İçeriğe geç

Ağustos ve Eylül 2017 – AYM ve İHAM Kararları Bülteni

by 10/10/2017

Merhaba,

Ağustos ve Eylül ayı içerisinde yayımlanan önemli 4 Anayasa Mahkemesi ve 11’i Türkiye’ye karşı verilmiş 19 İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarına yer verdiğimiz bültenimiz hazır. Kadın hukuk fakültesi öğrencileriyle hazırladığımız bu onuncu bültende İHAM karar çevirilerini Serde Atalay, Sıla Sunar, Ayşenur Keskiner, İdil Gençosmanoğlu, İrem Şanlı ve Merve Kılıç ile birlikte yaptık.

Ekim 2016’dan bu yana karar çevirilerinin yapılması ve bültenlerin çıkartılmasında çok büyük emeği olan ekip arkadaşlarımızdan Esin Bozovalı, Birleşmiş Milletler’de çalışmaya başlaması nedeniyle bu aydan itibaren bültenlerde yer alamayacak. Esin’e bir kez daha bütün emeği için çok teşekkür ederiz. 

Ağustos 2015’ten bu yana çıkan bültenlere buradan ulaşabilirsiniz.

Önümüzdeki ay görüşmek üzere.

Anayasa Mahkemesi Kararları

Adil Yargılanma Hakkı

20 Eylül 2017

Kemal Demir başvurusu, Başvuru no. 2014/17141, Karar tarihi: 06.07.2017

Temyiz incelemesi yapan heyette yer alan Danıştay üyelerinin ısrar kararını inceleyen kurulda da yer alması nedeniyle tarafsız mahkemenin ihlali iddiası – İhlal yok. [AYM bu başvuruda 11 yıl 3 ay devam eden yargılamanın makul sürede yargılanma hakkı ihlali olduğuna karar verdi.]

İfade Özgürlüğü

19 Eylül 2017

Engin Kabadaş başvurusu, Başvuru no. 2014/18587, Karar tarihi: 06.07.2017

Albay olan başvurucunun askeri tesisler içerisinde Atatürkçü düşünce sistemiyle ilgili katılımın zorunlu olduğu bir dizi konferans sırasında dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve hükümetle ilgili eleştirilerde bulunup hükümetin irtica faaliyetler yürüttüğünü söylediği konuşmasının internet sitelerinde yayımlanması sonucu 780 TL adli para cezasına çarptırılması – Askerin siyasi açıklamaları nedeniyle 780 TL’lik para cezasına çarptırılmasının demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olduğuna karar veren AYM, ifade özgürlüğü ihlali bulmadı.

28 Eylül 2017

Hakan Yiğit başvurusu, Başvuru no. 2015/3378, Karar tarihi: 05.07.2017

Memurlar.net isimli internet sitesinde sorumlu müdür olarak çalışan başvurucuya  17-25 Aralık 2013 tarihli operasyonlar sonrası 14 Ocak 2014 tarihinde “Gülen’in en büyük abiyle görüşmesi internete düştü” başlığıyla Fettullah Gülen’e ait ses kayıtlarını internette yayımlamasının ardından Gülen’in 16 Ocak 2014 tarihinde yaptığı şikayete ilişkin 11 Kasım 2014’te Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması – İfade özgürlüğü ihlali

Eşitlik İlkesi – Ayrımcılık Yasağı

19 Eylül 2017

Selma Altundağ Başvurusu, Başvuru no. 2014/14474, Karar tarihi: 05.07.2017

2008 yılının Aralık ayında, 2010 yılının Aralık ayında, 2011 yılının Aralık ayında yapılan adli yargı hakim adaylığı yazılı sınavlarının hepsini kazanan ancak her defasında mülakatlarda elenen başvurucunun mülakatlarda objektif değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle eşitlik ilkesi ve kamu hizmetine girme hakkının ihlal edildiği iddiası – Kamu hizmetine girme hakkı, Anayasa’da güvence altına alınmış bir hak olmakla birlikte İHAS’ta ya da Ek Protokol’lerde düzenlenmediği ve eşitlik ilkesi de ancak Anayasa ve Sözleşme/Protokol’de düzenlenmiş bir hak ile bağlantılı olarak ileri sürülebildiği için; konu bakımından yetkisizlik gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı. [AYM bu başvuruda başvurucunun yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı iddiasını da açıkça dayanaktan yoksun buldu.]

İHAM Kararları

Yaşam Hakkı ve Etkili Soruşturma Yürütme Yükümlülüğü

Karataş ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 46820/09, Karar tarihi: 12.09.2017

27 Eylül 2007’de Yenibaş köyünde askerler tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybeden Bülten Karataş ve ağır yaralanan Rıza Çiçek’in ölümü ve yaralanmasına karşı başlatılan soruşturmada Elazığ askeri savcılığının askerlerin ifadesine dayanarak Aralık 2008’de askerler hakkında takipsizlik kararı vermesi ve bu kararın Mart 2009’da askeri mahkeme tarafından onanması, Rıza Çiçek’in örgüte yardım suçundan tutuklanması – Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü ihlali

Binnur Uzun v. Türkiye, Başvuru no. 28678/10, Karar tarihi: 19.09.2017

30 Mart 2002 tarihinde terk edilmiş bir inşaattan düşerek hayatını kaybeden Ufuk Uzun’un ölümüne karşı savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermesi – İdarenin terk edilmiş inşaat halindeki binanın güvenliğini almaması nedeniyle yaşam hakkı ihlali

İşkence Yasağı ve Etkili Soruşturma Yürütme Yükümlülüğü

Mirzashvili v. Gürcistan, Başvuru No: 26657/07, Karar Tarihi: 07.09.2017

Başvurucunun, Ağustos 2005’te tutuklanıp cezaevine girmesi ve önceden mevcut olan hepatit c ve kanser hastalıkları için tıbbi bakım sağlanmaması; tutukluluğu sürecinde tedavi için gerekli uzman doktora sevkinin ve ertesinde sağlık merkezlerine transferinin geciktirilmesi; cezaevi otoritelerinin önerilen tıbbi tedaviye uymaması ve aynı zamanda başvurucuyu önerilenin aksine normal hücreye alması; başvurucunun tıbbi durumunun ciddiyeti ve doktorun düzenli kemoterapi talebinde bulunmasına rağmen, başvurucunun masraflarını kendisinin karşılamadığı sürece, bu tedaviden belirli bir süre yoksun bırakılması; tüm bu sebeplerden dolayı sağlık durumunun kötüleşmesi sonucu Mahkeme’ye başvurması – Mahkeme, Mart 2008’e kadar cezaevinde başvurucuya sağlanan yetersiz tıbbi tedavi nedeniyle 3. maddenin ihlaline karar verdi. Mart 2008’den sonra İç Tüzük’ün 39. maddesi uyarınca verilen bir geçici tedbir kararı sonucu başvurucunun tedavi olması sağlandığı için ihlal yok.

Özgürlük ve Güvenlik Hakkı

Khaldarov v. Türkiye, Başvuru no. 23619/11, Karar tarihi: 05.09.2017

25 Nisan 2008 tarihinde bir aylık vizeyle Türkiye’ye gelen ve o tarihten bu yana Türkiye’de yaşayan başvurucunun 24 Nisan 2010 tarihinde Atatürk havalimanında gözaltına alınması ve burada üç gün tutulduktan sonra 27 Nisan 2010’da Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’ne getirilip 25 Haziran 2010 tarihine kadar burada tutulması, daha sonra 20 Eylül 2016 tarihine kadar sınırdışı edilmek üzere İzmir Işıkkent Geri Gönderme Merkezi’nde bekletilmesi – İHAS madde 5/1, 5/2, 5/4, 5/5 ihlali [Başvurucunun Kumkapı GGM’de tutulma koşulları ayrıca İHAS’ın 3. maddesinde düzenlenen aşağılayıcı muamele yasağının da ihlali olarak görüldü.]

Erol v. Almanya, Başvuru No: 68250/11, Karar Tarihi: 07.09.2017

Başvurucunun, Almanya’da işlettiği kafede 20 Nisan 2010 tarihinde üzerinde yüklü miktarda uyuşturucu ile bulunması, ertesi gün hakkında uyuşturucu ticareti yaptığıyla ilgili kuvvetli şüphe bulunması ve yurtdışına kaçma riski bulunması sebebiyle tutuklama emri çıkarılması nedeniyle 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından başvurucunun Türkiye’ye kaçma ihtimalinin olmaması çünkü tüm ailesinin Almanya’da yaşaması ve Türkiye ile tek bağının ailesinin yazlık evi olması nedeniyle tutuklama kararının kaldırılması veya uygulanmasının askıya alınmasını talep etmesi fakat mahkemenin bunu reddetmesi – Mahkeme, başvurucunun iddialarının kaçma riskini bertaraf edebilecek karar güçlü olmadığı ve yetkililerin değerlendirmesinin doğru olduğu gerekçesiyle 5. maddenin ihlal edilmediğine hükmetmiştir.

Adil Yargılanma Hakkı

Türk v. Türkiye, Başvuru no. 22744/07, Karar tarihi: 05.09.2017

Arabasının satış işlemlerini tamamlamak üzere gittiği Mersin Emniyet Müdürlüğü’nde hakkında Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş arama/yakalama kararı olduğunu öğrenen başvurucunun, 16 Şubat 1994 tarihinde Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne giderek 1992 yılında K.G.’yi öldürdüğünü itiraf etmesi üzerine aynı gün yer gösterme ve fotoğraftan teşhis işlemlerine katılması, polis tarafından 6136 sayılı ateşli silahlar yasasına aykırı olarak silah ve patlayıcı bulundurma suçlarından ifadesinin alınması ve bu işlemler sırasında yanında avukat bulundurulmaması ve haklarının hatırlatılmaması – İHAS 6/1/3/c ihlali

Bayram Koç v. Türkiye, Başvuru no. 38907/09, Karar tarihi: 05.09.2017

17 Ocak 2003 tarihinde yasadışı örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan, avukatının yokluğunda 18 Ocak 2013’te örgüt üyesi olduğunu kabul ettiği ve yasadışı eylemlerini detaylı olarak anlattığı ifadesini savcılık ve hakim önünde reddeden başvurucunun 2 yıl 1 ay hapis cezası alması – Salduz v. Türkiye kararına atıfla İHAS 6/1/3/c ihlali

Bozkaya v. Türkiye, Başvuru no. 46661/09, Karar tarihi: 05.09.2017

19 Kasım 2003’te PKK üyeliği iddiasıyla gözaltına alınan, Adana’da cezaevi aracına silahlı saldırıda bulunduğunu itiraf eden, 21 Kasım 2003’te yer gösterme işlemine katıldıktan sonra polisteki ifadesinde itirafını tekrar eden, 23 Kasım 2003’te savcı önünde PKK üyesi olduğunu ve Irak’ta silahlı eylemlere katıldığını itiraf eden ancak Türkiye’de hiç eylem yapmadığını söyleyen ve aynı gün tutuklanan başvurucu hakkında 27 Ekim 2003 tarihinde H.K. isimli şüphelinin önce bu eylemi başvurucuyla birlikte yaptıklarını daha sonra bu ifadeyi polis baskısı altında verdiğini söylemesine rağmen hem kendisinin hem de H.K.’nin itirazlarının yargılamanın hiçbir aşamada dikkate alınmadan karar verilmesi – İHAS 6/1/3/c ihlali [İHAM bu başvuruda 19 Kasım 2003’te tutuklanan ve Yargıtay’ın 18 Şubat 2009 tarihli kararına kadar 5 yıl 3 ay süren yargılamanın makul sürede yargılanma hakkının ihlali olduğuna karar verdi.]

Uncuoğlu v. Türkiye, Başvuru no. 13196/07, Karar tarihi: 05.09.2017

Avcılar’daki arazisinin 24 Aralık 1987 tarihinde değiştirilen imar planıyla üniversite alanı olarak gösterilmesi – İstimlak davasında Yargıtay’ın benzer konuda daha önce verdiği içtihatlara rağmen farklı sonuca varılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlali

Károly Nagy v. Macaristan, [Büyük Daire], Başvuru No: 56665/09, Karar Tarihi: 14.09.2017

1991’den beri Macaristan Reformist Kilisesinde papaz olarak çalışan başvurucu Károly Nagy aleyhine kilise tarafından 2005’te disiplin işlemlerinin başlatılması ve ilk derece kilise mahkemesince disiplin incelemesi süresince papazın görevinin askıya alınıp aynı dönem için ücretinin %50 oranında ödenmesi, papazın yetkili mercilere yazı göndererek vadesi geçmiş ücret ödemelerini talep ettiğini iddia etmesi, akabinde ilk derece kilise mahkemesinin papazın disiplin suçu işlediğine hükmetmesi ve ikinci derece kilise mahkemesinin hükmü onaması, papazın kilisedeki çalışmasının esasında iş hukuku anlamında bir çalışma ilişkisi hükmünde olduğunu belirterek ve görevinin askıda bulunduğu dönemde hak kazandığı ücret ve diğer ödemeleri ile askı tarihinin azami süresinin sona erdiğinden bahisle bu tarihten görevinin sona erdirilmesine kadarki dönem için hak kazandığını iddia ettiği ücretlerinin ödenmesi için İş Mahkemesine başvurması, İş Mahkemesinin papazın gördüğü hizmet bakımından İş Kanunu hükümlerinin değil kilise hukukunun uygulanabileceğinden bahisle davayı reddi ve temyizde bu kararın onanması, papazın karara karşı Yüksek Mahkeme’ye başvurmaması, başvurucunun bu kez kiliseyle arasındaki ilişkiyi vekâlet ve atanma kararına dayanak oluşturan sözleşmeyi de vekâlet sözleşmesi olarak nitelendirerek vekâlet sözleşmesinin ihlalinden bahisle asliye mahkemesinde kiliseye dava açması, mahkemenin papazın hizmetindeki baskın unsurun dini aktivite olduğunu belirterek aradaki ilişkiyi vekâlet olarak nitelendirmeyip talebi reddetmesi, başvurucunun kararı temyize götürmesi ve temyiz mahkemesinin farklı bir hukuki gerekçeye dayansa da ilk derece mahkemesinin kararını onaması, başvurucunun karara karşı Yüksek Mahkeme’ye başvurarak dilekçesinde atama kararı kapsamının dışında kendisinin ayrıca bir vakıf okulunda kilise tarihi dersi verdiğini ve bunun ödemesini doğrudan davalı kiliseden aldığını; ancak ilk derece mahkemesinin kararından ötürü kendisine bu konuda delil sunma imkânı verilmediğini belirterek temyiz mahkemesinin kararının bozulmasını istemesi,  Yüksek Mahkeme’nin başvurucunun gerekçelerini yerinde görmeyip başvurucu ile kilise arasındaki ilişkiye kilise hukukunun uygulanabileceğini belirterek davanın düşmesine hükmetmesi, başvurucunun papazlık hizmetinden kaynaklı maddi alacak talebinin yerel mahkemelerce reddedilmesinin İHAS m. 6 § 1’de düzenlenen mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle İHAM’a başvurması – Mahkeme, adil yargılanma hakkının özel hukuk boyutuna ilişkin yerleşik içtihadı çerçevesinde, özel hukuk çerçevesinde başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlalinden bahsedebilmesi için ihlale yönelik olarak iç hukukta tanınmış bir hakka dayanması gerekirken, söz konusu uyuşmazlıkta başvurucunun böyle bir hakka sahip olmadığını ve yerel mahkemelerce papazın dini hizmetlerinin doğru şekilde nitelendirildiğini belirtmiş, dolayısıyla verilen kararların keyfi ve açıkça mantıksız olmadığından bahisle İHAS madde 6’nın uyuşmazlığa uygulanamayacağına hükmedip başvuruyu konu bakımından uygunsuz bularak İHAS madde 35 §§ 3 (a) ve 4’e göre reddetmiştir.

Kuparadze v. Gürcistan, Başvuru No: 30743/09, Karar Tarihi: 21.09.2017

14 Kasım 2006’da sınıf arkadaşını okul bahçesinde bıçakladığı iddiasıyla öldürmeye teşebbüsten gözaltına alınan başvurucunun ifadesinde mağdurla okul bahçesinde kendisinden para istemesi nedeniyle tartışırken yanlarına dört erkeğin gelmesi ve içlerinden ikisinin aniden mağduru iki ayrı bıçakla birçok yerinden bıçakladığını söylemesi ve toplam yaralama sayısının açık bir şekilde ne uzmanlarca ne de yerel mahkemelerce tasvir edilmesine rağmen 12 Haziran 2007’de Tiblis Şehir Mahkemesi’nin başvurucunun anlatımlarını gözardı ederek mağdurun ifadelerine, Ulusal Adli Tıp Bürosu’nun iki ayrı raporuna, İçişleri Bakanlığı Adli Tıp Uzmanları’nın iki ayrı raporuna dayanarak ve okul arkadaşlarının tanık ifadelerinde başvurucunun okula düzenli olarak bıçak getirdiği yönündeki ifadesine dayanarak başvurucuya 10 yıl hapis cezası vermesi sonucu başvurucunun eski ifadesini tekrar ederek “mağdurun iki genç erkek tarafından bıçaklandığını ve kendisinin tek başına bunu gerçekleştirmesinin imkansız olduğunu” belirterek kararı temyiz etmesi, savunmada özel bir adli tıp merkezinde bilirkişi heyeti tarafından hazırlanmış kendi savlarını destekleyen iki alternatif adli tıp raporunu delil olarak göstermesine rağmen 7 Aralık 2007 tarihinde Tiblis Temyiz Mahkemesi’nin iki alternatif raporun “spekülatif” olduğunu belirterek başvurucunun mahkumiyetine hükmedilen kararı onaması  – Adil yargılanma hakkı ihlali yok [Mahkeme ayrıca, başvurucunun kaldığı hücreyi yetişkinlerle paylaşmak zorunda bırakılması, çocuk suçlular hücresinde kalmaya başladığı dönemde ise; kişisel alana sahip olmayışı, hapishanenin kalabalık olması, gün içinde yürüyüş yapma imkanının bulunmaması, hücredeki bozuk musluğun rutubete yol açması, vantilatörün çalışmaması gibi nedenlerle kötü muameleye maruz bırakıldığına ilişkin iddiaları kapsamında insanlıkdışı muamelenin ihlal edilmediğine karar verdi.]

Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı

Barbulescu v. Romanya [Büyük Daire], Başvuru no. 61496/08, Karar tarihi: 05.09.2017

Ofise tahsisli online eşzamanlı mesajlaşma hesabını (Yahoo Messenger) kişisel yazışmaları için kullanan çalışanın yazışmalarının takip edilmesi ve buna dayanarak işten çıkartılması – 8. maddenin ihlali [Doç. Dr Burak Gemalmaz tarafından yapılan kararın özet çevirisine ve değerlendirme yazısına buradan ulaşabilirsiniz.]

İfade Özgürlüğü

Özer v. Türkiye, Başvuru no. 47257/11, Karar tarihi: 05.09.2017

Yeni Dünya İçin Çağrı dergisinin yayın yönetmeni olan başvurucuya Kasım 2003 tarihinde yazarı belli olmayan Irak’ta İşgal Ortaklığına Hayır başlıklı yazıyı yayımladığı ve yayın yönetmeni olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle TCK’nin 301. maddesinden verilen 10 aylık hapis cezasının 6 bin TL para cezasına çevrilmesi, kanunda yapılan değişiklik sonrası yeniden yapılan yargılamada verilen 10 aylık hapis cezasının 2.700 TL para cezasına çevrilmesinin Yargıtay tarafından onanması – İfade özgürlüğü ihlali

Çamyar v. Türkiye, Başvuru no. 42900/06, Karar tarihi: 05.09.2017

Proleter Devrimci Duruş dergisi yayın yönetmeni olan başvurucuya Şubat 2001 sayısında yer alan bazı makaleler nedeniyle TCK’nin 301. maddesinden verilen 5 aylık hapis cezasının 1.423 TL para cezasına çevrilerek Yargıtay tarafından  onanması – İfade özgürlüğü ihlali [İHAM bu başvuruda 6 yıl 3 ay süren yargılamanın makul sürede yargılanma hakkı bağlamında adil yargılanma hakkı ihlali olduğuna karar verdi.]

Yurtsever v. Türkiye, Başvuru no. 42320/10, Karar tarihi: 05.09.2017

3 Temmuz 2007’de Gebze Cezaevi önünde milletvekili adayı Sebahat Tuncel’e destek sunmak için basın açıklaması yapan on beş kişiden biri olarak basın açıklamasını okuyan başvurucuya 7 Ekim 2009 tarihinde TCK’nin 301. maddesinden verilen 5 aylık hapis cezasının 10 Aralık 2009 tarihinde Yargıtay tarafından onanması – İfade özgürlüğü ihlali

Lacroix v. Fransa, Başvuru no. 41519/12, Karar tarihi: 07.09.2017

Jeoloji öğretmeni ve aynı zamanda Le Broc kasabasında belediye meclis üyesi olan başvurucunun finans ve ihale komitesinde olması sebebiyle Clave yolu üzerinde bulunan kamu arazilerinin güvenliği ve gelişimi için ihaleye fesat karıştırma durumlarına karşı bulunan denetleme görevi sonucu Clave yolu ile bağlantılı iki tedarik anlaşmasındaki düzensizliklere dikkat çekmesi ve Alpes-Maritimes valisine ve bölgesel denetleme merkezine bu hususta mektup yollaması, başvurucunun yapılacak işi üstlenmesi için seçilen şirket ile imzalanacak olan sözleşmenin tartışılacağı belediye meclisi toplantısında, belediye başkanı ve başkan vekilinin dolandırıcılık yaptığına dair iddiası ve istifaları için çağrıda bulunması ve başvurucunun bu suçlamalarını halka dağıtılan broşürlerde tekrarlaması nedeniyle yerel mahkeme tarafından hakkında kamu nezdinde hakaret suçundan hüküm kurulması, Başvurucunun temyizi üzerine üst mahkemenin başvurucunun delil ileri sürme hakkını haiz olmasından bahisle iyi niyet iddiasını kabul etmemesi ve başvurucunun kamu hizmetinden sorumlu vatandaş olmasından dolayı kamu nezdinde hakaret suçundan ilk derece mahkemesi tarafından kurulan hükmü onaması, Yüksek Mahkeme’nin ise başvuruyu kabul edilemez bulması – İfade özgürlüğünün ihlali

Axel Springer SE ve RTL Television GmbH v. Almanya, Başvuru No. 51405/12, Karar tarihi: 21.09.2017

Almanya’da S. adlı kişinin ailesini kasten öldürdüğünü itiraf ettiği davada yargıcın süreci basına yansıtmak isteyen organların bu haberi ancak S’nin yüzünü sansürleyerek yayınlayabileceklerini, aksi takdirde duruşmalara katılımlarının engelleneceğine karar vermesinin ardından başvurucular Axel Springer SE ve RTL Television GmbH’nin suçunu itiraf eden S.’nin haberinin yapılmasında kamu yararı olduğu gerekçesiyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiası – Kişi suçunu itiraf etse dahi yargılama devam ettiği sürece S.’nin masumiyet karinesinin gözardı edilemeyeceği, S.’nin bir kamusal figür olmaması nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkından yararlanması gerektiği, gazetecinin fotoğrafı yargılama başlamadan yayımlaması sebebiyle yarışan hakların dengelenmesinin yerel mahkemeden beklenemeyeceği gerekçesiyle ifade özgürlüğü ihlali yok.

Ayrımcılık Yasağı

Fabián v. Macaristan, Başvuru No: 78117/13, Karar Tarihi: 05.09.2017

47 yaşında polis memurluğu görevinden erken emekliliğe ayrıldıktan sonra emekli maaşı almaya başlayan ve 2000-2012 yılları arasında özel sektörde, 2012-2015 yılları arasında kamuda çalışmaya ve maaş almaya devam eden başvurucunun 2 Temmuz 2013’te 1997 tarihli Emeklilik Yasası’nda kamu sektöründe çalışan kişilerin emeklilik aylığından faydalanamayacağına ilişkin değişiklik yapılmasının ardından aylığının kesilmesi nedeniyle ilgili yasada özel sektörde çalışmaya devam eden emekliler için düzenleme yapılmaması gerekçesiyle mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlal edildiği iddiası – İhlal yok.

Geçici Tedbir

Özakça v. Türkiye, Başvuru no. 45940/17 ve Gülmen v. Türkiye, Başvuru no. 46171/17, Karar tarihi: 02.08.2017

İHAM, mesleklerinden ihraç edilen ve mesleklerine geri dönebilmek için açlık grevine başlayan, bu nedenle tutuklanan Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in İç Tüzük’ün 39. maddesi uyarınca tedbir taleplerini reddetti. 

 

 

Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: