İHAM’ın Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan kararının özet çevirisi: “Aynı suç sebebiyle idari para cezası ve 18 ay hapis cezası verilmesi, aynı suçtan dolayı ikinci kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkının ihlalidir.”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 6 Nisan 2021 tarihli Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan kararında İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesine Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesinin (aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı) oy çokluğuyla ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Başvuru, özünde aynı suç sebebiyle idari para cezası ve 18 ay süreli hapis cezası verilmesiyle ilgilidir. İHAM tarafından ilk karar 14 Ocak 2010 tarihinde verilmişti: Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan (No. 2).
Mahkeme, Sözleşmeye Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesinin ihlal edildiğini tespit eden 14 Ocak 2010 tarihli İHAM kararından sonra Bulgaristan yetkililerinin başvurucunun davasının incelediğini kaydetmiştir. Bununla birlikte ne bis in idem ilkesine göre karar vermeleri gerektiğini fark etmemiş ve başvurucunun itirazlarını, aynı konuda yargılama tekrarı olmadığı sonucuna vararak reddetmişlerdir.
Mahkeme, idari yargılama ve ceza yargılamanın arasında yeterli sıkılıkta bağlantı bulunmadığından, yapılan iki yargılamanın, başvurucunun toplumsal olarak kabul edilemez davranışını cezalandırmaya yönelik iç hukukta bütünleşik bir yaptırım planının parçası olarak değerlendirilemeyeceğini gözlemlemiştir. Bu nedenle ne bis in idem ilkesi kapsamında aynı suçtan dolayı iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı ihlal edilmiş ve yetkililer başvurucunun davasında ikinci incelemede bu hakkı koruyamadıklarını fark etmemişlerdir.
Kararın tamamını buradan okuyabilirsiniz. İHAM tarafından yayınlanan basın özeti çevirisi B. Günsu Karacaoğlan tarafından yapılmıştır.
Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan (No. 4), Başvuru No. 35623/11, Karar Tarihi: 06.04.2021
Temel Olgular
Başvurucu Tsonyo Ivanov Tsonev 1977 doğumlu bir Bulgaristan vatandaşıdır ve halihazırda Troyan’da (Bulgaristan) mahpustur.
11 Kasım 1999’da G.I.’ye evinde fiziksel saldırıda bulunması sebebiyle yapılan idari yargılama ve takip eden cezai yargılamada başvurucu aleyhine idari para cezasına ve 18 ay hapis cezasına hükmedilmiştir. Önceki Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan (No.2) başvurusunda (Başvuru No. 2736/03) Mahkeme, Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesinin ihlal edildiğini tespit etmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 422. maddesi uyarınca Başsavcı, Yargıtaydan başvurucu aleyhine yürütülmüş yargılamanın tekrar görülmesini talep etmiştir. 27 Ekim 2010’da mahkeme, Başsavcının talebimi kabul etmiş ve dosyayı istinaf mahkemesi olan Gabrovo Bölge Mahkemesine geri göndermiştir. Bölge Mahkemesinde başvurucu, ceza yargılamasının ne bis in idem ilkesi gereği devam etmemesi gerektiğini ileri sürmüştür. İHAM yerleşik içtihadındaki özerk anlamıyla özünde “cezai” nitelikte olan idari yargılamalarda aynı hareketleri sebebiyle cezalandırılmış olduğunu açıklamıştır.
23 Aralık 2010 tarihinde Bölge Mahkemesi başvurucu aleyhine 18 ay hapis cezasını nihai olarak kabul etmiştir. Mahkeme, davadaki olguların ceza soruşturması sırasında toplanan kanıtlarla desteklendiğini ve cezanın adil olduğunu tespit etmiştir. Mahkeme, iç hukukun hükümlü kişinin daha önce aynı hareketlerden dolayı idari bir yaptırımla cezalandırılması durumunda takip eden ceza yargılamalarını durdurma imkanı sağlamadığına işaret etmiştir. Bölge Mahkemesi böyle durumlarda idari yargılamaları tekrar başlatma talebinde bulunacak olanın bölge savcılık ofisi olduğu kanısındadır.
15 Şubat 2011 tarihinde Gabrovo bölgesi savcılık ofisinden bir savcı, idari yargılamaların tekrar görülmesini reddetmiştir. Aleyhine ceza yargılaması yürütülmesinin sebebinin mağdura verdiği bedensel zararken idari yargılamanın sebebinin ise mağdurun evine girmesi ve mağduru darp etmesi olduğunu belirtmiştir. Savcı bu sebeple yargılamanın tekrarının söz konusu olmadığı, ancak iki suçun birleşimi sebebiyle ikili yargılama yapıldığı kanaatindedir.
Başvurucu ceza yargılamasının tekrar görülmesi için yeni bir temyiz başvurusunda bulunmuş, iç hukuka göre idari yaptırım uygulanmasının kişilerin aynı fiilleri sebebiyle ceza yaptırımına uğramaması sonucunu doğurmadığına işaret eden Yargıtay, bu başvuruyu reddetmiştir.
14 Ocak 2010 tarihli Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan (No. 2) kararın icrası bağlamında Hükümet, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesini yerel düzeyde bireysel ve toplu tedbirlerin alındığına dair bilgilendirmiştir. Bakanlar Komitesi, özellikle ceza yargılamasının yeniden açıldığına, yerel makamlarca cezasının onandığına, bölge savcılık ofisinin idari yargılamayı yenileme talebinin bulunmadığına ve son olarak, yerel mevzuatın ve uygulamanın idari ve cezai yargılamaların paralel yürütüldüğü durumlarda ne bis in idem ilkesinin uygulanmasına imkan sağlayacak şekilde değiştirildiğine dair bilgilendirilmiştir.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi dava değerlendirmesini karar -ResDH(2017)408- alarak sonlandırmış, Hükümetin Sözleşmenin 46. maddesinin 2. fıkrası kapsamındaki görevlerini yerine getirdiğini açıklamıştır.
Şikayetler ve Usul
Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesine (iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı) dayanan başvurucu, aynı suçtan iki kez yargılandığını ve cezalandırıldığını ileri sürmüştür.
Başvuru 16 Mayıs 2011 tarihinde yapılmıştır.
Mahkemenin Kararı
7 No.lu Ek Protokolün 4. Maddesi
Mahkeme, mevcut davada 2376/03 numaralı başvuru ile bağlantılı incelemek zorunda olmadığı yeni olguların varlığını kabul etmiştir. Zira, bu olgular yukarıda bahsi geçen Tsonev davasının nihai kararından sonra ortaya çıkmıştır ve aynı hükmün tekrar ihlal edilmesine fırsat verebilecek niteliktedir.
Başvurucunun 11 Kasım 1999’da gerçekleşen kavgadaki tutumu, iki ayrı yargılama dizisine yol açmıştır. 12 Kasım’da idari yargılamalar başlamış ve sonucunda 50 Bulgar levasına hükmedilmiştir. Başvurucu aleyhine ceza yargılamaları da yürütülmüş ve 23 Aralık 2010 tarihinde Bölge Mahkemesi tarafından 18 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
Mahkeme, iki dizi yargılamanın “cezai yaptırım” öngördüğünü ve ikisinin de aslında aynı fiiller sebebiyle yaptırımla sonuçlandığını kaydettiği önceki Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan (No.2) kararına atıfta bulunmaktadır. Her iki yargılama da aynı zamanda açılmış ve 27 Kasım 1999’da idari yargılamaların sonlanmasına kadar paralel olarak devam etmiştir. Ceza yargılamaları, Mahkemenin kararı sonrasında tekrar görülmüş ve Aralık 2010’da sonlanmıştır.
Mahkemeye göre idari yargılamalar ve ceza yargılamaları temelde aynı amacı, başka bir ifadeyle, 11 Kasım 1999 tarihindeki kavga bağlamında başvurucunun toplumsal olarak kabul göremeyecek davranışını cezalandırmayı hedeflemektedir. İdari yargılamalardaki olguların tespiti ceza yargılamalarında dikkate alınmamış, yalnızca ceza soruşturmasında toplanan deliller kullanılmıştır. Ceza mahkemelerinde ölçülü bir ceza belirleyebilmek için, verilmiş olan idari para cezası da dikkate alınmamıştır. Bu etkenler ışığında Mahkeme, idari yargılama ve ceza yargılaması arasında yeterli sıkılıkta bağlantı bulunmadığını tespit etmiştir.
Mahkeme, mevcut davanın belirli bir yönünü dikkate alması gerektiği kanaatindedir: bu, başvurucunun 2376/03 no.lu başvurusundan sonra ne bis in idem ilkesinin ihlalinden şikayetçi olduğu ikinci ardışık başvurudur. Mahkemenin 14 Ocak 2010 tarihli, Sözleşmeye Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesinin ihlal edildiğini tespit eden kararından sonra Bulgaristan mahkemeleri başvurucunun davasını tekrar incelediklerinde ne bis in idem ilkesini uygulama gerekliliğini fark etmemişler ve aynı olay doğrultusunda yargılamanın tekrar edilmediğinden bahisle başvurucunun itirazlarını reddetmişlerdir. Böylece davalı Devlet mahkemeleri, bu ilkeye uyulmasını sağlamak için Mahkemece ortaya konan standartları onaylamamış ve başvurucunun aynı suç sebebiyle iki kez cezalandırılmama hakkını korumamıştır.
Sonuç olarak, iki dizi yargılama arasında yeterli sıkılıkta bağlantı bulunmadığından bunlar, başvurucunun toplumsal olarak kabul edilemez davranışını cezalandırmaya yönelik iç hukukta bütünleşik bir yaptırım planının parçası gibi görünmemektedir. Aynı suç sebebiyle iki kez yargılanıp cezalandırılarak başvurucunun ne bis in idem ilkesi kapsamındaki hakkı ihlal edilmiştir. Yetkililer davayı ikinci kez görürken bu ilkeyi uygulamadıklarını fark etmemişlerdir.
Bu sebeple Sözleşmeye Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesi ihlal edilmiştir.
46. madde
Mevcut davanın özel koşullarında, Mahkeme, kararın icrasına yönelik olarak Devletin kabul etmesi gereken genel tedbirlere işaret etmeyi gerekli görmemektedir. Bakanlar Komitesinin, Tsonyo Tsonev v. Bulgaristan (No. 2) kararının icrası bağlamında raporladığı üzere davalı Devlet iç hukukta ve uygulamada Sözleşmeye Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesinin Mahkeme içtihadına uygun olarak kanunlaştırmak üzere değişiklikler yapıldığı gözlemlenmiştir.
Bireysel tedbirlere yönelik olarak Mahkeme, yerel yetkililerin iki dizi yargılama yapıp ne bis in idem ilkesini ihlal ettiklerini fark ettiklerinde ve hemen ardından ölçülü bir tazmin sağladıklarında -örneğin ikinci yargılama dizisini sonlandırıp ya da iptal edip sonuçlarını telafi ettiklerinde- başvurucunun artık “mağdur” sıfatını haiz olmadığı değerlendirilebilir.
Mahkeme, mevcut davanın adil yargılanma hakkının ihlaline ilişkin bir tespitte bulunmamış, ne bis in idem ilkesine uyulmaması ile ilgili olduğunu gözlemlemiştir.
Söz konusu olguların ciddiyeti ışığında Mahkeme, Bulgaristan mahkemelerinin başvurucuya uygulanan cezai yaptırımı korumada meşru menfaati olabileceğinin farkındadır. Buna ek olarak, Hükümetin beyanlarında gösterildiği üzere idari dosyanın imhası, uygulamada idari yargılamayı tekrar yapmayı imkansız hale getirmiştir.
Bu incelemeler ışığında Mahkeme, mevcut davada Sözleşmeye ek 7 No.lu Ek protokolün 4. maddesinin ihlali tespitinin, davalı Devlete Sözleşme bağlamında başvurucu aleyhine açılan iki dizi yargılamadan herhangi birini yeniden görme zorunluluğu yüklemediğine hükmetmiştir.
Adil Tazminat (41. Madde)
Mahkeme, 5’e karşı 2 oy ile Sözleşmeye Ek 7 No.lu Protokolün 4. Maddesinin ihlal edildiği tespitinin başvurucunun manevi zararını yeterince karşıladığına hükmetmiştir.
Karşı Oy
Yargıç Eicke, Kucsko-Stadlmayer ve Schukking’in ortak ayrık görüşleri karara eklenmiştir.
Trackbacks & Pingbacks