Merhaba,
Anayasa Mahkemesi tarafından Şubat ve Mart ayı içerisinde verilen önemli bazı kararların yer aldığı bülten yayında.
Önümüzdeki ay görüşmek üzere.
Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü
Güneş Ayşe Özkeskin Başvurusu, Başvuru Numarası: 2019/41772, Karar Tarihi: 22/11/2022
İçişleri Bakanı’na yönelik silahlı eylem hazırlığına dair istihbarat alınmasının ardından başvurucunun oğlunun şüpheli olduğu gerekçesiyle evlerinin basılması, polisin ‘at silahını, teslim ol’ uyarısının ardından açtığı ateşle başvurucunun eşinin ölmesi, ambulansın hemen gelmemesi ve ölüme ilişkin soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi – yaşam hakkı ihlali iddiasını etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlali
Narin Kurt Başvurusu, Genel Kurul, Başvuru Numarası: 2018/2540, Karar Tarihi: 1/12/2022
Berkin Elvan’ı anmak için Okmeydanı’nda toplanan kişilere yönelik müdahale sırasında Okmeydanı Cemevi’nde bir cenaze merasimi için bulunan Uğur Kurt’un polis kurşunuyla başından vurularak öldürülmesi ve polise taksiren ölüme sebebiyet vermekten verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezasının 12 bin 100 lira para cezasına çevrilip taksitlere bölünmesi – Yaşam hakkının ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlali
İşkence yasağı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü
Dilan Alp Başvurusu, Başvuru Numarası: 2018/32913, Karar Tarihi: 7/12/2022
2013 yılındaki 1 Mayıs eylemi sırasında kolluk kuvvetlerinin attığı gaz kapsülüyle başından yaralanan başvurucunun şikayetinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi – Eziyet yasağının ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlali [Ayrıca, toplantı ve gösteri hakkının ihlali]
Daha fazlasını oku…Merhaba,
Anayasa Mahkemesi tarafından Ocak ayı içerisinde verilen önemli bazı kararların yer aldığı bülten yayında.
Önümüzdeki ay görüşmek üzere.
Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü
Dilan Dursun Başvurusu, Başvuru Numarası: 2015/18831, Karar Tarihi: 2/11/2022
Gezi Parkı eylemleri sırasında öldürülen Ethem Sarısülük’ün 16/6/2013 tarihinde Ankara’da düzenlenen cenaze törenine katılan başvurucunun güvenlik güçleri tarafından kullanılan gaz fişeğiyle yaralanması ve bu olay hakkında yürütülen ceza soruşturmasının etkin olmaması – yaşam hakkı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlali
İşkence, insanlıkdışı ve kötü muamele yasağı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü
Fevzi Ayber Başvurusu, Başvuru Numarası: 2018/5493, Karar Tarihi: 2/11/2022
HDP eş başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklanmasını protesto etmek için 4/11/2016 tarihinde Yüksel Caddesi’nde düzenlenen basın açıklamasına katılan başvurucunun henüz toplanamayan gruba kolluk görevlilerince hiçbir uyarı yapılmaksızın şiddetle müdahale edildiğini, kolluk görevlilerinin fiziksel şiddetine maruz kalıp boğazının sıkıldığını, yere fırlatıldığını, kalkanlarla göğsüne vurulduğunu, yere yatırıldıktan sonra ise ellerinin arkadan kelepçelenip tekmelendiğini ve hakarete maruz kaldığını iddia etmesi ve yürütülen soruşturmada polisler hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi – güç kullanımı ve elleri kelepçeli bekletilme nedeniyle kötü muamele yasağını etkili şekilde soruşturma yükümlülüğünün ihlali [ayrıca, gösteri hakkının ihlali]
Daha fazlasını oku…
Dr. Ahmet Mert Duygun[1]
- Giriş
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Mümtaz Soysal güncelliğini hiçbir zaman kaybetmeyen klasik eseri “Dinamik Anayasa Anlayışı”[2] kitabına şu sözlerle başlamaktadır: “Anayasa sözünün bıkkınlık verecek kadar sık kullanıldığı başka bir toplum bulmak herhalde çok güç. Türk toplumu, her tartışmasında, her yazısında, her söylevinde ‘anayasa’ sözünün edildiği bir toplum oldu.”
Gerçekten de Osmanlı-Türk anayasacılık tarihimize bakıldığı zaman yaşanan büyük yahut küçük toplumsal ve siyasal gelişmelerin büyük bir kısmının odağında hiçbir ülkede olmadığı kadar teknik anayasa hukuku tartışmalarının yer aldığı gözlenmektedir. 1961 Anayasasının ikinci döneminden itibaren bu tartışmaların önemli bir kısmını ise hükümet sistemine ilişkin tartışmalar oluşturmaktadır. Özellikle 12 Eylül 1980 askeri darbesinin öncesinde başkanlık sistemi ve yarı-başkanlık sisteminin benimsenmesine ilişkin kuvvetli talepler, askeri darbe sonrasında kabul edilen 1982 Anayasasının başta cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere oldukça güçlü bir yürütme erki öngörmesine karşın sönümlenmemiştir. 1990’larda tekrar başkanlık sistemine geçiş konusunda başlayan tartışmaları, nihayetinde 2007 anayasa değişikliği ile yarı-başkanlık sistemine, 2017 anayasa değişikliği ile ise klasik başkanlık sisteminden büyük ölçüde bir sapmayı ifade eden “Türk tipi başkanlık sistemi” ya da resmi adıyla “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” geçiş dahi sonlandırmamış; tam aksine başta hükümet sistem değişikliği olmak üzere anayasa değişiklikleri kamuoyunda yürütülen tartışmaların başlıca konusu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Daha fazlasını oku…Merhaba,
2014 yılından bu yana her yıl, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi tarafından o yıl Türkiye’ye karşı verilen ihlal kararlarını, bazı önemli kabul edilemezlik kararlarını ve Hükümet’e bildirilen başvuruları derliyorum. Buradan 2014-2021 arası derlemelerin tamamına ulaşabilirsiniz.
Geçen yıl benzer bir derlemeyi Anayasa Mahkemesi kararları için de yapmak istemiş ve 2020 ve 2021 yılında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar arasından 200 kararı derlemiştim, buradan okuyabilirsiniz.
2022 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 214 önemli karardan oluşan derlemeyi buradan indirerek okuyabilirsiniz.
Faydalı olması dileğiyle.
Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü
Gazal Kolanç ve Diğerleri Başvurusu, Genel Kurul, Başvuru Numarası: 2017/37897, Karar Tarihi: 5/7/2022
Cizre’de uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında tıbbi yardım ve tedavi sağlanmaması ve güvenlik kuvvetlerinin güç kullanımı neticesi ölüm meydana gelmesi nedeniyle yaşam hakkının ve bu hak bağlamında etkili soruşturma yapma yükümlülüğünün, sokağa çıkma yasağı uygulaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, cenazelerin bulundukları sıradaki fiziksel durumları, cenazeleri teslim alırken ve defin için dinî merasim sırasında yaşanan zorluklar nedeniyle kötü muamele yasağı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile din ve vicdan özgürlüğünün, başvurucu avukatının bazı başvurucular adına Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine geçici tedbir talebiyle bireysel başvurular yapmasının ardından bir ceza soruşturması kapsamında tutuklanması nedeniyle bireysel başvuru hakkının ihlal edildiği iddiaları – Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünden ihlal yok (diğer iddialar açıkça dayanaktan yoksun olduğu ya da iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez bulundu)
Ayşe Kazanhan Ve Mehmet Emin Kazanhan Başvurusu, Başvuru Numarası: 2019/33136, Karar Tarihi: 25/5/2022
Olay tarihinde 12 yaşında olan oğulları Nihat Kazanhan’ın, 14 Ocak 2015 tarihinde Cizre’de yaşanan toplumsal olaylar sırasında polis memuru M.N.G. tarafından ses ve gaz fişeği atabilen bir silahla öldürülmesi ve M.N.G.’nin öldürme suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildikten sonra M.N.G.nin önce söz konusu suçu haksız tahrik altında gerçekleştirdiği gerekçesi ile 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, ardından ceza muhakemesi sürecindeki olumlu davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerini gözettiği açıklanarak sonuçta 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve diğer polis memurları hakkında beraat ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi – Yaşam hakkının ihlali
İşkence, insanlıkdışı ve kötü muamele yasağı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü
Daha fazlasını oku…
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, İran’daki barışçıl protestolara karşılık İran Hükümeti tarafından yapılan ve pek çok ölümle sonuçlanan müdahaleleri incelemek amacıyla oluşturulan bağımsız bir bilirkişi heyetinin üyelerini açıkladı.
47 üye ülkenin bulunduğu Cenevre merkezli İnsan Hakları Konseyi’ne başkanlık eden Arjantin temsilcisi Federico Villegas Salı günü yaptığı açıklamada, oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinde Bangladeşli avukat Sara Hossain, Pakistanlı hukuk profesörü Shaheen Sardar, ve Arjantinli insan hakları avukatı Viviana Krsticevic’in yer alacağını belirtti.
İnsan Hakları Konseyi, 24 Kasım’da yapılan özel oturumda İran Hükümeti’nin Eylül ayı ortasında Mahsa Amini’nin ölümü sonrasında İran’da başlayan barışçıl gösterilere karşı yaptığı müdahaleyi kınamış ve bu ölümcül müdahaleyi soruşturmak için bir bilirkişi heyeti kurulması konusunda oylama yapmıştı. 22 yaşındaki öğrenci Mahsa Amini, başörtüsünü uygunsuz şekilde taktığı gerekçesiyle gözaltına alınmasının ardından hayatını kaybetmişti. Amini’nin ölümü İran’da üç aydan fazla süren protestoların başlamasına neden oldu.
Daha fazlasını oku…
İhanet suçlaması, Başkan Castillo’nun kamu hizmetinden beş yıl süreyle men edilmesini ve derhal görevden alınmasını öngörüyordu.
22 Kasım Salı günü Peru Anayasa Mahkemesi, Başkan Pedro Castillo’nun avukatları tarafından yapılan habeas corpus başvurusunu kabul etti ve muhalefetin kontrolündeki Kongre tarafından vatana ihanet suçlamasıyla kendisine yöneltilen anayasal şikayeti iptal etti. Mahkeme ayrıca, Kongre’nin Anayasal Suçlamalara İlişkin Alt Komite tarafından hazırlanan ve onaylanan raporu “parlamentoda gereken çoğunluğun sağlanamadığını” belirterek iptal etti ve Kongre’ye sürecin sona erdirilmesini emretti.
İptal edilen raporda, Peru topraklarını denize erişebilmesi için Bolivya’ya devretmeyi teklif ettiği iddiasıyla Devlet Başkanı Castillo’nun vatana ihanet girişiminde bulunma suçundan yargılanması önerilmişti. Ayrıca rapor, devlet başkanının beş yıllık bir süre için kamu hizmetinden men edilmesinin yanı sıra derhal görevden alınmasını öngörüyordu.
Raporun iptal edilmesi yönünde oy kullanan altı yargıçtan dördü, raporun sadece hakları etkilemekle kalmayıp başkanlık kurumuna da zarar verdiğini savundu. Ayrıca raporun, “görüşlerin ifade edilmesinin isnat edilen suçlamayla ilgili olup olmadığını belirlemediğini” ekledi.
Daha fazlasını oku…
Kosova’nın Belgrad destekli Srpska Lista Partisi’nden 10 Sırp milletvekilinin protesto amacıyla parlamentodan istifa etmesinden sonra yetkililer, anayasal krizi önlemek için istifa eden milletvekillerinin yerini diğer Sırp milletvekilleriyle doldurmak zorunda.
Kosova Hükümetinin Sırpların da Kosova plakalı araçlar kullanmasına yönelik uygulamasını protesto etmek amacıyla Srpska Lista partisi üyesi 10 Sırp milletvekilinin istifası sonrasında Kosovalı yetkililer, Sırp toplumundan 10 yeni milletvekili bulmak durumunda.
Bu toplu istifa, aslında Sırp polisi, belediye başkanları ve yargı görevlilerinin istifasını da içeren daha geniş bir protestonun parçası ve birçok polis memuru da geçtiğimiz günlerde silahlarını ve kelepçelerini bırakmıştı.
Meclis Başkanı Glauk Konjufca basına verdiği demeçte, “Yaşanan olayın nicel olarak Kosova Parlamentosu tarihindeki en büyük istifa olduğuna inanıyorum, çünkü Meclis’te daha önce böyle bir istifa ile karşılaşmamıştık.” diye belirtti.
Daha fazlasını oku…
Berlin Anayasa Mahkemesi, 16 Kasım tarihinde vermiş olduğu kararla, seçim merkezlerindeki sandık sonuçlarını etkilemiş olabilecek “kaotik” koşullar altında gerçekleştirilen bölgesel parlamento seçimlerinin yeniden yapılmasına karar verdi.
Oylama, Eylül 2021’de federal seçimlere paralel olarak, Berlin Maratonu ile aynı gün ve COVID-19 karantinası yürürlükteyken gerçekleşmişti.
16 Kasım tarihinde verilmiş olan karar 90 gün içinde uygulanacak ve 12 bölge meclisi seçimlerini de kapsayacak. Kararla birlikte Anayasa Mahkemesi yargıçları tarafından eylül ayında yapılan bir ön değerlendirme de doğrulanmış oldu.
Ön değerlendirmede uzun bekleme sürelerine, oy verme merkezlerindeki geçici kapatmalara ve yanlış veya eksik oy pusulalarına değinilmişti.
Eyalet yetkilileri seçimlerin tekrarı için 12 Şubat gününü belirledi.
Daha fazlasını oku…
Rusya parlamentosunun alt meclisi sözde ’’eşcinsel propagandası’’ yasağını oybirliğiyle genişletti.
Yasanın son haline göre kitaplarda, filmlerde ve internette eşcinselliğin her türlü tanıtımı yasa dışı olarak kabul edildi ve ağır yaptırımlara bağlandı.
Yasa, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in yasayı “ifade özgürlüğüne darbe” olarak eleştirmesinin ardından “Blinken’e Cevap yasası” olarak adlandırılmıştı.
Aktivistler, bunun Rusya’nın LGBT topluluğunu bastırmak için bir başka girişimi olduğunu söylüyor.
Yasa tasarısı, Rusya’nın alt meclisi olan Duma’da karşı oy olmaksızın 397 oyla kabul edildi.
Tasarının hâlâ üst mecliste onaylanması ve Başkan Vladimir Putin tarafından imzalanması gerekiyor ancak bu büyük ölçüde idari bir adım olarak görülüyor.
Daha fazlasını oku…