İHAM’in Negovanović ve diğerleri v. Sırbistan kararının özet çevirisi: “Kör satranç oyuncularına ulusal hukuk tarafından öngörülen belirli ödemelerin yapılmaması ve ödüllerin verilmemesi genel ayrımcılık yasağının ihlalidir.”
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM/Mahkeme), 25 Ocak 2022 tarihli Negovanović ve diğerleri v. Sırbistan kararında ikiye karşı beş oyla İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne (İHAS/Sözleşme) ek 12 Numaralı Protokol’ün 1. maddesinin (genel ayrımcılık yasağı) ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Dava, Sırp makamlarının, başta Körler Arası Satranç Olimpiyatı olmak üzere önemli uluslararası etkinliklerde madalya kazanan kendi vatandaşları kör satranç oyuncularına yönelik ayrımcılık iddiasıyla ilgilidir. Aynı veya benzer spor sonuçlarını elde etmiş diğer engelli ve görebilen Sırp sporcuların aksine, başvuruculara, başarılarından dolayı belirli mali yardımlar ve ödüller verilmemiş, başvurucuların kendilerine verilmemesi dolayısıyla itibarlarını olumsuz yönde etkilediğini iddia ettikleri bir onur sertifikası aracılığıyla resmi tanınma reddedilmiştir.
Mahkeme, Sırp makamlarının ödül sisteminde en yüksek sportif başarılara ve en önemli yarışmalara odaklanmasının meşru olmasına rağmen, başvuruculara engellilik hallerine göre farklı muamele göstermesinin nesnel ve makul bir gerekçesi olmadığına karar vermiştir.
İngilizce yazılan kararın tamamını buradan okuyabilirsiniz. Kararın basın özetinin çevirisi av. Rumeysa Budak tarafından yapılmıştır.
Negovanović ve diğerleri v. Sırbistan, Başvuru no. 29907/16, 30022/16, 30322/16, 31142/16, Karar Tarihi: 25.01.2022
Temel Olgular
Başvurucular, Branko Negovanović, Sretko Avram, Živa Markov ve Dragoljub Baretić, 1936 ve 1955 yılları arasında doğmuş, Novi Sad’da (Sırbistan) yaşayan Sırp vatandaşlarıdır.
1961 ve 1992 yılları arasında bu dört kişi, Körler Arası Satranç Olimpiyatları’nda milli takımın bir parçası olarak Yugoslavya adına bir dizi madalya kazanmışlardır. Bay Baretić’in en yüksek başarısı altın madalya iken diğerleri gümüş madalya kazanmışlardır.
2006’da Sırbistan, onur sertifikası, ömür boyu aylık nakit yardımı ve tek seferlik nakit ödemeden oluşan ulusal bir tanınma ve ödül sistemi sağlayan Sportif Başarıların Tanınması ve Ödüller Kararnamesi’ni yürürlüğe koymuştur. 2007’de Sırbistan Satranç Federasyonu, başvurucular da dahil olmak üzere uluslararası yarışmalarda madalya kazanan bir dizi satranç oyuncusunun ulusal sportif takdir ödülleri için resmi olarak aday gösterilmesini önermiştir. Ancak, benzer sportif başarılara sahip görebilen satranç oyuncularının aksine, başvurucular, Eğitim ve Spor Bakanlığı tarafından Hükümet’e resmi olarak aday gösterilmemişlerdir.
Şubat 2007’de Sırbistan Körler Federasyonu, bakanlığa yazdığı bir mektupta, kör satranç oyuncularına, aynı veya benzer spor sonuçlarını elde etmiş engelli veya engelsiz diğer tüm sporcular ve satranç oyuncuları ile eşit şartlarda muamele etmesi çağrısında bulunmuştur. Temmuz 2009’da Sırbistan Satranç Federasyonu ve başvurucular Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ek taleplerde bulundular. Üç ay sonra bakanlık, başvuruculara Sportif Başarıların Tanınması ve Ödüller Kararnamesi’nde belirtilen yasal gereklilikleri yerine getirmediklerini ve bu nedenle aday olarak gösterilmediklerini bildirmiştir.
Kör satranç oyuncuları, hem ayrımcılığın tanınması hem de tazminat talebiyle Sırbistan Cumhuriyeti aleyhine ivedi bir şekilde dava açmışlardır. İlk derece mahkemesi Nisan 2010’da lehlerine karar vererek onur sertifikası ve ömür boyu aylık nakit para almaya hak kazandıklarını kabul etmiş ve başarıları için bir defaya mahsus nakit ödeme almalarına karar vererek tazminata hükmetmiştir. Ancak, karar Temmuz 2011’de temyiz kararıyla bozulmuş ve yeniden yargılamaya hükmedilmiştir. Ayrıca, onur sertifikası, ömür boyu aylık nakit para yardımı ve bir defaya mahsus nakit ödemeye ilişkin talepler, temyiz mahkemesi tarafından, hukuk mahkemesince karara bağlanamayacak idari nitelikteki konuları içerdiğine karar verildiği için kabul edilemez bulunmuştur.
Dört ay sonra, ilk derece mahkemesi bir kez daha dört kişinin lehine karar vererek, ayrımcılığa maruz kaldıklarını tespit etmiş ve her birine tazminat olarak 500.000 Sırp dinarı (RSD) (yaklaşık 4.870 Euro) artı dava masrafları olarak 405.000 RSD (yaklaşık 3.945 Euro) ödenmesine karar vermiştir. Ancak, bu karar Haziran 2012’de bozulmuş ve temyiz mahkemesi, Körler Arası Satranç Olimpiyatı’nın Sportif Başarıların Tanınması ve Ödüllendirme Kararnamesi’nde yer alan yarışmalardan biri olmadığını ve her halükarda idari uyuşmazlık prosedüründen yararlanabileceklerini, ancak bunu yapmadıklarını belirterek tamamen başvurucuların aleyhinde karar vermiştir.
Mart 2013’te Yargıtay, Körler Arası Satranç Olimpiyatı’nın, ulusal spor takdir ödülleri yönetmeliğinde listelenen yarışmalardan biri olmadığını ve başka hiçbir kör satranç oyuncusu ödülleri almadığını, bunun da kör satranç oyuncular arasında var olan muamele açısından hiçbir fark oluşturmadığı anlamına geldiğini belirterek başvurucuların temyiz başvurularını reddetmiştir.
Dört başvurucu Anayasa Mahkemesi’ne başvurusunda bulunmuştur. Kör ve gören satranç oyuncularına eşit davranan Uluslararası Satranç Federasyonu’nun kendilerine verdiği desteğe rağmen, Aralık 2015’te Anayasa Mahkemesi, Sportif Başarıların Tanınması ve Ödüller Kararnamesi’nde listelenen yarışmaların herhangi birinde söz konusu madalyaların kazanılmadığı gerekçesiyle ayrımcılığa uğramadıklarına karar vermiştir.
Şikayetler
Kör satranç oyuncuları, diğer (engelli olsun ya da olmasın) tüm sporcuların ve benzer uluslararası ödüller kazanmış görebilen satranç oyuncularının aksine, ömür boyu aylık nakit yardımın yanı sıra bir defaya mahsus nakit ödeme gibi belirli mali ödüllerden mahrum bırakılarak Sırp makamları tarafından ayrımcılığa maruz kaldıklarından şikayet etmişlerdir. Ayrıca, onur sertifikası almadıkları için itibarlarının zarar gördüğünden şikayet etmişlerdir.
Bu şikayetler, 8. madde (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ile bağlantılı olarak 14. madde (ayrımcılık yasağı) ve 1 Numaralı Protokol’ün 1. maddesi (mülkiyetin korunması) ve ayrıca 12 Numaralı Protokol’ün 1. maddesi (genel ayrımcılık yasağı) kapsamında Hükümet’e tebliğ edilmiştir.
Mahkeme’nin Kararı
Mahkeme nihai olarak şikayetleri sadece 12 Numaralı Protokol’ün 1. maddesi açısından incelemiştir.
Hükümetin iç hukuk yollarının tüketilmediğine ilişkin itirazını, şikayetlerin ayrımcılık iddialarıyla ilgili olduğunu ve kör satranç oyuncularının bu tür bir muamelenin mağdurlarına çeşitli yardım biçimlerinin yanı sıra maruz kalınan her türlü maddi ve manevi zararın tazmini için özel olarak sağlanan ulusal ayrımcılık karşıtı mevzuat temelinde tazminat talep etmelerinin mantıksız olmadığını ifade ederek reddetmiştir. İdari bir davanın daha makul bir başarı olasılığı sunmayacağını ifade etmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi diğer yasal yolları gerektiği gibi tüketmediği gerekçesiyle şikayetleri reddetmemiştir.
Mahkeme, Devletlerin engelliler için farklı yasal muameleler oluşturma konusunda oldukça az hareket alanına (“takdir marjı”) sahip olduğuna halihazırda karar vermiştir. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ve Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına Dair Sözleşme tarafından kabul edilen tavsiyeler, engellileri ayrımcı muameleden koruma ihtiyacını vurgulamaktadır. Sırp makamları bir sportif başarıları tanıma ve ödüllendirme sistemi kurmaya karar verdikten sonra, bunu 12 Numaralı Protokol’ün 1. maddesine uygun olacak şekilde yapmak zorundadırlar.
Sırp yetkililerin ödül sistemindeki en yüksek sportif başarılara ve en önemli yarışmalara odaklanması meşru olsa da, kör satranç oyuncuları olarak başvurucuların kazandığı yüksek ödüllerin neden görebilen satranç oyuncuları tarafından kazanılan benzer madalyalardan daha az önemli olduğunu açıklayamamışlardır. Bir oyunun veya bir sporun prestiji, o oyunun engelli veya engelsiz kişilerce uygulanıp uygulanmadığına bağlı olmamalıdır. Gerçekten de Mahkeme, kararnamenin kendisinin Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları eşit bir temele oturttuğunu ve böylece engelli sporcuların ve sporcu kadınların başarılarının eşit tanınmayı hak ettiğini gözettiğini kaydetmiştir. Ayrıca, kararnamede listelenen yarışmalar arasında yer alan, görebilen satranç oyuncuları için Satranç Olimpiyatı, ne Olimpiyatların ne de Paralimpik Oyunlarının bir parçası olduğu için Sırp Hükümeti tarafından bir argüman olarak kullanılan olimpik ve olimpik olmayan sporlar arasındaki ayrımın hiçbir önemi bulunmamaktadır.
Mahkeme, kör satranç oyuncularına engellilik hallerinin göre farklı muamele görmesinin nesnel ve makul bir gerekçesi olmadığı sonucuna varmıştır. Dolayısıyla 12 Numaralı Protokol’ün 1. maddesi ihlal edilmiştir.
Adil Tazmin (41.Madde)
Mahkeme, Sırbistan’ın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 4.500 Euro ödemesine karar vermiştir. Maddi zararla ilgili olarak, görebilen satranç oyuncuları için Satranç Olimpiyatı’nda madalyaları kazandıkları takdirde hak kazanacakları tahakkuk eden ve gelecekteki herhangi bir mali yardım ve/veya ödül miktarının kendilerine de ödenmesine karar verilmiştir.
Ayrık görüşler
Yargıçlar Kjølbro ve Koskelo, karara ek olarak ortak bir muhalefet şerhi yazmışlardır.
Karar yalnızca İngilizce dilinde yazılmıştır.
Trackbacks & Pingbacks