozom sayısına yapılan atıf sebebiyle değiştirilemez biyolojik özellikleri temelinde, ilk bakışta (prima facie) ayrımcılık teşkil ettiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte ayrımcılık tespiti Panel’in yalnızca başlangıç noktasını teşkil etmekte olup, korumalı bir gruba karşı yapılan ayrı muamelenin gerekli, makul ve orantılı ve meşru bir amacı gerçekleştirmeye yönelik olabileceği belirtilmiştir.

Panel gereklilik başlığı altında yaptığı incelemeye, ilk olarak atletizmde kadın ve erkek olmak üzere ikili cinsiyet sistemi ayrımı yapılmasının gerekli görüldüğünü, bunun sebebinin spor klasmanlarında kadın ve erkek ayrımının en nihayetinde hukuki statüden ziyade biyolojiye dayandığını belirterek başlamıştır. Bu ayrım sayesinde atletlerin aşılması güç avantajlara sahip atletlere karşı yarışmasının önlendiği, kişinin kendini kadın olarak tanımlamasının ya da hukuken kadın olarak tanınmasının bu avantajlara sahip olmadıkları anlamına çıkmayacağı belirtilmiştir.

Rekabetçi atletizmde konulan bu kuralın amacının, kadın cinsiyet kimliğine haiz atletlerin erkek cinsiyetine haiz atletlerle yarışmaktan korumak değil; ergenlik döneminden itibaren bedenleri farklı gelişim gösteren atletlerin, belirli fiziksel özellikleri sebebiyle edindikleri avantajla ile, adil bir yarış ortamının sağlanması amacının dengelenmesi olarak belirtilmiştir. Her ne kadar avantajlı konumda olan grup genellikle erkekler olarak tanımlansa da, bunun her zaman doğru olmadığı, doğal insan biyolojisinin, doğa, hukuk ve kimliğin her zaman aynı hizada durmadığı ve bu belirsizliğin görülmekte olan davanın tam kalbinde durduğu işaret edilmiştir.

Panel, sunulan bilimsel deliller ışığında sporda cinsiyete bağlı performans farklılığının temelinin endojen/iç kaynaklı testosteron seviyesine dayandığına oybirliğiyle karar vermiştir. IAAF, spor performansının birçok değişkene bağlı olduğunu –idmanlar, koçluk, beslenme, tıbbi destek ve genetik farklılıklar gibi- belirtmekle birlikte, erkeklerin edinebildiği tek unsurun erkek testosteron hormonuna maruz kalma olduğunu söylemiştir. IAAF, bu testosteron seviyesine maruz kalan atletlerin, kadın klasmanında yarışmasının “kategori bozumu” olarak nitelendirileceğini, nitekim testosteron kaynaklı avantajlara sahip bireylerin bu durumda kadın kategorisinde yarışmasının önünün açılacağını ve eşitsiz bir rekabet ortamı yaratacağını savunmuştur. CAS Paneli’nin çoğunluğu IAAF’nin bu argümanını kabul etmiştir.

CAS, 46 XY kromozomuna sahip ve cinsel gelişimleri farklılık arz eden kadın atletlerin, belirli spor etkinliklerinde kayda değer bir avantaj elde edebileceğini ve bu sebeple, kadın erkek klasmanında öngörülen bu ayrımın temelinde yatan mantığın burada da uygulama alanı bulacağını bulacağını belirterek, davaya konu düzenlemelerin gerekli olduğuna, üç hakemden birinin karşıt görüşüyle, oy çokluğuyla karar vermiştir.

Orantılılık başlığında ise Panel, oy çokluğuyla düzenlemelerin makul ve orantılı olduğuna karar vermiştir. Regülasyon’un atletlerin cerrahi bir müdahaleye maruz bırakmadığını, yalnızca hormon takviyeleriyle kendi testosteron seviyelerini kontrol etmelerini öngördüğünü belirtmiştir.

Her ne kadar Panel çoğunluk görüşü Regülasyon’un orantısız olmadığı yönündeyse de, Panel Regülasyon hükümlerinin gelecekte yaşanabilecek sonuçlarıyla ilgili ciddi kaygılar duyduğunu belirtmiştir. İlk olarak atletlerin objektif androjen etkiler taşıyıp taşımadığının belirlenmesi yönünde bir belirsizlik olduğu dile getirilmiş, ardından kullanılan hormon takviyelerinin sporcular için çeşitli zorluklar çıkarabileceğine işaret edilmiştir. Hormon takviyelerinin yan etkileri ve sporcuların yarış döneminde olsun ya da olmasın, sürekli olarak testosteron seviyelerini 5 nanomolun altında tutmaları şartının, sporcuların performansları başta olmak üzere kendilerini nasıl etkileyeceklerinin öngörülemediği, ortaya çıkan neticelerin orantısız olabileceği vurgulanmıştır. CAS, Cinsel Gelişimleri Farklı Atletler Regülasyonu’nun “yaşayan bir belge” olduğunu ve güncel yorum ışığında uygulanması gerektiğine işaret edip, Regülasyon’un bir bütün olarak orantılılığının somut olarak ortaya konulması için IAAF’nin Regülasyonda çeşitli açıklamalar ve değişiklikler yapmasını tavsiye etmiştir.

Sonuç olarak CAS, Caster Semenya ve ASA’nın Regülasyon’un geçersiz ve münfesih addolunması talepli davasını reddetmiştir.

CAS Kararı Sonrası Süreç

CAS’ın İsviçre’de bulunması ve İsviçre yerel hukukunun ilgili düzenlemeleri sebebiyle CAS kararları İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi’nin denetimine tabidir. Semenya, CAS kararını İsviçre Mahkemesi’ne temyiz etmiş durumdadır ve karar beklenmektedir. İsviçre Yüksek Federal Mahkemesi, Semenya’nın talebi üzerine, şimdilik atletin hormon takviyeleri almadan koşabilmesine olanak sağlayan bir ara karar çıkarmıştır. Bu durum yalnızca Semenya için geçerli olup, Regülasyon’a tabi diğer atletlere uygulanmamaktadır.[15]

Eğer Semenya İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi’nden lehe bir sonuç alamazsa, kesinleşmiş Federal Mahkeme kararını İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne götürebilecektir. Nitekim buna benzer bir durum, Alman kayakçı Claudia Pechstein ve Romanyalı futbolcu Adrian Mutu’nun CAS kararlarını İHAM’a taşımasıyla yaşanmıştır. İHAM 2 Ekim 2018 tarihli Mutu ve Pechstein v. İsviçre davasında, başvuruculardan Pechstein’ın CAS yargılamaları aşamasında açık bir duruşmayla yargılanmamasını İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali olarak görmüştür.[16]

Semenya davası, bedenin ve fiziksel performansın bu kadar ön planda olduğu bir alanın ne ölçüde cinsiyetlendirildiği ve kalıp yargılara dayandığı konusunda ışık tutan ve oldukça zor bir davadır. Devam eden yargı süreci, safi hukuki bir süreç değil; aynı zamanda kadın ve LGBTİ+ aktivizminin, toplumsal cinsiyet farkındalığı açısından global ölçüde yarattığı devinimin spor alanında nasıl tezahür edeceği ve 21. yüzyılda kadın sporcu bedenleriyle ilgili nasıl bir normatif çerçeve çizildiği konusunda belirleyici olacaktır.

Cinsiyetin gerek sosyal bir yapı olarak, gerekse biyoloji ve bedenler anlamında, toplumsal bir inşa ve sosyal kalıplar bütünü olarak, akışkan bir konsept olarak alınabilmesi ve ikicil cinsiyet sisteminin sınırlarının günden güne aşınması sebebiyle artık çok daha farklı şekillerde anlaşılabilecek ve yorumlanabilecekken, testosteron seviyeleri ve kromozom sayısı temel alınarak yapılan düzenlemeler ve alınan yargı kararları biyolojik determinizmi ve özcülüğü yeniden inşa etmektedir. Bu anlamda Caster Semenya için devam eden yargı süreci, kadın kimliğinin kesişimsel veçhelerini ve konvansiyonel cinsiyet rolleri dışındaki insanların neler yapabileceği ve yargı eliyle neyi nereye kadar yapabileceğine izin verildiğini hepimize gösteren bir yol haritası olacaktır.

[1] BBC Sport. (2019). Caster Semenya: Olympic champion will challenge ‘unfair’ IAAF testosterone ruling. [çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.bbc.com/sport/athletics/44522370 [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

[2] CAS 2018/O/5794 Mokgadi Caster Semenya v. International Association of Athletics Federation; CAS 2018/O5798 Athletics South Africa v. International Association of Athletics Federation [2019] (Court of Arbitration for Sport), par.454.

[3] iaaf.org. (2019). IAAF: Caster SEMENYA | Profile. [çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.iaaf.org/athletes/south-africa/caster-semenya-242560 [Erişim tarihi 21 Haziran. 2019].

[4] Mail Online. (2019). World athletics sensation: Claims emerge that South Africa’s female 800m hope Caster Semenya is really a MAN!. [çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.dailymail.co.uk/sport/othersports/article-1207661/World-athletics-sensation-Claims-emerge-South-Africas-female-800m-hope-Caster-Semenya-really-MAN.html [Erişim tarihi 21 Haziran. 2019].

[5] Nytimes.com. (2019). The Humiliating Practice of Sex-Testing Female Athletes. [çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.nytimes.com/2016/07/03/magazine/the-humiliating-practice-of-sex-testing-female-athletes.html?module=inline [Erişim tarihi 21 Haziran. 2019].

[6] The Guardian. (2019). Caster Semenya’s comeback statement in full. [çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.theguardian.com/sport/2010/mar/30/caster-semenya-comeback-statement [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

[7] Vox. (2019). “I am a woman and I am fast”: what Caster Semenya’s story says about gender and race in sports. [çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.vox.com/identities/2019/5/3/18526723/caster-semenya-800-gender-race-intersex-athletes [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

[8] Jezebel.com. (2019). [çevrimiçi] Erişim adresi: https://jezebel.com/australian-news-report-describes-semenya-as-hermaphrod-5357218 [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

[9] News.bbc.co.uk. (2019). BBC SPORT | Athletics | SA threatens ‘war’ over Semenya. [çevrimiçi] Erişim adresi: http://news.bbc.co.uk/sport2/hi/athletics/8249948.stm [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

[10] Isna.org. (2019). Is a person who is intersex a hermaphrodite? | Intersex Society of North America. [çevrimiçi] Erişim adresi: http://www.isna.org/faq/hermaphrodite [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

[11] Vox (2019).

[12] Nytimes.com. (2019).

[13] CAS 2014/A/3759 Dutee Chand v. Athletics Federatin of India & International Association of Athletics Federation [2015] (Court of Arbitration for Sport), par.548.

[14] CAS’ın “ayrımcılık” olarak kullandığı tabir, kanaatimce  “ayrı muamele”yi ifade etmektedir. Bkz. CAS kararı par.548.

[15] Ingle, S. (2019). Caster Semenya able to run medication-free for now as Swiss court floors IAAF. [çevrimiçi] the Guardian. Erişim Adresi: https://www.theguardian.com/sport/2019/jun/03/caster-semenya-800m-swiss-supreme-court-ruling-iaaf [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

[16] Polat Yamaner (2019). İHAM: Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) tarafsız ve bağımsız bir mahkeme ancak duruşmaların aleni olmaması adil yargılanma hakkı ihlali. Anayasa Gündemi, 5.10.2018. Erişim adresi: https://anayasagundemi.com/2018/10/05/iham-spor-takhim-mahkemesi-cas-tarafsiz-ve-bagimsiz-bir-mahkeme-ancak-durusmalarin-aleni-olmamasi-adil-yargilanma-hakki-ihlali/ [Erişim tarihi 21 Haziran 2019].

From → forum, Haberler

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: