İçeriğe geç

İHAM’ın Adam ve diğerleri v. Romanya kararının özet çevirisi: “Romanya’daki Macar öğrencilere uygulanan mezuniyet sınavı düzenlemeleri, ayrımcılık yasağının ihlali değildir.”

by 20/10/2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, 13.10.2020 tarihli Adam ve diğerleri v. Romanya kararında, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 12 no’lu Protokolü’nün 1. maddesinin (ayrımcılık genel yasağı) ihlal edilmediğine beşe karşı iki oyla karar vermiştir.

Başvuru, Macar azınlığın üyeleri olan başvurucuların mezuniyet sınavlarında ayrımcılığa uğradıkları iddialarına ilişkindi: aynı süre içinde etnik Romanlardan daha fazla sınava girmeleri gerekiyordu ve bu sınavlar, başvurucuların ana dilleri Romence olmadığından onlar için daha zordu.

Mahkeme özellikle, ırksal bir azınlık topluluğunun Devlet’in resmi dilini öğrenmelerinin önemi ve üniversite sınavlarında bu dilin kullanılması gerekliliği hakkında bir tartışmanın başvuruda yapılmamış olduğunu belirtmiştir.

Mahkeme ayrıca, sınavlarda hangi konulardan soruların hangi sırayla bulunduğunun Devlet’in yetkisinde (takdir marjı içinde) olduğunu ve bu konuda yorum yapmanın kendi yetkisinde olmadığını belirtmiştir. Ayrıca başvurucuların girmek zorunda oldukları fazladan sınavlar, kendi anadillerinde eğitim alma kararlarının sonucu olup müfredat içeriği ve sınav programı da başvurucuların haklarının ihlali niteliği taşımamaktadır.

Kararın tamamını buradan okuyabilirsiniz. Mahkeme’nin yayınladığı basın özeti Dicle Demir tarafından çevrilmiştir.

Adam ve diğerleri v. Romanya; Başvuru No: 81114/17, 49716/18, 50913/18, 52370/18, 54444/18; Karar tarihi: 13.10.2020

Başvuru Konusu Olaylar

Başvurucular, altı Romanya vatandaşıdır: 1995 doğumlu Katalin-Ibolya Adam (B. No: 81114/17), 1999 doğumlu Krisztian Petres (B. No: 49716/18), 1999 doğumlu Erno Bakos (B. No: 50913/18), 1998 doğumlu Norbert Ambrus (B. No: 52370/18), 1999 doğumlu Csaba-Lajos Forika (B. No: 54444/18) ve 1998 doğumlu Csaba Maxem (B. No: 54475/18).

Başvurucular, Macar etnik grubuna mensup olup anadillerinde eğitim almışlardır. Mezuniyet yeterliliklerini göstermek için Romen etnik grubuna mensup kişilerden iki adet fazla olacak şekilde Romence ve Macarca sınavlarına girmeleri gerekmektedir.

Başvurucuların tamamı, Romen dili ve edebiyatı (Adam, Petres, Bakos, Forika ve Maxem) veya Macar dili ve edebiyatını (Ambrus) sınavını geçemedikleri için başarısız olmuşlardır. Mezuniyet için gerekli diğer sınavlarda yeterli puan almış olmalarına rağmen tüm sınavlara tekrar girmiş fakat yine başarısız olmuşlardır.

Eğitim Bakanlığı, her eğitim öğretim yılının başında mezuniyet sınavlarının zaman çizelgesini belirlemektedir. Yazılı sınavlar, ardışık günlerde yapılmaktadır: fazladan sınava giren öğrenciler art arda üç gün yazılı sınava girerken fazladan sınava girmeyen öğrencilerin sınavları arasında bir günlük dinlenme süresi bulunmaktadır.

Şikayetler, Usul ve Mahkeme’nin Oluşumu

Başvurucular, 12 No’lu Protokolün 1. maddesine dayanarak aynı kısa süre içinde iki adet fazladan sınava girmelerinden bahisle mezuniyet sınavlarının düzenleniş şekli sebebiyle Romen yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında ayrımcılığa uğradıklarını iddia etmişlerdir. Bununla birlikte, girmek zorunda oldukları Romen dili ve edebiyatı sınavlarının da kendileri için çok zor olduğunu belirtmişlerdir.

İHAM’a başvurular, 2017 ve 2018 boyunca farklı tarihlerde yapılmıştır. Karar, 7 hakimli Daire tarafından verilmiştir.

Mahkeme’nin Kararı

Mahkeme, başvuruları ele almış ve dörde karşı üç oyla kabul edilebilir bulmuştur.

Başvurucular, yalnızca sınavlar arasındaki dinlenme ve hazırlanma süresi hakkında değil aynı zamanda girmek zorunda oldukları Romen dili ve edebiyatı sınavlarının çok zor olduğundan da şikayet ettiklerini tekrarlamışlardır.

Başvurucular, Romence öğrenmelerinin veya bu dilin sınavına girmelerinin gerekliliği hususunu tartışmamışlar fakat anadili Romence olan kişilerle aynı sınava tabi tutulmalarının açık bir ayrımcılık oluşturduğunu belirtmişlerdir. Başvurucuların görüşüne göre Romen dili ve edebiyatı sınavları, anadili Romence olan kişiler için bile zordur.

Hükümet, başka şeylerin yanında, başvurucuların eğitim dilini seçebildiklerini ve Macar etnik grubuna etnik kişilerin eğitim dili Macarca olan okullara gitme zorunluluğunun bulunmadığı savunmasında bulunmuştur. Bu nedenle, başvurucuların yakındıkları muamelenin ayrımcılık teşkil etmediğini iddia etmişlerdir.

Mahkeme, 14. maddenin (ayrımcılık yasağı) koruma alanı hakkında geliştirmiş olduğu içtihadın, 12 No’lu Protokolün 1. maddesine de uygulanabileceğini belirtmiştir.

Mahkeme, başka hususların yanında, 14. maddenin amacı itibariyle farklı muamelenin “meşru amaca” hizmet etmediği ve kullanılan araçlar ile ulaşılmak istenen amaç arasında “mantığa uygun bir ölçülülük” bulunmadığı hallerde “objektif ve mantıklı bir meşruiyet” sağlanamaması sebebiyle ayrımcılık teşkil edeceğini belirtmiştir.

Mahkeme, mezuniyet sınavlarının sırası ve yoğunluğu hakkında karar verme konusunda kendisini Devlet’in yerine koyma görevi bulunmadığını belirtmiştir. Yerel ihtiyaç ve koşulları değerlendirme açısından uluslararası bir mahkemeden daha iyi konumda olan ulusal makamlara belirli bir yetki (takdir marjı) bırakılması gereği ifade edilmiştir.

Başvuruda, bir ırksal azınlık grubunun Devlet’in resmi dilini öğrenmesi ve bu grubun resmi dildeki yeterliliğinin ölçülmesi gerekliliği de tartışılmamıştır.

Mahkeme, azınlıkların özel ihtiyaçlarının farkında olmak ve onların güvenliklerini, kimliklerini ve yaşam tarzlarını koruma konusunda Avrupa Konseyi Sözleşmeci Devletleri arasında oluşan konsensüsün farkındadır. Mahkeme ayrıca, azınlıkların eğitimi konusunda Romanya’nın almış olduğu çeşitli önlemleri de incelemiştir.

Bu önlemlerin uygulanışında birtakım gerilemeler yaşanmış olsa da Mahkeme, yalnızca müfredat içeriğinin kendisinin başvurucular üzerinde Sözleşme’nin 12 No’lu Protokolünün 1. maddesi bağlamında aşırı bir yük oluşturduğu kanaatine varamamıştır.

Sınavların yapılış şekline bakıldığında Mahkeme, başvurucuların durumundaki öğrencilerin Romence eğitim alan diğer öğrencilere nazaran iki adet fazladan sınava girmeleri gerektiğini gözlemlemiştir. Buna karşın bu durum, başvurucuların Macarca eğitim alma kararlarının kaçınılmaz bir sonucudur. Gerçekten de azınlık öğrencilerin anadillerinde eğitim almalarını emreden bir yasa hükmü de bulunmamaktadır.

Bununla beraber, sınav takvimi her akademik yılın başında açıklanmakta ve yıldan yıla fazla bir değişim göstermemektedir ki bu durum sınava girecek öğrencilerin akademik ve psikolojik açıdan sınavlara hazırlanabilmeleri için yeterli süreleri olduğu anlamına gelmektedir. Keza Mahkeme, mezuniyet sınav takvimi bir bütün olarak dikkate alındığında başvurucuların üzerinde aşırı bir yük oluşturduğu veya başvurucuların Romen yaşıtlarına nazaran dinlenmek için çok daha az süreleri olduğu kanaatine de varmamıştır.

Mahkeme, sınavlar arasında bir gün dinlenme süreleri olan Romen yaşıtlarından farklı olarak başvurucuların ardışık günlerde sınava girmek zorunda olmalarının dengesizlik teşkil ettiği iddiasına odaklanılsa bile kanaatinin geçerli olduğunu belirtmiştir. Bu koşullar altında Mahkeme, başvurucuların yaşamış oldukları zorluğun 12 No’lu Protokolün 1. maddesinin gerektirdiği sınıra ulaştığına ikna olmamıştır.

Mahkeme ayrıca, Hükümet tarafından sunulan ve 2013 ile 2018 yılları arasında tüm öğrenciler arasında mezuniyet sınavlarındaki benzer başarı oranlarını gösteren istatistikleri dikkate almıştır.

Mahkeme, başvurucular tarafından iddia edildiği gibi başvurucuların anadilde eğitim alma konusunda uygulamada gerçek bir seçim şanslarının olmadığı veya Devlet’in gizli bir asimilasyon politikası olduğuna kanaat getirecek somut deliller bulamamıştır. Mahkeme ayrıca, başvurucuların anadillerinde eğitim almalarının ve azınlık dilinde eğitim ile mezuniyet sınavlarının düzenlenme şeklinin başvurucular açısından doğurduğu sonuçların 12 No’lu Protokolün 1. maddesinin koruma amacı açısından yeterli önemde olmadığını belirtmiştir.

Yukarıda açıklanan sebeplerle, 12 No’lu Protokolün 1. maddesinin ihlal edilmiş olmadığına karar verilmiştir.

Karşı Oy ve Muhalefet Görüşü

Yargıçlar Kjolbro, Ranzoni ve Schukking ortak bir kısmi karşı oy yazmışlar ve yargıçlar Motoc ve Paczolay muhalefet görüşü bildirmişlerdir. Karşı oy ve muhalefet görüşü, kararın ekinde bulunabilir.

From → İnsan hakları

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: