İçeriğe geç

İHAM’ın Navalnyy ve Gunko v. Rusya kararının özet çevirisi: “Protesto yürüyüşüne katılan kişilerin kolları bükülerek gözaltına alınması ve lehe deliller dikkate alınmadan yalnızca polis beyanıyla haklarında idari yaptırım uygulanması, 3., 5. ve 11. maddenin ihlalidir.”

by 27/11/2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 10 Kasım 2020 tarihli kararında, Mayıs 2012’de Bolotnaya Meydanı’ndaki siyasi bir yürüyüş sırasında polisin yasal uyarılarına uymayı reddeden ve yakalanmalarının ardından bir gece polis karakolunda gözaltında tutulan iki göstericiye idari yaptırım uygulanması nedeniyle Sözleşme’nin 5. maddesinde düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkının, 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ve 11. maddesinde düzenlenen toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Mahkeme ayrıca özellikle, internette yayınlanan ve yakalanma anını gösteren bir videoya dayanarak, başvurucu Aleksey Navalnyy’ye gözaltına alınması sırasında polisler tarafından aşırı fiziksel güç uygulandığı gerekçesiyle Sözleşme’nin 3. maddesinde düzenlenen insanlıkdışı muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir. Videoda polis tarafından Bay Navalnyy’ye uygulanan gücün -kolunun bükülmesi ve çığlık atmasına sebep olunması- onu karakola götürmek için kesinlikle gerekli olmadığı görülmektedir, zira söz konusu kişi gözle görülür bir direnişte bulunmamıştır.

Geri kalan şikayetlerle ilgili olarak Mahkeme, olayların ve ortaya çıkan hukuki sorunların çoğunun, ihlallerin tespit edildiği diğer benzer davalarda zaten incelendiğini ve mevcut davada farklı bir sonuca varmak için hiçbir neden görmediğini tespit etmiştir.

Kararın tamamını buradan okuyabilirsiniz. Kararın Mahkeme tarafından yayımlanan basın özetinin çevirisi, Gizem Demir tarafından yapılmıştır.

Navalnyy ve Gunko v. Rusya, Başvuru no. 75186/12, Karar tarihi: 10.11.2020

Temel olgular

Başvurucular, Aleksey Anatolyevich Navalnyy ve Vadim Borisovich Gunko, sırasıyla 1976 ve 1960 doğumlu ve Moskova’da yaşayan Rusya vatandaşlarıdır.

Başvurucular, hileli olduğu iddia edilen cumhurbaşkanlığı seçimlerini protesto etmek için 6 Mayıs 2012 tarihinde Bolotnaya Meydanı’nda bir gösteriye katılmışlardır. Resmi olarak onaylanan gösteri, polis tarafından kalabalığı kontrol etmek amacıyla alınan ve anlaşmazlık ve çatışmalara sebep olan tedbirlere kadar barışçıl geçmiştir.

Her iki başvurucu da kargaşa sırasında yakalanmış, Moskova polis karakoluna götürülmüş, idari gözetim altına alınmış ve yasal bir polis emrine uymamakla suçlanmışlardır. Ertesi gün hakim önüne çıkarılmış ve suçlu bulunmuşlardır.

Bay Navalnyy’nin davasından sorumlu hakim, söz konusu kişinin protestocuları gösteriden sonra mekanı terk etmemeye ve polis emirlerini görmezden gelmeye çağırdığını tespit etmiş ve para cezasına hükmetmiştir. Bay Gunko’nun davasından sorumlu hakim ise, bir polis kordonunu kırmaya çalıştığını, agresif davrandığını, sloganlar attığını ve trafiği engellemeye çalıştığını tespit etmiş ve 24 saat idari gözetim altına alınmasına hükmetmiştir. Her iki başvurucu da bu kararlara itiraz etmiş, fakat bir sonuç alamamıştır.

Yargılama sürecinde Bay Navalnyy, konuşma yapacağı alana doğru giderken polisten herhangi bir ön uyarı veya talimat verilmeksizin yakalandığını ileri sürmüştür. Özellikle, bir internet sitesinde paylaşılan ve yakalanma anını gösteren bir video kaydına dayanarak, polis memurlarından birinin, herhangi bir direniş göstermemesine rağmen kolunu bükerek kendisini öne doğru eğilmeye zorladığını ve o halde karakola kadar ittiğini iddia etmiştir. Temyiz mahkemesi video kaydının bir tarih ve saat içermediğini göz önünde bulundurarak bu iddiaları reddetmiştir. Ayrıca ifadeleri söz konusu kişinin mahkumiyetine dayanak teşkil eden iki polis memurunu çağırma ve sorgulama talebini de geri çevirmiştir.

Benzer şekilde, Bay Gunko da yargılamalar sırasında polisten herhangi bir ön uyarı almadığını ve direniş göstermediğini ileri sürmüştür. Polis tarafından kordon altına alınmış ve bu nedenle trafiğe kapatılmış bir alanda mahsur kaldığını ve gösteriden ayrılmaya çalışıyor olduğunu iddia etmiştir.

Bay Navalnyy, yakalanması sırasında bir polis memurunun kolunu bükerek aşırı güç kullandığına ve şiddetli bir fiziksel acıya neden olduğuna dair yetkililere şikayette bulunmuştur. Bunun sonucunda soruşturmalar yürütülmüş, ancak iddiasına yönelik hiçbir ceza davası açılmamıştır.

Şikayetler

Her iki başvurucu da 5 § 1 (özgürlük ve güvenlik hakkı), 6 § 1 (adil yargılanma hakkı), 11 (toplantı ve gösteri özgürlüğü) ve 18 (haklara getirilecek kısıtlanmaların sınırlanması) maddeleri kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikayetçi olmuştur. Özellikle yakalanmalarının ve bir gece gözaltında tutulmalarının haksız ve keyfi olduğunu; haklarındaki idari yargılamanın adil yürütülmediğini; gösterinin dağıtılmasının, yakalanmalarının ve akabinde hüküm giymelerinin orantısız olduğunu; ve bu şekilde haklarının ihlal edilmesinin özgürlük ve güvenlik haklarına ve toplantı özgürlüklerine zarar verme amacını taşıdığını iddia etmişlerdir.

Ayrıca 3. maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak Bay Navalnyy, yakalanıp gözaltına alınması sırasında polisin fiziksel güce başvurmasının haklı olmadığını ve kötü muamele teşkil ettiğini savunmuştur.

Başvuru İHAM’a 25 Ekim 2012 tarihinde yapılmıştır.

Mahkeme’nin Kararı

Madde 3 (insanlıkdışı ve aşağılayıcı muamele yasağı)

Mahkeme, Bay Navalnyy’nin yakalanıp gözaltına alınması sırasında bir polis memurunun çığlık attıracak kadar büyük bir güçle kolunu büktüğü şeklindeki şikayetini incelemiştir. Mahkeme, video görüntülerinde Bay Navalnyy’nin bu şekilde zapt edilmesinin onu polis karakoluna götürmek için zorunlu olduğunu gösteren hiçbir şeyin olmadığını gözlemlemiştir. Yakalanması bir grup iyi donanımlı polis memuru tarafından gerçekleştirilmiş ve Bay Navalnyy gözle görülür herhangi bir direniş göstermemiştir.

Buna ek olarak, yetkililer ceza yargılamasında Bay Navalnyy’nin şikayeti ile ilgili soruşturma yapmakla yetinmiş ve kötü muamele iddialarını soruşturmayı reddetmişlerdir.

Bu nedenle Mahkeme, fiziksel güç kullanmanın gerekli olduğunun ikna edici bir şekilde kanıtlanmadığı sonucuna varmıştır. Bu tür güç kullanımı, Bay Navalnyy’nin insanlık onurunu zedelemiş ve Sözleşme’nin 3. maddesini ihlal ederek aşağılayıcı muamele teşkil etmiştir.

Madde 5 § 1 (Güvenlik ve özgürlük hakkı)

Başvurucuların yakalanmasıyla ilgili olarak Mahkeme, başvurucuların ilk olarak bir idari suç raporu düzenlemek amacıyla karakola götürüldüklerini gözlemlemiştir. Bolotnaya Meydanı’nda meydana gelen genel kargaşa bağlamında, polisin raporları olay yerinde hazırlamasının zor olabileceğini kabul etmiştir.

Ancak, idari suç raporları düzenlendikten sonra, başvurucuların serbest bırakılması mümkün olmasına rağmen, herhangi bir açık neden olmaksızın, sırasıyla yaklaşık 18 ve 20 saat idari gözetim altında tutulmuşlardır.

Bu nedenle Mahkeme, her iki başvurucunun gözaltında tutulmasının gerekçesiz ve keyfi olduğuna ve Sözleşme’nin 5 § 1 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir.

Madde 6 § 1 (Adil yargılanma hakkı)

Yargılamanın adilliğine ilişkin olarak Mahkeme, yerel mahkemelerin kararlarını her iki durumda da yalnızca polis tarafından sunulan standart belgelere dayandırdıklarını ve ek delil veya iddiaları kabul etmeyi reddettiklerini tespit etmiştir.

Nitekim, Bay Navalnyy aleyhindeki ana delil, yani polis memurlarının yazılı ifadeleri, mahkemeler memurları çağırmayı reddettiği için kovuşturma sürecinde kontrol edilmemiştir. Böyle bir eksiklik, ceza hukukunun temel ilkelerine aykırıdır.

Aynı şekilde mahkemeler, Bay Gunko’nun trafik olmadığı yönündeki ifadesini doğrulamayı reddetmiş ve davanın kapsamını sözde itaatsizliği ile sınırlamıştır.

Mahkeme bu nedenle, başvurucular aleyhindeki idari yargılamanın, bir bütün olarak ele alındığında, Sözleşme’nin 6 § 1 maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma haklarına aykırı olarak yürütüldüğü sonucuna varmıştır.

Madde 11 (Toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü)

İlk olarak Mahkeme, yerel makamların Bolotnaya Meydanı’ndaki gösterinin barışçıl bir şekilde yürütülmesini sağlama ile ilgili olarak Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerine uymadıklarını tespit etmiş ve Frumkin v. Rusya (no. 74568/12) davasındakiyle aynı sonuca varmıştır.

İkinci olarak Mahkeme, başvurucuların gözaltına alınmalarını ve mahkumiyet kararlarını incelemiş ve bu tür tedbirlerin toplantı ve gösteri özgürlüğü haklarına müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir.

Alınan tedbirleri gerekçelendirmek için, başvurucular aleyhine yürütülen idari yargılama sırasında temel olay ve olguları tespit etmek yerel mahkemelerin görevidir. Ancak mahkemeler, ne Bay Navalnyy’nin resmi dağılma emrinden haberdar olup olmadığını ne de Bay Gunko’nun sadece eve gitmeye çalıştığı sırada kendisini kordon altına alınmış alanda bulduğu şeklindeki açıklamasını araştırmıştır. Bu nedenle yetkililer, başvurucuların tutulmalarının ve mahkum edilmesinin “demokratik bir toplumda gerekli” olduğunu kanıtlayamamışlardır.

Ayrıca Bay Navalnyy’nin yakalanmasının acımasızlığı, her iki başvurucunun idari mahkumiyetleri ile birleştiğinde, hem onları hem de başka kişileri protesto yürüyüşlerine katılmaktan veya muhalif siyasette aktif olarak yer almaktan caydırıcı bir etkiye sahip olmuştur.

Böylece, her iki başvurucu açısından da Sözleşme’nin 11. maddesinin ihlali söz konusudur.

Madde 18 (Haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlanması)

Mahkeme, başvurucuların şikayetlerini Sözleşme’nin 18. maddesi uyarınca incelemeye gerek olmadığına karar vermiştir.

Madde 41 (Adil tazmin)

Mahkeme, Rusya’nın manevi tazminat olarak Bay Navalnyy’ye 8.500 Euro ve Bay Gunko’ya 7.500 Euro ödeyeceğine karar vermiştir. Mahkeme, her iki başvuranın da masraf ve gider taleplerini reddetmiştir.

Bu karar yalnızca İngilizce dilinde yazılmıştır.

From → İnsan hakları

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: