Birleşmiş Milletler, Suriye’de uzun zamandır ertelenen anayasa görüşmelerinin sekizinci oturumunda ilerleme umuyor

Birleşmiş Milletler (“BM”), uzun zamandır ertelenen Suriye’deki yeni anayasa görüşmelerinin sekizinci oturumu için rejim ve muhalefete davetiye gönderdi.
Suriye BM Özel Temsilcisi, Suriye Rejimi ve muhalefete Mayıs’ın sonunda başlayacak olan ve çatışmaların parçaladığı ülkenin anayasasını revize etmeyi amaçlayan görüşmelerin sekizinci oturumu için davetiye gönderdiğini yaptığı açıklamayla duyurdu.
Suriye BM Özel Temsilcisi Geil Pedersen, revize edilmiş bir anayasa üzerine oluşacak uzlaşının 11 senelik çatışmanın politik bir çözüme kavuşturulmasına katkıda bulunabileceğini BM Güvenlik Konseyi’ne bildirdi.
Pedersen ayrıca delegelerin “oturumda sunumu yapılan bazı metinlerde birkaç revizyon yapılmasını” önerdiği Suriye Anayasa Komitesi’nin yedinci oturumunun 25 Mart’ta bittiğini belirtti.
BM Özel Temsilcisi Yardımcısı Khawla Matar’ın daha sonrasında komitenin eş başkanlarıyla müzakerelerin ileri safhasını yürütmek üzere Şam ve İstanbul’u ziyaret ettiğini aktaran Pedersen, kendisinin de Cenevre’de 28 Mayıs’tan 3 Haziran’a kadar sürecek olan görüşmelerin sekizinci oturumu için davetiye gönderdiğini söyledi.
Pedersen, anayasa taslağının oluşturulması sürecinde ilerleme kaydedilebilmesinin “üyeler arasında genel anlaşmanın sağlanması amacıyla uzlaşma ve yapıcılık eğilimiyle yönetilmesinden” geçtiğini vurguladı.
BM Suriye’de barışa doğru 2012 yol haritası, Birleşmiş Milletler, Arap Birliği, Avrupa Birliği temsilcileri ve Türkiye tarafından onaylanmıştı. Bu temsilciler ve beş daimî Güvenlik Konseyi üyesi yeni bir anayasa taslağının oluşturulması üzerine çağrıda bulunmuştu.
Yol haritası, BM tarafından denetlenen seçimlerle son bulacak. Seçimlere ülke dışındaki vatandaşlar da dahil olmak üzere tüm Suriye uyruklu kişiler katılabilecek. Güvenlik Konseyi’nin 2015’in Aralık ayında oybirliği ile aldığı kararla yol haritası uygun bulunmuştu.
Ocak 2018’de Rusya tarafından düzenlenen Suriye Barış Konferansı’nda 150 üyeden oluşan bir anayasa komisyonunun oluşturulması için karar alınmıştı.
45 üyeden oluşan daha küçük bir grup ise asıl taslağı hazırlayacak. Bu grubun içinde hükümetten, muhalefetten ve sivil toplum kuruluşlarından olmak üzere 15 üye bulunacak.
Komitenin oluşturulması 2019 Eylül’üne kadar devam etti ve şu ana kadar oldukça az bir ilerleme kaydedildi.
Pedersen video üzerinden yaptığı bilgilendirmesinde Konsey’e, “Suriye’de halen soğumamış, sıcak bir çatışmanın var olduğunu” vurguladı.
Ayrıca Pedersen, kuzeybatı bölgesinde yaşanan hava saldırılarının arttığını, Afrin ve kuzeydoğu çevresinde yoğunlaşan çatışmalar olduğunu, karşılıklı roket ve top atışlarının ve tüm cephe hatlarında bombardımanın yanı sıra el yapımı patlayıcılar, araba bombaları ve diğer güvenlik tehlikelerinin devam ettiğini söyledi.
Pedersen, Konsey’i Suriye’ye odaklanmaya çağırdı.
Yine Pedersen, “Şu an sahadaki stratejik çıkmaz ve Suriye’nin gündemde yer almaması kimseyi yanıltmamalı ve çatışma durumunun daha az ilgiye veya kaynağa ihtiyaç duyduğunu veya siyasî bir çözümün acil olmadığını düşündürmemeli” dedi. Ayrıca 2012’deki yol haritasına uygun biçimde, “Bu boyuta gelmiş bir sorun gerçekten kapsamlı bir çözüm gerektirir” diye ekledi.
Ukrayna’nın işgali arayı kapatırken Pedersen, savaştan önce Suriye nüfusunun yarısına tekabül eden 6,8 milyon mülteci ve ülkede yerinden edilmiş 6,2 milyon insanın varlığını belirttikten sonra “Suriye dünyadaki en büyük yerinden edilme krizi olmaya devam ediyor” dedi.
İnsanî İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Joyce Msuya, dünya yüzünü diğer çatışmalara döndürürken, “Suriye, unutulmuş başka bir kriz olma eşiğinde” uyarısında bulundu.
Msuya, “Yine de her ay milyonlarca Suriyeli hayatta kalmak, ailelerini beslemek ve çocuklarına bir gelecek sağlamak için mücadele ediyor” dedi. “Birçoğunun durumları, 2011’de şiddet patlak verdiğinden beri hiç bu kadar kötü olmamıştı.”
Suriye’nin kuzeybatısındaki isyancıların elinde bulunan “oldukça ciddi bir sayı olan 4,1 milyon insanın” insanî yardıma ihtiyacı olduğunu ekleyen Msuya, çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu yaklaşık bir milyon insanın yarısının “kullanım süresi geçmiş” çadırlarda yaşadığını söyledi.
Temmuz 2020’nin başlarında Çin ve Rusya, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’e insanî yardım ulaştırmak için Türkiye’den iki sınır geçiş noktasını koruyacak BM kararını veto etmişti.
Günler sonra Konsey, bu geçiş noktalarından sadece biri olan Bab el-Hawa üzerinden yardım dağıtımına izin vermişti. Bu bir yıllık izin 9 Temmuz 2021’de bir yıl daha uzatıldı.
Msuya Konsey’e verdiği demeçte, geçen yıl BM’nin kuzeybatıya her ay yaklaşık 800 kamyon sınır ötesi yardım gönderdiğini ve bu yardımların “istikrarlı bir şekilde 2,4 milyon kişiye ulaştığını” söyledi.
Rusya’nın BM Büyükelçisi Vassily Nebenzia, yardımın Rusya’nın müttefiki Suriye rejimi tarafından kontrol edilmesi ve çatışma hatları üzerinden iletilmesi gerektiğini belirtti.
Msuya, kuzeybatıya sınırı aşan üç konvoyun gönderildiğini, ancak bu noktada konvoyların sınır ötesi yardım teslimatlarının yerini tutamayacaklarını açıkladı.
Nebenzia bu durumu “Şam’ın İdlib’deki insanî yardım teslimatı sorununu çözme konusundaki isteksizliği” olarak nitelendirdi.
Vassily Nebenzia “Dürüst olmama izin verin, bu gibi durumlarda sınır ötesi kararının yenilenmesi için herhangi bir neden göremiyoruz” dedi.
Kaynak: The New Arab
Bu haber, BAU Hukuk Fakültesi LAW 2018 Current Constitutional Developments dersi kapsamında Beyza Ergen, Şilan Tarhan, Melisa Sertoğlu, Salim Can Eser ve Tarık Çelik tarafından çevrilmiştir.