İçeriğe geç

Ocak 2020 – İHAM Kararları Bülteni

by 21/02/2020

Merhaba,

Ocak ayı içinde çıkan 9’u Türkiye’ye karşı 17 İHAM kararının özet çevirilerinin yer aldığı bülten yayında. Bu çevirileri, Serde Atalay, İdil Özcan, İlkay Nadir, Gözde Gurbet Engin, Polat Yamaner, Muhammed Canpolat, Esin Bozovalı ile birlikte yaptık. 

Ocak ayında çıkan Anayasa Mahkemesi kararları bültenini de buradan okuyabilirsiniz.

Önümüzdeki ay görüşmek üzere. 

Yaşam hakkı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü

Zinatullin v. Rusya, Başvuru no. 10551/10, Karar tarihi: 28.01.2020

2008 yılında 14 yaşındayken okulunun hemen yanındaki yıllardır para bulunamadığı için bitirilemeyen ve Tolyatti belediyesine ait inşaattaki bir çukura düşüp ağır yaralanıp engelli hale gelen başvurucunun şikayetlerine rağmen belediyeye karşı başvurucunun kendi sorumsuzluğu olduğu gerekçesiyle hiçbir zaman cezai soruşturma başlatılmaması, tazminat davası sürecinde ise başvurucuya yalnızca 600 Euro tazminat ödenmesi – Yaşam hakkı ihlali

İşkence, İnsanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü

L.R. v Kuzey Makedonya, Başvuru No: 38067/15, Karar Tarihi: 23.01.2020

Zihinsel engelli ebeveynlere doğan başvurucunun, doğumu sonrasında büyükannesinin isteği üzerine yetimhaneye yerleştirilmesi ve B. Sosyal Yardım Merkezi’nin başvurucunun vasisi olarak atanması, başvurucuya orta seviyede zihinsel engelli, en ileri seviyede fiziksel engelli ve konuşma engelli teşhisi konulması, önce B. Rehabilitasyon Merkezi’ne yerleştirilen başvurucunun buradan tahliyesi sonrasında, vasisinin, devlet tarafından işletilen açık tipli ve sadece fiziksel engelli kişilere yönelik B.B.S. Rehabilitasyon Merkezi (RIBBS) ile iletişime geçmesi, RIBBS’in tesisin niteliği ve yapısı itibarıyla başvurucunun yerleştirilmesi için uygun bir yer olmadığı yönündeki cevaplarına karşın vasinin başvurucuyu buraya yerleştirmeye karar vermesi, RIBBS’in başvurucunun tesiste kalmasının uygunsuzluğuna yönelik ihtarlarına rağmen başvurucunun tesisten tahliye edilmemesi ve burada kalmasının sağlık durumunu gittikçe kötüleştirdiğinin kurum kayıtlarından anlaşılması, sonraki bir tarihte Ombudsman tarafından RIBBS’e yapılan ziyarette, çok hareketli olan ve devamlı kaçmaya çalıştığı iddia edilen başvurucunun “kendi güvenliği için” bir bacağından yatağa bağlandığının görülmesi üzerine, Ombudsman’ın, başvurucunun koşullarına uygun olmayan bu tesise yerleştirilmesinin başlı başına insanlık dışı muamele teşkil ettiği yönünde bir rapor hazırlaması, bunun üzerine Helsinki İnsan Hakları Komitesi’nin (HCHR) başvurucu lehine savcılığa “işkence ve diğer zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele ile ceza” şikayetinde bulunması, RIBBS kayıtları dahil tüm kayıtları inceleyen savcılığın, alınan önlemlerin başvurucunun güvenliği gerekçesiyle meşru olduğu ve atılı suçların koşullarının sağlanmadığı gerekçesiyle şikayeti reddetmesi, bunun üzerine HCHR’nin üst derece savcılıklarına başvurması ancak sonucun değişmemesi (başvurucunun fiziksel engelliliğine ilişkin teşhislerin yerindeliği başvuru süresince tartışma konusu olmuştur) – Mahkeme HCHR’nin başvurucunun fiili temsilcisi olarak taraf sıfatının bulunduğuna, başvurunun kabul edilebilir olduğuna, başvurucunun koşullarına uygun olmayan şekilde RIBBS’e yerleştirilmesi, sağlanan bakımın yetersizliği ile burada maruz kaldığı insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele nedeniyle Madde 3’ün esasa ilişkin boyutunun ve ayrıca usule ilişkin boyutunun ihlal edildiğine karar vermiş, Madde 3 ile bağlantılı olarak öne sürülen Madde 13 ihlali iddiasını ayrıca incelemeye gerek görmemiştir.

Sukachov v. Ukrayna, Başvuru No: 14057/17, Karar Tarihi: 30.01.2020

İHAM, 30 Ocak 2020 tarihinde verdiği kararla Ukrayna’da kalabalık, ışıksız, havalandırma ve temizlik bakımından yetersiz cezaevlerinin sadece söz konusu karardaki başvurucuyu değil, aynı zamanda çok sayıda kişiyi ilgilendirdiğini söyleyerek pilot karar usulünü uyguladı. Mahkeme’ye göre 2005 yılında Mahkeme’nin bu konuda verdiği ilk karardan bu yana değişen hiçbir şey olmadı, cezaevlerinin koşulları yaygın ve sistematik olarak kötüleşti ve buna karşı iç hukukta uygun ve hızlı giderim sağlayacak etkili bir yol sağlanamadı. Bu yüzden Mahkeme, cezaevi koşullarının düzeltilmesi için etkili önleyici ve tazmin sağlayabilecek yollar kurulması için bu kararın kesinleşmesinden itibaren 18 ay içinde gerekli adımları atması için Ukrayna yetkililerine yükümlülükler yükledi. Bu karar, Mahkeme’nin cezaevi koşullarıyla ilgili sekizinci pilot kararı. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

J.M.B ve Diğerleri v. Fransa, Başvuru No: 9671/15, 9674/15, 9679/15 ve diğerleri. Karar Tarihi: 30.01.2020

İHAM, 30 Ocak 2020 tarihinde Fransa’ya karşı verdiği kararda Fransa’nın çeşitli cezaevlerinden yapılan 32 başvuruyu incelemiş, çoğu başvuruda mahpusların asgari standart olan 3 metrekarenin altında bir kişisel alana sahip olduğunu, cezaevlerinin aşırı kalabalık  ve koşullarının yetersiz olduğunu, buna karşı mahpusların başvurup hızlı bir sonuç alabilecekleri yolların olmadığını, bu durumun yapısal bir sorun haline geldiğini tespit etmiş ve Sözleşme’nin 46. maddesi uyarınca Fransa’dan cezaevi koşullarını iyileştirmesini istemiştir.  Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Adil yargılanma hakkı

Mehmet Zeki Çelebi v. Türkiye, Başvuru no. 27582/07, Karar tarihi: 28.01.2020

1999 yılında PKK için gasp ve cinayet dahil altı olaya karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan ve avukatsız bir şekilde girdiği ifade ve sorgu sırasında üç gasp olayına karıştığını kabul eden, fakat cinayet işlediği iddiasını kabul etmeyen başvurucunun 2009 yılında ceza avukatıyla girdiği duruşmada iki gasp eylemine katıldığını ve cinayet sırasında gözcü olduğunu kabul ettiğini, diğer eylemlere dahli olmadığını söylemesi üzerine daha önce verdiği beyanlara, diğer sanıkların ve mağdurların beyanlarına dayanılarak müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması – Avukatla temsil edilme hakkının ihlali.

Ali Rıza ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru numaraları 30226/10, 17880/11, 17887/11, 17891/11 ve 5506/16, Karar tarihi: 28.01.2020

İHAM, profesyonel bir futbol oyuncusu olan Ömer Rıza ve bir hakem olan Serkan Akal ile ilgili uyuşmazlıklara ilişkin karar veren Türkiye Futbol Federasyonu (“TFF”) Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız olmaması sebebiyle, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS) Madde 6/1’in (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Bay Rıza’nın uyuşmazlığı futbolcu sözleşmesi ile ilgiliyken, Bay Akal’ınki hakem klasman gerilemesine ilişkindir. Başvurucuların uyuşmazlıklarına ilişkin verilen TFF kararları yargı denetimine kapalıdır. Mahkeme özel olarak, TFF’nin yürütme organı olan ve neredeyse her zaman için futbol kulüplerinin yöneticilerinden oluşan Yönetim Kurulu’nun, Tahkim Kurulu’nun oluşumu ve işleyişi üzerinde ağır bir etkisi olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca TFF Kanunu, Tahkim Kurulu üyelerini dışsal baskılardan koruyacak uygun güvenceler sunmamaktadır. Davanın Türkiye’de futbol uyuşmazlık çözümüne ilişkin yapısal bir sorunu açığa çıkardığını tespit eden Mahkeme, 46. Madde (kararların bağlayıcılığı ve yerine getirilmesi) kapsamında Devlet’in Tahkim Kurulu’nun yapısal bağımsızlığına ilişkin tedbirler alması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme ayrıca üç amatör futbol oyuncusunun başvurusunu, 6. Maddenin söz konusu davalara uygulanamaması sebebiyle kabul edilemez bulmuştur. Kararın kapsamlı çevirisine buradan ulaşabilirsiniz. 

Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı

H.K. v. Türkiye, Başvuru no. 23591/10, Karar tarihi: 07.01.2020

14 Temmuz 2004 tarihinde evinde ölü bulunan ve evde telefon, bilgisayar dışında pornografik videolar, peruk ve kadın kıyafetlerine rastlanan kardeşiyle ilgili 17 Temmuz 2004 tarihinde Akşam gazetesinde ve gazetenin internet sitesinde başvurucunun kardeşinin adıyla ve cansız bedenin fotoğrafıyla, peruk ve kadın kıyafetlerinden bahseden “travestinin yanında 350 milyon bulundu” başlıklı bir habere yer verilmesi nedeniyle başvurucunun açtığı tazminat davasının yerel mahkeme tarafından kabul edilmesi fakat Yargıtay tarafından bozulması – 8. maddenin ihlali

Breyer v. Almanya, Başvuru No: 50001/12, Karar Tarihi: 30.01.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 30 Ocak 2020 tarihli kararında telekomünikasyon şirketlerinin ön ödemeli SİM kart kullanıcılarının kişisel verilerini toplamalarına izin veren düzenlemenin Sözleşme’nin 8. maddesinde düzenlenen özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına aykırı olmadığına karar verdi.

Mahkeme, ön ödemeli SİM kart kullanıcılarının isimlerinin ve adreslerinin toplanmasının haklarına sınırlı bir müdahale teşkil ettiğini, ilgili kanunun, yetkililerin veri taleplerine karşı denetleme yapabilecek bağımsız organlar ve gerektiğinde hukuki başvuru yolları gibi ek bazı güvenceler sağladığını  ve Almanya’nın söz konusu kanunu uygularken takdir yetkisinin sınırlarını aşmadığını söylemiştir. Bu nedenle başvurucuların kişisel verilerinin toplanmasında bir ihlal görmemiştir. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Namazov v. Azerbaycan, Başvuru no. 74354/13, Karar tarihi: 30.01.2020

İHAM, 30 Ocak 2020 tarihinde verdiği Namazov v. Azerbaycan kararında muhalif bir avukatın duruşma sırasında hakimle yaşadığı tartışmalar nedeniyle barodan atılmasını, özel hayata saygı hakkının ihlali olarak gördü. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Vinks ve Ribicka v. Letonya, Başvuru no. 28926/10, Karar tarihi: 30.01.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), 30 Ocak 2020 tarihli kararında özel harekat polislerinin sabah saatlerinde ev halkında travma yaratan ve maddi kayıplara yol açan ev baskını ve aramalarda yetkililerini kötüye kullanmalarına karşı usuli güvencelerin olmamasını, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına aykırı buldu. Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

İfade özgürlüğü

Kapmaz v. Türkiye, Başvuru no. 13716/12, Karar tarihi: 07.01.2020

Başvurucu tarafından yazılan “Öcalan’ın İmralı Günleri” kitabına örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle toplatma ve el koyma kararı çıkartılması – İfade özgürlüğü ihlali

Kapmaz ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 55760/11, Karar tarihi: 07.01.2020

Özgür Halk ve Demokratik Modernite dergisinin sahibi, editörleri ve genel yayın yönetmeni olan beş başvurucunun derginin Haziran/Temmuz 2001 sayısının 1350 örneğini Diyarbakır’dan İstanbul’a götürürken polisler tarafından dergilere örgüt propagandası yapıldığı gerekçesiyle el konulması, yapılan itirazların reddedilmesi ve gazetenin genel yayın yönetmenine örgüt propagandası yapma suçundan ertelemeli hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğü ihlali

Demir v. Türkiye, Başvuru no. 324/10, Karar tarihi: 07.01.2020

Haftalık dergi Birecik’in Sesi’nin o dönemki sahibi ve editörü olan başvurucuya polislerin bazı davranışlarını eleştiren “Polis misin lord mu?” başlıklı 15 Şubat 2008 tarihli yazısı nedeniyle hakaret suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası verilmesi – İfade özgürlüğü ihlali

Magyar Kétfarkú Kutya Párt v. Macaristan Başvurusu,  Büyük Daire, Başvuru no. 201/17, Karar tarihi: 20.01.2020

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin Büyük Dairesi, 20 Ocak 2020 tarihli kararıyla Macaristan’daki bir siyasi partinin 2016 yılında göçmenlerle ilgili referandum kampanyası kapsamında seçmenlerini geçersiz oy kullanmaya ve çıkarttığı mobil uygulamayla geçersiz oy pusulalarının fotoğrafını çekip sisteme yüklemeye davet etmesi nedeniyle para cezasıyla cezalandırılmasını ifade özgürlüğüne aykırı buldu.  Kararın özet çevirisini buradan okuyabilirsiniz. 

Toplanma ve gösteri özgürlüğü

Varoğlu Atik ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru no. 76061/14, Karar tarihi: 14.01.2020

KKTC Öğretmen Sendikası üyesi olan başvurucuların aralarında kendi sendikalarının da bulunduğu 27 sendikanın göç yasasının kaldırılması için düzenledikleri eylem kapsamında yaklaşık 300 kişiyle birlikte Parlamento önündeki eyleme katılmaları, polisin Parlamento önünde barikat kurması nedeniyle görevleri sırasında polisi zorlayarak barikatların arkasına geçmeye çalışan başvuruculara 5000 ve 10000 TL para cezası verilmesi – 11. maddeden ihlal yok.

Mülkiyet Hakkı

Şamat v Türkiye, Başvuru No: 29115/07, Karar Tarihi: 21.01.2020 

Davaya konu İstanbul Kemerburgaz’da bulunan bir arazinin, Belgrad Ormanı’nın orman tahdidi çalışmalarının tamamlanmasını takiben sınırları ile koruma ormanı statüsünün ilanı sonrasında yapılan kadastro işlemleri sonucunda Timur D. adlı bir şahıs adına tapuya kaydedilmesi, bunun üzerine ilgili makamların arazinin bu ormanın sınırları içerisine düştüğü iddiasıyla Timur D.’ye dava açması ancak davanın reddi ile arazinin Timur D.’ye ait olduğuna karar verilmesi, başvurucuların izleyen tarihlerde Timur D.’nin mirasçılarından bu araziden birtakım hisseler satın almaları ve araziye yapılar inşa etmeleri, sonrasında tekrar yapılan kadastro çalışmalarının sonucunda bu kez başvurucuların arazisinin orman sınırları içerisinde kaldığına karar verilmesi ve bu hususun, yasa gerekli görmediğinden başvuruculara haber verilmeksizin tapuya şerh düşülmesi, akabinde Hazine ile orman yönetiminin başvurucuların tapusunun iptali ve arazinin Hazine adına tescili için dava açması, başvurucuların kesin hüküm itirazında bulunarak davanın reddini talebi ve mahkemenin başvurucuları haklı bularak davayı reddi ile tapudaki şerhin kaldırılmasına hükmetmesi, davacıların temyizi sonrasında başvuruculara haber verilmeksizin dosyanın tamamlanması talebiyle ilk dereceye geri gönderilmesi ve bunun akabinde dosyayı bütün olarak teslim alan temyiz mahkemesinin ilk derecenin kararını bozması, bunun üzerine dava tekrar önüne gelen ilk derece mahkemesinin temyiz mahkemesi kararına uyarak tapunun iptaline, arazi üzerindeki yapıların yıkılmasına ve arazinin Hazine adına tesciline karar vermesi, başvurucuların bu kararı temyize götürmesi ancak ilk derece kararının temyizde onanması, sonrasında yakın geçmişte çıkan 6292 sayılı kanun uyarınca başvurucuların orman haritalamasındaki hatanın giderilmesi talebiyle dava açmaları ancak davanın kesin hükmün varlığı gerekçesiyle reddedilmesi, başvurucuların ayrıca tüm bu eylem ve işlemlere karşı tazminat davası açmaları, tazminat davası ile temyiz süreci devam ederken adil yargılanma hakkı ile mülkiyet haklarının ihlali iddiasıyla İHAM’a başvurulması – Mahkeme mülkiyet hakkı ihlaline ilişkin kabul edilemezlik kararını hatırlatmakla birlikte, adil yargılanma hakkına ilişkin iddiaları başvurunun bu kısmından ayrı görerek kabul edilebilir bulmuş ve kesin hüküm ilkesinin ihlali uyarınca Madde 6 § 1’in ihlal edildiğine karar vermiştir.

Timurlenk v. Türkiye, Başvuru no. 37758/08, Karar tarihi: 28.01.2020

Ağustos 1996’da jinekolojik ameliyattan sonra oluşan komplikasyonlar nedeniyle bacağı ampüte edilen başvurucunun 2008 yılında açtığı davada başvurucuya ödenmesine karar verilen 50.000 TL’lik tazminatın 2008 yılının Aralık ayında Savunma Bakanlığı tarafından gecikme faiziyle birlikte 330,373 TL olarak ödenmesi, mahkemenin gecikme faizinin işlemeye başladığı tarihi değiştirmesinden sonra 2011 yılında başvurucunun 28,620 TL’yi geri ödemek zorunda kalmasına karşı Türkiye’deki yüksek enflasyon karşısında gecikme faizinin aynı düzeyde işlememesi nedeniyle mülkiyet hakkı ihlali iddiası – Mülkiyet hakkının ihlali

 

 

Yorum Yapın

Yorum bırakın