İçeriğe geç

İHAM’ın Nuh Uzun ve diğerleri v Türkiye kararının özet çevirisi: “Mahpusların yazışmalarının UYAP’a yüklenmesi, kanunilik ilkesine aykırı ve özel hayata saygı hakkının ihlalidir.”

by 16/05/2022

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM – Mahkeme), 29 Mart 2022 tarihli Nuh Uzun ve diğerleri (başvuru no. 49341/18 ve diğer 13 başvurucu) kararında;

  • oybirliği ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (Sözleşme) madde 8’in (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı / haberleşmeye saygı hakkı) ihlal edildiğine,
  • oyçokluğu ile (6’ya karşı 1 oy ile) başvurucuların uğradıkları zarar bakımından ihlalin tespit edilmesinin tek başına yeterli adil tazmin oluşturduğuna karar vermiştir.

Dava esas olarak, başvurucuların cezaevindeyken yazışmalarının Ulusal Yargı Ağı Sunucusuna (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi – “UYAP”) yüklenmesine ilişkindir.

Mahkeme, tutuklu ve hükümlülerin yazışmalarının UYAP sunucusuna yüklenmesinin doğrudan ve özel olarak Adalet Bakanlığı tarafından 10 Ekim 2016’da yayınlanan ve 1 Mart 2017’de yeniden yayınlanan bir talimatnameden kaynaklandığını tespit etmiş, talimatnamenin savcılara ve cezaevi yetkililerine iletildiğini kaydetmiştir. Bu nedenle, söz konusu belgeler, ilke olarak bağlayıcı güce sahip olmayan, yayınlanmamış dahili belgelerdir. Mahkeme’nin görüşüne göre, herhangi bir kural koyma yetkisi kapsamında yayımlanmayan bu tür metinler, Mahkeme’nin içtihadının amaçları açısından yeterli düzeyde bir hukuk normu (kanun) olarak göz önüne alınamaz. Sonuç olarak, başvurucuların özel hayatlarına ve haberleşmelerine saygı gösterilmesi haklarına yapılan müdahalenin Sözleşme madde 8 anlamında “kanuna uygun” olduğu söylenemez.

Fransızca yazılan kararın tamamını buradan okuyabilirsiniz. Mahkeme tarafından yayımlanan basın özeti, Doğukan Kalınoğlu tarafından çevrilmiştir.

Nuh Uzun ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru No. 49341/18, Karar Tarihi: 29.03.2022

Temel Olaylar

Olaylar sırasında, başvurucular (on dört Türk uyruklu), 15 Temmuz 2016’daki askeri darbe girişiminin ardından terör örgütü üyeliği iddialarıyla bağlantılı olarak çeşitli Türk cezaevlerinde tutukluydular. Bazıları daha sonra serbest bırakılırken, bazıları halen cezaevindedirler.

Başvurucular, cezaevindeyken, gelen ve giden yazışmalarının izlenmesi ve/veya sistematik olarak Ulusal Yargı Ağı Sunucusuna (UYAP) yüklenmesi uygulamasına son verilmesi için yetkili yargı mercilerine başvurmuştur.

Başvurdukları merciler (infaz hakimleri ve ağır ceza mahkemeleri), söz konusu uygulamanın usule ve hukuka uygun olduğu görüşünden hareketle iddiaları reddetmiştir. Anayasa Mahkemesi daha sonra başvurucuların bireysel başvurularını reddetmiştir.

Şikâyetler

Tüm başvurucular, Sözleşme madde 8’in (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı / haberleşmeye saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Bazı başvurular ise ayrıca Sözleşme madde 6’ya (adil yargılanma hakkı) dayanmışlardır.

Başvurular, Mahkeme’ye 2018 ve 2019 tarihlerinde sunulmuştur.

Mahkeme’nin Kararı

Madde 8 (Özel hayata ve haberleşmeye saygı hakkı)

Mahkeme, başvurucuların özel yazışmalarının, özel hayatlarının korunması kapsamına giren kişisel bilgileri içermesinin olası olduğu kanaatindedir.

Mahkemeye göre, bu özel yazışmaların taranıp UYAP sunucusuna yüklenmesi, gerçekten de başvurucuların özel hayatlarına ve yazışmalarına saygı gösterilmesi haklarına müdahale teşkil etmiştir. Özellikle kişisel veriler söz konusu olduğunda, bu tür önlemlerin kapsamını ve uygulanmasını düzenleyen açık, ayrıntılı kuralların yanı sıra verilerin bütünlüğünü ve gizliliğini korumaya yönelik minimum güvencelere ve bunların imhasına yönelik prosedürlere sahip olunması gerekliydi. Bu bağlamda Mahkeme, tarafların söz konusu müdahale için yasal bir temelin varlığı konusunda anlaşamadıklarını kaydetmiştir.

Mahkeme, ilgili tarihte tutuklu ve hükümlülerin yazışmalarının izlenmesinin 6698 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile 5275 ve 20 Mart 2006 tarihli Yönetmelik 122 ve 123. Maddeleri tarafından sağlandığını gözlemlemiştir. Ne ilgili zamanda yürürlükte olan bu hükümlerde ne de diğer herhangi bir yasal veya idari hükümde mahkumların yazışmalarının taranması veya UYAP sunucusuna yüklenmesi ile ilgili herhangi bir atıfta bulunulmamıştır.

Ayrıca, mahkumların yazışmalarının sunucuya yüklenmesinin doğrudan ve özellikle Adalet Bakanlığı tarafından 10 Ekim 2016’da yayınlanan ve 1 Mart 2017’de yeniden yayınlanan bir talimatnameden kaynaklandığını kaydedilmiştir. Talimatnameye göre, “tutuklu ve hükümlülerin savunma amacıyla veya makamlara sunulmak üzere avukatlarına (KHK’larda öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde) ilettikleri faks ve mühürlü zarflardaki mektuplar hariç olmak üzere, her türlü mektup, faks, ve özellikle terör veya organize suçla bağlantılı olarak tutuklu bulunan tutukluların göndermek istedikleri veya kendilerine iletilen talepler taranarak UYAP sunucusuna yüklenmelidir.” Hükümet, söz konusu belgelerin Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeler olarak kabul edilmesi gerektiğini ve dolayısıyla söz konusu müdahalenin hukuka uygun olduğunu göstermeye yeterli olduğunu ileri sürmüştür. Ancak Mahkeme, bu talimatların savcılara ve cezaevi yetkililerine gönderildiğini kaydetmiştir. Mahkeme, dava dosyasında veya Hükümet’in görüşlerinde, 1 Mart 2017’de tekrar gönderilen 10 Ekim 2016 tarihli mektubun genel olarak kamuya veya özel olarak başvuranlara açık hale getirildiğine dair hiçbir şey bulunmadığını gözlemlemiştir.

Mahkeme’nin görüşüne göre, 10 Ekim 2016 ve 1 Mart 2017 tarihli belgeler, Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerine yönelik talimatlarını içeren, yayınlanmamış dahili belgelerdir. Prensip olarak bağlayıcılıkları da mevcut değildir. Bu nedenle, herhangi bir kural koyma yetkisi kapsamında yayımlanmayan bu tür metinler, Mahkeme’nin içtihadının amaçları açısından yeterli düzeyde bir hukuk normu (kanun) olarak göz önüne alınamaz. Kamu makamlarının Sözleşme ile güvence altına alınan haklara keyfi müdahalesini önlemek için gerekli kesinlik. Bundan ötürü, şikayet konusu müdahalenin Sözleşme madde 8 anlamında “kanuna uygun” olduğu söylenemez. Dolayısıyla, başvuru konusu olayda Sözleşme madde 8’in ihlali söz konusudur.

Madde 6 (adil yargılanma hakkı)

Başvuruculardan yedisi, savcının mütalaasının açıklanmaması nedeniyle yerel makamlar (infaz hakimi ve/veya ağır ceza mahkemesi) önündeki yargılamaların adil olmadığından şikayet etmiştir.

Mahkeme, özellikle, Cumhuriyet savcılarının ağır ceza mahkemeleri önündeki yargılamalardaki görüşlerinin, infaz hakimlerinin itiraz edilen kararlarının usule ve kanuna uygun olduğunu belirtmekle sınırlı olduğunu kaydetmiştir. Ayrıca, başvurucuların, savcıların görüşlerine cevaben davalarının değerlendirilmesi için herhangi bir yeni ilgili kanıt sunabileceklerini kanıtlamadıklarını gözlemlemiştir. Dolayısıyla bu şikayet, önemli bir dezavantaj oluşturmadığı için Sözleşme madde 35/3-b ve 4 uyarınca kabul edilemez niteliktedir.

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme, oy çokluğuyla (6’ya karşı 1 oy ile), ihlal tespitinin, başvurucuların uğradığı manevi zarar açısından tek başına yeterli adil tazmin teşkil ettiğine karar vermiştir.

Mahkeme ayrıca oybirliğiyle, Türkiye’nin başvuruculardan altısının her birine, masraf ve gider olarak 500 Euro (EUR) ödemesine karar vermiştir.

Yargıç Koskelo bu karara katılmamıştır. Muhalefet şerhi karara ekli halde bulunmaktadır.

From → Haberler

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: