İspanya Yüksek Mahkemesi: “Birleşmiş Milletler’in Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi (CEDAW Komitesi) kararları da İHAM kararları gibi bağlayıcıdır.”
17 Temmuz 2018 tarihli kararında, İspanya Yüksek Mahkemesi (Yüksek Mahkeme) Devlet’in, Birleşmiş Milletler (BM) sözleşme denetleme organları kararları ile bağlı olduğunu ve kararların icra edilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Ele alınan kararda söz konusu BM Sözleşme denetleme organı; Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin (CEDAW, Sözleşme) denetleme organı, Sözleşme’nin 17. maddesi uyarınca kurulan Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi’dir. (CEDAW Komitesi)
Söz konusu karar, evliliklerinin başından bu yana eşinden şiddet gören başvurucu Ángela González’in yaptığı sayısız şikayete rağmen 7 yaşındaki kızının eski eşi tarafından öldürülmesine karşı verilen CEDAW Komitesi kararının icrasına ilişkindir.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları gibi bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle pek çok kişi, maruz kaldığı hak ihlallerine karşı Birlemiş Milletler organlarına gitmek yerine İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne başvurmayı tercih ediyor. Stajyer avukat Polat Yamaner, EJIL:Talk! ve AltAdvisory bloglarında yayımlanan yazıları esas alarak İspanya Yüksek Mahkemesi’nin kararını özetledi. Ángela González’in Yüksek Mahkeme kararı ardından verdiği röportajı da buradan okuyabilirsiniz.
Başvuruya Konu Olaylar: Hane İçi Şiddetten Birleşmiş Milletler Başvurusuna Dek Geçen Süreç (1996-2014)
Ángela González ve eşinin, 1996 yılında Andrea adında bir kız çocukları olmuştur. González’in eşi evliliklerinin başından itibaren kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamaktadır. Polise, çeşitli idare ve yargı organlarına 30’dan fazla başvuruda bulunmuş olmasına rağmen bunlardan etkili bir sonuç alamamıştır. González’in eşi, yalnızca bir kere taciz suçundan hafif para cezasına çarptırılmış ve bir kere mahkeme kararıyla iki ay için çocuğun koruma altına alınmasına hükmedilmiştir.
González ve eşi Kasım 2001’de mahkemeden ayrılık kararı almıştır. Hakim, hane içi şiddeti ayrılık sebeplerinden biri olarak kararında geçirmemiştir. Mayıs 2002’de González’in eski eşine, denetimsiz olarak çocuklarını ziyaret edebilmesi ve aile konutunu kullanabilmesi iznini veren bir mahkeme kararı çıkmıştır. Bu esnada Andrea’nın babasıyla görüşmek istemediğini defaatle ifade etmesine ve González’in bu karara itiraz etmesine rağmen denetimsiz ziyaret kararının devamına hükmedilmiştir. Nisan 2003’te, denetimsiz ziyaretlerinin birinde, González’in eski eşi 7 yaşındaki kızlarını öldürmüş ve ardından intihar etmiştir.
Aylar süren yas sürecinden sonra, Ángela González yapılan adli hatadan ötürü bir tazminat (hakimlerin yargılama faaliyetinden doğan zarar sebebiyle Devlet aleyhine tazminata hükmedilmesi) talebinde bulunmuş ve bu talep 2005 yılında Adalet Bakanlığı tarafından reddedilmiştir. İdari ve hukuki yargı yollarını tüketmesinin ardından, 2010 yılında Yüksek Mahkeme ve 2011 yılında Anayasa Mahkemesi söz konusu talebi reddetmiştir.
CEDAW Komitesi Kararı
Tüm iç hukuk yollarını tüketmesinin ardından Ángela González 2012 yılında CEDAW Komitesine başvurmuştur. Komite’ye götürülen başvurunun esaslı konusu, González’in kızının ölümüne dek geçen süreçte Devlet’in gerekli özen yükümlülüğünü gösterip göstermediğidir.
CEDAW Komitesi’nin 16 Haziran 2014 tarihinde açıkladığı esas hakkındaki kararda, (Case 47/2012) “denetimsiz ziyaret izninin, gerekli güvenceler ve yıllardır süren hane içi şiddet örgüsünün hesaba katılmadan verildiği” belirtilmiştir. Komite’nin 19 Sayılı Tavsiye Kararını (1992) temel alarak; Devlet’in hak ihlallerini önlemekte gerekli özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi veya şiddet eylemlerinin etkili bir şekilde soruşturulmaması ve cezalandırılmaması durumunda Devletlerin özel kişilerin eylemlerinden de sorumlu tutulabileceği belirtilmiştir. CEDAW Komitesi; Sözleşme’nin Taraf Devletleri, hukuken ya da başka uygun yöntemlerle kadın erkek eşitliği ilkesinin hayata geçirilmesini sağlama ve kadına yönelik ayrımcılık teşkil eden kanunların, düzenlemelerin, teamülün ve uygulamaların ortadan kaldırılması hususlarında bağlayıcı olduğunu hatırlatmıştır. Sözleşme’nin 16. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, Taraf Devletlerin kadınlara karşı evlilik ve aile ilişkileri konusunda ayrımcılığı önlemek için gerekli bütün önlemleri alma konusunda özel olarak yükümlü kılındığı hatırlatılmıştır.
CEDAW Komitesi, ele alınan davada González’in son derece ciddi ve telafi edilemez bir zarara maruz bırakıldığına ve söz konusu zararların tazmin edilmemesinin, Sözleşme kapsamındaki haklarının ihlali anlamına geleceğine hükmetmiştir.
Sonuç olarak; İhtiyari Ek Protokol’ün 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, CEDAW Komitesi Ángela González ile müteveffa Andrea González’in;
- Madde 2/a-f, (cinsiyet eşitliği ilkesini kanuni güvence altına alma ve bu ilkeye aykırı mevzuatı değiştirme yükümlülüğü),
- Madde 5/a (cinsiyet eşitliği ilkesine aykırı kanun, düzenleme, teamül ve uygulamaların ortadan kaldırılması yükümlülüğü) ve
- Madde 16/1/d (çocuklarla ilgili konularda ebeveynlere eşit hak ve sorumlulukları tanınması ve çocuğun üstün menfaatinin gözetilmesi yükümlülüğü)
kapsamındaki haklarının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Bu doğrultuda, Devlet’in González’e “hak ihlalinin kapsamı ve ciddiyeti ile eşit ölçülerde, uygun bir telafi ve kapsamlı bir tazminat” ödemesine hükmedilmiştir.
İspanya Yüksek Mahkemesi’nin Kararı (Temmuz 2018)
Yüksek Mahkeme önündeki davada ele alınan esas konu, González’in CEDAW Komitesi’nden almış olduğu kararın Devlet tarafından icra edilip edilmeyeceğidir. Devlet’in savunma olarak; İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nden farklı olarak, CEDAW Komitesi ya da başka bir insan hakları sözleşmeleri denetleme organı kararlarının icrasına yönelik hiçbir idari mekanizmanın olmadığına işaret edilmiştir. Bu sebeple, tarafları aynı ve hali hazırda görevli mahkeme tarafından karara bağlanan bir husus hakkında ikinci bir karar verilemeyeceği anlamına gelen res judicata ilkesi gereğince davanın reddedilmesi gerektiği savunulmuştur.
Yüksek Mahkeme bu görüşe katılmamıştır. Her ne kadar, gerek Sözleşme gerekse İhtiyari Ek Protokol’ün CEDAW Komitesi kararlarının doğrudan icra edilebilir olduğuna ilişkin bir hüküm içermese de, Sözleşme’nin 24. maddesinde “Taraf Devletler işbu Sözleşme ile tanınan hakların tam olarak gerçekleştirilmesi için ulusal seviyede gerekli bütün önlemleri almayı taahhüt ederler.” hükmü yer almaktadır. Ek olarak İhtiyari Ek Protokol’ün 7/4 maddesinde “Taraf Devlet [CEDAW] Komite’nin görüşlerini ve varsa tavsiyelerini gereği gibi değerlendireceği” hükmü bulunmaktadır.
1978 tarihli İspanya Anayasası’nın 96. Maddesi uyarınca, “uluslararası sözleşmelerin iç hukukun bir parçası olduğu” ve Anayasa’nın 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “anayasal hak ve özgürlüklerin uluslararası sözleşmeler doğrultusunda yorumlanması gerektiği” Yüksek Mahkeme tarafından hatırlatılmıştır. Ayrıca; insan hakları sözleşmeleri denetleme organları kararlarına uyulmamasının, Anayasa’nın 9. maddesinin 2. fıkrasında yer alan; hukukun üstünlüğü, hukuki belirlilik ve normlar hiyerarşisi ilkelerine aykırı olacağına hükmedilmiştir. Sonuç olarak; Yüksek Mahkeme, “CEDAW Komitesi kararlarının icrasına yönelik özel bir usulün bulunmamasının (…) İspanya’nın hukuki ve anayasal yükümlülüklerinin bir ihlalini teşkil ettiğine” karar vermiştir.
Mahkeme, Hükümet’in Ángela González’e 600,000 Euro tazminat ödemesine hükmetmiştir.