Aralık 2020 – İHAM Kararları Bülteni
Merhaba,
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) Aralık 2020’de verdiği 7’si Türkiye’ye karşı 17 İHAM kararının yer aldığı bülten yayında. Bu bültendeki çeviriler, Benan Molu, Rumeysa Budak, Polat Yamaner, Emre Karaman, Ramazan Demir, Gözde Gurbet Engin, Serde Atalay, İlayda Öner, Muhammed Canpolat, Günsu Karacaoğlan, Pınar Baysal, Batuhan Karataş tarafından yapıldı.
Önümüzdeki ay görüşmek üzere.
Özgürlük ve güvenlik hakkı
Selahattin Demirtaş v. Türkiye (no. 2), Büyük Daire, Başvuru no. 14305/17, Karar tarihi: 22.12.2020
Dokunulmazlıkların kaldırılmasını sağlayan Anayasa değişikliğinin ve Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinde düzenlenen örgüt yöneticisi ve üyesi olma suçunun öngörülebilir olmadığını belirten Büyük Daire, HDP’nin eski eş genel başkanı olan Demirtaş’ın Anayasa değişikliği ile dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından ifade özgürlüğü kapsamında kalan açıklamaları ve yasal olan etkinliklere katılması sebebiyle tutuklanmasını ifade özgürlüğüne ve özgürlük ve güvenlik hakkına aykırı buldu. Büyük Daire, ülkenin en büyük ikinci muhalefet partisi eş genel başkanı olarak Demirtaş’ın özellikle referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında tutuklu kalmasının serbest seçim hakkını da ihlal ettiğine karar verdi.
Büyük Daire, Demirtaş’ın çoğulculuğu bastırma ve demokratik toplum kavramının özünde yer alan siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlama yönünde ağır basan siyasi bir amaçla tutuklandığını ve tutukluluk halinin devam ettirildiğini belirterek, Sözleşme’nin 18. maddesinden de ihlal buldu. Demirtaş’ın 20 Eylül 2019 tarihinde ikinci kez tutuklanması kararının, her ne kadar başvurucunun ilk tutukluluğuna temel oluşturan isnatlardan daha dar kapsamlı kavramlarla çerçevelenmiş de olsa, 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında yaşanan olaylarla da ilişkili olduğunu, sadece isnat edilen suçların değiştiğini vurgulayan Büyük Daire, Sözleşme’nin 46. maddesi altında Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını talep etti. Kararın çevirisini buradan okuyabilirsiniz.
Adil yargılanma hakkı
Guðmundur Andri Ástráðsson v. İzlanda, Büyük Daire, Başvuru No: 26374/18, Karar Tarihi: 01.12.2020
Atanma sürecinde adil yargılanma hakkının özüne zarar verebilecek nitelikte eksiklikler bulunan bir yargıcın yargılamaya katılması sebebiyle, yasayla kurulmuş bir mahkemeye erişim hakkından mahrum bırakıldığına karar verilmiştir. Kararın özet çevirisi buradan okunabilir.
Pişkin v. Türkiye, Başvuru no. 33399/18, Karar tarihi: 15.12.2020
İHAM, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 667 sayılı OHAL KHK’sine dayanılarak terör örgütleriyle irtibatlı ya da iltisaklı olduğu gerekçesiyle Ankara Kalkınma Ajansı’ndaki iş akdi feshedilen başvurucunun adil yargılanma hakkının ve özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. KHK’lere dayanılarak yapılan ihraçlarla ilgili verilen ilk ihlal kararının çevirisini buradan okuyabilirsiniz.
Hırvat Golf Federasyonu v. Hırvatistan, Başvuru No. 66994/14, Karar Tarihi: 17.12.2020
Başvurucu Hırvat Golf Federasyonu’nun borçları ve aczi nedeniyle 2009’da iflas işlemlerinin başlatılması, iflas davasında alacaklıların tüzel kişiliğin varlıklarının satılarak likidite edilmesi ve dağıtılması yerine faaliyetinin devamına karar vermesi, 2010’da iflas memuruna yeniden yapılandırma için bir iflas planı hazırlaması talimatının verilmesi ve tüm alacaklarının hazırlanan bu planı iflas davası esnasında onaylamasıyla davanın sona ererek kararın Resmi Gazete’de yayımlanması sonrasında ilgililerin bilgilendirilmesi, Şubat 2009’da Zagreb Şehir Ofisi’nin Başvurucunun faaliyetlerini durdurduğu kararını vermesi, karara karşı yapılan itirazların başarısız olması, Başvurucunun isim değişikliği talebinin de daha önce faaliyetlerini durdurmuş olduğu gerekçesiyle reddedilmesi, Ocak 2014’te Başvurucunun dernekler sicilinden çıkarılması, Eylül 2010’da Başvurucunun iflas gerekçeleriyle Hırvat Olimpiyat Komitesi’nden Ekim 2010’da Avrupa Golf Birliği’nden çıkarılması üzerine bu süreçte faaliyetlerinin devam etmesine- Başvurucu, özellikle 2009-2014 arasında Hırvatistan Golf Şampiyonalarını düzenlediği ve Avrupa Şampiyonaları’na katıldığını ve daha birçok organizasyonda görev aldığını, üyesi olan golf klüplerinin sayısının da hiçbir dönemde yedinin altına düşmediğini belirtmiştir- rağmen feshedilerek dernek kurma özgürlüğünün zarar gördüğü ve Anayasa Mahkemesi nezdinde inceleme yapan heyette Başvurucunun icra takibi başlattığı bir golf klübünün başkanının eşinin bulunması sebebiyle tarafsızlık ilkesi hilafına hareket edildiği gerekçeleriyle İHAS’ın 11 ve 6 § 1 maddelerinin ihlal edildiği iddiasıyla Mahkemeye başvurması- Mahkeme, öncelikle Hükümet’in iflas dolayısıyla Başvurucunun ulusal spor federasyonu olma amacını devam ettiremediği iddiasına ikna olmadığını belirtmiş, Hükümet’in derneğin bu süreçte faaliyetlerinin durması nedeniyle feshedildiği iddiasının ise kabul edilebilir bir değerlendirme olmadığını ve yerel otoritelerin fesih kararıyla yeniden yapılandırma planına göre alacaklılara 2023 sonuna kadar ödeme yapılacağının da göz önünde bulundurulmadığını ifade ederek Sözleşme’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Dahası, tarafsızlığın ihlal edildiğine dair somut bir kanıt olmamasına rağmen, derneğin feshi kararının doğrudan mahkeme heyetinde bulunan hakimin eşinin başkanı olduğu golf klübünün Başvurucu tarafından başlatılan icra takibini ortadan kaldıracağından durumun tarafsızlık konusunda şüphe uyandırabileceğini ve Başvurucunun işlemler sırasında ileri sürdüğü tarafsızlık iddiasının geçerli olmadığının yerel otoritelerce objektif olarak gerekçelendirilmediğini vurgulayarak Sözleşme’nin 6 § 1 maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı
Le Mailloux v. Fransa, Başvuru no. 18108/20, Karar tarihi: 05.11.2020
İHAM, COVID-19 sağlık kriziyle ilgili Fransa tarafından alınan tedbirlere ilişkin itirazlarla ilgili Le Mailloux v. Fransa davasında oybirliği ile başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. COVID-19 salgınıyla ilgili verilen ilk kararda Mahkeme, şikayetlerin çok genel olduğunu ve başvurucunun bu tedbirlerden nasıl doğrudan etkilendiğini somut olarak ortaya koyamadığını ve iç hukuk yollarını tüketmediğini belirtmiştir. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz.
Yevgeniy Dmitriyev v. Rusya, Başvuru no. 17840/06, Karar tarihi: 01.12.2020
Yaşadığı apartmanın alt katının polis karakolu olarak kullanılması ve binanın karakol olarak kullanılmaya uygun olmadığı ve taşınması gerektiği gerekçesiyle yapılan şikayetlerin dikkate alınmaması nedeniyle 13 yıl boyunca karakolun yol açtığı ses, gürültü ve diğer sıkıntılarla yaşamak zorunda kalması – özel hayata saygı hakkının ihlali
L.F. v. İrlanda, K.O’S. v. İrlanda ve W.M. v. İrlanda, Başvuru no. 62007/17, 61836/17 ve 61872/17, Karar tarihi: 10.11.2020
1960’larda başvurucuların her birine, doğum sırasında veya öncesinde İrlanda kadın doğum hastanelerinde cerrahi simfizyotomi uygulanmıştır. Sözleşme’nin 3., 8. ve 13. maddesine dayanan başvurucular, rızaları olmadan gerçekleştirildiğini iddia ettikleri cerrahi simfizyotomi prosedürüne ilişkin yerel mahkemeler önünde dava açmalarının engellendiğinden ve hiçbir zaman İrlanda’da prosedüre ilişkin bağımsız ve esaslı bir soruşturma yapılmadığından şikayetçi olmuşlardır. Bir davada Mahkeme, başvurucu iç hukuk yollarını tüketmediği için şikayetin kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Diğer iki davada ise iç hukuk yollarının tüketilmesine ilişkin bir sorunun da ortaya çıktığına işaret ederek başvurucuların şikayetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olduğunu tespit etmiştir. Kararın özet çevirisi buradan okunabilir.
Mile Novaković v. Hırvatistan, Başvuru No. 73544/14, Karar Tarihi: 17.12.2020
Doğu Slavonya’da ortaokul öğretmeni olarak çalışan başvurucunun eğitim verirken standart Hırvat dilini kullanmadığı gerekçesiyle işten çıkarılmasını özel hayata saygı hakkına aykırı bulmuştur. Başvurucunun yaşı ve Sırp etnik kökeni nedeniyle ayrımcılığa uğradığı iddiasını ise ayrıca incelemeye gerek görmemiştir. Kararın özet çevirisi buradan okunabilir.
Saber v. Norveç Başvurusu, Başvuru no. 459/18, Karar tarihi: 17.12.2020
Başvurucuyu öldürmek için komplo kurduğu iddia edilen iki kişi hakkında açılan soruşturma kapsamında başvurucunun telefonuna 23 Kasım 2015 tarihinde el konulması, başvurucunun suçun “olası mağduru” olmasından kaynaklı şüpheliler ve başvurucu arasındaki olması muhtemel çatışmaları aydınlatmak için polisin başvurucunun telefonunu aramak istemesi, başvurucunun şüpheli olduğu başka bir dosya ile ilgili (2019’da beraatle sonuçlanmıştır) iki avukatla yapmış olduğu yazışmaların telefonunda kayıtlı olduğunu belirtmiş olması, polisin başvurucunun telefonunun imajını alarak telefonu başvurucuya iade etmiş olması, başvurucu ve polisin telefondan kopyalanan verilerin ilk olarak Mahkemeler tarafından filtrelenmesi ve başvurucu ile avukatları arasındaki mesleki gizlilik kapsamındaki verilerin kaldırılması konularında hemfikir olmaları, Oslo Şehir Mahkemesi’nin pratik açıdan bu konuyu nasıl ele alması gerektiğine dair anlaşmazlıklar devam ederken –ki bu anlaşmazlıklar arasında polisin bu sürece dahil olup olmayacağı da vardır- filtrelemeyi yaptırmaya devam etmiş olması, Yüksek Mahkeme’nin başvurucunun davası ile ilgili olmayan başka bir davada bu tür verilerin filtreleme işleminin polis tarafından yapılması gerektiğine karar vermesi üzerine Oslo Şehir Mahkemesi’nin filtreleme prosedürünü terk etmesi, sonuç olarak Haziran 2017’de başvurucunun Yüksek Mahkeme önündeki hiçbir itirazının kabul görmemesi ve telefon verilerinin kopyasının arama için polise teslim edilmiş olması, polisin arama işlemini gerçekleştirmesi ve bu bağlamda 9 Kasım 2017 tarihinde bir rapor hazırlaması, başvurunun avukat müvekkil gizliliğinin ihlal edilmesi ve başvurucunun akıllı telefonunun polis tarafından aranması – Mahkeme, avukatlar ile müvekkilleri arasındaki gizliliğin korunması söz konusu olduğunda, belirli usul kurallarının önemine değinmiştir. Mahkeme mesleki gizliliğin, bir avukat ile müvekkili arasında var olan güven ilişkisinin temeli olduğunu ve mesleki gizliliğin korunmasının özellikle bir avukatın müvekkilinin kendisini suçlamama hakkının doğal sonucu olduğunu vurgulamıştır. Mahkeme, başvurucunun Sözleşmenin 8. Maddesi ile koruma altına alınan hakkının “haberleşmeye saygı hakkı” bağlamında ihlal edildiğine karar vermiştir.
İfade özgürlüğü
Mustafa Çelik v. Türkiye, Başvuru no. 46127/11, Karar tarihi: 08.12.2020
22 Ekim 2008, 9 Kasım 2008 ve 14 Şubat 2009 tarihlerinde Batman’da düzenlenen üç eyleme katılan ve bu eylemlerde PKK ve Öcalan’ı öven sloganlar atıp marş söylediği iddia edilen başvurucuya TCK 220/6 uyarınca 6 yıl 3 ay, TMK 7/2 uyarınca on ay hapis cezası verilmesi – ifade özgürlüğünün ihlali
Toplanma, gösteri yapma, örgütlenme ve dernek kurma özgürlüğü
Kervancı v. Türkiye, Başvuru no. 76960/11, Karar tarihi: 08.12.2020
F-Tipi cezaevleriyle ilgili belgesel hazırlamak üzere MLKP tarafından 7 Aralık 2004 tarihinde düzenlenen eyleme katılan başvurucuya TCK 220/6 uyarınca 6 yıl 3 ay, TMK 7/2 uyarınca on ay hapis cezası verilmesi – 11. maddenin ihlali
Ayrımcılık yasağı
Berkman v. Rusya, Başvuru no. 46712/15, Karar tarihi: 01.12.2020
St Petersburg meydanındaki kamusal LGBTİ+ etkinliğinde, yetkililerin katılımcıları saldırgan karşıt göstericilerden korumamasını konu almaktadır. Mahkeme başvurucunun etkinlik sırasında yakalanmasının hukuka aykırı olması sebebiyle İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (özgürlük ve güvenlik hakkı) ihlal edildiğine; başvurucunun yakalanmasının yeterli bir gerekçelendirme olmaksızın kendisini LGBTİ+ etkinliğine katılmaktan alıkoyması sebebiyle İHAS’ın 11. maddesi (gösteri özgürlüğü) kapsamındaki Devlet yükümlülüklerinin tek başına ihlal edildiğine; polis memurlarının etkinliğe erişim için gereken adımları atmaması ve başvurucunun karşıt göstericilerin homofobik saldırısından korunmaması sebebiyle 14. madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı olarak 11. madde kapsamındaki Devlet yükümlülüklerinin ihlal edildiğine ve polis memurlarının yalnızca LGBTİ+ etkinliği katılımcılarını yakaladığı ve karşıt göstericilerin kamu düzenini bozucu hareketlerini göz ardı ettiği yönündeki başvurucu iddiasıyla ilgili olarak 14. madde ile bağlantılı olarak 11. maddenin ihlal edilmediğine karar vermiştir. Kararın özet çevirisi buradan okunabilir.
Mülkiyet hakkı
AsDAC v. Moldova Cumhuriyeti, Başvuru No. 47384/07, Karar tarihi: 08.12.2020
Başvurucu dernek üyeleri tarafından üretilen ve telif haklarının bulunduğu iddia edilen eserlerin devlet yetkilileri tarafından ücretsiz kullanılması, mülkiyet hakkının ihlalidir. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz.
Çokbilgin ve Ayvaz v. Türkiye, Başvuru no. 3625/05, Karar tarihi: 08.12.2020
Uzan Grubuna ait Telsim Mobil Komünikasyon A.Ş. genel başkanı ve eski Star TV Hizmetleri A.Ş. yönetim kurulu üyesi olan başvurucuların Uzan Grubuna TMSF tarafından el konulmasının ardından mal varlıkları aleyhine konulan ihtiyati tedbirlerin, sonrasında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına rağmen, başka kişiler hakkında devam eden ceza kovuşturmaları sebebiyle kaldırılmaması – mülkiyet hakkının ihlali
Azizoğlu ve Azizoğlu A.Ş. v. Türkiye, Başvuru no. 54525/07, Karar tarihi: 08.12.2020
Şirkete ait iki kamyona ve yüklerine ve başka bir şirkete ait yaklaşık 30 ton mazota kaçakçılık şüphesiyle el konulması sonrasında başvurucu aleyhine iki farklı ceza soruşturması başlatılması ve kesinleşen mahkeme kararının uygulanması yönünde gerekli tedbirlerin alınmaması – Mülkiyet hakkının ihlali [ayrıca adil yargılanma hakkının ihlali]
Eğitim hakkı
Uzun v. Türkiye, Başvuru no: 37866/18, Karar tarihi: 10.11.2020
İHAM, olağanüstü hal döneminde terör suçlamaları dolayısıyla tutuklu yargılanan bir kişinin tutukluluk süresince kayıtlı olduğu üniversite sınavlarına girmesinin 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile engellenmesinin orantılı ve makul bir tedbir olduğuna karar vererek başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun bulmuştur. Bu konuda verilen ilk karar olan kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz.
Seyahat özgürlüğü
Rotaru v. Moldova Cumhuriyeti, Başvuru No. 26764/12, Karar Tarihi: 08.12.2020
Bankaya olan borcu nedeniyle belirsiz bir süre boyunca başvurucunun pasaportunu yenilemesine izin verilmemesi, kanunilik şartını karşılamaz ve seyahat özgürlüğünün ihlalidir. Kararın özet çevirisi buradan okunabilir.