İHAM’ın Mediation Berti Sports v. Türkiye kararının özet çevirisi: “Uluslararası şirketin, futbol kulübünden alamadığı paranın tahsili için açtığı davalarda yargı yetkisine sahip yargı makamı bulunmadığı iddiası, konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulundu.”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), amaçlarından biri sporcuların, özellikle futbolcuların sözleşmelerinin müzakerelerinin yapılması olan bir şirket olan Mediation Berti Sports şirketinin Vestel Manisa Spor Kulubü’nden alamadığı 96.000 Euro açtığı davalarda yargı yetkisine sahip yargı makamı eksikliği nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasını, medeni bir hakka yönelik olmadığı için konu bakımından yetkisiz bularak kabul edilemezlik kararı verdi.
Kararın tamamını buradan, Deniz Akbay tarafından yapılan özet çevirisini aşağıdan okuyabilirsiniz.
Mediation Berti Sports v. Türkiye, Başvuru no: 63859/12, Karar tarihi: 12.05.2020 – 11.06.2020
Ana Olgular
Başvurucu Mediation Berti Sports şirketi, merkezi Monako olan ve amaçlarından biri sporcuların, özellikle futbolcuların sözleşmelerinin müzakerelerinin yapılması olan bir şirkettir. 8 Haziran 2005’te Vestel Manisa Spor Kulübü Derneği Fransa’da bir kulüpte oynayan futbolcunun müzakereleri için şirkete yetki vermiş ve Bay C.C. görevlendirilmiştir. Şirketin hizmetleri karşılığında spor kulübünün 144.000 Euro ödemeyi taahhüt ettiğini göstermiştir. Ancak taraflar, aralarında bir sözleşme bulunup bulunmadığı konusunda uyuşamamaktadır; devlet böyle bir sözleşmenin bulunmadığını ileri sürmüş, şirket ise üç seferde ödenecek 144.000 Euro borcun sözleşmede düzenlendiğini ileri sürmüştür. 3 Ağustos 2006’da da bu 144.000 Euro borç üzerine şirket fatura düzenlemiştir. 28 Eylül 2006’da ise spor kulübü 48.000 Euro ödemiştir. Bunun üzerine başvurucu şirket 4 Şubat 2009da kulübün geri kalan borcunu ödemesi için noterden ödeme ihtarında bulunmuştur. Spor kulübü 9 Şubat 2009’da noter aracılığıyla FIFA’nın (Uluslararası Birlik Futbolu Federasyonu) 2 Eylül 2008’de başvurucu şirketin ödenmemiş komisyon ücreti talebini reddettiğini iletmiştir.
Başvurucu şirket, 11 Mart 2009’da geri kalan 96.000 Euro için 5. Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde spor kulübüne karşı işlem başlatmıştır. Mahkeme ise, kulübün defterlerinin incelenmesini istemiş ve bu inceleme sonucu 28 Eylül 2006’da 48.000 Euro olarak girildiği görülmüştür. Ardından Mahkeme, anlaşmazlığa saygı sebebiyle yargı yetkisini reddetmiştir. Bu karar üzerine başvurucu şirket Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararına karşı Yargıtay’a başvurmuştur. 26 Ocak 2011’de Yargıtay, başvuruyu reddetmiş ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararını onamıştır. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla beraber başvurucu şirket ödenmeyen ücret için Türkiye Futbol Federasyonu’na başvurmuştur. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu, sadece kulüpler ve gerçek kişi temsilciler arasındaki uyuşmazlıklarda yetkili olduğunu, başvurucu şirketin de gerçek değil tüzel kişi olduğunu belirterek başvuruyu reddetmiştir. Bunun üzerine, Türkiye Futbol Federasyonu’nun Tahkim Komitesi’ne başvuran şirketin itirazları hukuka uygun olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir. 12 Eylül 2011’de başvurucu şirket Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümüne Yargıtay ve Tahkim Mahkemesi’nin kararları sonucu çatışması sebebiyle başvuruda bulunmuş, mahkeme ise başvuruyu kabul edilemez bulmuştur.
Başvurucunun şikayeti
Başvurucu şirket Sözleşme’nin 6. maddenin 1. fıkrasını ileri sürerek, yargı yetkisine sahip yargı makamı eksikliğinden dolayı mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkeme’nin Kararı
Madde 6§1
Mahkeme, mahkemeye erişim hakkının iç hukukta temeli olup olmadığı incelendiği zaman başlangıç noktasının iç hukukta karşılığı olup olmadığının ve yerli mahkemelerde uygulanıp uygulanmadığının incelenmesi gerektiğini söylemektedir. Somut davada ise Mahkeme, Türkiye Futbol Federasyonu’nun bağımsız bir tüzel kişilik ve yerli futbolla ilgilenen, futbol temsilcilerinin kurallarını düzenleyen, ulusal bir dernek olduğunu not eder. Bu kurallarda ise FIFA’nın kuralları temel alınmıştır. Kurallar ekseninde ise sadece gerçek kişilerin futbolcuların transferinde bir temsilci olarak hareket etmesine izin verilmiştir.
Şirket, tüm başvurularında sadece kulübün yetkililer tarafından imzalanmış dokümanlarını ve kulüp defterini göstermiştir. Bunların dışında kulübe karşı başka bir iç hukuk hükmü gösterilmemiştir. Bu sebeple Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Komiteleri tarafından verilen kararlardan futbolu yöneten ne iç hukuk ne de uluslararası kuralların bir futbol temsilciliği sözleşmesinden kaynaklanan bir tüzel kişi tarafından verilen iddiaları kabul ettiği veya önlerindeki davalarda tüzel kişilere verilmiş olduğu anlaşılabilir. Devamında ise, Mahkeme, başvurucu şirket tarafından iletilen işlemlerin en azından tartışılabilir gerekçelerle, iç hukuk kapsamında tanındığı söylenebilecek bir medeni hakla ilgili olduğu söylenemeyeceğini belirtmiştir.
Bu sebeplerle Mahkeme, İHAS’ın 35. maddesinin 3. fıkrasının a bendi uyarınca, başvuruyu konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulmuştur.
Trackbacks & Pingbacks