Belçika Anayasa Mahkemesi iki bölgedeki dinî kesim yasağını anayasaya uygun buldu

Yıllarca süren yargılamanın ardından Belçika Anayasa Mahkemesi, Flanders ve Valonya bölgelerinin dinî hayvan kesimini yasaklayan kararnamelerini hukuka uygun buldu.
Anayasal konularda ülkenin en üst makamı olan Anayasa Mahkemesi böylece, Avrupa Adalet Divanı’nın, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin, hayvanlar bayıltılmadan gerçekleşen dinî kesimi yasaklayabileceğine dair kararını onaylamış oldu.
Flanders ve Valonya parlamentoları tarafından alınan yasak kararı, Avrupa Birliği (AB) tarafından bir hak olarak korunan din özgürlüğü kapsamında AB mevzuatının, izinli mezbahalarda olmak şartıyla, dinsel nedenlerle bayıltmadan kesime bir istisna olarak izin verdiğini iddia eden Musevi bir grup tarafından mahkemeye taşınmıştı. Koşer eti elde etmek amacıyla Yahudiliğe özgü kesim yöntemi Şehita’ya göre, onları saniyeler içinde öldüren çok keskin özel bir bıçakla boğazları kesilirken hayvanların bilinçli olması gerekiyor. Eleştirenler tarafından canice bulunan bu uygulamanın taraftarları, koşer olmayan mezbahalarda uygulanan mekanik yöntemlere göre bu yöntemin daha insanî olduğunda ısrar ediyor.
Yerel ve Avrupa genelindeki Yahudi grupları, Avrupa Birliği’nin kalbinde dinsel özgürlüklere getirilmiş aşırı bir sınırlama olarak gördükleri bu geleneksel kesim yasaklağına tepki göstermişti. Bazıları bu durumu “anti-semitik” ve Avrupa tarihinin daha karanlık bir döneminin hatırlatıcısı olarak nitelendirmişti. 1933 yılında, Nazilerin kabul ettiği ilk kanunlardan biri koşer hayvan kesimini yasaklamaktı.
Belçika’da, çoğunluğu Flanders bölgesindeki Antwerp’te ve ülkenin başkenti ve çevresini teşkil eden Brüksel bölgesinde olmak üzere yaklaşık 38,000 Yahudi yaşıyor. Antwerp, Avrupa’daki en büyük ultra-Ortodoks Yahudi topluluklarından birine ev sahipliği yapıyor.
Belçika Anayasa Mahkemesi, kararında, düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün demokratik toplumun temellerinden biri olduğunu ifade etti.
Mahkeme aynı zamanda, bayıltmadan kesime ilişkin genel yasağın, bu tür yöntemler kullanan ve dinsel kuralları, bayıltılmış hayvanların etinin tüketimini yasaklayan Yahudi ve Müslümanların dinsel özgürlükleri üzerinde sınırlayıcı bir etkisinin olduğunu kabul etti.
Ancak Belçika Mahkemesi, bayıltmadan kesim yasağının “baskın bir toplumsal ihtiyaca cevap verdiğini ve hayvan refahının artırılmasına yönelik meşru amaçla oranlı” olduğunu ifade etti. Mahkeme, “(b)una ek olarak, geleneksel kesim sırasında uygulanan geri döndürülebilir bayıltmanın, dinsel bir ritüelin nasıl uygulanacağını tayin etmek olarak yorumlanamayacağını” söyledi.
Mahkeme’nin kararına tepki gösteren Belçika Yahudi Örgütleri Koordinasyon Komitesi (CCOJB) Başkanı Yohan Benizri, “bu, dinsel topluluklar için elbette bir hayal kırıklığı, ancak daha çok ülkemiz için bir utanç. Başladığımız noktaya geri döndük: bu ülkede kültürel nedenlerle avcılığa izin verilmesini kabul ederken bölgedeki binlerce yıllık varlığımız benzer bir istisnayı gerekçelendirmiyor mu? Kurumlarımız için ne büyük bir ahlakî yenilgi. Bu iş burada bitmedi. Yasal ve siyasal olarak mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu, ilkelerle ilgili bir mesele.” şeklinde konuştu.
Kaynak: EJP