İçeriğe geç

İHAM’ın Gruba ve diğerleri v. Rusya kararının özet çevirisi: “Kadın polis memurları ile erkek polis memurlarının doğum iznine hak kazanması sırasındaki farklı muamele, cinsiyet ayrımcılığıdır.”

by 28/08/2021

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM/Mahkeme) 6 Temmuz 2021 tarihli Gruba ve diğerleri v. Rusya kararında, dört başvurunun tamamı için İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 8. maddesi (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ile bağlantılı olarak 14. maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlal edildiğine ve 22165/12 numaralı başvuru (Bay Morozov) için ise ek olarak Sözleşme’nin 6.maddesinin 1.fıkrasının  (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Dava, kadın polis memurları ile erkek polis memurları arasında doğum iznine ilişkin haklar arasındaki farkla ilgilidir. Mahkeme, doğum iznine ilişkin olarak kadın polis memurları ve erkek polis memurları arasındaki muamele farklılığının gerekçelendirilmediğine karar vermiştir. Yerel makamlar, polisin fiili verimliliğine ilişkin meşru amaç ile başvurucuların cinsiyet temelinde ayrımcılığa uğramama haklarını dengelemede başarısız olmuşlardır. Mahkeme, muameledeki bu farklılığın cinsiyet ayrımcılığı teşkil ettiği sonucuna varmıştır.

İngilizce yazılan karara buradan ulaşabilirsiniz. Kararın basın özetinin çevirisi av. Rumeysa Budak tarafından yapılmıştır.

Gruba ve diğerleri v. Rusya, Başvuru no.66180/09, 30771/11, 50089/11 ve 22165/12, Karar Tarihi: 06.07.2021

Temel Olgular

Başvurucular, 1967 ve 1979 yılları arasında doğan ve Rusya’da yaşayan dört Rus vatandaşıdır. Aleksandr Valeryevich Gruba (başvuru no. 66180/09) Syktyvkar’da trafik polisi olarak, Aleksandr Mikhaylov (başvuru no. 50089/11) St.Petersburg İçişleri Departmanında denetçi olarak ve Oleg Marintsev (no. 30771/11) ile Aleksey Morozov (no. 22165/12) ise  polis vergi müfettişleri olarak çalışmaktadırlar.

2009 ve 2012 yılları arasında, dört başvurucunun da doğum izni talepleri, esasen böyle bir iznin ancak bir erkek polis memurunun çocuğu bir annenin bakımı olmadan bırakılmışsa bu polis memuruna verilebileceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucular yerel mahkemelerde red kararlarına itiraz etmişler, ancak sonuç alamamışlardır. Yerel makamlar ayrıca, sağlık sorunları teşhisi konan ve 5 kg’dan ağır bir şey taşımamaları tavsiye edilen Bay Mikhaylov’un ve Bay Morozov’un eşlerinin çocuklarına bakamayacaklarına dair hiçbir kanıt bulunmadığını da tespit etmiştir.

Bay Gruba, Bay Mikhaylov ve Bay Morozov, doğum iznine hakları olduğunu düşündükleri için çalışmayı bırakmışlar ve akabinde işlerini kaybetmişlerdir, Bay Marintsev ise sağlık nedenleriyle işten çıkarılmıştır. Bu kararlara yapılan itirazlar ise yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir.

Bay Morozov’un davasında, Cumhuriyet savcısı duruşmaya katılarak, başvurucunun – doğum izninin reddedilmesi ve görevden alınmasına ilişkin – iddialarının reddedilmesi gerektiği yönündeki tutumunu beyan etmiştir.

Şikayetler

Başvurucular, 8. maddeyle (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) bağlantılı olarak 14. maddeye (ayrımcılık yasağı) dayanarak, kendilerine doğum izni verilmemesinin cinsiyet ayrımcılığı oluşturduğundan şikayet etmişlerdir.

Ayrıca, Bay Morozov (başvuru no. 22165/12) 6. maddenin 1. fıkrasına (adil yargılanma hakkı) dayanarak savcının duruşmaya katılmasından şikayetçi olmuştur.

Başvurular 24.11.2009 (66180/09), 21.04.2011 (30771/11), 03.08.2011 (50089/11) ve 14.03.2012 (22165/12) tarihlerinde İHAM’a sunulmuştur.

Mahkeme’nin Kararı

8. maddeyle bağlantılı olarak 14. madde

Mahkeme, kadınların birinci derece çocukların bakımını üstlenen kişi ve erkeklerin birinci derece evi geçindiren kişi olarak algılanması gibi toplumsal cinsiyet klişelerinin, doğum iznine ilişkin haklar konusunda erkekler ve kadınlar arasındaki muamele farkını yeterince haklı çıkaramayacağını yinelemiştir. Başvurucuların polis olurken haklarının sınırlandırılmasını kabul ettikleri iddiasıyla ilgili olarak Mahkeme, iş sözleşmelerine imza atmalarının cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmama hakkından feragat edilmesiyle eşitlenemeyeceğine karar vermiştir.

Mahkeme, polisin fiili verimliliğini korumanın, polis memurlarının haklarına yönelik belirli kısıtlamaları haklı çıkarabilecek meşru bir amaç olduğunu kabul etmiştir. Ancak, doğum izninden mahrum bırakılmasının polis hizmetinin doğal bir gerekliliği olarak görülebileceğine ikna olmamıştır. Doğum izni hakkının, polis teşkilatındaki konumlarından, yerine geçecek birinin bulunup bulunmadığından veya polisin fiili verimliliğine ilişkin diğer herhangi bir durumdan ziyade, polis memurunun cinsiyetine bağlı olması önem arz etmiştir. Gerçekten de, kadın polis memurları koşulsuz olarak doğum izni hakkına sahip olmuştur ve kısıtlama sadece erkek polis memurları için söz konusu olmuştur.

Dört başvurucunun her birine doğum izni vermeyi reddeden yerel makamlar, bir yandan polisin fiili verimliliğini sağlamaya yönelik meşru menfaatler ile diğer yandan başvurucuların cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğramama hakları arasında denge kuramamıştır. Ayrıca, Bay Mikhaylov ve Bay Morozov, eşlerinin çocuklarına yeterince iyi bakamayacak olmasına rağmen doğum iznine hak kazanamamışlardır.

Mahkeme, doğum iznine ilişkin olarak erkek polis memurları ve kadın polis memurları arasındaki farklı muamelenin haklı olmadığını değerlendirmiş ve bunun cinsiyet ayrımcılığı oluşturduğu sonucuna varmıştır. Bu nedenle, her bir başvuran açısından Sözleşme’nin 8. maddesiyle bağlantılı olarak 14. maddesi ihlal edilmiştir.

6. maddenin 1. fıkrası

Mahkeme, savcının duruşmaya katılmak için ulusal mevzuat uyarınca yasal gerekçeleri olmasına rağmen, bu özel davanın, savunmasız kişilerin korunmasına veya böyle bir müdahaleyi haklı kılan Devlet çıkarlarına ilişkin herhangi bir özel durum içermediğini kaydetmiştir. Mahkeme, savcının müdahalesinin yargılamanın seyri üzerinde ne gibi bir etkisi olabileceği konusunda yorum yapmak için hiçbir neden görmemiştir; ancak, İçişleri Bakanlığı’nın argümanlarının savcı tarafından tekrar edilmesinin, İçişleri Bakanlığı’nın konumunu güçlendirmeyi ve böylece yerel mahkemeyi kendi lehine etkilemeyi amaçlamadığı sürece abes olduğuna karar vermiştir.

Bu nedenle Mahkeme, Rus hukuku bağlamında, taraflar arasında adil bir denge gerektiren silahların eşitliği ilkesine uyulmadığı sonucuna varmıştır. Dolayısıyla Bay Morozov (başvuru no. 22165/12) ile ilgili olarak Sözleşme’nin 6.maddesinin 1.fıkrası ihlal edilmiştir.

Adil Tazmin (41.Madde)

Mahkeme, Rusya’nın,

i) Maddi tazminat olarak Bay Mikhaylov’a 1.196 Euro;

ii) Manevi tazminat olarak Bay Gruba’ya 7.500 Euro, Bay Mikhaylov’a 7.500 Euro, Bay Marintsev’e 1.000 Euro ve Bay Morozov’a 5.500 Euro;

iii) Masraf ve giderler için Bay Gruba’ya 1.200 Euro, Bay Marintsev’e 145 Euro, Bay Mikhaylov’a 4.150 Euro ve Bay Morozov’a 406 Euro ödemesine karar vermiştir.

Karar, yalnızca İngilizce dilinde yazılmıştır.

From → Haberler

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: