İHAM’ın Sedat Doğan; Deniz Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği; İbrahim Tokmak v. Türkiye kararlarının özet çevirisi: “Sporcu başvurucuların eleştirel açıklamaları nedeniyle TFF tarafından yaptırıma uğramaları ve TFF Tahkim Kuulu’nun tarafsız ve bağımsız olmaması, ifade özgürlüğünü ve adil yargılanma hakkını ihlal eder.”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), Sedat Doğan v. Türkiye (Başvuru Numarası: 48909/14), Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği v. Türkiye (Başvuru Numarası: 48924/16) ve İbrahim Tokmak v. Türkiye (Başvuru Numarası: 54540/16) başvurularında, oybirliği ile, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (adil yargılanma hakkı) ve 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir.
Üç başvuru, başvurucuların medyada yer alan açıklamaları, sosyal medyada ifade ettikleri veya paylaştıkları gönderiler üzerine Türkiye Futbol Federasyonu tarafından başvuruculara uygulanan yaptırımlar ve bu yaptırımlara karşı başvurucuların Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu önünde yürüttükleri itiraz sürecine ilişkindir.
Mahkeme, 28 Ocak 2020 tarihli Ali Rıza ve Diğerleri v. Türkiye kararına atıf yaparak, Tahkim Kurulu’nun yapısal bozukluklarını ve Kurul üyelerinin dışarıdan gelecek baskılardan korunmasını sağlayacak yeterli korumanın bulunmadığını not etmiştir. Mahkeme, Tahkim Kurulu’nun bağımsızlığı ve tarafsızlığını eksik bularak üç başvuruda da Sözleşme’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Mahkeme ayrıca, üç başvuruda da ulusal makamlar tarafından başvuruculara yönelik yaptırım uygulanmasına ilişkin kararlarda yapılan gerekçelendirmelerin, bir tarafta başvurucuların ifade özgürlüğü ve diğer tarafta ise TFF yöneticilerinin özel hayata saygı hakkı ile futbol camiasında düzen ve huzurun korunması gibi diğer söz konusu menfaatler arasında uygun bir dengelemenin yapılmadığını ortaya koyduğunu not etmiştir. Mahkeme, üç başvuruda da ulusal makamların, Mahkeme’nin ifade özgürlüğüne ilişkin içtihadında ortaya konulan ve uygulanan kriterleri göz önünde bulundurarak uygun bir analiz gerçekleştirmediğini değerlendirmiştir. Mahkeme’ye göre Hükümet, ulusal makamlar tarafından tartışmalı yaptırımları haklı göstermek amacıyla ortaya koyulan sebeplerin ilişkili ve yeterli olduğunu ve bu yaptırımların demokratik bir toplumda gerekli olduğunu ortaya koyamamıştır. Bu sebeple üç başvuruda da ve aynı sebeplerle Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Sedat Doğan v. Türkiye kararının tamamına buradan, Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği v. Türkiye kararının tamamına buradan, İbrahim Tokmak v. Türkiye kararının tamamına ise buradan ulaşabilirsiniz. Mahkeme tarafından yayımlanan kararların basın özetinin çevirisi Batuhan Karataş tarafından yapılmıştır.
Sedat Doğan v. Türkiye, Başvuru Numarası: 48909/14, Karar Tarihi: 18.05.2021
Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği v. Türkiye, Başvuru Numarası: 48924/16, Karar Tarihi: 18.05.2021
İbrahim Tokmak v. Türkiye, Başvuru Numarası: 54540/16, Karar Tarihi: 18.05.2021
Başvuruya Konu Olgular
Sedat Doğan Başvurusu
Başvuru, Sedat Doğan, 1971 yılında doğan ve halihazırda İstanbul’da yaşamakta olan bir Türk vatandaşıdır. Başvurucu, başvuruya konu olayların geçtiği dönemde Galatasaray Spor Kulübü futbol takımı yöneticisidir.
Başvurucu, 8 Aralık 2013 tarihinde telefon aracılığıyla katıldığı ve televizyonda yayınlanan bir spor programında, Galatasaraylı iki futbolcunun Nelson Mandela’nın ölümünden bir sonraki gün oynanacak maça Mandela’nın anısına yönelik mesajlar içeren tişörtler ile sahaya çıkmaları sebebiyle Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (“PFDK”) sevk edilmesine ilişkin kararı eleştirmiştir.
12 Aralık 2013 tarihinde başvurucunun bu ifadeleri Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Disiplin Talimatı’nın (“TFFFDT”) 37. maddesi kapsamında sportmenliğe aykırı açıklamalar olarak nitelendirilmiş ve PFDK tarafından başvurucu, TFFFDT’nin 37. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca 60 gün hak mahrumiyeti cezası ile 44.000 TL tutarında disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. 19 Aralık 2013 tarihinde TFF Tahkim Kurulu bu kararı onaylamıştır.
12 Aralık 2013 tarihinde PFDK’nin yukarıda bahsedilen cezaya ilişkin kararının ardından başvurucu Twitter platformu üzerinden kendi hesabında “Elveda TFF” etiketi içeren birkaç gönderi paylaşmıştır. 17 Aralık 2013 tarihinde ise diğer twitleri paylaşmıştır.
19 Aralık 2013 tarihinde PFDK, bu paylaşımları TFFFDT’nin 37. maddesi kapsamında futbolun değerini düşüren, sporda şiddet veya düzensizliği teşvik eden, taraftar eylemlerine sebebiyet verebilecek mahiyette sportmenliğe aykırı açıklamalar olarak nitelendirerek başvurucuyu TFFFDT’nin 37. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca 45 gün hak mahrumiyeti cezası ile 33.000 TL tutarında disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. 26 Aralık 2013 tarihinde TFF Tahkim Kurulu bu kararı onaylamıştır.
Deniz Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği Başvurusu
Başvurucular, 1989 yılında doğan ve başvurunun yapıldığı tarihte Diyarbakır’da yaşamakta olan Türk vatandaşı Deniz Naki ile bir spor kulübü olarak faaliyet gösteren Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği isimli bir Türk derneğidir.
Başvurucu Deniz Naki, başvuruya konu olayların geçtiği dönemde Türkiye 2. Ligi’nde mücadele etmekte olan başvurucu kulüpte oynayan bir profesyonel futbolcudur.
31 Ocak 2016 tarihinde, başvurucu futbolcu, kulübünün kazandığı bir Türkiye Kupası müsabakası sonrasında Facebook platformundaki hesabı üzerinden bir mesaj paylaşmıştır.
4 Şubat 2016 tarihinde PFDK, başvurucu futbolcunun ifadelerinin TFFDT’nin 42. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen ideolojik propaganda yasağını ihlal ettiğine karar vermiş ve bu ifadeleri TFFFDT’nin 38. maddesi kapsamında futbolun değerini düşüren, sporda şiddet veya düzensizliği teşvik eden, taraftar eylemlerine sebebiyet verebilecek mahiyette sportmenliğe aykırı açıklamalar olarak değerlendirmiştir. PFDK başvurucu futbolcuyu 12 maç müsabakadan men cezası ile 19.500 TL tutarında disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.
6 Şubat 2016 tarihinde başvurucu dernek PFDK kararına itiraz etmiştir. Başvurucu dernek, başvurucu futbolcunun ifadelerinin barışçıl niyetli olduğunu, herhangi bir şekilde şiddeti teşvik etmediğini ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 9. ve 10. maddeleri kapsamında koruma altında olduğunu ileri sürmüştür.
8 Şubat 2016 tarihinde TFF Tahkim Kurulu itirazı reddederek PFDK kararını onaylamıştır.
İbrahim Tokmak Başvurusu
Başvurucu İbrahim Tokmak, 1981 yılında doğmuş ve İstanbul’da yaşamakta olan bir Türk vatandaşıdır. Başvurucu, başvuruya konu olayların geçtiği dönemde futbol hakemidir.
Başvurucu, 2 Ocak 2016 tarihinde Facebook platformundaki hesabı üzerinden, iki gün önce Suudi Arabistan seyahati sırasında bir otel odasında ölen yorumcu ve günlük bir gazetenin editörü H.K.’ye ilişkin başka bir hesabın gönderisini paylaşmıştır. Medya tarafından bu kişinin ereksiyon bozukluğuna yönelik kullanılan bir ilacın kalp krizine yol açması sebebiyle yaşamını yitirdiği ifade edilmiştir.
18 Şubat 2016 tarihinde, söz konusu paylaşımın Merkez Hakem Kurulu Talimatı’nın 38. maddesinin a bendine aykırı olması nedeniyle PFDK tarafından başvurucu TFFFDT’nin 46. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 3 aylık hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmıştır. 25 Şubat 2016 tarihinde TFF Tahkim Kurulu söz konusu cezayı onaylamıştır.
Başvurucuların Şikayetleri
Tüm başvurucular, Sözleşme’nin 6. maddesinin 1. fıkrasına (adil yargılanma hakkı) dayanarak TFF Tahkim Kurulu’nun finansal ve organizasyonel açılardan bağımsızlığını ve tarafsızlığını sorgulamıştır. Bu bağlamda başvurucu Sedat Doğan, TFF Tahkim Kurulu üyelerinin TFF Başkanı tarafından atandığını ve kurul üyelerinin görev sürelerinin TFF Başkanı’nın görev süresi ile sınırlı olduğunu ifade etmiştir. Tüm başvurucular Sözleşme’nin 10. maddesine (ifade özgürlüğü) dayanarak uygulanan cezaların ifade özgürlüklerini ihlal ettiğini öne sürmüştür. Ek olarak, başvurucu Sedat Doğan Sözleşme’nin 7. maddesine (kanunsuz ceza olmaz) dayanarak keyfi bir biçimde yargılandığını belirtmiştir. Başvurucu Sedat Doğan ayrıca Sözleşme’nin 13. maddesi (etkili başvuru hakkı) uyarınca PFDK ve TFF Tahkim Kurulu kararlarını yargısal incelemeye sunamadığı gerekçesiyle şikâyette bulunmuştur.
Başvuru İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne 17 Haziran 2014 tarihinde yapılmıştır.
Mahkeme’nin Kararı
6. maddenin 1. fıkrası (adil yargılanma hakkı)
Mahkeme, 28 Ocak 2020 tarihinde verdiği Ali Rıza ve Diğerleri kararında yer alan ve Tahkim Kurulu’nda, TFF Yönetim Kurulu’na Tahkim Kurulu’nun oluşumu ve işleyişine ilişkin verilmiş olan geniş yetkiden kaynaklanan yapısal bozuklar bulunduğu yönündeki bulgularını tekrar vurgulamıştır. Mahkeme, Tahkim Kurulu üyelerinin, özellikle TFF Yönetim Kurulu’ndan gelebilecek dış baskılara karşı yeterli korumadan yoksun olmasını göz önünde bulundurarak Tahkim Kurulu üyelerinin bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin meşru şüpheler bulunduğuna karar vermiştir.
Benzer biçimde ve aynı sebeplerle, Mahkeme üç başvuruda da Sözleşme’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiğine hükmetmiştir.
10. madde (ifade özgürlüğü)
Mahkeme üç başvuruda da inceleme konusu müdahalenin yasal bir temeli olduğunu ve düzensizliğin ve suçun önlenmesi ile diğer kişilerin haklarının ve saygınlığının korunması yönünde meşru amaçlar taşıdığını not etmiştir.
Sedat Doğan Başvurusu
Mahkeme, ulusal makamlar tarafından başvurucuya yönelik yaptırım uygulanmasına ilişkin kararlarda yapılan gerekçelendirmelerin, ulusal makamlarca bir tarafta başvurucunun ifade özgürlüğü ve diğer tarafta ise TFF yöneticilerinin özel hayata saygı hakkı ile futbol camiasında düzen ve huzurun korunması gibi diğer söz konusu menfaatler arasında uygun bir dengelemenin yapılıp yapılmadığı hususunun Mahkeme tarafından belirlenmesine olanak vermediğini not etmiştir.
Mahkeme, bu kararların, başvurucu tarafından kendi kulübünden iki oyuncunun Nelson Mandela’yı anmaları sebebiyle PFDK’ye sevk edilmeleri üzerine katıldığı bir televizyon programında yaptığı söz konusu açıklamalar ve kendisine verilen cezalara ilişkin bir reaksiyon olarak paylaştığı tweetlerin bağlamı göz önünde tutularak müdahalenin haklı gösterilip gösterilmediği sorusuna yeterli bir yanıt içermediğini not etmiştir. Bu kararlar, açıklamalar ve tweetlerin sebep olacağı muhtemel zararların belirlenmesini de mümkün kılmamaktadır. Örneğin, bu kararlar, açıklamalar ve tweetlerin pratikte taraftarları şiddet eylemlerine teşvik ettiğini veya etmeye elverişli olduğunu ortaya koymamıştır.
Deniz Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği Başvurusu
Mahkeme, PFDK ve Tahkim Kurulu tarafından 4 ve 8 Şubat 2016 tarihlerinde verilen kararları başvurucuya karşı yürütülen disiplin yargılamaları bağlamında inceleyerek, ulusal makamların başvurucunun açıklamalarının sporda şiddeti ve düzensizliği teşvik etmeye ve taraftar eylemlerine sebep olmasının muhtemel olduğuna, futbol veya spor ile ilgisiz olduğuna (ve aslında ikincisinin imajına zarar verdiğine), spor camiasındaki huzura zarar vermesi olası bir ideolojik propaganda yapmayı hedeflediğine ve sonuç olarak sportmenliğe aykırı açıklama olduğuna ve ideolojik propaganda içerdiğine karar verdiğini not etmiştir.
Mahkeme, başvurucuların cezalandırılmasına ilişkin kararların, başvurularındaki müdahalenin haklı gösterilip gösterilmediği sorusuna yeterli bir yanıt içermediğini ifade etmiştir. Ne PFDK kararı ne de Tahkim Kurulu kararı Facebook gönderisinin hangi kısımlarının sorunlu olduğunu ortaya koymamış ve gönderi zamanındaki, başvurucunun kulübünün temsil ettiği bölgede önceki aylarda meydana gelen şiddet olaylarının ardından kulübün bir futbol müsabakasını kazanması şeklindeki durumu incelememiştir. Bu kararlar gönderinin sebep olacağı muhtemel zararların belirlenmesini mümkün kılmamaktadır. Kararlar, gönderinin pratikte taraftarları şiddet eylemlerine teşvik ettiğini veya etmeye elverişli olduğunu ortaya koymamıştır.
İbrahim Tokmak Başvurusu
Mahkeme, PFDK ve Tahkim Kurulu’nun TFF temsilcileri sıfatıyla, sahadaki tek futbol otoritesi olarak kabul gören hakemlerin, sosyal yaşamlarına ve davranışlarına, futbol dünyasındaki kırılgan huzur iklimi ve futbol otoritelerinin objektif ve tarafsız olarak imajlarını koruma ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda özel bir önem vermeleri gerektiği yönündeki değerlendirmesini not etmiştir. PFDK ve Tahkim Kurulu söz konusu Facebook gönderisinin ölünün hatırasına saygısızlık niteliğindeki ifadeler içerdiğini ve bu sebeple Merkez Hakem Kurulu Talimatı’nın 38. maddesinin a bendinde düzenlenen milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırı yazı, yorum ve paylaşımlarda bulunma şeklindeki disiplin suçunun kapsamında kaldığını değerlendirmiştir.
Mahkeme, başvuruya konu, hayatını kaybeden gazeteciye yönelik eleştirel paylaşımın uygunsuz, aşağılayıcı ve “milli, ahlaki ve sportif kültüre” aykırı olarak değerlendirilebilecek ifadeler içerdiğini kabul etmekle birlikte ne PFDK kararının ne de Tahkim Kurulu kararının uygulanan yaptırımın düzensizliğin ve suçun önlenmesine yönelik meşru amaçlarla haklı gösterilip gösterilmediği ve yaptırımın bu amaçlar ile orantılı olduğu hususlarına değinmediğini not etmiştir. Kararlar, spor ile ilgisiz olan mevzubahis paylaşımın futbol camiasındaki huzur ortamına zarar vermesinin olası olup olmadığını tespit etmemiştir. Kararlar, paylaşımın pratikte taraftarları şiddet eylemlerine teşvik ettiğini veya etmesinin olası olduğunu ortaya koymamıştır. Yetkililer, ne lisansın kendiliğinden iptaline yol açarak başvurucunun hakemlik kariyerini sona erdiren yaptırımın ağırlığını ve doğasını ne de söz konusu yaptırımın başvurucu ve diğer futbol profesyonellerinin ifade özgürlüğünü kullanması üzerindeki caydırıcı etkisini göz önünde bulundurmamıştır.
Mahkeme, üç başvuruda da ulusal makamların, Mahkeme’nin ifade özgürlüğüne ilişkin içtihadında ortaya konulan ve uygulanan kriterleri göz önünde bulundurarak uygun bir analiz gerçekleştirmediğine karar vermiştir. Mahkeme’ye göre Hükümet, yerel makamlar tarafından söz konusu yaptırımları haklı göstermek amacıyla ortaya sunulan sebeplerin ilişkili ve yeterli olduğunu ve bu yaptırımların demokratik bir toplumda gerekli olduğunu ortaya koyamamıştır. Bu sebeple üç başvuruda da Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Diğer Maddeler
Mahkeme, 6. maddenin 1. fıkrasının ve 10. maddenin ihlaline ilişkin bulgularını göz önünde bulundurarak başvurucular tarafından öne sürülen diğer şikayetlerin kabul edilebilirliğini ve esasını incelemeye gerek olmadığına karar vermiştir.
Adil Tazmin (41. madde)
Mahkeme, Türkiye’nin başvurucu Sedat Doğan’a 7.800 Euro maddi tazminat, Deniz Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği’ne ortak olarak 6.058 Euro maddi tazminat, Deniz Naki’ye 2.000 Euro ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği’ne 6.000 Euro olmak üzere manevi tazminat, İbrahim Tokmak’a ise 7.800 Euro manevi tazminat ve 2.000 Euro masraf ve gider ödemesi yapmasına karar vermiştir.
Bu karar, yalnızca Fransızca dilinde yazılmıştır.
Trackbacks & Pingbacks