İçeriğe geç

İHAM’ın Zambrano v. Fransa kararının özet çevirisi: “Covid-19 tedbirleri kapsamında Fransa’da uygulamaya konulan sağlık kartı kullanımına ilişkin yapılan başvuru, iç hukuk yollarının tüketilmemesi ve başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle kabul edilemez bulunmuştur.”  

by 24/11/2021

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM/Mahkeme), Zambrano v. Fransa kararında oybirliğiyle başvuruyu kabul edilemez bulmuştur. Karar kesindir.

Dava, 2021’de Fransa’da uygulamaya konulan “sağlık kartı”ndan şikâyet eden ve buna karşı bir protesto hareketi gerçekleştiren üniversite öğretim görevlisi Guillaume Zambrano ile ilgilidir. İnternet sitesinde, ziyaretçilerin İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne başvuru sayısını artırmak ve böylece bir tür toplu başvuruda bulunmak için önceden doldurulmuş bir formu tamamlamalarını önerirken, amacının Mahkeme’de “tıkanıklık, aşırı iş yükü ve birikmiş iş”e zemin hazırlamak, operasyonlarını felç etmek” hatta “sistemi raydan çıkarmak için “mahkemenin giriş kapısını zorlamak” olduğunu oldukça açık bir ifadeyle vurgulamaktadır.

Mahkeme, Bay Zambrano’nun başvurusunun, özellikle iç hukuk yollarının tüketilmemesi ve Sözleşme’nin 35 §§ 1 ve 3 (kabul edilebilirlik kriterleri) maddesi anlamında başvuru hakkının kötüye kullanılması gibi çeşitli nedenlerle kabul edilemez olduğunu kaydetmiştir. Bu karar kesindir. Mahkeme bilhassa, Bay Zambrano’nun 5 Ağustos 2021 tarihli Kanun’un, Mahkeme önünde dayandığı Sözleşme hükümlerine uyup uymadığı konusunu idare mahkemelerinde gündeme getirmediğini kaydetmiştir. Mahkeme, bir kanunun uygulanmasına ilişkin bir kararnamenin veya bu tür bir kararnamenin yürürlükten kaldırılmasını reddeden bir kararın yargı denetimine tabi tutulması için Danıştay’a talepte bulunan başvurucunun, istisnai olarak, kanunun bir kenara bırakılması yönündeki argümanlarını desteklemek için kanunun Sözleşme ile uyumsuz olduğunu iddia edebileceğini ifade etmiştir. Mahkeme ayrıca Bay Zambrano’nun yaklaşımının bireysel başvuru hakkının amacına açıkça aykırı olduğu belirtmiştir. Mahkeme, başvurucunun bu yaklaşımının “yasal strateji” olarak tanımladığı şeyin bir parçası olarak kasıtlı şekilde Sözleşme sistemini ve Mahkeme’nin işleyişini baltalamayı amaçladığını ve gerçekte Sözleşme’nin ruhuna ve onun izlediği hedeflere aykırı olduğunu tespit etmiştir.

Ayrıca Mahkeme, Bay Zambrano’nun yaklaşımının bir sonucu olarak yapılan yaklaşık 18.000 tek tip başvurunun, Mahkeme İçtüzüğü’nün bireysel başvurunun içeriği ile ilgili 47.maddesinin 1.fıkrasında (başvuruların içeriği) belirtilen temsilcilerine ilgili gerekliliklere uymaları için verilen süre sınırı gibi koşulları yerine getirmediğini kaydetmiştir. Başvurular, bu nedenle Mahkeme tarafından incelenmemiştir.

Mahkeme ayrıca Thevenon v. Fransa (no. 46061/21) davasındaki kararı 7.10.2021 tarihinde tebliğ ettiğini de belirtmiştir. Bunun, 5 Ağustos 2021 tarihli sağlık krizinin yönetimine ilişkin yayınlanan Kanun kapsamında belirli mesleklere (bu davada, itfaiye teşkilatına) uygulanan zorunlu Covid aşısı ile ilgili ayrı bir dava olduğunu belirtmiştir.

Fransızca yazılan kararın tamamını buradan okuyabilirsiniz. Mahkeme tarafından yayımlanan basın özeti, Necdet Üstündağ ve Rumeysa Budak tarafından çevrilmiştir.

Zambrano v. Fransa Davası, Başvuru No. 41994/21, Karar Tarihi: 07.10.2021

Temel Olaylar

Fransa’da Sağlık Kartı Uygulaması

11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü, dünyanın, Covid-19 olarak bilinen, esasen solunum yolu ile bulaşan bir hastalık olan SARS-CoV-2 adlandırılan yeni bir koronavirüs türünün neden olduğu bir pandemi ile karşı karşıya olduğunu ilan etmiştir. Bu yeni koronavirüsün Fransa’da ve başka yerlerde yayılması, Fransız makamlarını Mart 2020’den itibaren halk sağlığı tehditlerinin nüfusa yönelik sonuçlarını önlemek ve sınırlamak için önlemler almaya yöneltmiştir.

31 Mayıs 2021 tarihli 2021-689 sayılı Kanun, halk sağlığını etkileyen bu olağanüstü hâl durumundan çıkmak için bir geçiş rejimi getirmiştir; bu rejim 30 Eylül 2021 tarihine kadar yürürlükte kalmış ve Başbakan’a diğer önlemlerin yanı sıra seyahati ve toplu taşıma kullanımını sınırlama (örneğin yüz maskelerinin takılmasını zorunlu kılarak) veya mağazalarda koruyucu önlemler alma yetkisi vermiştir. Ayrıca Fransa’ya gidip gelen uluslararası seyahat eden kişiler ve çok sayıda insanı ağırlayan mekanlar (sinema, tiyatro, müze vb.) veya ticaret fuarları ve benzeri etkinlikler için de 30 Eylül 2021 tarihine kadar geçerli olan bir “sağlık kartı” tanıtmıştır.

5 Ağustos 2021 tarihli ve 2021-1040 sayılı Kanun ise olağanüstü halden çıkma rejimini 15 Kasım 2021 tarihine kadar uzatmış ve sağlık kartlarının günlük yaşamın diğer alanlarında kullanımını da en az 15 Kasım 2021 tarihine kadar uzatmıştır. (Artık: işyeri kantinleri hariç, teras alanları da dahil olmak üzere bar ve restoranlarda, büyük mağazalar ve alışveriş merkezlerinde, bulaşma riski olduğunu düşünüyorsa, ilgili departman valisinin kararıyla zorunludur; seminerler, tren, otobüs ve uçakla uzun mesafeli yolculuklar; hastaneler, bakıma muhtaç yaşlılara hizmet veren kurumlar ve huzurevleri, refakatçi personel, ziyaretçiler ve planlı randevusu olan hastalar tarafından gösterilmesi zorunlu hale gelmiştir (acil tıbbi durumlar bundan muaftır)).

Sağlık kartı, 30 Ağustos 2021’den bu yana ilgili tesislerdeki faaliyetlere katılmak isteyen yetişkinler ve buralarda çalışan personel için zorunlu hale gelmiştir. Sağlık kartının ibraz edilmemesi veya kartın hileli kullanılması nedeniyle halka ve bu kurala uymamaları halinde geçiş kontrolünden sorumlu esnaf kişi ve personele yaptırım uygulanabilir.

Davanın Olguları

Başvuru sahibi Guillaume Zambrano, Montpellier’de (Fransa) yaşayan bir Fransız vatandaşıdır. Montpellier Üniversitesi’nde özel hukuk alanında öğretim görevlisidir. Fransız sağlık kartı uygulamasına karşı “NO PASS!!!” hareketini başlatmıştır. İnternet sitesinde, siteye ziyaret edenlerden İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne bir tür toplu başvuru yapmak amacıyla önceden doldurulmuş bir formu tamamlamalarını önermiştir.

Kendi adına bireysel başvuruda bulunan Bay Zambrano da başvuru formunda şu açıklamayı yapmıştır: “7.934 başvurucu adına bireysel başvuru. Liste eklenmiş. Bireysel başvurularla birlikte yetki formları ibraz edilmiştir.” Mahkeme bu davada kararını verdiği tarihe kadar, Bay Zambrano tarafından uygulamaya konulan prosedür sonucunda yaklaşık 18.000 başvuru almıştır. Ayrıca, o tarihten bu yana 3.000’den fazla aynı başvuru alınmıştır.

Şikayetler

Bay Zambrano’nun başvurusu 17 Ağustos 2021’de İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne sunulmuştur.

Bay Zambrano, Sözleşme’nin 3. maddesine dayanarak (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı), 2021-689 ve 2021-1040 sayılı Kanunlar’ın esas olarak bireyleri aşılamaya rıza göstermeye zorlamayı amaçladığını belirtmiştir. Hususi olarak, öngörülen misilleme önlemleri olarak tanımladığı şeylerden şikâyet etmiş ve tıbbi gerekçe olmaksızın ve mevcut aşıların klinik denemeler aşamasında olmasına rağmen yapıldığı, yoğun fiziksel acı ve ciddi bir fiziksel yaralanma riski barındırdığını iddia etmiştir.

Ayrıca, Sözleşme’nin 8.maddesi (özel hayata saygı hakkı), 14.maddesi (ayrımcılık yasağı) ve 12 Numaralı Protokol’ün 1.maddesi (genel ayrımcılık yasağı) kapsamında, bir sağlık kartı sistemi oluşturmanın ve bunu uygulamanın, özel hayata saygı hakkına ayrımcı bir müdahale teşkil etmekte olduğunu, bu müdahalenin öngörülemez olduğunu ve “kanuna uygun” olmadığını, meşru bir kamu menfaati amacı gütmediğini ve son olarak, Devletlerin takdir marjının kesin olmasına rağmen bunun demokratik bir toplumda bir uygulama gerekli olmadığını iddia etmiştir.

Mahkeme’nin Kararı

Ön incelemeler

Mahkeme, ilk olarak, yukarıda bahsi geçen tedbirlere muhalefetin Fransa’da halk gösterilerine yol açtığını kaydetmiştir. Ancak, mevcut başvuru, ne Sözleşme’nin 10. maddesinde atıfta bulunulan ifade özgürlüğü hakkını ne de 11. madde anlamında örgütlenme özgürlüğü hakkını ilgilendirmektedir.

Diğer 18.000 başvuru

Mahkeme, Bay Zambrano tarafından başlatılan yaklaşımın bir parçası olarak Mahkeme’ye sunulan binlerce tek tip başvuruyla ilgili olarak, Mahkeme, bunların İçtüzük’ün 47.maddesinin 1.fıkrasında (bireysel başvurunun içeriği) belirtilen tüm koşulları yerine getirmediğini kaydetmiştir.

17 Ağustos 2021 tarihli bir mektup ve e-posta ile, tüm bu aynı başvurulara otomatik temsilci olarak atanan Bay Zambrano, Mahkeme İç Tüzüğü’nün 47/5.2 maddesi uyarınca dosyadaki eksikleri tamamlamaya davet edilmiş ve Mahkeme eğer bu eksiklikler giderilmezse, başvurular incelenmeyebileceği uyarısında bulunmuştur. Mahekem Yazı İşleri Müdürlüğü’nün yazışmaları cevapsız kalmıştır. Ardından, Bay Zambrano’nun başvurusunun, iddia ettiği gibi, diğer başvurucular adına usulüne uygun olarak yapılmış olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır, Mahkeme’nin başvurusunun kabul edilebilirliğine ilişkin vardığı sonuçların, muhtemelen bundan kaynaklanan binlerce standart başvuru için geçerli olması muhtemel olmuştur.

Bay Zambrano’nun bireysel başvurusu

İç hukuk yollarının tüketilmesi

Bay Zambrano, itiraz edilen Kanunlara ilişkin uygulama kararnameleri olan düzenleyici tasarruflara karşı idare mahkemelerine esasa ilişkin bir temyiz başvurusunda bulunmamıştır. Başvurusunda, 2021-689 ve 2021-1040 sayılı Kanunların Sözleşme’ye uygunluğuna kendi içlerinde itiraz ettiği ve bu metinlerin Anayasa Konseyi tarafından Anayasa’ya uygun olduğunun tespit edildiğini (5 Ağustos 2021 tarih ve 2021-824 sayılı karar),Mahkeme’ye başvurmadan önce tüketmesi gereken etkili ve uygun bir hukuk yolu mevcut olmadığını beyan etmiştir.

Mahkeme, “olağan mahkemeler” tarafından Sözleşmeye uygunluğun denetiminin, Anayasa Konseyi tarafından yürütülen belirli bir yasanın Anayasaya uygunluğunun incelenmesinden ayrı olduğuna dikkat çekmiştir: Anayasa Konseyi tarafından temel hakların korunmasına ilişkin anayasal hükümlerle uyumlu olduğuna karar verilen bir kanunun (düzenleyici bir kanun veya bireysel bir kararın) uygulanması sırasında alınan bir tedbirin, Sözleşme tarafından güvence altına alınan aynı haklarla bağdaşmadığı çünkü örneğin, davanın koşullarında orantısız olduğu için tespit edilebilir. Ayrıca Danıştay’dan, bir kanunu uygulayan bir kararnamenin veya böyle bir kararnamenin yürürlükten kaldırılmasını reddeden bir kararın yargısal denetimi için talepte bulunan bir başvurucu, söz konusu yasanın Sözleşme’ye uygun olmadığı bir kenara bırakılacak olursa, istisnai olarak ve bu karara ilişkin argümanları desteklemek üzere, itiraz etme hakkına sahiptir.  Bu nedenle Bay Zambrano için etkili bir iç hukuk yolu mevcuttur. Buna ek olarak, bir çözümün etkinliğine ilişkin bir şüphenin olduğu durumlarda, konunun iç mahkemeler nezdinde çözümlenmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, Bay Zambrano’nun mağdur statüsüne (bakınız aşağıda) sahip olduğunu iddia edebileceğini varsayılsa bile, başvuru, Sözleşme’nin 35/1. ve 4. maddesi uyarınca, iç hukuk yollarının tüketilmemesi sebebiyle her halükârda kabul edilemezdir.

Bu sonuç, başlı başına bir başvuruyu kabul edilemez bulmak için yeterli olsa da Mahkeme yine de mevcut başvurunun diğer kabul edilebilirlik kriterleriyle uyumsuz olup olmadığını incelemenin bu davanın özel koşullarında gerekli olmakla bile yararlı olduğunu değerlendirmiştir.

Bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması

Bay Zambrano, internet sitesine gelen ziyaretçileri Mahkeme’ye toplu bir başvuruda bulunmak için kendisine katılmaya davet ederek Fransa’daki sağlık kartı uygulamasına karşı çıkmayı tercih etmiştir.

Mahkeme, bu başvurunun ne Sözleşme’nin 10. maddesine atıfta bulunulan ifade özgürlüğü hakkını ne de 11. madde anlamında örgütlenme özgürlüğü hakkını ilgilendirdiğine işaret etmiştir. Ancak, internet sitesinde ve YouTube’da yayınlanan videolarda, başvurucunun otomatik olarak oluşturulmuş ve standartlaştırılmış bir başvuru formu kullanarak birden fazla başvuru için defalarca çağrıda bulunduğunu; on binlerce başvuruya ulaşmak için ziyaretçilerini bu tekniği kullanmaya teşvik etmiş ve izlenen amacın Sözleşme’de öngörülen bireysel başvuru hakkının normal kullanımında başarılı olmak olmadığını ancak tam tersine, Mahkeme’de “tıkanıklık, aşırı iş yükü ve birikmiş iş” meydana getirmek, faaliyetlerini tehdit ederek onunla “müzakere etmek” için “faaliyetlerini felç etmek”, “bir yetki ilişkisi kurmak”, “Mahkeme’nin giriş kapısını zorlamak” ve Mahkeme’nin “bir zincir halkası” olduğu “sistemi raydan çıkarmak” olduğunu açık bir şekilde tekrarladığını kaydetmiştir.

Mahkeme, yaklaşık yirmi yıldır Sözleşmeci Devletlerde farklı yapısal veya sistemsel sorunlardan kaynaklanan toplu davalarla uğraştığını ve Sözleşmeci Devletlerdeki söz konusu insan hakları eksikliklerinin Mahkeme’ye sürekli artan sayıda başvuruya yol açtığını yinelemiştir. Bununla birlikte, Mahkeme, bu sistemin temel taşı olan bireysel başvuru hakkını ve adalete erişim hakkını korurken, Sözleşme tarafından kurulan insan hakları koruma sisteminin uzun vadeli etkinliğini sağlamaya çalışmıştır. Başvurucunun  amacını desteklemek için yapılan başvurular gibi yargısal oluşumlara tahsis koşullarını ve ilk bakışta, yukarıda atıfta bulunulanlar da dahil olmak üzere, Sözleşme’de öngörülen kabul edilebilirlik koşullarını yerine getiren başvurulardaki büyük bir artışın, Mahkeme’nin diğer başvurucular tarafından yapılan başvurularla ilgili olarak misyonunu yerine getirme kabiliyetini etkileyebileceği açıktır.

Bu bulgular ve özellikle Bay Zambrano tarafından açıkça izlenen hedefler ışığında, başvurucunun benimsediği yaklaşım, bireysel başvuru hakkının amacına açıkça aykırıdır. Başvurucu, “yasal strateji” olarak tanımladığı ve gerçekte Sözleşme’nin ruhuna ve onun takip ettiği hedeflere aykırı olan, Sözleşme sistemini ve Mahkeme’nin işleyişini kasten baltalamaya çalışmıştır.

Mağdur statüsü

Mahkeme, Bay Zambrano’nun kendi durumu hakkında ayrıntılı bilgi vermediğini ve ulusal makamların iddia ettiği ihlallerin kendisini uygulamada doğrudan nasıl etkilediğini veya herhangi bir kişisel özellik nedeniyle onu nasıl hedef alacağını açıklamadığını belirtmiştir.

Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamındaki şikâyete daha spesifik olarak bakıldığında, Mahkeme, Bay Zambrano’nun iddialarının aksine, itiraz edilen yasaların aşı olmak için herhangi bir genel zorunluluk getirmediğini kaydetmiştir. Bu bağlamda, başvurucunun 5 Ağustos 2021 tarihli ve 2021-1040 sayılı Kanun kapsamında bu davanın kapsamına girmeyen ve bu nedenle Mahkeme’nin mevcut davada karar vermeyi gereksiz gördüğü bir mesele (bakınız, diğer yandan, yukarıda anılan, bugün tebliğ edilen Thevenon davası) olan zorunlu aşılamaya tabi belirli mesleklerden birinde çalıştığına dair kanıt sunmadığına işaret etmiştir. Sonuç olarak Bay Zambrano aşı olmak istemeyen bir birey olarak baskıya maruz kaldığını göstermemiştir.

Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamındaki mağdur statüsüne ilişkin olarak, Bay Zambrano, kişisel durumu hakkında bilgi vermemiş veya itiraz edilen yasaların, özel hayatına saygı gösterilmesi hakkını doğrudan nasıl etkileyebileceğini açıklayan ayrıntıları vermemiştir. Ayrıca, aşılanmamış bireylere nasıl başvuracaklarını anlatırken, aşılanan kişilerin de endişelendiğini vurgulamıştır. Mahkeme’nin görüşüne göre, başvurudaki bu ayrıntı eksikliği kısmen, özellikle yasa gibi genel bir önlemle ilgili olarak mağdur statüsü sorunuyla yakından bağlantılı bir kabul edilebilirlik kriteri olan iç hukuk yollarını tüketme yükümlülüğüne uyulmaması ile açıklanabilmektedir. Bununla birlikte, başvuru her halükârda yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı kabul edilemez bulunmuştur ve bu durumda Mahkeme, Bay Zambrano’nun mağdur statüsüne sahip olduğunu iddia edip edemeyeceğini kesin olarak belirlemenin gereksiz olduğunu değerlendirmiştir.

Sonuç olarak, Bay Zambrano tarafından yapılan başvurunun, özellikle iç hukuk yollarının tüketilmemesi ve Sözleşme’nin kabul edilebilirlik kriterlerini düzenleyen 35.maddesinin 1. ve 3. Fıkrası kapsamında bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması gibi çeşitli nedenlerle kabul edilemez olduğu sonucuna varılmıştır.

Karar yalnızca Fransızca dilinde yazılmıştır.

From → Haberler

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: