İHAM’ın Ramazan Demir v. Türkiye kararının özet çevirisi: “Tutuklu avukatın cezaevinde AYM ve İHAM’ın sitesine ve Resmi Gazete’ye erişim talebinin reddedilmesi, bilgiye erişim hakkının ihlalidir.”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 9 Şubat 2021 tarihli Ramazan Demir v. Türkiye kararında, 2016 yılında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bir avukat olan başvurucunun kendi savunmasını hazırlamak ve müvekkillerinin duruşmalarını takip edebilmek amacıyla Anayasa Mahkemesi ve İHAM’ın karar arama siteleri ve Resmi Gazete gibi internet sitelerine erişim talebinin ilgili ve yeterli gerekçe gösterilmeden reddedilmesini, Sözleşme’nin 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü bağlamında bilgiye erişim hakkının ihlali olarak görmüştür.
Mahkeme’ye göre, Türkiye hukuku altında mahpusların eğitim ve rehabilitasyon amacıyla hukuki bilgiler içeren belirli bazı sitelere erişimlerine imkan tanınmasına rağmen Demir’in mesleği ve menfaati bağlamında onun gelişmesi ve rehabilitasyonu ile ilgili hukuki bilgileri içeren yukarıda anılan internet sitelerine erişimine izin verilmemesi, bilgiye erişim hakkına yönelik bir müdahale teşkil etmektedir.
Bu bağlamda Mahkeme, yerel mahkemelerin Demir’in Mahkeme’nin, Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine ya da Resmi Gazete’ye erişiminin neden başvurucunun eğitim ve rehabilitasyonu ile ilgili olmadığını ya da Demir’in İnternete erişimi sınırlandırılabilecek biri olarak belirli bir tehlike yaratan ya da yasadışı bir örgüte üye olan bir tutuklu olup olmadığını ya da nasıl böyle bir tutuklu olduğunu ortaya koyabilecek yeterli gerekçeleri sunmadığını not etmektedir. Dahası, ne yerel makamlar ne de Hükümet, söz konusu davada ilgili tedbirin cezaevinin düzenini ve güvenliğini sağlama ve suç işlenmesini önleme meşru amacı bakımından gerekli olduğunu açıklamaktadır.
Bu sebeple, söz konusu müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına karar vermektedir.
Kararın tamamını buradan okuyabilirsiniz. Kararın basın özeti, av. Benan Molu tarafından çevrilmiştir.
Ramazan Demir v. Türkiye, Başvuru no. 68550/17, Karar tarihi: 09.02.2021
Temel olgular
Başvurucu Ramazan Demir, 1983 doğumlu bir Türkiye vatandaşıdır ve İstanbul’da yaşayan bir avukattır.
Demir, terör örgütü üyesi olduğu ve terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla 6 Nisan 2016 tarihinde tutuklanmış ve 7 Eylül 2016 tarihinde tahliye olmuştur.
12 Nisan 2016 tarihinde Demir, İHAM ve Anayasa Mahkemesi önünde başvuruları olan bir avukat olarak müvekkillerinin davalarını takip edebilmek ve kendisi hakkında başlatılan ceza davası kapsamında 22 Haziran 2016 tarihinde yapılacak duruşma için savunma hazırlayabilmek amacıyla cezaevi yetkililerinden İHAM ve Anayasa Mahkemesi’nin karar arama sitesine ve Resmi Gazete’ye erişim talep etmiştir.
Cezaevi yetkilileri, İnfaz Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi, Demir’in talebini reddetmiştir. Demir’in Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuru ise 14 Nisan 2017 tarihinde açıkça dayanaktan yoksun bulunarak reddedilmiştir.
İhlal iddiaları
Başvurucu, Sözleşme’nin 10. maddesine (ifade özgürlüğü) dayanarak, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu dönemde İHAM ve Anayasa Mahkemesi’nin karar arama sitesine ve Resmi Gazete’ye erişim talebinin reddedilmesinden şikayetçi olmuş ve bu müdahalenin bilgiye erişim hakkına aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
İHAM başvurusu, 14 Temmuz 2017 tarihinde yapılmıştır.
Mahkeme’nin kararı
10. madde (ifade özgürlüğü: bilgiye erişim hakkı)
Mahkeme’ye göre, günümüzde, bilgi ve hizmetlere artan oranda yalnızca internet üzerinden erişilebilmektedir. İnternet siteleri, büyük miktardaki verileri saklama ve yayınlama kapasitesi ile bunların erişilebilirliği sayesinde, toplumun gündemdeki olaylara erişimini sağlamaya ve genel biçimde bilgi alışverişini kolaylaştırmaya büyük ölçüde katkı sağlamaktadır.
Mahkeme ayrıca, Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası kurumların internetin günlük hayatta oynadığı role ve internetin bir insan hakkı olarak önemine ilişkin tavsiye metinler kabul ettiğini not etmektedir. Mahkeme, bu gelişmelerin internetin kişilerin günlük hayatlarında oynadığı rolün önemini yansıttığı görüşündedir. Gerçekten de, bilgiye ve hizmetlere giderek artan düzeyde sadece internet üzerinden erişilebilmektedir.
Mahkeme, mahpusların bilgiye erişim hakkı da dahil olmak üzere, dış dünya ile iletişimlerinin belirli hallerde sınırlandırılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtmektedir. Mahkeme, İHAS’ın 10. maddesinin tutuklu ve hükümlülere cezaevinde internete ya da belli internet sitelerine girebilmeleri konusunda genel bir yükümlülük yükleyecek şekilde geniş yorumlanamayacağının altını çizmektedir.
Mevzuatta, Türkiye cezaevlerindeki mahpusların, eğitim ve rehabilitasyon programları gerekli kıldığı takdirde internet hakkından yararlanabileceği düzenlenmiştir.
Mahkeme, (Demir tarafından internete erişim talebini desteklemek amacıyla ileri sürülen nedenler ne olursa olsun) başvurucunun avukatlık yapmasını ve erişim talep edilen üç sitenin niteliğini dikkate alarak başvurucunun talebinin eğitim ve rehabilitasyon amacı kapsamında olduğunun tartışmasız olduğunu düşünmektedir. Bu bağlamda Mahkeme, kendisinin ve Anayasa Mahkemesi’nin ihlal ve kabul edilemezlik kararlarına sadece çevrimiçi olarak erişilebildiğini, söz konusu internet sitelerinde arama ve araştırma yapmayı gerektiğini belirtmektedir.
Sonuç olarak Mahkeme, Türkiye hukuku altında mahpusların eğitim ve rehabilitasyon amacıyla hukuki bilgiler içeren belirli bazı sitelere erişimlerine imkan tanındığı için, mesleği ve menfaatleri gereği Demir’in gelişimine ve rehabilitasyonuna ilişkin hukuki bilgiler içeren Mahkeme’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine ve Resmi Gazete’ye erişiminin kısıtlanması, Demir’in bilgiye erişim hakkına yönelik bir müdahaledir.
Mahkeme, söz konusu müdahalenin yasal dayanağının 5275 sayılı Kanun’un 67/3 maddesi ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 90. maddesi olduğunu, ayrıca müdahalenin suç işlenmesinin ve düzenin bozulmasını önleme meşru amaçlarını taşıdığını not etmektedir.
Müdahalenin gerekliliği yönünden Mahkeme, Demir’in talebinin reddedilmesinin uygun olmadığını düşünmektedir.
Mahkeme daha sonra, yerel mahkemelerin Demir’in Mahkeme’nin, Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine ya da Resmi Gazete’ye erişiminin neden başvurucunun eğitim ve rehabilitasyonu ile ilgili olmadığını ya da Demir’in internete erişimi sınırlandırılabilecek biri olarak belirli bir tehlike yaratan ya da yasadışı bir örgüte üye olan bir tutuklu olup olmadığını ya da nasıl böyle bir tutuklu olduğunu ortaya koyabilecek yeterli gerekçeleri sunmadığını not etmektedir.
Buna ek olarak, ne yerel makamlar ne de Hükümet, söz konusu davada ilgili tedbirin cezaevinin düzenini ve güvenliğini sağlama ve suç işlenmesini önleme meşru amacı bakımından gerekli olduğunu açıklamaktadır. Bu bağlamda Mahkeme, mahpusların internet kullanımı için gereken düzenlemelerin, eğitim ve rehabilitasyon programları çerçevesinde kabul edildiğini not etmektedir.
Yerel makamların güvenlik endişeleri anlaşılır olsa da, Mahkeme, yerel makamların Demir’in -özellikle yalnızca makamların gözetiminde ve onların kontrolü altında ve Devlet’e ve uluslararası kurumlara ait- üç internet sitesine erişiminden doğabilecek güvenlik risklerine yönelik detaylı bir analiz yapmadığını gözlemlemektedir.
Buna göre, Hükümet, yerel makamların söz konusu tedbiri haklı kılacak ilgili ve yeterli gerekçeleri ya da müdahalenin demokratik bir toplumda gerekliliğini ortaya koyamamıştır. Bu sebeple, Sözleşme’nin 10. maddesi ihlal edilmiştir.
Adil tazmin (41. madde)
Mahkeme, Türkiye’nin Ramazan Demir’e manevi tazminat olarak 1.500 Euro ve masraf ve harcamaları için 2.000 Euro ödenmesine karar vermiştir.
Karar sadece Fransızcadır.
Trackbacks & Pingbacks