İçeriğe geç

Macaristan’da muhalefetin ortak adayı Orbán’ı yenmesi halinde yeni anayasa sözü verdi

by 30/11/2021

Muhalefet lideri Péter Márki-Zay, önümüzdeki Nisan seçimlerini kazanması halinde hukukun üstünlüğünü yeniden tesis edeceğini söyledi.

Macaristan’ın otokratik hükümdarı Viktor Orbán’ı devirmeyi uman muhalefet lideri, gelecek Nisan seçimlerini kazanırsa yeni bir anayasa hazırlama ve “hukukun üstünlüğünü geri getirme” sözü verdi.

Altı muhalefet partisinin sürpriz başbakan adayı olan ve küçük bir kasaba belediye başkanı olan Péter Márki-Zay, üst düzey AB yetkilileri ve politikacılarla bir araya geldiği Brüksel ziyareti sırasında, önceliklerinin mesajını verdi: demokrasi ve Avrupa entegrasyonu.

Márki-Zay gazetecilere verdiği demeçte, “Macaristan’da demokrasi yok, basın özgürlüğü yok, hukukun üstünlüğü yok, her şeye sıfırdan başlamalıyız” dedi. Márki-Zay, muhalefet ittifakının zafer kazanması halinde referanduma sunulacak yeni bir anayasanın hazırlanmakta olduğunu söyledi.

“Bu bir rejim değişikliği, biz rejim değişikliğinden bahsediyoruz, hükümet değişikliğinden değil” dedi.

Yedi çocuklu, düzenli şekilde kiliseye giden Katolik bir baba olan Márki-Zay, Orbán’ın “homofobik” LGBT karşıtı yasasını kaldırmaya ve eşcinsel evliliği yasalaştırmaya da söz verdi. Boşanmaya karşı olduğunu söylemekle birlikte, boşanma ve kürtaja izin veren Macar yasalarını değiştirmeme sözü verdi.

Orbán’ın Fidesz partisinin eski bir destekçisi olan Márki-Zay, sevgi ve barış üzerine inşa edilmiş bir Macaristan istediğini söyleyerek kendini, Orbán’ın azınlıklara karşı yürüttüğü kampanyaları ve hayırsever finansör George Soros’a karşı eleştirilerinin tam zıddı bir noktaya yerleştirdi.

“Savaştığımız şey, Orbán tarafından inşa edilen tek partili bir devlet; farklı azınlıklara karşı nefret kampanyaları: LGBT topluluğu, Roman topluluğu, ama aynı zamanda Yahudiler ve diğer farklı azınlıklar ve belirli kişiler” dedi ve Soros’u da ekledi.

Orbán, 2010’da iktidara geldiğinden beri, Macaristan Aayasası’nı yeniden yazmasına, mahkemeleri ve kamu kurumlarını Fidesz partisinin yandaşlarıyla doldurmasına ve bağımsız medyayı sıkıştırmasına izin veren üç seçim kazandı. Yaklaşık on yıllık iktidardan sonra, 2019’da Macaristan, ABD’li izleme grubu Freedom House tarafından “kısmen özgür” olarak derecelendirilen ilk Avrupa Birliği üyesi devlet oldu.

Yakın tarihli bir anket, Márki-Zay’in Orbán’ın dört puan önünde olduğunu ve ciddi bir seçim mücadelesi yaşanacağını gösteriyor.

Márki-Zay, 2018’de belediye başkanı seçildiği güneydoğu Macaristan kasabası Hódmezővásárhely’de yolsuzlukla mücadele kampanyasında, görevdeki Fidesz’i yenerek kazandığı zaferi ulusal ölçekte tekrarlamayı umuyor.

Rüşvetle mücadelesini belirtmek için mavi kurdele takan Marki-Zay, başarısını, Orban karşıtı seçmenlerin sandığa gitmesini sağlamaya ve kararsızları onu seçmeye ikna etmeye borçlu. Bağımsız bir siyasetçi olan Márki-Zay geçen ay, en soldan eski en sağa altı partinin kurduğu ittifakın başbakan adayı olarak belirlenmişti.

Márki-Zay, altı partinin Macaristan’ın karşı karşıya olduğu sorunların “%80’inden fazlası, muhtemelen %90’ından fazlası” üzerinde anlaştığını söyledi. Tarafların vergilendirme konusunda anlaşmazlıkları olsa da dört temel ilke üzerinde anlaştıklarını söyledi: Demokrasi, hukukun üstünlüğü, piyasa ekonomisi ve Avrupa entegrasyonu.

Márki-Zay, bir zamanlar aşırı sağcı olan Jobbik’in bu gündemi desteklediğini ifade etti. “Jobbik çok değişti… Derilerinin rengine, cinsel yönelimlerine dayalı azınlıklara yönelik ırkçılık ve hoşgörüsüzlük kabul edilemez. Farklı ten rengine, farklı geçmişe sahip insanlara karşı sevgi, hoşgörü ve kabule dayalı bir Macaristan inşa ediyoruz.”

Orbán’ın arkadaşlarının ve ailesinin açıklanamayan servetiyle ilgili soruşturmaların bir yere varmaması nedeniyle Márki-Zay’ın önceliklerinden biri yolsuzluklara göz açtırmamak. Marki-Zay kazanırsa, tüm yolsuzlukların soruşturulacağını ve yanlış yapanların yargılanacağına söz verdi. Guardian’a, iktidar partisiyle bağlantılı yolsuzlukların yargılanacağını ve “muhalefetin de yargılanacağını” söyledi. Ardından ekledi, ”Tüm yolsuzluk davalarının kovuşturulacağından ve kovuşturulması gerektiğinden emin olacağız.”

Eğer Marki-Zay Başbakan olursa, Macaristan’ın AB’nin yeni savcılık kurumunun üyesi olmasını sağlayacak. Orbán (bir avuç diğer AB lideriyle birlikte) bunu yapmaktan kaçınmıştı.

Muhalefetin küçük bir farkla kazanması, Marki-Zay’in önceliği olan ve üçte iki çoğunluk gerektiren Macaristan Anayasası’nı değiştirmek konusunda soru işaretleri yaratabilir.

Marki-Zay, Orban’ın yaptığı anayasa değişikliklerinin geçerli olmadığını ve muhalefetin üçte iki çoğunluk kuralıyla bağlı olmadığını belirtti. Fidesz’in son on yılda yaptığı, kendilerini değiştirilemez kılan ve Orban’ı mağlup edilemez yapan her şeyin geçersiz olduğunu belirten Marki Zay, bunun %51 veya %67 gibi oranlarla bir alakası olmadığını ve bu değişikliklerin anayasal nitelik taşımadığını belirterek, yeni bir anayasa yapmak durumunda olduklarını ve bu anayasayı bir referandumla onaylayacaklarını söyledi.

Avrupa Birliği’nin sorunlarının “daha çok Avrupa” anlayışı ile çözülebileceği açıklamasının ardından, Marki-Zay’in zaferi muhakkak Brüksel’de resmi olmayan bir memnuniyetle karşılanacaktır.

Brüksel ve diğer Avrupa Birliği başkentlerine karşı olan bu sıcak yaklaşım, beraberinde Rusya ve Çin’e karşı daha soğuk bir yaklaşımı da getirecek. “Bu güçlere ve devletlere saygı duyuyoruz, ancak Macaristan bu devletlerle eşit şartlarda anlaşmalar yapamıyor” şeklinde açıklamalarda bulunan Marki-Zay, Çin destekli Belgrad- Budapeşte demiryolunun yapılması için Pekin’den alınan kredilerin faizlerinin piyasa oranlarının üstünde olduğunu ve bunun Macar vergi mükelleflerinin yararına olmadığını belirtti.

Marki- Zay, Orban’ın Rusya Uluslararası Yatırım Bankası’nın (RUYB) Budapeşte’yi merkez olarak kullanmasına verdiği izni eleştirerek, bu kararın Moskova’dan gelecek herhangi bir tehdide karşı koyma kararlığını körelteceğini belirtti. “Orban Avrupa için bir güvenlik tehdidi” diyen Marki-Zay, bu görüşüne dayanak olarak RUYB’nin Macaristan’a gelişini ve Macar yetkililerin bağımsız gazetecilere ve siyasi eleştirmenlere karşı Pegasus casus yazılımını kullanmasını gösterdi.

Buna rağmen her şey değişmeyecek. Düzensiz göçe karşı korunan sert duruş kapsamında Orban’ın politikaları devam ettirilecek. Marki Zay, muhalefet partilerinin Orban’ın sınır boyunca yaptırdığı çitin kalması konusunda anlaştıklarını belirterek, “göçle ilgili diğer birçok konuda haklı olmamasına rağmen, Orban’ın Avrupa sınırlarını korumak konusunda haklı olduğunu düşünüyorum. Sınırda bulunan çiti yasadışı göçü kontrol etmek konusunda meşru bir çözüm olarak görüyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Kaynak: Guardian

Bu haber, BAU Hukuk Fakültesi LAW 2018 Current Constitutional Developments dersi kapsamında Büşra Takmaklı, Ayten Şimşek ve Berker Çelik tarafından çevrilmiştir.

From → Haberler

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: