İHAM’ın Ayoub ve Diğerleri v. Fransa kararının özet çevirisi: “Dernek kurma özgürlüğünü kötüye kullanan, siyasi programı şiddete teşvik eden aşırı sağcı derneklerin kapatılması Sözleşme’yi ihlal etmez”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), Ayoub ve Diğerleri v. Fransa kararında, Fransa’da kapatılan aşırı sağcı derneklerin yaptığı başvurulardan birinde ifade özgürlüğü (10. madde) ışığında ele alınan dernek kurma özgürlüğünün (11. madde) ihlal edilmediğine ve diğer başvuruların da hakları kötüye kullanma yasağına aykırı olduğundan kabul edilemez bulunması gerektiğine hükmetmiştir.
Mahkeme’ye göre, siyasi programı şiddete teşvik eden ve hatta bir üniversite öğrencisinin ölümüne neden olan aşırı sağcı dernek Troisieme Voie ve onun güvenlik kanadı olan Jeunesses nationalistes révolutionnaires derneklerinin kapatılması kamu düzeninin ve başkalarının haklarının korunması meşru amacını gütmüştür. Kapatma tedbiri bu amaçla orantılıdır ve Mahkeme derneğin kapatılmasının demokratik toplumda gerekli olduğuna karar vermiştir.
Diğer başvurucular L’Oeuvre française ve Jeunesses nationalistes ise Sözleşme’nin temelinde yer alan tolerans, toplumsal barış ve ayrımcılık karşıtlığı gibi değerlere karşı amaçlar gütmüş ve dernek kurma özgürlüklerini kötüye kullanmışlardır. Bu nedenle başvuruları Sözleşme’nin 17. maddesi altında kabul edilemez bulunmuştur.
Kararın basın özetini buradan okuyabilirsiniz. Basın özetinin Türkçeye çevirisi İdil Özcan tarafından yapılmıştır.
Ayoub ve diğerleri v. Fransa, Başvuru no: 77400/14, Karar tarihi: 08.10.2020
Ana olaylar
Başvurucular şu kişilerdir: Soissons’da (Fransa) yaşayan 1964 doğumlu bir Fransız vatandaşı olan ve kapatılmadan önce Üçüncü Yol (Troisième Voie) derneğinin ve bu derneğin güvenlik ekibi olan Devri Milliyetçi Gençlik’in (Jeunesses nationalistes révolutionnaires–JNR) lideri olan Serge Ayoub (başvuru no. 77400/14); Fransız İşi (L’Oeuvre française) derneği ve onun başkanı olan, Paris’te yaşayan 1965 doğumlu Fransız vatandaşı Yvan Benedetti (başvuru no. 34532/15); Milliyetçi Gençlik (Jeunesse nationalistes) derneği ve onun başkanı olan, Meylan’da yaşayan 1990 doğumlu Fransız vatandaşı Alexandre Gabriac.
Dernekler, Sciences Po’da (Paris Siyasi Bilimler Enstitüsü) öğrenci ve anti-faşist hareketin bir üyesi olan C.M.’nin, 5 Haziran 2013’te dazlaklarla (skinhead) girdiği bir kavga sırasında ölmesinden sonra kapatılmıştır. Birçok kişi resmi soruşturmaya tâbi tutulmuştur. Soruşturma, kavgadan sonra ilgili kişilerin, kavgadan önce ve sonra ve o gece boyunca iletişim halinde oldukları Bay Ayoub tarafından işletilen Le Local isimli barda buluştuklarını ortaya koymuştur. 14 Eylül 2018’de Paris Ağır Ceza Mahkemesi, Troisième Voie’nın iki eski üyesi ve/veya destekçisine, bir grubun parçası olarak C.M.’nin kasten silahlı saldırı ile öldürülmesi sebebiyle on bir ve yedi yıl hapis cezası vermiştir. Ceza yargılaması halen devam etmektedir.
Başvuru no. 77400/14
Serge Ayoub, amacı “milliyetçi ve devrimci bir ideoloji yaymak” olan Troisième Voie derneğinin ve de facto bir grup olan, derneğin güvenlik ekibi JNR’nin başkanıdır. 11 Haziran 2013’te Bay Ayoub, hükümetin derneğini ve JNR’yi kapatma isteğinden haberdar olmuştur. 18 Haziran 2013’te Bay Ayoub JNR ve Troisième Voie’nın gönüllü olarak kapatıldığını İçişleri Bakanı’na bildirmiştir. Bunun üzerine hükümet, derneğin faaliyet göstermeye devam ettiğini, dolayısıyla hala aynı faaliyetleri yürüten de facto bir grup olduğu sonucunu doğurduğunu kaydederek, kapatmayı gerçekleştirme niyetini Bay Ayoub’a bildirmiştir. 12 Temmuz 2013 tarihli bir karar ile Fransa Cumhurbaşkanı JNR ve Troisième Voie’nın kapatılmasına karar vermiştir.18 Temmuz ve 15 Ekim 2013’te Bay Ayoub, kararın siyasi olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılması için Danıştay’a başvurmuştur. Danıştay başvuruyu reddetmiştir.
Başvuru no. 34532/15
Bay Benedetti 2012’de L’Oeuvre française’in başkanı olarak atanmıştır. 28 Haziran 2013’te İçişleri Bakanı, hükümetin derneği kapatma niyeti olduğundan Bay Benedetti’yi haberdar etmiştir. 25 Temmuz 2013 tarihli karar ile Fransa Cumhurbaşkanı derneğin kapatılmasına karar vermiştir. 21 Eylül 2013’te Bay Benedetti kararın kaldırılması için Danıştay’a başvurmuştur. 30 Aralık 2014 tarihli karar ile Danıştay başvuruyu reddetmiştir.
Başvuru no. 34550/15
Bay Gabriac, 19 Ekim 2011’de tescil ettirilen Jeunesses nationalistes derneğinin başkanıydı. Hükümet’e göre dernek, L’Oeuvre française’in gençlik kanadıdır. 24 Haziran 2013’te İçişleri Bakanı, hükümetin başvurucu derneği kapatma niyeti olduğundan Bay Gabriac’ı haberdar etmiştir. Jeuness nationalistes ve başkanı olarak Bay Gabriac, ayrıca kaldırılmasını talep ettikleri kapatma kararının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye ivedi bir başvuru yapmıştır. 30 Aralık 2014 tarihli karar ile Danıştay başvuruyu reddetmiştir.
Şikayetler ve usul
Başvurucular, 10. (ifade özgürlüğü) ve 11. maddeye (toplanma ve dernek kurma özgürlüğü) dayanarak başında oldukları derneklerin kapatılmasının dernek kurma özgürlükleri ve ifade özgürlüklerinin kullanılmasına haksız müdahale teşkil ettiğinden şikayetçi olmuştur.
Başvuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 10 Aralık 2014’te yapılmıştır.
Mahkeme’nin Kararı
10. Madde (ifade özgürlüğü) ışığında 11. Madde (toplanma ve dernek kurma özgürlüğü)
Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesi ile güvence altına alındığı üzere, fikirlerin ve fikirleri ifade etme özgürlüğünün korunmasının, 11. maddede düzenlenen toplanma ve dernek kurma özgürlüğünün amaçlarından biri olduğunu tekrar etmiştir. Dolayısıyla 11. madde 10. madde ışığında ele alınacaktır.
Başvuru no. 77400/14
Mahkeme, Troisième Voie derneğinin ve JNR’nin, İç Güvenlik Kanunu’nun (Code de la sécurité intérieure – CSI) 212-1. maddesinin 2 ve 6’ncı paragraflarında öngörülen durumlardan birine dayanarak hükümet tarafından kapatılmasına karar verildiğini kaydetmiştir. Hakimin kararı ilk kapatma dayanağına, yani özel milislerin varlığına dayanmıştır. Buna karşın hakim ikinci dayanağın, yani ayrımcılık, nefret veya şiddete teşvikin varlığını gösteren yeterli delil olmadığına karar vermiştir.
Dolayısıyla Mahkeme müdahalenin kanun ile öngörülmüş olduğuna karar vermiştir. Her ne kadar başvurucu Troisième Voie derneğini ve JNR’yi gönüllü biçimde kapatarak kapatma kararını öngörmüş olsa da, yetkililer bu oluşumların bahsi geçen kanuni hüküm uyarınca kapatılabilecek “de facto gruplar” olmaya devam ettiği görüşünü benimsemiştir. Kapatma ayrıca ilgili oluşumların tekrar bir araya gelmesini engellemek üzere tasarlanmıştır. Bu, gönüllü kapatmanın hükmünün dolanılmasına neden olmuş olacağı İç Güvenlik Kanunu’nun 212-1. maddesinin son paragrafı uyarınca suçtur.
Mahkeme kapatma kararının, her biri Sözleşme’nin 11. maddesinin 2. paragrafı bakımından meşru amaç teşkil eden kamu güvenliği, kamu düzeninin sağlanması ve başkalarının haklarının korunmasını amaçlıyor olarak görülebileceği değerlendirmesini yapmıştır.
Mahkeme, Troisième Voie’nın seçilmeyi hedefleyen bir siyasi parti değil, devrimci milliyetçi ideoloji olarak tanımlanan bir siyasi programı takip eden bir dernek olduğunu kaydetmiştir. Mahkeme, kapatmanın grubun hedefleri veya siyasi ifadeleri veya başkanının siyasi görüşlerinden değil, spesifik bir davranıştan kaynaklandığını gözlemlemiştir. Fransız makamlarının derneği ve JNR’yi kapatma kararı C.M.’nin ölümünden sonra, bu şiddet içeren olayın başlattığı kamusal rahatsızlık göz önüne alınarak verilmiştir. Bu, kararda belirleyici bir faktör olmuştur; İçişleri Bakanı’nın Danıştay önündeki sunumuna göre, bu olay “Evlilik Eşitliği Yasası etrafındaki tartışma ve çatışma arkaplanında” “aşırı sol ve sağ kanat arasında artan çatışma durumunu” ortaya koymuştur. Bu nedenle “Troisième Voie ve JNR’nin hareketlerinin geçmişe kıyasla çok daha ciddi bir kamusal rahatsızlık yaratmaktan sorumlu” olduğu “gergin bir bağlam” olmuştur. Bu şiddet içeren harekete ek olarak, Mahkeme yürütme ve Danıştay’ın grupların özel milis olarak daha önceki faaliyetlerini göz önüne aldığını kaydetmiştir. Dolayısıyla, JNR’nin hiyerarşik yapısını, üniformalı gösteriler ve askeri tarzda yürüyüşler yaptıklarını ve çatışma durumunda fiziksel güç kullanabilme yetilerine göre üye aldıklarını dikkate almışlardır. Mahkeme, paramiliter gösterilerin korku aşılamak üzere tasarlandığını vurgulayan ve Devletlerin demokrasiyi korumak için önleyici harekete geçme haklarının altını çizen içtihadına (Vona v. Macaristan) işaret etmiştir.
Mevcut davanın koşullarında Mahkeme, JNR’nin Troisième Voie derneğinin geleneksel güvenlik ekibinden daha fazlasını oluşturduğunu tespit eden Danıştay tarafından uygulanan kriteri makul olmayan veya keyfi olarak değerlendiremeyecektir. İçişleri Bakanı tarafından verilen bilgide JNR’nin gerçekten de ordu tarzı bir organizasyon ve görüntü ile faaliyetlerini yürüten bir grup olduğu açıktır. Hükümet ayrıca grubun tehditkar ve saldırgan niteliğinin de altını çizmiştir. Mahkeme’nin görüşüne göre, yetkililerin, böyle bir grubun ofansif veya rahatsız edici fikirler ifade eden bir grubun varlığından öteye giderek şiddet iklimini ve sindirmeyi teşvik edeceğinden korkmak için sebepleri vardır. Mahkeme, gözetim faaliyetlerinin ve işlenen suçların ortaya koyduğu üzere, söz konusu ideolojinin çeşitli şiddet olaylarına doğru taştığını gözlemlemiştir. Zaman içinde bu, başkalarının hak ve özgürlüklerine ve kamu düzenine tehdit teşkil eden bir iklime yol açmıştır. Mahkeme Bay Ayoub’un kendisinin de, başkan olarak, başkalarını anti-faşist hareketlere ve kolluk güçlerine karşı kavgaya girme ve fiziksel saldırıda bulunmaya teşvik ederek siyasi şiddeti savunduğunu gözlemlemiştir. JNR, Troisième Voie derneğinin, C.M.’nin ölümüne yol açan hareketler gibi şiddet içeren hareketlere başvurmayı da içeren, aslında kışkırtıcı olan amaçlara ulaşmasını sağlamıştır.
Bu değerlendirmeler ve tedbirlerin alındığı bağlam ışığında, Mahkeme, makamların, kamu düzenin bozulmasının engellenmesi ve kamu düzeninin bozulmasına son verilmesi amacıyla söz konusu grupların kapatılmasına karar verilmesi için “zorlayıcı toplumsal ihtiyaç” olduğunu gösteren ilgili ve yeterli sebepler olduğuna karar vermekte haklı olduklarını kabul etmiştir.
Tedbirin orantılı olup olmadığı konusunda, Mahkeme, makamların davranışlarının kamu düzenin bozulmasının engellenmesi için gerekli olduğuna karar vermiştir. Mahkeme, bir kişiye, bir Devlet temsilcisine veya toplumun bir kesimine karşı şiddete teşvik edildiği hallerde, 11. madde altında müdahalenin gerekliliğini değerlendirirken ulusal makamların geniş bir takdir yetkisine sahip olduklarını tekrar etmiştir.
Bu takdir yetkisi ve davaya özgü durumlar göz önüne alındığında, Mahkeme kapatma tedbirinin güdülen amaçla orantılı görülebileceğine karar vermiştir. Dolayısıyla müdahale demokratik toplumda gereklidir.
10. madde ışığında ele alınan 11. madde ihlal edilmemiştir.
17. Madde (hakları kötüye kullanma yasağı)
Başvuru no. 34550/15 ve 34532/15
Hükümet, başvuruların Sözleşme’nin 17. maddesinde yer alan hükümlerle uyumsuz olduğundan kabul edilemez bulunmaları gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkeme, değerlendirmesini, başvurucuların programının ve siyasi aktivitelerinin demokrasinin temeliyle uyumlu olup olmadığına odaklamaya karar vermiştir.
Mahkeme, hükümet tarafından İç Güvenlik Kanunu’nun 212-1 maddesinin 2, 5 ve 6’ncı paragraflarına dayanarak, yani bu derneğin Fransız vatandaşı olmadıkları veya Müslüman veya Yahudi inancına veya kökenine mensup olduklarından bahisle kişi gruplarına karşı nefret veya ayrımcılığa teşvik ettiği, düşman ile işbirliğini yücelttiği ve özel bir milis kurduğu gerekçesiyle, L’Oeuvre française’in kapatılmasına karar verildiğini kaydetmiştir. Danıştay da kamu düzenine içkin sebeplerle kapatmanın haklı olduğuna karar vermiştir.
Mahkeme, makamların, derneğin kapatılmasına karar vermeden önce derneğin başkanının davranışları ve görüşlerini detaylı biçimde incelemiş olduklarını gözlemlemiştir. İlk olarak, dernek ve başkanı, genel olarak Fransa’nın egemenliğini yok eden “beyaz olmayanlar”dan, “parazitler”den kurtulma isteğinden hareketle ulusal bir devrim çağrısı yapmıştır. Bu yabancı düşmanı çağrının yanı sıra, “siyasi Yahudilik”in Fransa’nın kimliğini yok etmeye çalıştığı fikrini yaymışlardır. Soykırım inkarcı görüşleri ile tanınan ve bu sebeple hüküm giymiş kişiler başvurucular tarafından düzenlenen etkinliklere katılmıştır. İkinci olarak, Danıştay önündeki yargılamalarda, L’Oeuvre française ve onun başkanının Nazi Almanyası ile işbirliği yapmış kişilere karşı desteklerini ifade ettikleri ortaya konulmuştur. Mareşal Pétain’ın ve Vichy rejiminin ideolojisine hayranlık duymakta, anmalarda ve Philippe Pétain adına düzenlenen bir yaz kampında Kelt haçının bir sembol olarak kullanarak bu rejimle kendilerini özdeşleştirmektedirler. Düşmanla işbirliğini desteklemiş olan kamusal figürlerle ideolojik olarak bağlantılı olduklarını iddia etmişlerdir ve ırk yasalarıyla birlikte Philippe Pétain’ın devrimini yerine getirmeyi amaçlamışlar, böylece Devletin sorumluluğunun kabul edildiği acı dolu bir geçmişi tekrar canlandırmışlardır. Üçüncü olarak, derneğin ideolojisini yaymak ve genç militanları “siyasi askerler” olarak eğitmek için paramiliter eğitim kampları düzenlenmiştir. Bu durum genç insanların endoktrine edilmesi amacını vurgulamaktadır, ki bu, Mahkeme’nin görüşüne göre ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadele etmek için vazgeçilmez olan demokratik vatandaşlık eğitimine bir tehdit teşkil etmiştir. Mahkeme bundan L’Oeuvre française derneği ve başkanının desteklediği amaçların, Sözleşme ile yasaklanmış olan, nefrete ve ırk temelli ayrımcılığa teşvik unsurlarını şüphesiz biçimde içerdiğini çıkarmaktadır. Dolayısıyla Mahkeme, savunulan siyasi görüşler, yayılan propaganda ve bu görüşleri yaymak için düzenlenen etkinlikler yoluyla, başvurucuların dernek kurma özgürlüklerini demokratik toplumun idealleri ve değerlerini yok etmek amacıyla kullandıklarına karar vermiştir.
Jeunesse nationalistes bakımından Mahkeme, Danıştay nefrete, ayrımcılığa veya şiddete teşviki kapatma gerekçesi olarak kabul etmiş olsa da, düşmanla işbirliğini yüceltme gerekçesinin varlığına dair yeterli delil olmadığına da karar vermiştir.
Mahkeme Jeunesses nationalistes’in L’Oeuvre française’in gençlik kanadı olduğunu gözlemlemiştir. L’Oeuvre française de olduğu gibi, Mahkeme Jeunesse nationalistes’in siyasi programının Müslüman göçmenlere karşı nefret ve ayrımcılığa dayalı olan ve antisemitizmi ve homoseksüellere karşı şiddet dolu nefret ve ayrımcılığı destekleyen amaçlar içerdiğinin sabit olduğu görüşündedir.
Mahkeme, bundan, başvurucuların dernek kurma özgürlüklerini demokratik toplumun idealleri ve değerlerini yok etmek için kullanmayı amaçladıkları çıkarımını yapmıştır. Faaliyetleri demokrasinin temeli ile uyumsuzdur.
Mahkeme’nin görüşüne göre, Devlet, başvurucu derneklerin (L’Oeuvre française ve Jeunesses nationalistes) ve liderlerinin (Bay Benedetti ve Bay Gabriac) Sözleşme’nin 17. maddesine aykırı amaçlar güttüklerine karar vermekte haklıdır. Mahkeme, Sözleşme’nin temelinde yatan tolerans, toplumsal barış ve ayrımcılık karşıtlığı değerleriyle uyumsuz bir şekilde dernek kurma özgürlüklerini kötüye kullandıklarına karar vermiştir. Kapatma kararları, ulusal siyasi duruma dair detaylı bir bilgiye dayanarak ve “kendini savunmaya muktedir demokrasi”yi desteklemek üzere alınmıştır.
Dolayısıyla Mahkeme, Sözleşme’nin 17. maddesi altında, başvurucuların Sözleşme’nin 10. maddesi ışığında ele alınan 11. maddenin korunmasını ileri süremeyeceklerine karar vermiştir. Böylece başvurucuların şikayetleri Sözleşme’nin hükümleriyle uyumsuz olduğundan reddedilmiştir.
Trackbacks & Pingbacks