İçeriğe geç

2020’de İHAM’ın Türkiye’ye Karşı Verdiği İhlal Kararları ve Türkçe Özetleri

by 30/12/2020

Merhaba,

İnsan haklarının, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması için mücadele etmeye devam edenler için yine oldukça zor bir yılı geride bıraktık. 

Aşağıda bütün bu hukuksuzlukları yargıya taşıyacak avukatların ve insan hakları savunucularının başvurularında ya da kendilerine karşı açılan soruşturma ve davalarda kullanması amacıyla 2020 yılında İHAM tarafından Türkiye’ye karşı verilmiş bütün ihlal kararlarını, bazı önemli kabul edilemezlik kararlarını ve gelecek başvurularda kullanılması amacıyla Hükümet’ten savunma istenilen bazı önemli başvuruları bulacaksınız.

Artık geleneksel hale getirdiğimiz bu çalışmada kararları İHAS’ta yer alan madde başlıkları ve sırası altında, kronolojik olarak özetledim. 

2020 yılında, Türkiye’ye karşı, gözümden kaçan bir karar olmadıysa, 92 karar verildi. 30’unda ifade özgürlüğünün, 12’sinde toplanma ve gösteri yapma özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verildi.

2014 yılında2015 yılında, 2016 yılında, 2017 yılında, 2018 yılında ve 2019 yılında İHAM’ın Türkiye’ye karşı verdiği ihlal ve bazı kabul edilemezlik kararlarını da buradan okuyabilirsiniz.

2016’dan bu yana kadın hukuk fakültesi öğrencilerini, stajyer avukatları ve meslek hayatlarının başındaki avukatları insan hakları ve anayasa hukuku alanında çalışmaya teşvik etmek için ağırlıklı olarak kadınlardan oluşan bir ekiple birlikte düzenli olarak AYM ve İHAM kararlarını bültenler halinde yayımlamaya devam ediyoruz. Her ay, bir önceki ay çıkan önemli AYM ve İHAM kararlarını paylaştığımız bültenlerin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

2021’in daha sağlıklı, adil, eşit, özgür ve bağlayıcı olan mahkeme kararlarının uygulandığı bir yıl olması dileğiyle.

İHLAL KARARLARI

Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü

Sarı v. Türkiye, Başvuru no. 2429/13, Karar tarihi: 23.06.2020

19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerinde gerçekleştirilen ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nda güvenlik güçleri tarafından öldürülen başvurucunun yakını için açılan davada güvenlik güçleri hakkında beraat kararı verilmesi – Yaşam hakkının ihlali

Şahismail Can ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 23029/04, Karar tarihi: 15.09.2020

2002 yılında güvenlik güçlerinin Tunceli’de avcılık yapmaya çıkan köylülere ateş açmasıyla ilgili şikayette güvenlik güçlerinin soruşturulması için soruşturma izni verilmemesi ve takipsizlik kararı verilmesi – Yaşam hakkının ihlali

İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü

Bayram v. Türkiye, Başvuru no. 7087/12, Karar tarihi: 04.02.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 4 Şubat 2020 tarihinde yayımladığı Bayram v. Türkiye kararında %92 engelli olan, tekerlekli sandalyede yaşayan ve kendi ihtiyaçlarını kendi gideremeyen bir mahpusun 11 Nisan 2011-25 Eylül 2012 tarihleri arasında 17 ay boyunca Batman Cezaevi’nde kaldığı koşulları, İnsan Hakları Avrupa Sözleşme’nin (İHAS – Sözleşme) 3. maddesinde düzenlenen aşağılayıcı muamele yasağına aykırı buldu.

Başvurucunun Diyarbakır Cezaevi’ne nakledildiği 25 Eylül 2012 tarihinden serbest bırakıldığı 14 Haziran 2013 tarihine kadar geçen süredeki koşulları bakımından ise 3. maddenin ihlal edilmediğine karar verdi. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Yiğit ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 74521/12, Karar tarihi: 23.06.2020

2020 yılında değişik tarihlerde PKK tarafından düzenlenen eylemlere katıldıkları iddiasıyla tutuklanıp Pozantı cezaevine gönderilen ve o dönem çocuk olan başvuruculara nakledikleri cezaevinde, yeniden nakledilmeye karşı çıktıkları için infaz koruma memurları tarafından şiddet uygulanmasına dair şikayetin takipsizlikle sonuçlandırılması – Etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlali (esastan ihlal bulunmadı)

Saraç ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 53100/11, Karar tarihi: 23.06.2020

1999 depreminden sonra evsiz kalmaları nedeniyle Kocaeli’ne gelen başbakana ulaşmaya çalışan başvurucuların polisler tarafından darp edilerek gözaltına alınması ve takipsizlik kararı verilmesi – 3. ve 11. maddenin ihlali

Kaçar v. Türkiye, Başvuru no. 81532/12, Karar tarihi: 07.07.2020

9 Eylül 2004 tarihinde hız yaptığı gerekçesiyle polisler tarafından durdurulan başvurucuyla polisler arasında başlayan tartışma sonunda başvurucunun 10 günlük rapor alacak şekilde darp edilmesi, polisler hakkında 10 ay ertelemeli ceza verilirken başvurucuya polise mukavemetten 1.650 TL para cezası verilmesi – 3. maddenin esas ve usul yönünden ihlali

Akın v. Türkiye, Başvuru no. 58026/12, Karar tarihi: 17.11.2020

8 Nisan 2003 tarihinde gözaltına alınan başvurucunun polisler tarafından darp edilmesi ve şikayetlerinin zamanaşımına uğraması nedeniyle cezasız kalması – esas ve usul yönünden ihlal

Özgürlük ve güvenlik hakkı

Özgüç v. Türkiye, Başvuru no. 3094/09, Karar tarihi: 04.02.2020

15 Şubat 2007 tarihinde Öcalan’ın yakalanışının yıldönümünde katıldığı eylemde bir otobüse Molotof attığına dair tanık beyanları olan ve tutuklanan başvurucuya yaptığı tutuk itirazına dair savcının 18 Haziran 2008 tarihli görüşünün tebliğ edilmemesi – 5/4 ihlali

Baş v. Türkiye, Başvuru no. 66448/17, Karar tarihi: 03.03.2020

İHAM, 3 Mart 2020 tarihli Baş v. Türkiye kararında eski hakim olan ve darbe girişimi sonrası tutuklanan başvurucunun makul şüphe yokluğunda tutuklandığına, ilk tutukluluk kararının verildiği anda makul şüphe olmadığına ve ilk tutukluluk kararının hukuksuz olduğuna karar vermiştir. Söz konusu kararda Mahkeme ayrıca sulh ceza hakimliklerinin bağımsız ve tarafsız olmadığı yönündeki iddiaları reddederek açıkça dayanaktan yoksun bulmuştur. Kararın kapsamlı çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Bilal Akyıldız v. Türkiye, Başvuru no. 36897/07, Karar tarihi: 15.09.2020

2002 yılının Kasım ayında “Ümraniye sapığı” sanılarak 15 ayrı cinsel istismar ve tecavüz suçunu işlediği  iddiasıyla gözaltına alınan, DNA testinin ardından tecavüz etmediği anlaşılan ancak iki tanık beyanıyla zorla kaçırmaya teşebbüs suçundan tutuklanan ve daha sonra bütün suçlamalardan beraat eden başvurucunun makul şüphe olmadan tutuklandığı iddiası – İhlal yok.

Mirgadirov v. Azerbaycan ve Türkiye, Başvuru No: 62775/14, Karar Tarihi: 17.09.2020

İHAM, tanınmış bir gazeteci olan başvurucunun Ermenistan için casusluk yaptığı iddiasıyla vatana ihanet ile suçlanarak yakalanması ve tutuklu yargılanmasının özgürlük ve güvenlik hakkına, masumiyet karinesine ve özel hayata saygı hakkına aykırı olduğuna karar verdi. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Ragıp Zarakolu v. Türkiye, Başvuru no: 15064/12, Karar tarihi: 15.09.2020

İHAM, BDP siyaset akademilerinde ders verdiği için KCK davasında tutuklanan Ragıp Zarakolu’nun başvurusunda BDP’nin yasal bir siyasi parti olduğunu, akademide ders vermenin suç sayılamayacağını söyleyerek özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlaline karar vermiştir. Bu karar, KCK davalarıyla ilgili 5/1-c ve 10. maddeden çıkan ilk ihlal kararıdır. Kararın tamamının çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Akengin v. Türkiye, Başvuru no. 46445/13, Karar tarihi: 13.10.2020

2009 yılında başlatılan KCK operasyonları kapsamında 24 Aralık 2009 tarihinde gözaltına alınıp 25 Aralık’ta tutuklanan, 9 Haziran 2010 tarihinde iddianame hazırlanana kadar dosya üzerinden tutukluluk halinin devamına karar verilen başvurucuya daha sonra 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi – Tutukluluk halinin duruşma yapılmadan devam ettirilmesi ve tutukluluğuna etkili bir şekilde itiraz edememesi nedeniyle 5/4 ihlali

İşçi ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 67483/12, Karar tarihi: 20.10.2020

2012 yılının Haziran ayında KCK üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklanan Eğitim-Sen üyesi başvurucuların sendikal faaliyetleri nedeniyle Şubat ve Nisan 2013’e kadar tutuklu kalması, Anayasa Mahkemesi’nin bu şikayetleri reddetmesi – Makul şüphe olmadan tutuklanmaları nedeniyle 5/1-c ve uzun süre hakim karşısına çıkamamaları nedeniyle 5/4 ihlali

Alpergin ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 62018/12, Karar tarihi: 27.10.2020

Başvurucuların 2012 yılında KCK operasyonları kapsamında tutuklanması, başvurucu Alpergin yönünden Anayasa Mahkemesi’nin tutuklulukla ilgili şikayeti reddetmesi – Makul şüphe olmadan tutuklanmaları nedeniyle 5/1-c ihlali

Bayram v. Türkiye, Başvuru no. 46458/13, Karar tarihi: 24.11.2020

5 Haziran 2009 tarihinde KCK operasyonları kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan başvurucunun tutuklama ve tutuk devam kararlarına etkili bir şekilde itiraz etme hakkını kullanamaması – 5/4 ihlali

Ahmet Şık v. Türkiye (no. 2), Başvuru no. 36493/17, Karar tarihi: 24.11.2020

İHAM, Ahmet Şık’ın yaptığı haberler, röportajlar ve attığı tweetler nedeniyle 2016 yılında ikinci kez tutuklanmasının özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin başvurucunun başvurusu hakkında süratle karar vermediği ve Sözleşme’nin 5/4 maddesinin ihlal edildiği iddiasında Anayasa Mahkemesi’nin OHAL sonrası artan istinai iş yükünü ve başvurunun niteliğini dikkate alarak ihlal bulmadı. Başvurucunun siyasi sebeplerle, muhalif haberleri nedeniyle kendisini susturmak, cezalandırmak ve kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasını engellemek amacıyla tutuklandığı, bunun da Sözleşme’nin 18. maddesini ihlal ettiği iddiası da reddedildi ve 18. maddenin ihlal edilmediğine karar verildi. Kararın çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Adil yargılanma hakkı

Mehmet Zeki Çelebi v. Türkiye, Başvuru no. 27582/07, Karar tarihi: 28.01.2020

1999 yılında PKK için gasp ve cinayet dahil altı olaya karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan ve avukatsız bir şekilde girdiği ifade ve sorgu sırasında üç gasp olayına karıştığını kabul eden, fakat cinayet işlediği iddiasını kabul etmeyen başvurucunun 2009 yılında ceza avukatıyla girdiği duruşmada iki gasp eylemine katıldığını ve cinayet sırasında gözcü olduğunu kabul ettiğini, diğer eylemlere dahli olmadığını söylemesi üzerine daha önce verdiği beyanlara, diğer sanıkların ve mağdurların beyanlarına dayanılarak müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması – Avukatla temsil edilme hakkının ihlali.

Ali Rıza ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru numaraları 30226/10, 17880/11, 17887/11, 17891/11 ve 5506/16, Karar tarihi: 28.01.2020

İHAM, profesyonel bir futbol oyuncusu olan Ömer Rıza ve bir hakem olan Serkan Akal ile ilgili uyuşmazlıklara ilişkin karar veren Türkiye Futbol Federasyonu (“TFF”) Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız olmaması sebebiyle, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS) Madde 6/1’in (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Bay Rıza’nın uyuşmazlığı futbolcu sözleşmesi ile ilgiliyken, Bay Akal’ınki hakem klasman gerilemesine ilişkindir. Başvurucuların uyuşmazlıklarına ilişkin verilen TFF kararları yargı denetimine kapalıdır. Mahkeme özel olarak, TFF’nin yürütme organı olan ve neredeyse her zaman için futbol kulüplerinin yöneticilerinden oluşan Yönetim Kurulu’nun, Tahkim Kurulu’nun oluşumu ve işleyişi üzerinde ağır bir etkisi olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca TFF Kanunu, Tahkim Kurulu üyelerini dışsal baskılardan koruyacak uygun güvenceler sunmamaktadır. Davanın Türkiye’de futbol uyuşmazlık çözümüne ilişkin yapısal bir sorunu açığa çıkardığını tespit eden Mahkeme, 46. Madde (kararların bağlayıcılığı ve yerine getirilmesi) kapsamında Devlet’in Tahkim Kurulu’nun yapısal bağımsızlığına ilişkin tedbirler alması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme ayrıca üç amatör futbol oyuncusunun başvurusunu, 6. Maddenin söz konusu davalara uygulanamaması sebebiyle kabul edilemez bulmuştur. Kararın kapsamlı çevirisine buradan ulaşabilirsiniz. 

Canlı v. Türkiye, Başvuru no. 8211/10, Karar tarihi: 12.05.2020 ve Ekinci v. Türkiye, Başvuru no. 25148/07, Karar tarihi: 12.05.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, 12 Mayıs 2020 tarihinde gözaltına alınan, polise ifade vermeden önce kendilerine sunulan formu imzalayan, bu forma göre avukata erişim hakkının hatırlatıldığı ve buna rağmen adli yardım seçeneğini işaretlemediği söylenen başvurucuların davalarında yerel mahkemelerin; başvurucuların polise ifade verirken avukata erişim hakkından feragat ettiği iddia edilen koşulları incelemedikleri ve haklarındaki delilleri sürekli inkar etmelerine karşın gerekli usuli önlemleri almadan polis ifadelerine dayandıkları gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Her iki kararın çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Pervane v. Türkiye, Başvuru no. 74553/11, Karar tarihi: 08.09.2020

2 Kasım 1999 tarihinde PKK ile güvenlik güçleri arasında yaşanan ve çok sayıda kişinin öldüğü, aralarında başvurucunun da olduğu kişilerin yaralandığı çatışmanın ardından gıyabında tutuklama kararı verilen başvurucunun ifade ve sorgu sırasında avukat olmadan beyanlarının alınması, bu ifadeler sırasında örgüt üyesi olduğunu ancak silahlı çatışmaya katılmadığını söylemesi, ilk duruşmanın ardından kendisine avukat tayin edilmesi ve verilen mahkumiyet hükmünde ifade ve sorgu sırasındaki beyanlarına dayanılması -Avukatla temsil edilme hakkından ihlal yok.

Köksoy v. Türkiye, Başvuru no. 31885/10, Karar tarihi: 13.10.2020

Başvurucular Abdurrahman Köksoy ve Haydar Köksoy’un, sırasıyla 1953 ve 1959 doğumlu, İstanbul’da yaşayan Türkiye vatandaşları olması, başvurunun bir arsanın sınırlarının belirlenmesi ve özellikle bu arsanın orman arazisi olarak sınıflandırılıp sınıflandırılamayacağı konusuna dair anlaşmazlık ile ilgili olması, başvurucuların 1991 yılında İstanbul Kemerburgaz’da bir arsa satın almış olmaları, 2003 yılında bu arsanın Belgrad Ormanı’nın parçası olduğuna dair Tapu Sicilinde yer alan şerhin kaldırılmasına yönelik dava açmış olmaları, ilk derece mahkemesinin kadastro değerlendirmesi sırasında yapılmış olan hata sonucu bu arazinin orman olarak sınıflandırıldığına hükmetmiş olması, bu kararın 2007 yılında Yargıtay tarafından bozulmuş olması, Yargıtay’ın bozma gerekçesinde aynı ormanın sınırlarında olan bitişik arazilerdeki benzer yargılamaların bilgilerine dayanması ve bu bağlamda başvurucunun arazisinin orman sınırları içerisinde kaldığına hükmetmesi, başvurucuların karar düzeltme talebinde bulunması ve ilk derece mahkemesinin Yargıtay’ın gerekçelerine dayanarak davayı reddetmesi – İhlal yok.

Korkmaz v. Türkiye, Başvuru no. 35935/10, Karar tarihi: 13.10.2020

12 Ocak 2000 tarihinde A.N.N. cinayetini işlediği iddiasıyla gözaltına alınan başvurucunun polis, savcılık ve mahkeme önündeki ifadeleri sırasında avukatla temsil edilmemesi ve verdiği beyanların mahkumiyete esas kabul edilmesi – Avukatla temsil edilme hakkının ihlali

Berk v. Türkiye, Başvuru no. 68496/10, Karar tarihi: 13.10.2020

22 Haziran 2004 tarihinde gözaltına alınan ve terör eylemlerine katıldığını itiraf eden başvurucunun avukat istemediğine dair form imzalaması nedeniyle avukatla temsil edilmeden verdiği ifadelerin müebbet hapis cezasına esas kabul edilmesi – Avukatla temsil edilme hakkının ihlali

Atay v. Türkiye, Başvuru no. 48555/08, Karar tarihi: 13.10.2020

Komşularıyla yaşadığı tartışma nedeniyle iftira suçundan 806 TL, yaralamaya teşebbüs suçundan 360 TL adli para cezası ödemeye mahkum edilen başvurucunun CMK’nin 305. maddesi uyarınca bu para cezasını temyiz edememesi ve yargılama sırasında iki tanığın dinlendiği duruşmalardan birini başvurucu ve avukatına haber vermeyerek duruşmayı onlar olmadan gerçekleştirmesi – Tanıklarla ilgili iddia yönünden yargılamanın bütününü etkileyecek bir durum olmadığından açıkça dayanaktan yoksunluk sebebiyle kabul edilemezlik kararı (temyizle ilgili iddia yönünden adil yargılanma hakkının ihlali)

Çakmak ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 33436/10, Karar tarihi: 13.10.2020

Ocak 2004’te PKK üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanan üç başvurucunun avukat istemediklerine dair form imzaladıkları gerekçesiyle avukatla temsil edilmedikleri sırada verdikleri ifadelerine dayanılarak hapis cezasıyla cezalandırılmaları – Üçüncü başvurucu bakımından avukatla temsil edilme hakkının ihlali (birinci ve ikinci başvurucular Anayasa Mahkemesi’ne başvurmadığı için kabul edilemezlik kararı)

Bakır v. Türkiye, Başvuru No. 2257/11, Karar tarihi: 13.10.2020

Başvuru, olayların yaşandığı tarihte DTP Ergani ilçe başkanı olan başvurucunun bir köy kahvesinde yaptığı ve PKK ve Abdullah Öcalan’ı övdüğü iddia edilen konuşmalarına ve yeğeninin düğününde kırmızı, yeşil, sarı bir kumaş parçası salladığı ve slogan attığı iddialarına ilişkin ceza davasına ilişkindir. Gizli tanıkların başvurucu ve avukatının yokluğunda, ancak savcının huzurunda dinlenmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen güvencelere rağmen gizli tanık ifadelerinin güvenilirliği ve inandırıcılığına karşı çıkmak için başvurucuya imkan sağlanmamış olması, başvurucunun savunma hakkını kısıtlamış ve Sözleşme’nin 6 §§ 1 ve 3 (d) maddeleri ihlal edilmiştir. Mahkeme, başvurucunun yeğeninin düğününde kırmızı, yeşil, sarı bir kumaş sallaması ve slogan atması sebebiyle, başvurucunun hareketlerinin şiddete teşvik içerip içermediği incelenmeden başvurucuya üç yıl hapis cezası verilmesinin de başvurucunun ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermiştir. Kararın çevirisi buradan okunabilir.

Ayetullah Ay v. Türkiye, Başvuru no. 29084/07 ve1191/08, Karar tarihi: 27.10.2020

Ülkenin birliğini bölmekten hakkında iki iddianame düzenlenen, bu iddianamelerde iki polis memurunu öldürmek, Hani’de polislere saldırıda bulunmak, Zafer Bayramı’nda bombalı patlama yapmak gibi suçlar isnat edilen başvurucuya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken cezaevinde yapılan üst aramasında ve ev aramasında elde edilen delillerin dikkate alınması – Adil yargılanma hakkının ihlali

Süleyman v. Türkiye, Başvuru no. 59453/10, Karar tarihi: 17.11.2020

M.Ü. isimli kişiyi öldürdüğü iddiasıyla yargılanan başvurucunun aleyhine ifade veren gizli tanık X’in beyanlarının güvenilirliğini sorgulamasına izin verilmemesi ve bu beyanlara dayanılarak mahkum edilmesi – Adil yargılanma hakkının ihlali

Kocaman v. Türkiye, Başvuru no. 77043/12, Karar tarihi: 24.11.2020

Sözleşme belirtilen sürede evi teslim etmeyen inşaat şirketi ve sahibine tüketici mahkemesi önünde iki ayrı dava açan başvurucunun davalarının mahkeme tarafından re’sen birleştirilmesi ve şirketin tazminat ödemesine karar verilmesine rağmen şirket sahibiyle ilgili karar verilmemesi nedeniyle başvurucunun karar düzeltme talebinin reddedilmesi ve bu sebeple başvurucunun kendisine verilen tazminatı alamaması – Adil yargılanma hakkının ihlali

Bahaetttin Uzan v. Türkiye, Başvuru no. 30836/07, Karar tarihi: 24.11.2020


Başvurucunun ailesinin, özellikle de erkek kardeşinin, farklı sektörlerde faaliyet gösteren, Türkiye’deki en büyük holdinglerden birini (Uzan Grubu) yönetmesi, Uzan Grubu’nun bilişim teknolojisi şirketi, Merkez Yatırım A.Ş. (“Merkez Yatırım”), gruba ait bankaya, Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. “(İmarbank”), büyük miktarlarda para yöneltmek için kullanılan bir yazılım programı geliştirmekle suçlanması, bu nedenle aralarında başvurucu ve erkek kardeşinin de bulunduğu Merkez Yatırım ve İmarbank yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey  yöneticilerine karşı banka dolandırıcılığı suçlamasıyla ceza yargılaması başlatılması ve başvurucunun tutuklanması, başvurucunun yargılaması başladıktan sonra yapılan mevzuat değişikliğiyle dosyanın bazı bankacılık suçlarıyla ilgilenmek üzere belirlenmiş, özelleşmiş bir ağır ceza mahkemesine (İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi) nakledilmesi, sanıkların bu mahkemenin anayasaya uygunluğuna itiraz etmeleri, ancak itirazlarının reddedilmesi, başvurucunun suç örgütüne üye olmaktan ve bilerek ağırlaştırılmış zimmet suçuna iştirak etmekten mahkum edilmesi; başvurucunun davanın yeni bir mahkemeye nakledilmesi sebebiyle yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ve mahkemenin “olağanüstü mahkeme” olduğunu ileri sürmesi – Yasayla kurulmuş mahkeme hakkı ve bağımsız ve tarafsız mahkeme hakkı bakımından adil yargılanma hakkından ihlal yok

Pişkin v. Türkiye, Başvuru no. 33399/18, Karar tarihi: 15.12.2020

İHAM, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 667 sayılı OHAL KHK’sine dayanılarak terör örgütleriyle irtibatlı ya da iltisaklı olduğu gerekçesiyle Ankara Kalkınma Ajansı’ndaki iş akdi feshedilen başvurucunun adil yargılanma hakkının ve özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. KHK’lere dayanılarak yapılan ihraçlarla ilgili verilen ilk ihlal kararının çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı

H.K. v. Türkiye, Başvuru no. 23591/10, Karar tarihi: 07.01.2020

14 Temmuz 2004 tarihinde evinde ölü bulunan ve evde telefon, bilgisayar dışında pornografik videolar, peruk ve kadın kıyafetlerine rastlanan kardeşiyle ilgili 17 Temmuz 2004 tarihinde Akşam gazetesinde ve gazetenin internet sitesinde başvurucunun kardeşinin adıyla ve cansız bedenin fotoğrafıyla, peruk ve kadın kıyafetlerinden bahseden “travestinin yanında 350 milyon bulundu” başlıklı bir habere yer verilmesi nedeniyle başvurucunun açtığı tazminat davasının yerel mahkeme tarafından kabul edilmesi fakat Yargıtay tarafından bozulması – 8. maddenin ihlali

Yayla v. Türkiye, Başvuru no. 3914/10, Karar tarihi: 24.03.2020

Profesör Atilla Yayla’nın fotoğrafının AKP Gençlik Kolları’nın bir etkinliğinde Kemalizm hakkında yaptığı konuşma nedeniyle Yeni Asır gazetesinin 19 Aralık 2006 tarihli sayısının yedinci sayfasında ‘Hain’ başlıklı bir yazı eşliğinde ve ertesi iki gün gazetenin ilk ve yedinci sayfalarında benzer haberlerin paylaşılması – Özel hayata saygı hakkının ihlali

İfade özgürlüğü

Kapmaz v. Türkiye, Başvuru no. 13716/12, Karar tarihi: 07.01.2020

Başvurucu tarafından yazılan “Öcalan’ın İmralı Günleri” kitabına örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle toplatma ve el koyma kararı çıkartılması – İfade özgürlüğü ihlali

Kapmaz ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 55760/11, Karar tarihi: 07.01.2020

Özgür Halk ve Demokratik Modernite dergisinin sahibi, editörleri ve genel yayın yönetmeni olan beş başvurucunun derginin Haziran/Temmuz 2001 sayısının 1350 örneğini Diyarbakır’dan İstanbul’a götürürken polisler tarafından dergilere örgüt propagandası yapıldığı gerekçesiyle el konulması, yapılan itirazların reddedilmesi ve gazetenin genel yayın yönetmenine örgüt propagandası yapma suçundan ertelemeli hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğü ihlali

Demir v. Türkiye, Başvuru no. 324/10, Karar tarihi: 07.01.2020

Haftalık dergi Birecik’in Sesi’nin o dönemki sahibi ve editörü olan başvurucuya polislerin bazı davranışlarını eleştiren “Polis misin lord mu?” başlıklı 15 Şubat 2008 tarihli yazısı nedeniyle hakaret suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğü ihlali

Abay v. Türkiye, Başvuru no. 47455/10, Karar tarihi: 04.02.2020

9 Nisan 2005 tarihinde Van’da düzenlenen bir eyleme katılıp burada “PKK lideri Abdullah Öcalan”, “çok yaşa önder Apo”, “dişe diş, kana kan, seninleyiz Öcalan”, “Kürdistan ülkemiz, Öcalan önderimiz, seninleyiz Öcalan” gibi sloganlar attığı iddiasıyla başvurucu hakkında suçu ve suçluyu övme suçundan iddianame düzenlenmesi ve 1.875 TL para cezası ödemeye mahkum edilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali (2000 TL’nin altındaki para cezalarının temyize götürülememesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkından da ihlal bulundu.)

Özer v. Türkiye (no. 3), Başvuru no. 69270/12, Karar tarihi: 11.02.2020

Yeni Dünya İçin Çağrı dergisinin sahibi ve editörü olan başvurucuya derginin Ocak 2007 sayısında “Kürt sorunu: çözüm arayışları ve görevlerimiz” başlıklı yazıya yer verdikleri için örgüt propagandası yapma suçundan 15 ay hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Altıntaş v. Türkiye, 50495/08, Karar tarihi: 10.03.2020

Tokat’ın bir köyü olan Kızıldere’de 1972 yılının Mart ayında THKP/C ve THKO üyelerinin öldürülmesiyle ilgili Mart 2007’de Tokat Demokrat dergisinde “Mahir ve arkadaşları hala gençliğin idolü olarak yaşamaktadır” başlıklı bir yazı yazan başvurucuya suçu ve suçluyu övme suçundan Nisan 2008’de para cezası verilmesi – İfade özgürlüğü ihlali yok. (2.000 TL’nin altındaki para cezalarının kesinleşmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlali)

Seğmen v. Türkiye, Başvuru no. 11314/10, Karar tarihi: 17.03.2020

Dönemin YÖK başkanının Kocaeli Üniversitesi’ni ziyarete geldiği gün düzenlenen bir eyleme katılıp DVD kayıtlarına ve bilirkişi raporlarına göre burada attığı sloganlar nedeniyle 10 Haziran 2008 tarihinde hakkında hakaret suçundan iddianame hazırlanan üniversite öğrencisi başvurucuya 30 Haziran 2009 tarihinde TCK’nin 125. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçundan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verilmesi ve bu cezanın ertelenmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Bakırhan v. Türkiye, Başvuru no. 73783/11, Karar tarihi: 17.03.2020

DEHAP Söke ilçe başkanı olan başvurucunun 18 Ekim 2003 tarihinde yaptığı açıklamada “İmralı cezaevini kapatın. KADEK’i yok etme politikası yerine, KADEK’in demokratik hayata katılımını sağlayın. Kürt sorununu yok saydığınız sürece yeni KADEK ve Öcalan’lar ortaya çıkacak” dediği için 4 Mayıs 2004’te hakkında eski TCK’nin 312. maddesinde düzenlenen suçu ve suçluyu övme suçundan iddianame hazırlanması ve 7 Haziran 2007’de yeni TCK’nin suçu ve suçluyu övme suçundan verilen 3 ay 10 gün hapis cezasının 2.000 TL para cezasına çevrilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Zümrüt v. Türkiye, Başvuru no. 27167/12, Karar tarihi: 17.03.2020

Samsun’da çıkan Haber isimli yerel bir gazetede köşe yazarı olan başvurucu hakkında 8 Nisan 2011 tarihinde 2 Mart 2011 tarihinde yazdığı “R.’nin İtlerinden Yüce Allah’a Sığınmak” başlıklı köşe yazısı nedeniyle AKP milletvekiline hakaret ettiği gerekçesiyle iddianame hazırlanması ve 12 Ekim 2011 tarihinde 1.740 TL para cezası ödemeye mahkum edilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali (2.000 TL’nin altındaki para cezalarının kesinleşmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlali)

Sevinç v. Türkiye, Başvuru no. 57878/10, Karar tarihi: 24.03.2020

22 Mayıs 2007 tarihinde izin dönüşü albaya haber vermediği için savunması istenilen ve savunmasında albayın kendisine kötü davrandığını yazan asker başvurucu hakkında İzmir Askeri Ceza Mahkemesi tarafından üstüne hakaret suçundan 2 ay 2 gün hapis cezasına çarptırılması – İfade özgürlüğünün ihlali (askeri mahkemede yargılanması nedeniyle 6. maddede düzenlenen tarafsız ve bağımsız mahkeme önünde yargılanma hakkının ihlali)

Mehdi Tanrıkulu v. Türkiye, Başvuru no. 9735/12, Karar tarihi: 05.05.2020

TEVN yayınlarının o dönemki sahibi ve yayıncısı olan başvurucuya Ekim 2006’da yayımlanan “Kapitalizmin Emperyalist Sürecinde Kürt Özgürlük Hareketi ve PKK’nın Rolü” isimli kitabın 11, 69, 82, 85, 87, 88, 89, 90, 97, 103. sayfalarında yer alan ifadeler nedeniyle örgüt propagandası yapma suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Güllü v. Türkiye, Başvuru no 37671/12, Karar tarihi: 12.05.2020

Özgür Halk dergisinin o dönemki sahibi ve editörü olan başvurucuya derginin 15 Mayıs 2004 tarihli sayısında Kongra-Gel’in 2 Mayıs 2004 tarihli açıklamasına yer verilmesi nedeniyle TMK’nin 6. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 1.500 TL para cezası verilmesi ve cezanın 3 yıl süreyle ertelenmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Akyol ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 24227/09, Karar tarihi: 26.05.2020

Çeşitli cezaevlerinde hükümlü olarak bulunan, Abdullah Öcalan’a ‘sayın’ diyerek yetkililere mektup gönderen bir başvurucuya 15 gün, diğer 14 başvurucuya 11 gün tecritte kalma disiplin cezası verilmesi – İfade özgürlüğü ihlali

Kaya v. Türkiye, Başvuru no. 27110/08, Karar tarihi: 23.06.2020

2003 yılında bir konuşma sırasında Abdullah Öcalan’a “sayın” diyen başvurucuya suçu ve suçluyu övme suçundan para cezasına dönüştürülen bir ay hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Mengirkaon v. Türkiye, Başvuru no. 5825/09, Karar tarihi: 23.06.2020

2 Ocak 2008 tarihinde basın açıklaması sırasında Abdullah Öcalan’a “sayın” diyen başvurucuya suçu ve suçluyu övme suçundan para cezasına dönüştürülen bir ay hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali (2000 TL altındaki para cezalarının temyiz edilememesi nedeniyle ayrıca adil yargılanma hakkının ihlali)

Yılmaz v. Türkiye, Başvuru no. 19607/10, Karar tarihi: 23.06.2020

13 Kasım 2006 ve 29 Eylül 2009 tarihlerinde basın açıklaması sırasında Abdullah Öcalan’a “sayın” diyen başvurucuya iki kez suçu ve suçluyu övme suçundan para cezasına dönüştürülen 25 gün hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Yaşar v. Türkiye, Başvuru no. 40381/10, Karar tarihi: 23.06.2020

2007 yılında basın açıklaması sırasında Abdullah Öcalan’a “sayın” diyen başvurucuya suçu ve suçluyu övme suçundan para cezasına dönüştürülen 25 gün hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Buluş ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 41788/09, Karar tarihi: 23.06.2020

Üç gazeteci başvurucuya bilgisayarlarında ve evlerinde bulunan dökümanlar nedeniyle örgüt üyeliği suçundan 6 yıl 3 ay, başvuruculardan birine ise ayrıca, katıldığı eylemde attığı ‘Kürt halkı uyuma, liderine sahip çık!’, ‘çok yaşa önder Apo’, ‘dişe diş kana kan, seninleyiz Öcalan’ sloganları nedeniyle örgüt propagandası suçundan 10 ay hapis cezası verilmesi – 10. maddenin ihlali

Celal Altun v. Türkiye, Başvuru no. 25119/11, Karar tarihi: 23.06.2020

19 Ekim 2008 tarihinde düzenlenen bir eylemde suç işlediği iddiasıyla 11 Mart 2009 tarihinde tutuklanan başvurucuya TCK 220/6’yla bağlantılı olarak 314/2 maddesinde düzenlenen örgüt üyesi olma suçundan ve attığı sloganlar nedeniyle örgüt propagandası yapma suçundan 6 yıl 3 ay ve 10 ay hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğü ihlali

Ali Abbas Yılmaz v. Türkiye, Başvuru no. 41551/11, Karar tarihi: 07.07.2020

15 Ocak 2009 tarihinde TKİP örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınıp 18 Ocak’ta tutuklanan başvurucuya çeşitli eylemlere katıldığı, bu eylemlerde yayın ve bildiri dağıttığı gerekçesiyle TCK 220/6 ve 314 uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi – 10. maddenin ihlali

Ramazan Taş v. Türkiye, Başvuru no. 42153/11, Karar tarihi: 07.07.2020

21 Ekim 2009 tarihinde Batman’da 30 Mart 2006, 10 Eylül 2008 ve 28 Ocak 2009 tarihlerinde Batman’da düzenlenen eylemlere katıldığı için örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunduğu ve örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanan başvurucuya TCK 220/6 ve 314 uyarınca 6 yıl 3 ay; örgüt propagandası suçundan 3 kez 10 ay hapis cezası verilmesi – 10. maddenin ihlali

Bozan v. Türkiye, Başvuru no. 56816/10 4175/11, Karar tarihi: 29.09.2020

31 Mart ve 21 Nisan 2006 tarihinde Mersin’de 14 kişinin polisler tarafından öldürülmesiyle ilgili düzenlenen iki eyleme katıldığı ve 21 Nisan eyleminde “ (…) geçen hafta öldürülen kişilerin anısına bir dakikalık sessizliğe davet ediyorum. … Cenazelerinin defnedilmesine bile izin verilmedi. Aralarında 6 ve 9 yaşlarında iki çocuğun da olduğu sayılarını bilmediğimiz insanları öldürdüler. Kendinize sormalısınız: 6 yaşındaki biri terörist midir? 9 yaşındaki biri terörist midir?” konuşması yaptığı için örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla 3 Mayıs-11 Temmuz arası tutuklu kalan başvurucunun TCK’nin 220/6 ve 314/2 maddeleri uyarınca örgüt üyesi olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılması – İfade özgürlüğünün ihlali (kanunla öngörülme)

Süer v. Türkiye, Başvuru no. 77711/11, Karar tarihi: 29.09.2020

Telefonuyla “Çiya tutkumuz, Apo kalbimiz, dağlar ruhumuz, gerillalar umudumuz, Aşiti aşkımızdır. Nevroz kutlu olsun.” yazılı iki mesaj (SMS) gönderdiği için başvurucuya örgüt propagandası yapma suçundan verilen hapis cezasının üç yıl ertelenmesi – İfade özgürlüğü ihlali

Kaboğlu ve Oran v. Türkiye (No. 2), Başvuru No. 36944/07, Karar tarihi: 20.10.2020

Başvuru, sorumlu pozisyonda bulundukları kamu kurumu tarafından hazırlanan azınlıklar ve kültürel haklara ilişkin raporun yayımlanmasını takiben çeşitli tepkilerin hedefi haline gelen iki üniversite profesörü (Kaboğlu ve Oran) ile ilgilidir. Başvurucular öncelikle Millet Meclisinde bir milletvekili tarafından yapılan konuşma ile özel hayata saygı haklarının ihlal edildiğinden şikayetçi olmuşlardır. Ayrıca aleyhlerine yürütülen cezai yargılamanın, ifade özgürlüklerini ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir. Başvurucular, suçlamalardan beraat etmişlerdir. 8. madde altında yapılan şikayet kapsamında Mahkeme, yerel mahkemelerin başvurucuların itibarlarının korunması hakkı ile milletvekilinin söz konusu ifade özgürlüğü arasında kabul edilebilir bir denge kurduğunu tespit etmektedir. 10. madde altında yapılan şikayet kapsamında Mahkeme, başvurucular aleyhine ceza yargılamasının başlatılmasının, raporlarında başvurucuların fikirlerini açıklamasını suç haline getiren bir yetkili makam tepkisi olarak görülebileceğini, oysa bu fikirlerin Türkiye’deki azınlıkların durumu ve statüleri hakkında kamuoyu tartışmalarına katkıda bulunduğunu tespit etmektedir. Sonuç olarak, ihtilaf konusu tedbir (başvurucular aleyhine ciddi suçlamalarla cezai yargılama başlatılması ve azımsanmayacak bir süre sürdürülmesi) toplumsal bir ihtiyacı karşılamamaktadır ve hedeflenen meşru amaç (milli güvenliğin korunması, ülke bütünlüğü veya kamu güvenliği) ile orantılı veya demokratik bir toplumda gerekli değildir. Kararın çevirisi buradan okunabilir.

Kılıçdaroğlu v. Türkiye, Başvuru no. 16558/18, Karar tarihi: 27.10.2020

İHAM, 27 Ekim 2020 tarihli Kılıçdaroğlu v. Türkiye kararında, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 31 Ocak ve 7 Şubat 2012 tarihinde Roboski katliamı ve Tortum’da hidroelektrik santral yapılması gibi güncel konular üzerine TBMM içinde meclis grubu toplantılarında yaptığı konuşmalarda dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın itibarını zedelediği iddiasıyla hakkında açılan tazminat davasında tazminat ödemeye mahkum edilmesini, ifade özgürlüğüne aykırı bulmuştur. İHAM, Kılıçdaroğlu’nun ödediği tazminatın miktarını başka kişileri fikirlerini ifade etmekten caydırabilecek miktarda bulmuş, yerel mahkemelerin İHAM içtihadı uyarınca yerleşik ilkeleri dikkate almadığını, başbakanın özel hayatına saygı hakkıyla Kılıçdaroğlu’nun ifade özgürlüğü arasında adil bir denge kurmadığını vurgulamıştır. Karara milli hakim Saadet Yüksel şerh düşmüştür. Kararın tamamının çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Sabuncu ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 23199/17, Karar tarihi: 10.11.2020

İHAM, 10 Kasım 2020 tarihli Sabuncu ve Diğerleri v. Türkiye kararında, Cumhuriyet gazetesi gazetecileri ve Cumhuriyet Vakfı yöneticileri Mehmet Murat Sabuncu, Akın Atalay, Önder Çelik, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Ahmet Kadri Gürsel, Hakan Karasinir, Hacı Musa Kart, Güray Tekin Öz ve Bülent Utku’nun 2016 yılında tutuklanmasının özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi.

Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin başvurucuların başvuruları hakkında süratle karar vermediği ve Sözleşme’nin 5/4 maddesinin ihlal edildiği iddiasında Anayasa Mahkemesi’nin OHAL sonrası artan istinai iş yükünü ve başvuruların niteliğini dikkate alarak ihlal bulmadı. Başvurucuların siyasi sebeplerle tutuklandıkları ve Sözleşme’nin 18. maddesinin ihlal edildiği iddiası da reddedildi ve 18. maddenin ihlal edilmediğine karar verildi. Kararın çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

İmrek v. Türkye, Başvuru no. 45975/12, Karar tarihi: 10.11.2020

EMEP Adana il örgütünün sekreteri olan başvurucuya 18 Mart 2006 tarihinde Nevruz kutlamalarına katıldığı ve 21 Mart 2006 tarihinde Nevruz’da konuşma yaptığı gerekçesiyle örgüt propagandası yapma suçundan verilen bir yıl hapis cezasının üç yıl süreyle ertelenmesi – İfade özgürlüğünün ihlali

Mustafa Çelik v. Türkiye, Başvuru no. 46127/11, Karar tarihi: 08.12.2020

22 Ekim 2008, 9 Kasım 2008 ve 14 Şubat 2009 tarihlerinde Batman’da düzenlenen üç eyleme katılan ve bu eylemlerde PKK ve Öcalan’ı öven sloganlar atıp marş söylediği iddia edilen başvurucuya TCK 220/6 uyarınca 6 yıl 3 ay, TMK 7/2 uyarınca on ay hapis cezası verilmesi – ifade özgürlüğünün ihlali

Toplanma ve gösteri özgürlüğü

Varoğlu Atik ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 76061/14, Karar tarihi: 14.01.2020

KKTC Öğretmen Sendikası üyesi olan başvurucuların aralarında kendi sendikalarının da bulunduğu 27 sendikanın göç yasasının kaldırılması için düzenledikleri eylem kapsamında yaklaşık 300 kişiyle birlikte Parlamento önündeki eyleme katılmaları, polisin Parlamento önünde barikat kurması nedeniyle görevleri sırasında polisi zorlayarak barikatların arkasına geçmeye çalışan başvuruculara 5000 ve 10000 TL para cezası verilmesi – 11. maddeden ihlal yok.

Seyfettin Demir v. Türkiye, Başvuru no. 45540/09, Karar tarihi: 19.05.2020

27 Ocak 2008 tarihinde Mersin’de düzenlenen bir eyleme katıldığı için gözaltına alınan ve 29 Ocak 2008 tarihinde tutuklanan başvurucuya eylem sırasında yüzü kapalı olduğu, zafer işareti yaptığı ve “Çok yaşa önder Apo”; “Katil Erdoğan”; “önder Apo”; “AKP sabrımızı taşırma, bizi dağa çıkarma” sloganlarını attığı iddiasıyla örgüt propagandası yapma suçundan düzenlenen iddianamenin daha sonra örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme (TCK madde 220/6) suçuna dönüştürülerek 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali (bkz. Işıkırık kararı

Hakim Aydın v. Türkiye, Başvuru no. 4048/09, Karar tarihi: 26.05.2020

15 Ekim 2008 tarihinde üniversite kampüsünde anadilde eğitim hakkı için düzenlenen ve “anadilde eğitim haktır”; “anadilimiz onurumuzdur”; “PKK halktır, halk burada” gibi sloganların atıldığı basın açıklaması ve oturma eylemine katılan, gözaltına alınan, 19 Ekim 2008 tarihinde girdiği ifade sırasında anadilde eğitim eylemlerini örgütlemekle, 20 Mart 2007’de düzenlenen Nevroz’a ve 5 Nisan, 11 ve 16 Eylül 2007’de Abdullah Öcalan’la ilgili eylemlere, 25 Kasım 2007’de bir eyleme katılmakla ilgili sorular sorulan ve aynı gün tutuklanan başvurucuya 5 Nisan 2007’de Öcalan’ın doğum günü eylemine katılmaktan örgüt propagandası suçunu işlediği gerekçesiyle 10 ay hapis cezası verilmesi, diğer eylemlerle ilgili delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi – Toplantı ve gösteri hakkının ihlali (Mahkeme bu başvuruda ayrıca özgürlük ve güvenlik hakkının da ihlal edildiğine karar verdi.)

Kemal Çetin v. Türkiye, Başvuru no. 3704/13, Karar tarihi: 26.05.2020

12 Mart 2007 tarihinde yedi kişilik bir komite tarafından 19 Mart 2007 tarihinde yapılacak Nevroz için sloganların da listesini içeren bir bildirimde bulunulmasının ardından 19 Mart’ta eylem saatinden önce yetkililerin alana gitmesi, “Biji Serok Apo – Siyasi tutsaklar onurumuzdur, Selam selam İmralı’ya bin selam, Öcalan’a uzanan eller kırılsın” sloganlarının atıldığı ve bildirimde belirtilen saatten önce başlayan eylem nedeniyle başvurucunun da aralarında olduğu komite üyelerinin ifadeye çağrılması, 1 yıl 8 ay hapis cezası almaları ve başvurucu hakkında devam eden 19 soruşturma ve kovuşturma dikkate alınarak ‘tekrar suç işlemeyeceğine dair bir kanaat oluşmadığından’ hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesi – Toplantı ve gösteri hakkının ihlali

Süzen v. Türkiye, Başvuru no. 58418/10, Karar tarihi: 09.06.2020

Şanlıurfa Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen “Dünya Savaşına Karşı Dünya Barışı” eylemine katılan Büro-Sen üyesi bir memur olan başvurucuya bir yıl kademe ilerlemesini durdurma ve maaş kesintisi disiplin cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali

Şenşafak v. Türkiye, Başvuru no. 5999/13, Karar tarihi: 07.07.2020

KESK tarafından 8 Mart 2005 tarihinde Mersin’de düzenlenen kadınlar günü eylemine katıldığı için başvurucuya 2911 sayılı Kanun’a muhalefetten 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması – 11. maddenin ihlali

Kerçin v. Türkiye, Başvuru no. 55038/11, Karar tarihi: 07.07.2020

6 Aralık 2009 tarihinde Batman’da düzenlenen bir eyleme katıldığı için örgüt üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan başvurucuya gerekçesiyle TCK 220/6 ve 314 uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali

İlyas Gündüz v. Türkiye, Başvuru no. 64607/11, Karar tarihi: 07.07.2020

18 Ekim 2008 tarihinde Diyarbakır’da düzenlenen bir eyleme katıldığı için örgüt üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan başvurucuya gerekçesiyle TCK 220/6 ve 314 uyarınca 6 yıl 3 ay, 2911 sayılı Kanun’a muhalefetten ertelemeli 15 ay hapis cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali

Adana TAYAD v. Türkiye, Başvuru no. 59835/10, Karar tarihi: 21.07.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 21 Temmuz 2020 tarihli Adana TAYAD v. Türkiye kararında TAYAD’ın Adana şubesinin bazı yöneticilerinin yasadışı eylemlerde bulunduğu iddiasıyla bu davalarda henüz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen yetkililer tarafından kapatılmasının 11. maddede düzenlenen örgütlenme ve dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermiştir. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Ayata Civelek ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 17606/11 30252/11, Karar tarihi: 13.10.2020

Cenazeye katıldıkları, evlerinde Ekmek ve Adalet dergisi bulunduğu, TAYAD için bildiri dağıttıkları iddiasıyla haklarında önce DHKP-C üyesi olma suçundan iddianame düzenlenen başvuruculara daha sonra suç vasfı değiştirilerek örgüte bilerek yardım etme suçundan (TCK 220/7) 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali

Kervancı v. Türkiye, Başvuru no. 76960/11, Karar tarihi: 08.12.2020

F-Tipi cezaevleriyle ilgili belgesel hazırlamak üzere MLKP tarafından 7 Aralık 2004 tarihinde düzenlenen eyleme katılan başvurucuya TCK 220/6 uyarınca 6 yıl 3 ay, TMK 7/2 uyarınca on ay hapis cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali

18. madde

Selahattin Demirtaş v. Türkiye (no. 2), Büyük Daire, Başvuru no. 14305/17, Karar tarihi: 22.12.2020

Dokunulmazlıkların kaldırılmasını sağlayan Anayasa değişikliğinin ve Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinde düzenlenen örgüt yöneticisi ve üyesi olma suçunun öngörülebilir olmadığını belirten Büyük Daire, HDP’nin eski eş genel başkanı olan Demirtaş’ın Anayasa değişikliği ile dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından ifade özgürlüğü kapsamında kalan açıklamaları ve yasal olan etkinliklere katılması sebebiyle tutuklanmasını ifade özgürlüğüne ve özgürlük ve güvenlik hakkına aykırı buldu. Büyük Daire, ülkenin en büyük ikinci muhalefet partisi eş genel başkanı olarak Demirtaş’ın özellikle referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında tutuklu kalmasının serbest seçim hakkını da ihlal ettiğine karar verdi.

Büyük Daire, Demirtaş’ın çoğulculuğu bastırma ve demokratik toplum kavramının özünde yer alan siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlama yönünde ağır basan siyasi bir amaçla tutuklandığını ve tutukluluk halinin devam ettirildiğini belirterek, Sözleşme’nin 18. maddesinden de ihlal buldu. Demirtaş’ın 20 Eylül 2019 tarihinde ikinci kez tutuklanması kararının, her ne kadar başvurucunun ilk tutukluluğuna temel oluşturan isnatlardan daha dar kapsamlı kavramlarla çerçevelenmiş de olsa, 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında yaşanan olaylarla da ilişkili olduğunu, sadece isnat edilen suçların değiştiğini vurgulayan Büyük Daire, Sözleşme’nin 46. maddesi altında Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını talep etti. Kararın çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Mülkiyet Hakkı

Şamat v Türkiye, Başvuru No: 29115/07, Karar Tarihi: 21.01.2020 

Davaya konu İstanbul Kemerburgaz’da bulunan bir arazinin, Belgrad Ormanı’nın orman tahdidi çalışmalarının tamamlanmasını takiben sınırları ile koruma ormanı statüsünün ilanı sonrasında yapılan kadastro işlemleri sonucunda Timur D. adlı bir şahıs adına tapuya kaydedilmesi, bunun üzerine ilgili makamların arazinin bu ormanın sınırları içerisine düştüğü iddiasıyla Timur D.’ye dava açması ancak davanın reddi ile arazinin Timur D.’ye ait olduğuna karar verilmesi, başvurucuların izleyen tarihlerde Timur D.’nin mirasçılarından bu araziden birtakım hisseler satın almaları ve araziye yapılar inşa etmeleri, sonrasında tekrar yapılan kadastro çalışmalarının sonucunda bu kez başvurucuların arazisinin orman sınırları içerisinde kaldığına karar verilmesi ve bu hususun, yasa gerekli görmediğinden başvuruculara haber verilmeksizin tapuya şerh düşülmesi, akabinde Hazine ile orman yönetiminin başvurucuların tapusunun iptali ve arazinin Hazine adına tescili için dava açması, başvurucuların kesin hüküm itirazında bulunarak davanın reddini talebi ve mahkemenin başvurucuları haklı bularak davayı reddi ile tapudaki şerhin kaldırılmasına hükmetmesi, davacıların temyizi sonrasında başvuruculara haber verilmeksizin dosyanın tamamlanması talebiyle ilk dereceye geri gönderilmesi ve bunun akabinde dosyayı bütün olarak teslim alan temyiz mahkemesinin ilk derecenin kararını bozması, bunun üzerine dava tekrar önüne gelen ilk derece mahkemesinin temyiz mahkemesi kararına uyarak tapunun iptaline, arazi üzerindeki yapıların yıkılmasına ve arazinin Hazine adına tesciline karar vermesi, başvurucuların bu kararı temyize götürmesi ancak ilk derece kararının temyizde onanması, sonrasında yakın geçmişte çıkan 6292 sayılı kanun uyarınca başvurucuların orman haritalamasındaki hatanın giderilmesi talebiyle dava açmaları ancak davanın kesin hükmün varlığı gerekçesiyle reddedilmesi, başvurucuların ayrıca tüm bu eylem ve işlemlere karşı tazminat davası açmaları, tazminat davası ile temyiz süreci devam ederken adil yargılanma hakkı ile mülkiyet haklarının ihlali iddiasıyla İHAM’a başvurulması – Mahkeme mülkiyet hakkı ihlaline ilişkin kabul edilemezlik kararını hatırlatmakla birlikte, adil yargılanma hakkına ilişkin iddiaları başvurunun bu kısmından ayrı görerek kabul edilebilir bulmuş ve kesin hüküm ilkesinin ihlali uyarınca Madde 6 § 1’in ihlal edildiğine karar vermiştir.

Timurlenk v. Türkiye, Başvuru no. 37758/08, Karar tarihi: 28.01.2020

Ağustos 1996’da jinekolojik ameliyattan sonra oluşan komplikasyonlar nedeniyle bacağı ampüte edilen başvurucunun 2008 yılında açtığı davada başvurucuya ödenmesine karar verilen 50.000 TL’lik tazminatın 2008 yılının Aralık ayında Savunma Bakanlığı tarafından gecikme faiziyle birlikte 330,373 TL olarak ödenmesi, mahkemenin gecikme faizinin işlemeye başladığı tarihi değiştirmesinden sonra 2011 yılında başvurucunun 28,620 TL’yi geri ödemek zorunda kalmasına karşı Türkiye’deki yüksek enflasyon karşısında gecikme faizinin aynı düzeyde işlememesi nedeniyle mülkiyet hakkı ihlali iddiası – Mülkiyet hakkının ihlali

 Alaloğlu ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 42019/06, Karar tarihi: 04.02.2020

Isparta Eğirdir Gölü’nün yakınlarındaki arazilerine bu bölgenin doğal sit alanı ilan edilmesinin ardından el konulmasından sonra başvuruculara hak ettikleri değerin altında bir tazminat ödendiği ve uzun süren yargı süreci ve enflasyon nedeniyle zararda oldukları iddiası – Enflasyon nedeniyle finansal zarara uğradıkları iddiasında mülkiyet hakkının ihlali (Değerin altında tazminat ödendiği iddiası açıkça dayanaktan yoksun bulundu)

Alptekin ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 43969/06, Başvuru tarihi: 17.03.2020

Tekirdağ’ın Ormanlı ilçesinde babalarından başvuruculara miras kalan 20 bin metrekarelik arazinin 14 500 metrekaresinin ormanlarla ilgili kanun gereğince 1985 ve 1987’de yapılan çalışmalar sonucunda Orman Kadastro Komisyonu tarafından orman ilan edilmesi üzerine başvurucuların babasının dava açarak arazinin Hazine adına tapuya kaydedilmesine itiraz etmesi ve yeniden kendi adına kaydedilmesini talep etmesi karşısında 3373 Sayılı Kanun’un 3302 Sayılı Kanun’un uygulanmasıyla gerçekleştirilmiş olan önceki sınırlamalara yönelik 10 yıllık kazandırıcı zamanaşımı kuralının geriye yönelik uygulamasına dair bir hüküm içermemesi nedeniyle davanın reddedilmesi ve bunun Danıştay tarafından onanması – Usul kurallarının son derece dar yorumlanması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlali (Başvurucular 6384 Sayılı Kanun’la kurulan Tazminat Komisyonu’na başvurmadıkları için iç hukuk yargı yollarını tüketmediklerinden dolayı mülkiyet haklarının ihlal edildiğiyle ilgili iddiaları reddedilmiştir.)

Elif Kızıl v. Türkiye, Başvuru no. 4601/06, Karar tarihi: 24.03.2020

Başvurucunun babasına ait arazinin 1974 yılında yapılan kadastro çalışması neticesinde Hazine’ye geçirilmesi ve kendisine Temmuz 2002’ye kadar bu konuda bir bilgi verilmemiş olması nedeniyle Kadastro Kanunu tarafından öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre sonucu mülkiyeti kaybetmesi – Mülkiyet hakkının ihlali

Öner v. Türkiye, Başvuru no. 24541/08, Karar tarihi: 26.05.2020

Başvurucunun Mardin Kızıltepe’de sahibi olduğu 201,552.81 m2lik araziye TEDAŞ’ın kullanımına verilmek üzere kamulaştırmadan el konulması nedeniyle açtığı davada arazinin değerine uygun bir tazminat alamaması – Mülkiyet hakkının ihlali

Alp v. Türkiye, Başvuru no: 8469/12 ve 14040/12, Karar Tarihi: 07.07.2020

Başvurucuların ikisinin annesi, birinin ise eşi olan F.A.’nın 1997 yılında Sincan’da aracının yolcu treni ile çarpışması sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle TCDD ve Sincan Valiliği’ne tazminat davası açan başvurucuların davalarının idare mahkemesinin başvuruculara ödenmesine karar verdiği tazminatın ödenmemesi ve bu süreçte enflasyonun etkisiyle tazminat miktarının önemli ölçüde değer kaybına uğraması – Mülkiyet hakkının ihlali (ayrıca adil yargılanma hakkının ihlali)

Kurtay v. Türkiye, Başvuru no. 25422/04, Karar tarihi: 29.09.2020

53 dönem arazinin kamulaştırılmasına karşı açılan davanın kadastro mahkemeleri önünde uzun süre karara bağlanmaması ve başvurucunun arazisini kullanamaması – Mülkiyet hakkının ihlali [ayrıca, makul sürede yargılanma hakkının ihlali]

Kaya v. Türkiye, Başvuru no. 28106/10, Karar tarihi: 10.11.2020

Başvurucunun kocasının 1978 yılında devlet arazisindeki gecekondu mahallesinden aldığı gecekondu için 1983’te imar affı başvurusunda bulunması ve ertesi sene ölmesi; başvurucunun 1989’da planın değişmesi ve tapu verilmesi için ilçe belediyesine başvurması ve talebinin 1990’da reddedilmesi; 1996’da ilçe belediyesinin evi kamulaştırması, enkaz bedeli ödemesi ve başvurucunun evi 15 gün içinde yıkması gerektiğini bildirmesi; bu kararın ve emrin iptali için açılan davada idare mahkemesinin iptal kararı vermesi; ilçe belediyesinin aldığı yeni yıkım kararını idare mahkemesinin önceki karara uygun olarak iptal etmesi ve Danıştay’ın bu kararı onaması; ilçe belediyesinin evin “oturulamaz halde” olduğunu ileri sürerek yıkım kararı alması, idare mahkemesinin bilirkişi raporu uyarınca başvurucunun iptal talebini reddetmesi, Danıştay’ın bu kararı onaması; başvurucunun belediyeden konaklama talebinde bulunması ve belediyenin bu talebi konaklayacak ya da inşa edecek yer olmaması sebebiyle reddetmesi; başvurucunun yıkılan evine eşdeğer bir ev ya da tazminat verilmesi için dava açması, mahkemenin tapu siciline kayıtlı olmayan malikin kamulaştırma için tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmesi, Yargıtay’ın ret kararını onaması ve karar düzeltme başvurusunun reddedilmesi; Başvurucunun İHAM önünde 1 No.lu Protokolünün 1. maddesi kapsamında yetkililerin, telafi edilmeksizin evini yıktırarak mülkiyet dokunulmazlığına saygı hakkını ihlal ettikleri iddiası – mülkiyet hakkının ihlali

Muharrem Güneş ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 23060/08, Karar tarihi: 24.11.2020

Hazine mülkü olarak kayıtlı birkaç arsaya ilişkin başvurucular tarafından sunulan mülkiyet taleplerinin reddedilmesi ve 1951 tarihli adli kararla davacının murisi Adem Güneş’e verilen mülkiyet hakkının dikkate alınmaması – Mülkiyet hakkının ihlali

Kurban v.Türkiye, Başvuru no. 75414/10, Karar tarihi: 24.11.2020

Kamu ihale sözleşmesinin feshi ve yetkililerin daha sonra başvurucunun, ihaleye katıldığı sırada sabıka kaydı bulunmamasına ve kendisini kamu ihalelerinden hariç tutan resmi bir karar olmamasına rağmen ihaleye katıldığı sırada ihale ile ilgili bir suçtan dolayı suçlanmış olduğunu tespit etmesi sonucu olarak başvurucunun teminatının iade edilmesinin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiası – Mülkiyet hakkının ihlali

Başaran v. Türkiye, Başvuru no. 2984/05, Karar tarihi: 24.11.2020

İmarbank yöneticilerinden Hilmi Başaran’ın eşi ve çocukları olan başvurucuların kamu fonlarından zimmete para geçirilmesi nedeniyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde ceza soruşturmasına maruz kalmaları ve bu nedenle mülklerine geçici tedbirler konulması, davalarının reddine karar verildikten sonra bile bu tedbirin sona erdirilmesine yönelik taleplerinin akrabaları aleyhine, kamu fonlarının zimmete geçirilmesine ilişkin ceza davası halen ulusal mahkemelerde derdest olduğu gerekçesiyle reddedilmesi – Mülkiyet hakkının ihlali

Karagöz v. Türkiye, Başvuru No. 2882/05, Karar Tarihi 24.11.2020

İmarbank’ın yönetiminin ve kontrolünün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (Fon) aktarılmasını takiben verilen ve ayni haklarının tamamen veya kısmen askıya alınmasını da içeren koruyucu tedbir kararlarının, İmarbank yöneticilerinden birinin eşi ve çocukları olan başvurucular için de uygulanması; ceza davaları kapsamında banka yöneticilerinin eş ve çocuklarına bu tedbirlerin uygulanmasına yer olmadığına dair Savcılığın karar vermesi, yapılan itiraz üzerine yer olmadığına dair kararın Ağır ceza mahkemesinde onaylanması; başvurucuların mülkiyetleri üzerindeki tedbir kararlarının kaldırılması talebi üzerine ilk derece mahkemesinin kendini konu bakımından yetkisiz bularak tek yetkili mahkeme olarak  İmarbank davasını yürüten İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesini işaret etmesi, başvurucuların bu mahkemeden koruyucu tedbirlerin kaldırılmasını talep etmeleri ve 3 yıl sonra bu taleplerini yinelemeleri; yönetici eşin ölümü sebebiyle davanın düşmesi sonucu mahkemenin başvurucular aleyhine alınmış tedbir kararını kaldırması; ceza davalarının yanı sıra Fon’un her üç başvurucuya da İmarbank borçlarına ilişkin ödeme emri göndermesi üzerine başvurucuların idare mahkemelerinde ödeme emrinin ve tahsilat bildirimlerinin iptali için dava açmaları, idare mahkemeleri ve Danıştay kararları sonucu bildirimlerin ve ödeme emirlerinin kesin olarak iptal edilmesi – Ek 1. No’lu Protokolün 1. maddesinin ihlali

Ünal ve Bozbağ v. Türkiye, Başvuru no: 15490/07, Başvuru tarihi: 24.11.2020


Başvurucuların satın aldığı, hakkında daha önce kadastro mahkemesinde açılmış dava bulunan arazinin kadastro mahkemesi tarafından Hazine’ye ait olduğuna karar verilmesi ve Hazine adına tescil edilmesi, ancak başvurucuların ve araziyi satın aldıkları kişinin bu davanın tarafı olmaması, başvurucuların tapu kaydının silinmesi için dava açması; başvurucuların tapu kaydından arazi hakkında ihtilaf olduğu görebileceklerinden ve arazinin satış fiyatının çok düşük olduğundan bahisle mahkemenin başvurucuların iyi niyetli olmadığına karar vermesi; başvurucuların iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle tazminat taleplerinin reddedilmesi; başvurucuların tapu kaydındaki hatalı kayıtlar nedeniyle mülklerini kaybetmeleri ve tazminat alamamaları nedeniyle 1 No’lu Protokol’ün 1. Maddesinin ihlal edildiği iddiası – Başvurucuların tazminat alamamaları 1 No’lu Protokol’ün 1. Maddesini ihlal etmiştir.

Çokbilgin ve Ayvaz v. Türkiye, Başvuru no. 3625/05, Karar tarihi: 08.12.2020

Uzan Grubuna ait Telsim Mobil Komünikasyon A.Ş. genel başkanı ve eski Star TV Hizmetleri A.Ş. yönetim kurulu üyesi olan başvurucuların Uzan Grubuna TMSF tarafından el konulmasının ardından mal varlıkları aleyhine konulan ihtiyati tedbirlerin, sonrasında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına rağmen, başka kişiler hakkında devam eden ceza kovuşturmaları sebebiyle kaldırılmaması – mülkiyet hakkının ihlali

Azizoğlu ve Azizoğlu A.Ş. v. Türkiye, Başvuru no. 54525/07, Karar tarihi: 08.12.2020

Şirkete ait iki kamyona ve yüklerine ve başka bir şirkete ait yaklaşık 30 ton mazota kaçakçılık şüphesiyle el konulması sonrasında başvurucu aleyhine iki farklı ceza soruşturması başlatılması ve kesinleşen mahkeme kararının uygulanması yönünde gerekli tedbirlerin alınmaması –  Mülkiyet hakkının ihlali [ayrıca adil yargılanma hakkının ihlali]

Serbest seçim hakkı

Ahmet Yavuz Yılmaz v. Türkiye, Başvuru no. 48593/07, Karar tarihi: 10.11.2020

2007 seçimlerine bağımsız aday olarak katılan başvurucunun seçim kampanyası sırasında Kürtçe şarkı kullanmak için yaptığı başvurunun Ardahan Bölge Seçim Kurulu tarafından bu konuda karar verme yetkileri olmadığı söylenerek belirsiz bırakılması nedeniyle başvurucunun Kürtçe şarkı kullanmaması – Başvurucu hakkında bir ceza davası açılmadığı, hapis cezası gibi bir yaptırım uygulanmadığı için ihlal yok.

KABUL EDİLEMEZLİKLER

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi v. Türkiye, Başvuru no. 40355/14, Karar tarihi: 28.01.2020

Başvurucu üniversite, bir mülkün üniversitenin zilyetliğinde olmasının göz önünde bulundurulmaksızın adli mercilerce, söz konusu mülke üniversite tarafından kamulaştırmasız el atıldığına ilişkin kararın keyfi olduğunu iddia ederek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, Anayasa Mahkemesi, başvuruyu kişi yönünden yetkisizlik nedeniyle reddetmişti. İHAM,  üniversitenin Sözleşme’nin 34. maddesi anlamında “hükümet dışı kuruluş” olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek başvuruyu kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez buldu.

Hüseyin Paşalı ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 26029/11, Karar tarihi: 03.03.2020

Ev içi şiddete maruz kalıp hayatını kaybeden Ayşe Paşalı’nın ölümü ve ölümüne ilişkin etkili soruşturma yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkı ve ayrımcılık yasağı ihlali iddiasıyla yapılan başvuruda dostane çözüme gidildi, başvurunun düşürülmesine karar verildi.

Kırbayır v. Türkiye, Başvuru no. 56840/10, Karar tarihi: 28.04.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, darbenin ardından 13 Eylül 1980 günü gözaltına alınan ve gözaltında zorla kaybedilen Cemil Kırbayır’ın yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuruyu, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu tüketilmediği için kabul edilemez buldu. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Mukaddes Çelik v. Türkiye, Başvuru no. 56840/10, Karar tarihi: 28.04.2020

İHAM, 1980 darbesinden sonra askeri kışlada asılı halde ölü bulunan İrfan Çelik’in ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada 1985 yılında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini; bu karardan 24 yıl sonra, 2009 tarihinde yeniden suç duyurusunda bulunmasını dikkate alarak, başvurucunun aradan geçen 24 senede hareketsiz kalması ve Türkiye’nin İHAM’a bireysel başvuru hakkını tanıdığı 28 Ocak 1987 tarihinden önce meydana gelen olaylar nedeniyle ihlal iddialarını incelemeye zaman yönünden (ratione temporis) yetkili olmadığı sonucuna varmıştır. Kararın özet çevirisi buradan okunabilir.

Şimşek, Andiç ve Boğatekin v. Türkiye, Başvuru no. 75845/12, Karar tarihi: 17.05.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, İzmir’de seks işçiliği yapan üç transseksüel başvurucuya kamu düzenini ve trafiği aksattıkları iddiasıyla gözaltına alınarak idari para cezası verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğinin ileri sürüldüğü başvuruda, başvuruculara verilen 72 ve 82 TL idari para cezasının, Sözleşme’nin 35. maddesinin 3. fıkrasının b bendi uyarınca “önemli zarar kriteri”ni karşılamadığına karar vermiş ve başvuruları kabul edilemez bulmuştur. Kararın çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Mediation Berti Sports v. Türkiye, Başvuru no: 63859/12, Karar tarihi: 12.05.2020 – 11.06.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), amaçlarından biri sporcuların, özellikle futbolcuların sözleşmelerinin müzakerelerinin yapılması olan bir şirket olan Mediation Berti Sports şirketinin Vestel Manisa Spor Kulubü’nden alamadığı 96.000 Euro açtığı davalarda yargı yetkisine sahip yargı makamı eksikliği nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasını, medeni bir hakka yönelik olmadığı için konu bakımından yetkisiz bularak kabul edilemezlik kararı verdi. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Kaman v. Türkiye, Başvuru no. 29798/18, Karar tarihi: 04.06.2020

15 Temmuz darbe girişiminden o sırada bir aylık ve dört yaşında olan iki çocuğuyla tutuklanan başvurucunun cezaevi koşullarının kendisi ve bebekleri için yeterli olmadığı, masumiyet karinesine aykırı olarak, tarafsız ve bağımsız olmayan bir mahkeme tarafından, yeterli gerekçe gösterilmeden tutuklandığı, buna karşı başvuracağı etkili bir yol olmadığı iddiasında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararı verildi.

Halkların Demokratik Partisi, Başvuru no. 78850/16, Karar tarihi: 03.11.2020

İHAM, HDP’nin milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak tutuklanmasıyla ilgili parti adına yaptığı başvuruyu, milletvekillerinin kendi başvurularının hala devam ettiği ve HDP’nin mağdur statüsü olmadığı gerekçesiyle kabul edilemez buldu.

Uzun v. Türkiye, Başvuru no: 37866/18, Karar tarihi: 10.11.2020

İHAM, olağanüstü hal döneminde terör suçlamaları dolayısıyla tutuklu yargılanan bir kişinin tutukluluk süresince kayıtlı olduğu üniversite sınavlarına girmesinin 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile engellenmesinin orantılı ve makul bir tedbir olduğuna karar vererek başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun bulmuştur. Bu konuda verilen ilk karar olan kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz.

Hükümet’e Bildirilen Bazı Başvurular

Üçdağ v. Türkiye, Başvuru no. 23314/19

İHAM, Facebook’ta şiddet içermeyen paylaşımları nedeniyle örgüt propagandasından 1 yıl 6 ay 20 gün ceza ve HAGB alan başvurucunun başvurusunu süre aşımı nedeniyle reddeden AYM, mahkemeye erişim hakkını ihlal etmiş midir diye sordu.

Umut Çongar ve Nesimi Kala v. Türkiye, Başvuru no. 62013/12 ve 62428/12  

Gömlek isimli gizli tanık beyanıyla örgüt üyesi oldukları iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası alan başvurucuların adil yargılanma hakkına ilişkin savunma istenildi.

Onurhan Solmaz Ve Siyah Pembe Üçgen İzmir Cinsel Yönelim Ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları İle Ayrımcılığına Karşı Dayanışma Derneği V. Türkiye, Başvuru no. 42711/13

İzmir’de yaşayan translara nefret söylemi içeren köşe yazısına takipsizlik verilmesiyle ilgili, ECRI ve AKBK raporlarına atıfla, Türkiye’de LGBTİ+ lara yönelik nefret ve ayrımcılık hakkında Türkiye’den savunma istenildi. Şikayetini özü itibarıyla ileri sürmüş olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi’nin gerektiği gibi inceleme yapmamasının nedeni soruldu ve nefret söyleminin bir ifade olmaması nedeniyle, 17. maddeden savunma istendi.

Midyat Mor Gabriel Monastery Foundation v. Türkiye, Başvuru no. 13176/13

Mor Gabriel Manastırı’na ait mezarlıkların Hazine’ye devrinin inanç özgürlüğü, mülkiyet hakkı ve ayrımcılık yasağı ihlali olup olmadığına dair Hükümet’ten savunma istendi.

Fatma Yıldırım v. Türkiye, Başvuru no. 69087/17

Bir mülkiyet hakkı davasında AYM’nin yeterli tazminata hükmetmemesiyle ilgili AYM’nin neden tazminat vermediğini yeterli şekilde gerekçelendirip gerekçelendirmediği, başvurucuya AYM önünde yeterli usuli güvence sağlanıp sağlanmadığı soruldu.

Osman Baydemir v. Türkiye, Başvuru no. 23445/18

TBMM’de yaptığı konuşma sırasında “Kürdistan” dediği için TBMM Genel Kurulu’ndan iki günlüğüne çıkartılması için disiplin cezası alan HDP milletvekili Osman Baydemir’le ilgili 6., 10. ve 13. maddelerden savunma istendi.

Ferhat Encu ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 56543/16

Dokunulmazlıkları kaldırılan 40 HDP milletvekili için daha muhalefet partisinden bir vekilin dokunulmazlığının Anayasa’nın 83. ve 85. maddelerindeki usule aykırı olarak kaldırılması ifade özgürlüğünü ihlal eder mi? diye sorularak Türkiye’den savunma istendi.

Edibe Şahin v. Türkiye, Başvuru no. 23521/20

Türkiye’nin sınırötesi operasyonlarını protesto etmek amacıyla cezaevinde üç günlüğüne açlık grevine giren eski HDP milletvekili olan başvurucuya disiplin cezası verilmesiyle ilgili Hükümet’e bildirimde bulunuldu.

Bozoğlu ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 29055/19

FETÖ/PDY üyesi oldukları iddiasıyla tutuklu olan başvurucuların OHAL süresince mektup ve faks alıp göndermelerinin yasaklanması ve AYM’nin CMK’nin 141/3 maddesi uyarınca tazminat davası açmadıkları gerekçesiyle başvuruları kabul edilemez bulması nedeniyle Hükümet’ten savunma istendi.

Levent Korkut ve Uluslararası Af örgütü v. Türkiye, Başvuru no. 61177/09

Yurtdışından gelen fonların kullanılmadan önce Vakıflar Müdürlüğü’ne bildirilmesi gerektiği yönündeki kuralı yerine getirmeyen Af Örgütü’nün o dönemki başkanına 9,246 TL idari para cezası verilmesi, dernek kurma özgürlüğüne, mülkiyet hakkına ve ayrımcılık yasağına aykırı mıdır diye soruldu.

İbrahim Tufan Ataman ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 14676/17 – Ethem Kuriş ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 56483/16 – Sevinç ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 63634/16 – Ulusoy ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 63634/16

Darbe girişiminden sonra tutuklanan 500’den fazla hakim ve savcının özgürlük ve güvenlik haklarının ihlaline ve CMK 141 uyarınca tazminat davalarının etkililiğine ilişkin başvuru Hükümet’e bildirildi.

Mümtazer Türköne v. Türkiye, Başvuru no. 70430/17

Zaman gazetesi yazarı başvurucunun darbe girişiminden sonra FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanmasının 5. ve 10. maddeye aykırı olup olmadığı soruldu.

Bircan Alan ve Sait Alan v. Türkiye, Başvuru no. 43710/19

Kendileri hakkında örgüt üyesi olduklarına dair bilgi içeren internet sitelerine erişimin engellenmesi talebiyle yaptıkları başvuruların reddedilmesinin özel hayata saygı hakkını ve adil yargılanma hakkını ihlal edip etmediği soruldu.

Ali Ergin Demirhan v. Türkiye, Başvuru no. 10509/20

sendika.org internet sitesinin defalarca 5651 sayılı internet kanunu’nun 8/A maddesi uyarınca erişime kapatılmasıyla ilgili AYM’nin (o tarihte) 2015 yılından beri karar vermemiş olması nedeniyle 10., 13., 18. maddeler altında savunma istenildi.

Mehmet Nuri Özen v. Türkiye, Başvuru no. 10426/20

Cezaevinde yazdığı senaryoya el konulan başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediğine dair Hükümet’ten savunma istendi.

Ayşe Sarısu Pehlivan v. Türkiye, Başvuru no. 63029/19

Yargıçlar Sendikası genel sekreteri olan başvurucunun 20 Şubat 2017 tarihinde bir gazeteye verdiği röportaj nedeniyle iki gün maaştan kesme disiplin cezası almasının ifade özgürlüğü ihlali olup olmadığına dair savunma istendi.

Adil Aktay v. Türkiye, Başvuru no. 56064/16

İHAM, ölen başvurucular adına AYM’ye başvuran avukata AYM tarafından önceden bir uyarı ya da bildirimde bulunmadan başvuru hakkını kötüye kullandığı gerekçesiyle disiplin para cezası verilmesini, itiraz edilemeyen bu kararın baroya bildirilmesini mahkemeye erişim hakkı altında Hükümet’e bildirdi.

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: